ila ei / 4 © r ie dö ( İslâm ve Siyaset İslâmın sayısız dallara ayrılan siyaseti tek gövdede birleşir ; Bütün insanlığın İslâma teslim olması... Teslim olmakta selâmete çıkmak, selâmete çıkmakta İslâma ermek, “İslâma ermekte sonsuz kurtuluşu bulmak vardır. Siyasetinin bu esasi hedefi yolunda İslâm; iki esasi vasıta kullanır : Kılıç ve kalem.. . Kılıç mad- deyi, kalem de ruhu fethetmenin bütün vasıta ve aletlerine şamil iki remzdir. İslâm, topyekün madde ve topyekün ruh kad- rosunda hakiki fatihliği emreder ve hakiki fatihle- rin ulvi çerçevesini belirtir. Bu yüzdendir ki, İs- lâm siyasetinin ana gövdesi, madde ve ruh fatihlik- lerinin sayısız iş ve fikir dalını nefsinde düğüm- leyen yekün hattıdır. İslâmın madde fatihliğindeki âleti kılıca, orak, sapan, kazma, çekiç, bütün inşa öâletleri, İslâmın ruh fatihliğindeki âleti kaleme de, lisan, ses, eda, ifade, bütün telkin vasıtaları girerken, bunlarla ve bu soydan her şeyle mukaddes gayeyi devşirmek z için ne kadar yol, çare, şart ve ve usül yorsa hepsi birden enfes ve mükemrizi bilinecektir. Tek, Allahın ve Peuggz rinin emirleri muzaffer olsun... rdinden cemiyetine ve dünyasına kadar İslâm siyasetinin ruhu, babaya, anneye, evlâda, kardeşe, dosta, muhite, cemiyete; yabancı fertlere ve milletlere gerçek kurtuluş yolunu maddi ve mânevi her vası- tayla göstermek, belirtmek, benimsetmek ve sevdir- mektir. Bu çetin işde de fertlerin ve cemiyetlerin imkân ve istidatlarını son derece dikkatle hesap etmek ve nazik âletleri tamir ve ihya ederken gös- terilen inceliğe sahip kılmak başlıca şiardır. © islâm siyasetinde usül, en zengin ( idealizm İ ve .( sübjektivizm ) Pig nihai derecede (realisi) ve Cobjektip ) olabilmektir İslâm, günlük, istismarcı, miskin, hasis, sadece hile için hilekâr politikadan nefret eder ve kendi vecd ve aşk hamurunun kıvamında buna yer veremez. İslâm siyasetinde, 24 saâtlik hayata hâkim olmak dâvasını güden cüce açıkgözlüklerden hiçbi- rine yer yok; ebedi hayata nailiyet yolunun dünya ve cemiyet tedbirlerini arayan büyük ve muhteşem zekâya ise baş üstünde yer vardır. 8 Bütün bu bakımlardan, en muğdil, en girift, en açık, en sade, en mürökkep, en Yasit, en saf, en değen en kahraman, en hud'acı, en sert, en yumu- şak hâdiseleri emrine baş kestirmek makie altında eşya ve hadiselerin her an emrine baş kesen, incelerin incesi ve derinlerin derini siyaset, İslâmdadır. Z Meçtöğyi örgüsü — BÜYÜK DOĞU Ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin ; Aksini kovalayan deli, kendi sesinin. Ben, sırtında taşıyan, işlenmedik günahı ; Allahın körebesi, cinlerin padişahı. Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların; Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların, Ben, kutup yelkenlisi, hayatsız kayalarda; Öksüzün altın bahtı, yıldızdan oyna n, başı ağır çekmiş, Bönluktk düşen fikir ; si dolabında kör ve çilekeş beygir. Ben, anasiyle oğlunun boyunlarında vebal ; Ben yaşayana mazi, doğmayana istikbal. Ben, ben, ben, haritada deniz görmüş, boğulmuş; Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden koğulmuş. Hep ben, ayna ve hayal; hep be; pervane ve mum; Ölü ve Münkir - Nekir; baş dönmesi, Ml NECİP FAZIL KISAKÜREK Necip Fazıl KISAKÜREK MÜRTED “Bir paraya mürted oldun| Böyle olurken, sıçan kafasından daha sefil başından tek damla fikir teri sızmadı! Hiç olmazsa birşey bildiğini, anladığını, gördüğünü, rl eg sanarak böyle olsaydın, yürekler bu türlü yanmaz An ne de ucuz, kendi kendini teslim ediverdin! Avrupalı dans geler > baban hâlâ şalvarla gezi. yor diye özünü inkâr ettin Avrupalı otomobili tiksindin | ir zamanlar Şişli'de karargâh kuran ve «Edebiyatı 1001 ÇERÇEVE al etti diye sen islâmlıktan edepleri; çorbayı ta masum ağız şapırtıla. riyle içen büyük ale önünde, seni, büyük annenden ne duydunsa hepsini inkâra sü sürükledi Bütün i ii pe apn nca kalabalığın gerisinden hep senin suratın gör luna sarayının eninde küçük dilini yu- tan Tanzimat paşasının şapşal duruşunda sen, (Jön Türk) a sen;-keçe külâhlı ve menşe Mason locasından tasdikli hür- riyet madrabazlarının sahte biçiminde sem vardın! Şimdi de gelmiş, bu kan, bu ruh ağızla bize inkılâpçılık, milliyetçilk, dersi Mek devi hu! Senin gibi sadece, echelliğinden, beyinsizli- ğinden, şahsiyetsizliğinden ve ber türlü iffetsizliğinden: bu hale gelmiş bir maymunu, hakiki bir maymuna gös. terseler, İlayvancağızı duyacağı ulvi er sayesinde birdenbire insan oluverir ve maymun neslinin o andan itibaren senin sulbünden devam etmesi “bir (oldu bitti) bu kafa, bu ilerilik, asrilik 50.0