kuşkusuz bir kilometre taşı olmuştur, çünkü ilk kez bu yarışma, bilgisayar sanatçılarından ve bilgisayar anima- törlerinden oluşan uluslararası toplu- luk üzerine genel bir bilgi edinilme- sine imkân sağlamıştır. Bu toplulük renkli bir küme oluş- turmaktadır. Burada, araştırma en5- titülerinin büyük bilgisayarlarının ba- şında aşırı gerçekçi ve içlerinde her ışık yansımasının yerli yerine oturdu- Bu senaryolar hazırlayan teknik-ta- kımlardan tutun da, gece geç saatle- re kadar PC başında akla hayale gel- meyen reşim dünyaları oluşturmaya çabalayan sessiz bireysel sanatçılara ve atölye olarak kullandığı evinde hiçbir bilgisayara katlanamayan Düs- seldorf'lu Jürgen Lit Fischer'e varın- caya dek geniş bir yelpaze göze çarp- maktadır. Fischer'e en iyi düşünceler, kendi ifadesiyle, bilgisayar başında değil, “Meksika hamağmda” gel- mektedir. Fischer bunu söylerken gülüyor ve Art-Deco tepsi üzerindeki çiçekli fin- canlara Stelton markalı ibrikten kah- ve koyuyor. Uzün boylü bu sarışın adamın gözünde belli ki yaşamın ni- teliği önem taşıyör. Fiseher yaşadığı ye aynı zamanda çalıştığı bu aydın- lık mekanlara sanat yapırları aracılı- Bıyla “Plexi”-levhalara oyulmuş şey- ler bunlar, adeta görünmeyen şeyle- rin tam kopyaları. Bir kimya profesörünün oğlu olan ve kendi kendimi yetiştiren Fischer (46), Düsseldorf'daki ““Zero- Öruppe” adlı topluluk 60'l: yıllarda fotoğraf oyunlarını sahnelediğinde onlara yardım etmeye başladığından beri fotoğraf ressamlığı yapmaktadır. Bilgisayar ile ilişkisi ise ancak beş yıl öncesine dayanmaktadır. Foroğraf tasarımcısı Fischer “Bil- gisayar benim imkânlarımı genişlet- ti” dedikten sonra şunu ekliyor!: “Ama her şeyin mümkün olduğuna ilişkin şimdi hüküm sürmekte olan çılgınca görüşe de kapılmış değilim.”” Fischer yeni tekniğin daha çok ya- şamdan bir şeyler exsilttiğinden en- dişe düuyüyor ve bundan ötürü evinin dışında kiralık bir bilgisayar kullanı- yor. Fischer şöyle diyor: “Saatlerce ve günlerce karanlık bir mekanda bil- gisayar denilen bu şeyin önünde çü- teklenmek düşüncesi bana yabancı geliyor.'” Linz'e ödül: Fiseher'e “TIntervalle” adlı serinkanlı yapıtı dolayısıyla bir takdir ödülü veriliyor. Fischer bu ödüliç, büyük bilgisayarlarda ve ge- nelli':le yarışma kurallarına uygun bir 14 İşte sanalisal bir trafik levhası, biçimde daima daha renkli, daha par- lak ve daha şaşırtıcı bilsisayar grafik- leri üreten ve kendileri için yeni bir dünyanın kavramsalilaştırılmasının önem taşıdığı bütün Amerikalılardan ve Japonlardan başarılı olduğunu ka- nıtlamış oluyar. İşte Japon kadın sanatçı Naoka Motoyoshi'nin “Sabah Parıltısı” adlı yapıtı. Burada -amatör bir fotağraf- çı tarafından çekilmişcesine- açılmış mor bir boru çiçeği görülüyor. İşte Amerikan kadın sanatçı Toyce Wil- llams'ın, pencere kenarında duran .“4"—)? (';"cı:'; Hİ K basir formlu ve ışık yansımalarıyla bezenmiş çiçek saksılarını gösteren “Saksılar” adlı çalışması. Ve özellik- İe de İşte Amerikan ekran ressamlı- Bıinın eti güçlü ternsikcisi Melvin C. Pruseitt. O'nun Linz yarışmasına No- el ağacı süsleriyle bezenmiş çarpıcı renkler taşıyan manzara resimleriyle katıldığı görülüyor. Fizikçi, yazar ve rcklam filmeisi olan Prustit bu res- mi bir Cray-Süper bilgisayarda tasa- tımlamıştır. Bu aygıt Los Alamas'- un bomba laboratuvarında nükleer sılah sistemleri geliştirmektedir.