Politika Dereli v4 Bedi Avrupa açtır! Avrupa; şu kendisinden ziyade başkalarının medeni insanlık diye ezberlediği marifetler kadrosu!.. Aç adam, aç aile. aç sınıf, tek de ve yırtıcı bir (ton) veriyor? ( sel) babanın şeşen getirdiği oyuncak dolu çerap gi tün dünyayı almış, tatlı tatli sömüren. öğüten, tartaklayen kaynatan, eriten bir kalın be- gırsak düşünün ! bi: Şimdi bu kalın bağır- sinir ve idare sistemi altüst, avaz avaz böğürüyor ejderha!.. s sak bütü — Açım !.. Ölüyorum ! İm- dat! Emperyalisma, bu kalın bağır- sağı ur haline getiren hasta uz- viyetin in eee kapitalizma da midesi... Diş. hesapsız, çiğnedi; mide, ölçüsüz, yuğurdu; ve niha- yet kabın bağresak, içme bir fi) alacak kadar büyümüş bir kadın rahmindeki nisbetsizliğe vardı. Ve nihayet bu uzviyetin ruhun da, bütün beyin hücrelerini bir- birine geçirircesine kopan büyük sarsıntıyı, birdenbire ve en çığ» ıkı azl kalın bağırsak kaydett ça “ By ge ei teşebbüsü karşında kahkaha stı- yor: — Senin elinde aiom bombası GFİKİR VE SANAT TAKVİMİ (Söyleşi)ci ve onun tilmizleri! Bay Nurullah ai adın- da bir vatandaşımız vardır, öğ- retmendir. Elinin kalem tuttuğu- »u.da sanır. Bir zamanlar kale- mimi vezinli, kafiyehi yazılara da kullanmışmış imdi vezimsiz kafiyesiz yazanları metbetmek için kullanıyor, Diva debiya ından bazı parçaları ezbere bi)- diği de söylenir, demek şiiri se- viyor. sevgi ona Ulus gaze- tesinde bir Söyleşi'ler sütunu dikleri için metheden yazıları da fiil, fail, mef'ul kaidelerinden mahrum şeyler. Hiç bir sösü am bir cümle teşkil etmiyor merede başladığı, nasıl bittiği belki değil. Bi s İisam yalnız babasının, bayır kendisi- nin malı. Ulus gazetesi sanki yalnız babasının; hayır isi- gr » hee . Evvelâ hepimizin halamın iaimelerle yansı" » yamp, sonra Jügatlara baka- » Celâl SILAY rak acaipleştiriyor: bu zorluk ne- den diye soracaksınız!.. Başka görünmek e Dünyada bölemi) dd birşeyler teklif et- meğe Aynı yazı- kadar varmıştı. n boyuma bakmadan bir a da SE ini fazl türmüş; meselâ © yazısından bir cümle dalım sa ki bilimi iç birşey anlamadım. Bunlir için diyorum .. rate bir ve Jisan hakkında söz söylemek hakkını haiz değildir. Şair bile gil, Ancak büyük şair, a kelimeleri, sihirli o mısralarının ına maharetle yerleştirmek arası suretiyle teklif edebilir. Tuttu- rursa tutar, Yahya Kemalin, (el- hasıl) gibi kaba bir kelimeyi bü- yüleşterdiği gibi. a pısına yeni ke- İmeler getirirken, evvelâ keli- menin ne olduğunu bilmek lâzım. nsanın bile piçi olabildiği balde Prot. H.H. Ş ME varsa, benim elimde de Avrupa- nın açlığı var Büyük Okyanusun en hücra noktasında (o pinekiyen balığın kursağındaki enberden, Atla Okyanusunun en derin koyuda e ulaştı- eke e ekmeine ğe taç, ilede Bu de İgmiğisesii orli dün- yanın encamı var!.. Sonunda ya Amerikalı galip ge- İp Avrupalıyy doyurmanın müm- kün olmadığını bildirecek, ya- hut da Moskof kazanıp: Avrupa- hyı büsbütün öldürerek açlıktan kurtaracaktır. bilsey» ülamelei muharrir, böyle nereden çıktığı bilinmez Bişi Ulus gazetesinde Söyle- iler yazamazdı. kelimenin olamıyacağını di u eks ler kelime bir . Şiir yerine (yır) kullanıyor. Şiirin akrabaları şair, şairane, şiiriyet, Ve gibi di- ger kelimelerdir: acaba (yir) ın yırtan, GE yırtık siye bağlıdır gibi şeyler mi? Böyle değilse bile presi Gi- nin dil yırtıcılığı meydanda 0 Tiyatro: Bir iki yüeyik dan beri ilmin elini atmadığı saha kalmadı. Eskiden edebiyat deyince işin içine içtinfaiyat, ru- biyatın ifadesi vasıtası olan ke- iimelerle her sahada ötmeğe baş- lah. O etrafı kuşattıkça edebi- yetın konuşacağı başka mevzu kalmadı; bundan da kendisinden maklar edebiyat dilinin (Telkin) edici,. ilim didi- (İzah) cı olduğunu bir türlü kavrayfmedı veya kabulle- nemedider. İşte onların “bu kof telâkki- doğma sanat nin ise a şey aramaz hale Kadar düştü. Yeai nesil yırcılarından biri, söyleşiler üstadın mül- olarak mleleri baştan kara olan bir tekellüm piyesi mülbem olan bir diger yırcının DA mızı kaydetmek daha doğru olur İlki gelen İsveçli ka- dın mubarri nçlerimizi ve ağlarımızı za- iğünü gazetecilere Evet, (Bale) dershaneleri We ve ahlâk dersbane- leri atalettedir Hoşca veni NİZAMEDDİN SALTOK, İSTANBUL — İmamı Rabbani Hazretlerinin (Mektubat) ım: tereüme eden arkadaş, ken- vsi met sahibinin ab- dinin kölesi) ismini vermiş, bu terkib ifadesinin baş harf- lerini Gö A Si & — x kabul ettir “aker mektir. İhti Ankarada bir piyes oynamakta , bir gece birdenbire kesil- orası yrolardan kurtula Edebiyatın kendi- tarafı sanat» ar im Resim : sinden başka geçinecek kalmaması o sanat e doğurdu, dedik is de resim için resi olmalı! Bedri Eyüboğlu pimi bir resimci, karısiyle bir olmuş, sergi açmış. Denize bakmış, kır- görmüş, basmış kırmızıya. Göğe bakmış, sarı görmüş, b gözümüz. olduğunu biraz Mb lamış! İşte san'atın edip baş- ka mevzuu kalmazsa, o da ken- di kendisini Böyle kemirir, yer, bitirir; ama biç bir sahih san'at adamı söylenecek sözü olmadan fırça veya kaleme el atmaz,