Cumhuriyet 24 Temmuz l931 ATTILA Muharriri: Marcel Brion Mütercimi: Mustafa Namık ( Sehir ve memSeket haberleri Hele çok şükür! Kubilây abidesi Teberrüat listesi Gazetemizin teşebbüsile yapı lacak Kubilây abidesi için vatandaşların gönderdikleri teberruatı liste halinde neşre devam ediyo ruz. L. K Eski yekun 2572 83 İnegöl'un Hayriye köyii abalisi 7 50 Yekun 2580 1T Itizar Bu para epeyce evvel Hayriye köyü muallimi Cemal B. vasıtasile gazetemizin idare kısmına gönderilmiş, fakat Kubilây abidesi teberrüü olduğu tasrih edil • mediğinden şimdiye kadar tahrir heyetine haber verilememiş ve bu yüzden teberru gazatede neşro lunamamıştır. Aziz Hayriye köyü halkına hamiyetlerinden dolayı teşekkür ederken bu teahhur hasebile de itizarlarımızı beyan eyleriz. I Şiyasîicmal Amerika Avrupa Londra'da yedi devletin Başve killerinin ve Hariciye ve Maliye Nazırlarının iştiraki ile aktolunan konferans Versay'dan sonra cihanın en mühim beynelmilel içtimaıdır. Av rupa işlerinden mümkün mertebe içtinap eden ve hatta bu sebepten Cemiyeti Akvama bile dahil olmı • yan ve Almanya ile ayrı bir sulh akteden Müttehidei Amerika ilk defa bir Avrupa konferansına müşahit göndermek suretile değil, tam salâhiyeti haiz murahhaslar vasıtasile iştirak etmiştir. Amerika Hariciye Nazırı Mr. Stimson ve Maliye Nazırı Mr. Mellon bu konferansta müza kereci sıfatile hazır bulundukları gibi mezunen Şikago'da bulunan A merika'nın Londra sefiri Mr. Dawes dahî alelâcele Londra'ya dönmek için emir almıştır. Londra konferansınm neticesi ne olursa olsun Müttehidei Amerika'nın bu konferans vasıtasile Avrupa iş lerine karışmış olması cihan siya setinde gayet mühim ve yeni bir safha teşkil etmektedir. Avrupa'da harbi umumiye Amerika'nın bilfiil müdahalesile nihayet verilmişti. Müterekedenberi Avrupa ahvali içinden çıkılmaz bir hal kesbetmiş ve bütün cihanın iktisadî refahını ve siyasî huzurunu kaçırmış olduğundan anlaşılan Amerika şimdi bu hale de nihayet vermek için bilfiil müdaha • leye karar vermiştir. Yoksa Amerika Reisicumhuru (Mr. Hoover) in evvelâ tamiratın tecili ve sonradan Almanya'nın tahlisi için yapmış olduğu teklif ve müdahaleler ile Amerika efkârı umumiyesine karşı çok büyük bir mes'uIiyet altına giremezdi. Amerika hükumeti Avrupa'nın istikrarını temin ve bu suretle bütün cihanın iklisadî ve siyasî emniyetini elde etmekte v e Almanya'da yatırılmış olan Amerikan sermayelerini tahtı muhafazaya almakta Amerika'nın menafii azi • mesi bulunduğu kanaatindedir. Bundan başka Amerika hükumeti Versay muahedesinde Almanya'ya karşı müttefik devletlerin vadettiği terki teslihat yapılmadıkça cihan sulhunun atisi müemmen olmıyacağına kat'î surette hükmetmiştir. Avrupa'nın istikranna baslıca mâni Fransa'nm Almanya'ya yapıla cak her nangi bir muavenete mukabil Almanya'nın askerî ve siyasî müsaadat ve taahhüdatta bulunmasında ısrar eylemesidir. Halbuki Amerika zaten Versay muahedesile bir çok takayyüdat altına alınan Almanya'nın yeniden serbestisi tahdit e dilmesine taraftar değildir. Diğer taraftan teslihatın tahdidi mes'elesinde en ziyade müşkülât ve mevani gösteren Fransa'dır. Şurası da şayani kayıttır ki Amerika hükumeti Avrupa'ya ait teşebbüsatında büsbütün Fransa'yı tecrit et mek ve yalnız bırakmak politikasını takip etmemekte belki cihan ve Amerikan menafüni siyanet husu sunda mümkün mertebe Fransa'nm hüsnü rızasile teşriki mesaisini te min etmek gayesini nazari dikkatten uzak bulundurmamaktadır. MUHARREM FEYZİ Vefata sebebiyet Maznun 64 lük Ayşe H. cürmü inkâr ediyor Küçükayasofya'da Mehmetpaşa medresesinde oturan Ayşe isminde 64 yaşında bir kadın, Hatice isminde genç bir kadının gayrimeşru çocuğunu düşürtmek için ilâç ver • mek ve Hatice Hanımın vefatma sebep olmak cürmile mevkufen Ağırceza mahkemesine verilmiştir. Ağırceza mahkemesi tatil oldu ğundan bu muhakemeye birinci cezada başlanmıştır. Ayşe Hanım, silâhsız bir jandarmanın refakatile mahkemeye getirilmistir. Davacı mevkiinde de vefat eden Hatice Hanımın annesi vardı. Hatice Hanımın annesi Eraîne Hanım davasını şu suretle anlatmış • « Efendim, kızım Ciğaloğlu'nda Leman Hanımın konağında hiz metçi idi. Kızımın hasta olduğunu haber verdiler, oraya gittim, yatakta buldum. Eve getirmek istediğhn vakit yataktan kalkamıyacağını söy • Iedi. Bir otomobil getirdim, zorla buna bindirdim, eve getirdim. Fa • kat her taraf ından kan akıyordu. Ben mes'elenin ne olduğunu bilme • diğimden bu kanın ne olduğunu sordum, hayız olduğunu söyledi ve ebe Ayşe Hanımın getirilmesini istedi. Ayşe Hanıma haber gönderdik, geldi. Kızı şöyle bir muayene etti, bir şey yok, göbeği düşmüş dedi ve çıra, şap ve tavuk pisliği ile bir iSâç yaptı. Kızm sancısı beş dakika durdu, tekrar başladı. Sonra hastaneye kaldırdık. On bir gün sonra orada vefat etti.» Ebe Ayşe Hanım da mes'eleyi şu suretle anlatmıştır: < Efendim ben ebe filân değilim. Mahallede çocuklar bana ebe derler. Bu işin içyüzü bu değildir. ölen kız oturduğu evde bir çocuk kazanmış, bunu düşürmüş, halâya atmış, sonra kanı durduramamış lar, evine getirmişler, bana haber verdiler. Gittim, baktım, vaziyetini tehlikeli gördüm, hastaneye kaldı rılmasmı söyledim. İlâç yaptığım yalandır. Ben böyle şeylerden anla • : mam. Bana iftira ediyorlar.» Hatice'nîn annesi Emine Hanım, ilâç yaptığım gören şahitler olduğunu söyledi ve bunlarm celbini istedi, muhakeme bu sebepten talik edildi. 91 Hem karıyı, hem cıhazı, hem de Roma Imparatorluğunun yarısını istiyor /... Merdane bir cevap Byzans diplomasisinde, şimdiye kadar hiç görülmemiş olan bu şiddetli tavır, Byzans tahtına çıkan yeni İmparatorun seciye sini açıktan açığa gösteriyordu. j Marciyanus, yeni İmparatorun Umidir • azimkâr ve kararında sabit, Panoniya'h bir askerdi. Hün hükümdarına gönderdiği balâpervaz cevapta, İmparator luğun altın müzayakası kadar ve belki daha fazla asker yok luğundan muztarip olduğunu yazmamış ise de, mektup gene matluu tesiri yaptı. Attilâ'nm niyet ve hedefini değiştirmeğe saik oldu. İster Marciyanus'un cevabı ciddî telâkki edilmiş olsun, ister Attilâ, mutadı veçhile çok hürmet ettiği azimkâr insanlar karşısında duyduğu korkulu tereddiidü hihssetmiş olsun, her halde hareket veçhesi değiştirildi. Hün hükümdarı, bu azimkâr askere kar şı harp açmağı muvafık görmedi. Zira, Attilâ, pekâlâ bilirdi ki, cesur ve azimkâr bir kumandamn idaresi altında küçük bir ordu, kumandansız pek kalabahk bir orduya müreccahtır. Attilâ, ferdiyetçi idi! Yalnız fertlerde kuvvet ve meziyet olduğuna kanidi. Şimdiye kadar lâzım gelen kıy met ve meziyeti ancak Aetius'ta gormüştü. Bugün karşısına çıkan Marciyanus'un cevabını okurken hakikî bir askerle karşılaştığını anlamıştı. Attilâ, elindeki kuv vetleri lüzumsuz hareketlerde israf etmemeğe karar vermişti. Hün Kralının nazarmda Kostantaniye ile Roma arasında bir fark yoktu. Bu iki payıtaht, büyük fetih için ilk merhaleleri teşkil ediyordu. tşe, Byzans ve yahut Roma'dan başlam&k âffisırfdâbir ehemmiyet yoktu. Attilâ'nm mak< sadı bu payıtahtlardan birini, harp tehlikelerine maruz kalmadan, hatta silâh kullanmadan ele geçirmekti. Hedef değişiyor Yeni Byzans tmparatorunun bu meydan okumasında büyük bir küstahlık ve hodpesentlik varsa da, bu hal, Byzans ile, Hün'ler arasındaki münasebetlerin mahiyetini değiştirmeğe kâfi geldi. Sabık İmparator Theodos ife nazırlarının dessas ve bain bir köle gibi itaat etmelerine alışkın olan Attilâ, korkutma usulünü, şimdiye kadar, cevap kabul etmiyen bir münakaşa vasıtası olarak kullanmıştı. Halbuki şimdi, güzel yazısile maruf İmparatoru ordu kumandanı bir ceneral istihlâf etmiş ve sarayda entrika çevirmekten başka bir şey bilmiyen snüfsit ve fasık erkânın yerine zabitlerden mürekkep bir heyet geçmişti. Bu yüzden vaziyet birdenbire değişmiş oluyordu. Attilâ, Şarkî Roma İmparatorluğunun uzun bir harbe girişmekten âciz olduğunu ! pek alâ biliyordu. Ancak, kendi kuvetlerini tüketecek ve ihtimalki maddî bir netice vermiyecek olan bir harbe girişmekten de çekiniyordu. Marciyanus'un cevabmda ne derece blöf olduğunu takdir e diyordu. Fakat yeni Byzans hükümdannm bu vaziyeti ile Byzans hükumetinin âciz vasıtaları ve zayıf kuvvetleri arasındaki tezad mız bu ikinci temas ta lehimize o • larak neticelenmiştir. Atlna'daki müsabakalar çok güzel olmuştur. Bize büyük bir hüsmi kabul göste rilmiştir. Müsabakalar Atina stadyomunda icra edilmiştir. İlk müsa baka pazar günü akşamı saat sekiz buçukta yaptlmıştır. Stada on beş bin seyirci gelmiştir. Takdim merasiminden, nutuklarından, bayrak teatisinden sonra müsabakalara başlanmıştır. İlk müsabaka Cafer ile Zervinis arasında yapılmıştır. Birinci on dakikada Zervinis faik vaziyette gü reşmiştir. İkinci on dakikada Ca • fmr f*İk Mr vaziyrt ataştır. H* . tteeâe Zervinis pek az bîr farkîa galip ilân edilmiştir. malum olmakla beraber bu ciddî cevap Attilâ üzerinde tesir icrasından hâli kalmadı. Roma'ya teveccüh Bunun üzerine Attilâ, tasavvurlarını derhal değiştirdi. Roma'ya karşı harekete karar verdi. Harp vesileleri ararken Roma tmparatorunun kız kardeşi Honorya'nın evvelce gönderdiği nişan yüzüğünü ve izdivaç teklifini hatır ladı ve yüzüğii çekmeden çıkardı. Bir kadının âşikane davetine nail olan her hangi bir erkeğin az çok istical ile cevap vermesi, nezaket icabıdır. Bu kadar za man geçtikten sonra Attilâ, Honorya'ya karşı birdenbire derin bir muhabbet hissettiğini iddiaya kalkışıyordu. Bu kadar ateşli bir aşkın sahibi, sevgilisinin hediye ve teklifine teşekkürde gecik mesi şaşılacak işlerden değil midir? Attilâ bu mahzurlan hiç nazari dikkate almadı. Aradan tam on beş sene geçmişti. Buna da ehemmiyet vermedi. Roma İmparatoruna yazdığı bir mektupta nişanlısının bir manastıra kapa tımış oünasından dolayı şikâyet ettikten sonra H^nşrya'nın bir an evvel kendisim ,ğönderi sini emrediyordu. Mektup teviyatına göre Attilâ düğünün en kısa bir müddet zarfında yapılmasını teklif ve İmparatoru bütün ailesi erkânile gelerek düğünü şereflendirmeğe davet ediyordu. Attilâ, bu mektubun haşiyesinde zevcesinin bütün ci hazile beraber babasından kalan miras hissesini yani Roma İmparatorluğunun yarısını istiyordu. Honorya, Attilâ'ya izdivaç teklif eden mektubumm Roma'da hu sule getirdiği rezaletten sonra, gene ailesini rezil ve bednam etmeğe karar vermiş gibi hareket ederek bir zabitle kaçmıştı. Bu kaçkınlıktan sonra, artık şeh vanî heveslerini, cinsî hırslarını serbestçe tatmin etmişti. Onun âşikane maceraları sarayın gizli dedikodularma eğlenceli mevzu teşkil etmişti. Fakat işi o kadar aıtmış, öyle âşikane rezaletle» yapmıştı ki, nihayet kardeşi Im parator da buna göz yummağa muvaffak olamamış, onu Raven'de bir manastıra kapattırmıştı.. (Honorya) oradan sayısız âşık larına, ve bilhassa, sevmekten hâli kalmadığı Hün Krahna mütemadiyen istimdat mektupları gön dermişti. Acaba şikâyetleri, Attilâ'nm kulağına kadar varıyor muydu? Acaba, bu istimdat mektupları, onda, kimsenin şüphe etmediği asil ve merdane bir hareket mi uyandırıyordu? Bu istimdat mektupları Attilâ'yı, zamanın bir Donkişotu gibi, muztarip bir prensesi kurtarmak için, cidal meydanma atılmağa mı sevke decekti? Hün hükümdarı on beş senedenberi kendisile uğraşma dığı ve şahsan tammadığı bir prenses için Roma'ya harp ilân edecek kadar ileri gidecek miydi? Sui hali tevatür derecesine çıkan ve belki veçhen de çirkin olan bir kadının kara gözü için dün yayı altüst edecek midir? • iMabadi var) Kanalizasyon bu sene işlemeğe başlıyacak.. İstanbul cihetinin Haliç sathı mailine isabet eden kanalizasyon te sisatı ikmal edilmiştir. Bu kısımda ufak tefek baz'ı parçalar kaîmış ise de onlar da bu sene zarfında bitirilecektir. Gelecek seneden itibaren kana • lizasyon tesisatının İstanbul cihetinde Marmara sathı maili kısmına başIanacaktır. İki sathı maili ayıran en iyi hat İstanbul'un belkemiği me sabesinde olan SultanahmetTürbeÇarşıkapı Beyazıt caddesîdir. İşte bu caddenin Marmara tarafına gelecek sene başlanacaktır. İstanbul'un Haliç sathı maili kanalizas yonu Belediyeye aşağı yuka • rı 8 10 milyon liraya mal olmustur. Bu suretle İstanbul kısmının kanalizasyonu 15 milyon lirayı geçecektir. Belediye bu kadar para sarfile yaptırılan bu mecraları işletmek için çalışmaktadır. Bunun için evvelâ yapılan tesisatın evlere raptedilmesi lâzım gelmektedir. Bunun için bir nizamname yapılmıstır. Bu sayede gelecek seneye kadar yapılan kıs mm işletilmesi temin olunmuştur. Kanallar Süleymaniye'de yapılan havuz ve Beyazıt havuzunun sularile yıkanacaktır. Tapu memurları Kahveye gitmekten menedildiler! Aldığjmız malumata nazaran Dün İstanbul Tapu müdiriyeti memurları müdiriyet makamından aldıkları bir emir karşısmda şa şırıp kalmışlardır. Müdiriyet bunlara Sultanahmet ve civarı ile diğer bazı mahallerdeki kahvelere gitmemelerini tebliğ etmiştir. Bu emrin tebliğine sebep bu kahvelere bazı kumusyoncuların gel mesi ve orada memurlarla her hangi bir işi intaç için müzakere etmeleri imiş. Müdür Nnyazi Bey bu emri vermekle beraber diğer taraftan bu kahveleri de kontrol ettirmiştir. Müdiriyetin bu emrinden matlüp faide elde edilip edilmiyeceği meşkuktür. Çünkü kumüsyoncularlâ temas etmek istiyen meıriurlar, bunu badema bu kahvede değil evde de yaparlar. SOtler muayene edilecek Son zamanlarda sütlerin gene bozulduğu görülmüştür. Bazı sütler kaynâtmağa konulunca derhal kesilmektedir. Belediye de kaymakamlıklara yaptığı bir tamimde Belediye daire mevkilerindeki doktorla • rın her sabah sütleri muntazaman muayene etmelerini büdirmiştir. Küçük ekmek yasak Bir fırracı Belediyeye francala • dan küçük ekmek yapmak için müracaat etmiş ise de Belediye bir kilodan aşağı ekmek yapılmasını kabul etmemiştir. Şehirde topiatıan' paçavraların halka sıhhî zararlar vermemesi için evveldenberi alınan tedbirler kâfi görülmedîğinden bu hususta yeni bir talimatname hazırlanacaktır. Paçavra depoları ve bunlarm nakli sıhhî şeraite tâbi tutulacaktır. Paçâvra tafimathamesi Poliste memur ihtiyacı Polis müdiriyeti münhalâta me mur alınmaması hakkmdaki emir üzerine yeni münhallere polis ta • yin etmemektedir. Halbuki hemen her gün bir kaç kişi meslekten ay rılmakta veya işten el çektirilmekte; çekilenlerin yerine yenileri a lınmaymca da münhalât çoğalmaktadır. Müdiriyet Ankara'ya müra caat ederek yeni kadronun sür'atle tebliğini ve şehrin asayişini temin etmek itibarile münhalâtı olduğu gibi bırakmanın doğru olamıyacağı için yeniden memur alınmasına müsaade olunmasını rica etmiştir. Bedikli küçük zabit kabul şeraiti Zeytinburnu gedikli küçük zabit hazırlama mektebi talebe kayıt ve kabulüne başlamıştır. Mektebe gir büyetinde bulunmaları ve yaşlan • mek istiyenlerin Türk ve Türk ta • nın 1522 arasında olması ve sui şöhret sahibi olmamalan lâzımdır. İlk veya orta mektep mezunu o • lanlar yaşlarının derecelerine göre mektebe imtihansız alınacaklardır. Mezun olduktan sonra orduda altı sene hizmet etmeğî taahhut eyliyeceklerini mübeyyin bir taahhütname receklerdir. Bu taahhütnameler notere tasdik ettirilmelidir. Daha fazla malumat almak îstiyenler mektep idaresine müracaat etmelidirler. , / Ecnebi lisanı muallimler cemiyeti «Ecnebi lisanile tedris eden muallimler cemiyeti» namîle yeni bîr cemiyet teşkili için Vilâyete müracaat edilmiştir. Trakya pancar mahsulü Bu sene Trakya'da pancar mah • sulü bereketli olduğundan şeker istihsalâtmm fazla olacağı anlaşıl • maktadır. Pancarın toplanmasına başlanıldığından ay başında şeker îstihsaline başlanacaktır. Teavfln Sandıgının vaziyeti Polis Teavün Sandıgının parası • nın bir bankaya yatırılacağma dair olan haberler doğru değildir. Para esasen bankadadır, ve kısmı azamı da polis memurlarınm zimmetindedir. Ancak Emniyeti umumiye müdürlüğü muamelâtın banka vasıta sile yaptırılmasını istemiş ve bu hususta bankalara müracaat edilmiş • tir. Maamafih böyle alış verişi çok olan bir iş her hangi bir bankanın bilâmenfaat kabul edeceği şüphelidir. Polisin teavün sandığmda 176,000 lirası varsa da bunun 100,000 lirası memurların zimrae tindedir. düdük çalar çalmaz hasmına saldırdı. İlk hamlede altına aldı, burguyu taktı. Hasmı koprü kurmak îstedi ve kurdu. Fakat kalkarken Saim kafa kol kaptı ve 2 dakikada sırtını yere getirdi. Son güreş Mustafa ile Veliseryos arasında yapıldı. Mustafa ilk ham lede hasmını altına almıştı. Beş dakika uğraştı. Sonra alta düştü. Mustafa alta düşünce müthiş bir alkış başlamıştı. Fakat Mustafa derakap üste çıktı ve 14 üncü dakikada hasminin sırtını yere getirmek svretile galip geldi. Bu suretle ikiye karşı 4 farkla bütün müsabakaları kazandık. Yunan'hlar bizim çocuklara birer madalya, birer şehadetname ve maçı fezananlara da birer mükellef kupa «SVriBak Aynca takım namına da bfiyflt bîr neykeî nerfîye ettfler. Bu temaslardan çok memnunuz.» Balıkesir seyyahları Bahkesir İdman yurdunun tertip ettiği Yalova seyahatine iştirak e den yüzü mütecaviz bir kafile dün sabah Gülnihal vapurile şehrimize gelmiş ve dün şehrimizin muhtelif mahallerini gezmiştir. Balıkesir'liler bugün Yalova'ya gideceklerdir. Abone sahtekârbği Balıkesîr'de naımmîza dolandırıcılık yapan genç Kâtibi Umumilik bürosu geliyor İkinci karşılaşma Vefik ile Pa • padakis arasında olmuştur. Vefik hasmını on altıncı dakikada burguyal almış ve Papadakis'in sırtmı yere getirmek suretîle galip gelmiştir. Üçüncü müsabaka Adnan ile Zamot arasında yapılmıstır. Zamot pek az farkla galip gelmiştir. Pazartesi akşamı ikinci müsaba • kalar yapılmıstır. Bu akşam stade beş bin kadar seyirci gelmişti. Birinci müsabakada Bedri ile Sindrofios karşılaştılar. Bedri baş tan aşağı hâkim güreşti. Hatta 9 uncu dakikada hasmını yener gibi ol•raşta. Netk«4« Saîm ile fstrangolîs arasmdabî müsabaka çok güzel oldu. Saira, Bazı ahlâksızlar vakit vakit şu veya bu gazeteye nisbet iddia ede rek halkı kandırmağa ve soymağa * çalışırlar. tsmi verilen gazetelerm dürüst ve maruf olduğunu bilen bazl saf kimseler de bu adamların natıBir kaç gündenberi limanımızda kasına ve cakasına aldanarak do bulunan Amerikan sahil muhafız landırılırlar. Fuat isminde bir ah • gemileri dün öğleden sonra Akde lâksızm da, heyeti tahririyemizde niz'e müteveccihen lunanımızdan bulunan ayni isimde arkadaşlann ayrılmışlardır. adlarının müşabehetinden istif ade e derek Balıkesir'de böyle bir rezalet yapmağa kalkıştığını haber aldık. Teftiş için o havaliye giden Maarif umum müfettişlerinden Reşat Nurî B. de bu adamın cür'etkârane bir te* şebbüsünü öğrenmiştir. Balıkesir'e giden Fuat muallimleri etrafma toplıyarak gazetemiz namına konuşmağa ve bittabi asıl gayesi olan abone yazıp para toplamağa çalışmış, fakat mahiyeti an laşıldığı için hemen kaçmıştır. Bu dolandırıcmın yakalanması için hükumete ve zabıtaya Haber verilmiştir. Karilerimizin müteyakkız olmasını rica ederiz. Gazetemiz istihbarat şefi Fuat Beyle evvelce Anadolu muhabirliğimizi yapan Fuat Beyin bu adamla hiç bh* münasebetleri Dan Ytâovctya bir tenezzüh tertip eden Ametî Hayat mektepler\ yoktur ve bu namda bir muha «iiz de meycut değildir. mezunları cemiyeti azastndan bir, grupt vapurun haareketinden eyevi Her sene yaz mevsiminde İstanbul'da çalışan C. H. Fırkası kâtibi umumiiik bürosu bu sene de kâtibi umumî Recep Bey İstanbul'a geldikten sonra şehrimize nakledilecet tir. Büro İstanbul Fırka merkezi binasmda çalışacaktır. Fırka nıerkez idare heyeti azaları da Meclis da ğıldıktan sonra İstanbul'a geleceklerdir ve içtimalarını İstanbul'da yapacaklardır. Amerikan Gambotları gittiler