Veri Aktarımının Tekniği Telefon şebekesi, en yaygın kullanılan veri aktarım ortamını oluşturuyor. Bu işin tekniği de oldukça basit. Veri aktarımı, bilgisayar kullanıcı- ları açısından giderek daha çok önem taşıyan bir konu haline geldi. Daha birkaç yıl önce veri aktarımı özellik- le büyük sistemler alanında yalnızca profesyonel bilgisayarcıların tekelin- deydi. O sırada verilerin aktarımı posta idarelerinin özel link hatların- dan yapılmaktayken, giderek normal telefon şebekeleri çok rahat bir aktar- ma ortamı oluşturmaya başladı. Batı ülkelerindeki posta idareleri- nin sunmaya başladığı yeni hizmetler, bu alanda yepyeni yollar açtı. Bugü- nün sihirli sözcüğü, ISDN. Bu tekno- lojiyle, bilgiler, veri aktarımı ve ile- tişimde entegre bir ağ oluşturuluyor. Bu karmaşık sistem zorunlu olarak birçok alanda kullanım bulacak gibi. Günümüzde normal telefon şebe- keleri veri aktarımı için gerek bilgi- sayar meraklıları gerekse profesyonel kullanıcılar açısından en uygun orta- mı oluşturuyor. Bir modem ya da bir akustik kopler yardımıyla her isteyen veri aktarımı alanına kolayca girebi- liyor. “Modem” sözcüğü, “Modülatör”” ve ““Demodülatör” sözcüklerinin bir- leştirilmesinden oluşuyor. Modem, verilerin düşük frekanslı bir hat üze- rinden (telefon şebekeleri bu tür hat- lardan oluşur) aktarılmasına olanak veren bir gereç. Aslında telefon şebe- “kesi konuşma için öngörülmüş bir or- tam. Bu amaçla veri sinyali şebeke- ye uygun bir ses sinyaline dönüştürü- lüyor. Bu sürece modülasyon adı ve- riliyor. Modem teknolojisinde üç farklı modülasyon türü kullanım alanı bu- luyor: Genlik modülasyonu (ampli- tude Modulation — AM), frekans mo- dülasyonu (FM) ve faz modülasyonu (PM). Hangi modülasyon türünün kullanılacağı, kullanım alanına ve 52 amaçlanan veri aktarım hızına bağ- h. Yöntemlerin en basiti, genlik mo- dülasyonu. Bu yöntemde bir ses sin- yali tek tek bitlerin ritminde açılıp ka- patılıyor. Alıcı da sinyalin, belirli bir ses yüksekliğinin (Amplitude) altın- - da ya da üstünde olmasına bakarak, bitin O ya da 1 olduğuna karar veri- yor. Bu yöntem son derece basit ol- masına karşın, telefon şebekesinde olabilecek parazitlerden olumsuz yönde etkilenebiliyor. Hattaki bir gö- rültü ya da hışırtı, kolayca yanlış al- gilanabiliyor ve bu da verilerin hata- li aktarılmasına neden olabiliyor. Bu olumsuz yönü nedeniyle genlik mo- dülasyonu yöntemi çok seyrek kulla- nılıyor. Frekans modülasyonu yöntemi bu- na oranla çok daha üstün aktarım özelliklerine sahip. Bu yöntemde her bit aktarılan sesin genliği olarak de- ğil de frekansı olarak sunuluyor. An- cak çok güçlü parazitler alıcının de- modülatörünü olumsuz yönde etkile- yebiliyor. Modemlerin çoğunda bu yöntem kullanılıyor. Frekans modü- lasyonu, Ouasi standardı olarak ka- bul edilmiş durumda. Bu modülasyon türü, 1200 Baud'a (- Saniyede bit sayısı) kadar olan ak- tarım hızlarına uygun. Demodülatör, frekanstaki ve bununla bağlı olarak bitteki değişikliği saptamak için be- lirli bir süreye gerek duyuyor. Daha hızlı veri aktarımlarında ise demodü- latör bu işi yeterince hızlı yapamıyor. Daha yüksek hızlar için faz modü- lasyonu kullanılıyor. Bu yöntemde ses sinyali frekansında değil, faz du- rumunda değiştiriliyor. Fakat bu yöntem de parazitlerden oldukça et- kilenebiliyor. Sürtünmesiz bir işletimi -olanaklı kılabilmek amacıyla, FM modemler için uluslararası düzeyde standart fre- kans üzerinde bir anlaşmaya varılmış durumda (CCITT normu). Fakat Amerika Birleşik Devletleri'nde fark- l bir standart kullanılıyor. Amerikan telefon şirketi Bell, kendi adını taşı- yan Bell standardını geliştirmiş. Her iki istasyonun aynı anda ve birbirin- den bağımsız biçimde karşılıklı ola- rak verileri gönderip alabilmesi için (Fullduplex işletim), her yön için bir kanal öngörülmüş. Bu kanalların herbiri bir frekans çiftinden oluşu- n ve ; frekans (FM) ve faz modulasyonu (PM)