Türk gençliğine ve Türk âmme vicdanına hitapl Sayısı her ne olursa Olsun, muazzez Türklük cevherinin keyfiyetini temsil edenler! Yalnız sizin kemiyyet çerçevenize hitap ediyoruz! (Büyük Doğu), nâmütenahi derin, ince, girift ve kütüp- istiyen dâvasının ana çizgilerini tek Bu .bakımdan, sesi ne zaman ke- n. şu da vardı; şu bahsi de kire! diye gam İşin saa Türkiye haritasını göz önüne koyar gibi stererek; eğ vi ee gelince o, Türkiyenin, her taş geniş topoğrafyasını di muğdil ve Allah, bize, bu hudutsuzluk içinde ne nisbette bir hudut in etniştir? Şükürler olsun ki, bugün, son tedbir olarak başımıza ge- tirilen sessiz ve sedasız ses kesme tertibi, bizi, işin esasını tamamlamış bulunmak gibi bir teselli ve itmi'nan ânında an- cak am e et; sesimizi esmek yolundaki tertip tamamiyde isiik- mal Se ve pek yakında eserini vermeğe hazırlanmış va- ziyettedir o Bu eriöketle «Allah» adının alelâde meyal ye am 4 yıl evv Ali Dair bize kendi a gibi «Allah itaat etmiyenlere itaat olunmaz» maalli bir Hadisi veşrettiğimiz ve yalnız «Allah» dediğimiz için pe tıldık;. bir yüksek mektepteki hocalığımızdan koğül- duk ve Eğridir dağlarinde çile doldurmaya memur edildik. O'gün bugün, ortalık güya biraz hafifleyince ve biz, resmi müddeti kendi kendisine dolan çilemizi bitirince, yeni- 1601 ÇERÇEVE Necip Fazil KISAKÜREK İşte bütün mesele! ER şey dokuz Hadis mealinin çerçevesi içindedir : «Bulunduğunuz hale göre idare olunursunuz.» yle odu. 6 «Sizi methedenlerin üzerine toprak saçınız '» Altın saçtılar. 5 «İşler ehil mene verildiği 2 meti bekleme Kıyamet e ba korkunç hallere düştük. zaman Kıya- «Hiyanetlerin en büyügü, bir idare adamının, kendi tâbileri arasında ticaret etmesidir.» İş, yem “> adına, yabancılar arasında ticare- te kadar va $ «Ağlah, zayıfların, haklarını alamadığı cemiyeti takdis etmez.» iz, zayıfların «hak» kelimesini bile kullanamiyacağı derecede cemiyetimizi şeytana takdis ettirdik. kavvetlilerden ö «İktidar makamındaki kişi, halkın içine hajfi- yeler salıp onun suçunu ararsa, halkın ahlâkını april cut suçu aramak'da ne demek; mevcut olmayan suçu “icad ettiler. e e hem kılıcı, hem de lisaniyle mücahede edendir. Galiba ortahkta, bu mânada tek mümin kalmadı. «Yanındaki komşu açken, evinde karnını doyu- ran adam mümin değildir.» , Bizde a ye r gizlendi; ve toklar, iştahlarını göstermek n sokak ortalarında bir k işiye bin kişilik yediler ve bir kişiye bin. kişilik kustular. «Allaha itaat etmeyene itaat olunmaz.» Yalnız böylelerine itaat olundu den ve (Sayı i) den başlayarak (Sayı 87) ye ir geldik; v bir takim samimiyetsiz eyyamgüderlerin din man Mika reti- ne yeltendiği bu son devirde bile başımıza vü geldi, ma- lâm... Tam dokuz de cilli neticesi belirsiz aziyot ayrıca iki ay'zindan ve tam 3 defa kapatılış... o Bugünkü vaziyetimiz, bütün sessizlik ve palırtısızlığı içinde, belki en nazik olanıdır. Fakat bizim nazarınızda, Al lahın takdirinden başka hiçbir işte nezaket ve kıymet yoktur. bizi suçlandıran ve sahte benzerlerimize, ucuz örkülmeğe değecek insanları, sabtelerinden ayırabiliyorsunuz ! 'Teveccühünüze teşekkürler ederiz!» © Bu vaziyette; başımıza ne gelirse gelsin, söylenecek, söy» lenmeğe değecek Iduğumuzu, böyük bir istirahat, hu- zur ve kalb selâmeti içinde belirtiyoruz BÜYÜK DOĞU Samandan Adama Hitap Müşahhas hiç kimseyi Kasdelmeksizin. süvarilörin. üzerinde mandan'insanlar gibi ir tipe hitab ediyoruz. Buna, küfür alâlelin mücerret örneği denebilir. Gaye hiç kimseyi teh pe dâva mevzum teşkil etmeden, içimizdeki büyük fikir öfkesini MEPA dökecek bir mahreç bulmaklır. Gel berâ, samandan adam: Ey, yükseldikçe hiçbir mahlükun e kadar yük- selemiyeceği; ve ey, alçaldıkça hiçbir mahlükun o kadar alçalamıyacağı insanoğlunun en alçağı! Se- ni, kâinatta mevcut mülevves ve müteaffin mad- delerden hangisine benzetseler, yarın o madde Hakkın huzurunda benzetenden dâvacı olur ve mutlaka dâvasını kazanır. Zira senin yanında ve sana nisbetle bizzat levs ve taaffün, bilfiil mü- nezzeh 've mükerremdir. Sen, tek kelimeyle, ha- yatın, varlığın, var olmak şevkinin, ölmemek ceh- dinin, ilâhi emirlerin ve Allahın düşmanısın ! ! Bu düşmanlık yüzünden, içinde, bütün ulvi oluşlara hudutsuz bir hınç ve kıskançlık fıkırdıyor! Öyle ki, gördüğü için gözü, kavradığı için idraki, an- ladığı için ilmi ilga etmeğe kalkabilirsin ! Zulüm; hakkı lâyık olduğu mevkie koymamak hırsı, yara- m yaratılalı, sende bulduğu sülee hiçbir za- ve mekânda ulaşamadı. İşte bütün ruhun, özün, yaptıkların ve yapacakların sade bundan "ibarettir Ömrün de, sana bütün bunları yine eze- lk iradesiyle takdir eden Allahın, bu meydanı, Al- lah düşmanlarına bırakmaktaki müsaadesi kadar... Yarın aynı meydan Allah arala emrine geç- tiği zaman, seni didik didik paçalarlar, lif lif yolarlar sanma! Hayır; seni bir ernikkâği oyar- lar, cemiyetlerinin en büyük meydanında teşhir * geçene samandan gözlerinle in- hidayettekileri her ân Allaha sığındırman için sa- na maaş bile bağlarlar! Adıdeğmez S6