—7— evinden getirir, ya lokan- VE hüptallandle ile tadan.., Yahut.da buradaki Âdem babalardan ia. Gelahor)t yer — Oda nesi? rettir. Şu farkla ki, orada «egemenlik ulusundur» diye ne bir levha, nede bir te- lâkki vardır. #4* Dört yataklı höcremde sturuyorum. Bir Âdem ba- ba, sırtında bir şilte dengiy- le sökün ediyor: — Evden şilteniz geldi! Marko Paşa'nın bir göz işaretiyle bu Âdem babaya bahşiş vermek lüzumunu anlıyorum. — Sağ ol. baba | Marko “Paşa her an, ya sual sormak, ya sorulma- mış suallere cevap öğesinin illetindedir : »s. — Tâ Beylerbeyindeki e- vinden mi geliyor, yatağın? — Yok canım, evden he- nüz haberleri bile yok... Bir yeni kendi evin- den gönder — Yerieklerin nerden gelecek — Eğ yemeği ? Öyle ya, yemek... Onun için yaşamıyor muyuz? Bu defa ben soruyorum : — İnsan burada n&yer, ne'içer ? — Parasına bağlı,.. Ya — Şimdi görürsün ! Marko Paşa, höcremizin kapısı önünde sıralanmış Âdem babalardan birine seslendi : Necip Fazılın bir mahküm tarafın- dan çizilen resmi — Van meb'usunu ça- fırsana | Âdem“baba siğirtti. Ko ridorda bir nâra: — Meb'us bececeey |! Bir lâhza sonra kapımız. da fevkalâdeden hir zat: . İpek pijamalı, yumuşak av- rupa terlikli, robdöşanbr'- h... Buruş buruş bir çehre üzerinde, bomboş bir odada kaçışan iki fare gibi bir çift firari göz... Sefabat düşkünü. kaşarlanmış, fe- leğin çenberinden geçmiş, genç tavırlı bir ihtiyar adam tipi... Bu zat yine fevkal- adeden bir hürmetle eğili- yor ve manikürlü bir ses çıkarıyör: — Buyursunlar efendim! b'us bey; arkada- şımz yemeklerinizden yi- cek. pi Emrederler efendim! Akşama ne emir buyuru- yorlar ? Ben de konuşacak oldum: — Her istenen İL ya pabilir misiniz «Van meb'usu» yüzünün “ buruşuklarını üst üste kat- yan canhiraş bir eda ile sırıttı ; - Kotlefpane'den ista- koza kadar ne emrcderse- niz... — Bana yiyebilecek bir şey verin de ne elursa ol. sun. — Emrederler efendim |. «Meb'us bey> çekildiler. Hapishane hocam izahat veriyor”: 5 — Bu zat meşhur ve bey- nelmilel bir banka sahtekâ rıdır, Son vak'asını Ankara tireninde yapmış... Meb'us kompartımanında oturduğu NEPP JE NOTLARI KISAKÜREK FAZIL için kendisini «Vah meb'- usu> diye takdim etmiş... Hapishaneye girerken ema- net hesabına bir kaç bin lira yatırdığı halde burada paralı mahkümlara yemek pişirip ayrıca para kazan. mak fırsatını kaybetmiyor, Son derece meraka değer bir tiptir.» Elbiseleri, göm- lekleri, çorapları, bütün eş- yası Beyoğlunun en meşhur mağazalarındandır. Temas edecek olursan pek hoşu- na gider. Koridorda bir ses çınladı : ey büyük Allahım, kn olduğum Allah! Marko Paşa dikkat kesil- di. ” — Katil Yakup geliyor) Hapishanenin meşhur file- zofu lâz Yakup... En kısa tıraşı üç saattir. Katil Yakup göründü. Bir müddet sonra hapis- hane içinde. yanımdan hiç ayrılmaz bir dostum “olan ve hatta bana kendinden bahseder bir şiir yazmak zevkini bile aşılayan katil Yâkubu size nasıl. anlata- yım ? İlk bakaşta insan onun isime tırnaklarını görü. yor. Son derece dar tırnak- li, küt ve we katil el- Yeri... Dâvaların dâvası muhteşem çerçeve içinde gör- (Nevyork) da meşhur (Brodvay) caddesidir. rikanın, belki de dünyanın en büyük” ticari ve mali faaliyet merkezi buta- sıdır. Cihanda en büyük (spekilasyon) lar, borsa oyunları ve para releri bu sokakta olur, Cihanın en bü- yük * an da yine bu sokakta düğünüz, Amerikada, kurulm iğ Sn sokaktaki bankalar da, milyonlar bulunduğu ve iri ban. vaş yavaş Mies kei bankalarının aldığı söylen- kalarının yerini şimdi mekte iri dâvası. budur; ve (Bü- yük Doğu) bu dâvaya ait bazı esrarı çözmek yolundadır. Ame- . dalave- a ll a iğ