na ll İl Dün ve bugün l arasında EPEDEN tırnağa kadar, şeytan külâhlı şapkalardan kızlarımızı mantara bastıran papuçlara varınca- ya kadar lüks, İstanbulda salgın ha- Bir gün Taksimden Sirkeci. lini aldı. (Lüks) düşkünleri e kadar yürüdüm, mağazaların yal. nız vitrinlerindeki kadın iskarpinlerini sayarak oyalanayım dedim, kirk ve kırk liradan üstün kıymette olanların sayısı iki bini buldu... İstanbulun bü- tün kundura mağazalarının raf ve depolarında bir sayım yapılsa, bu rakam hiç şüphesiz ki, yüz binleri aşacak... Eşya, iltifat ve isteğe uyar; halbuki biz bu kadar zengin millet (Lüks) hastalığının çerçevesi değiliz. Türk hâkiminin. lüks denilen iffet ve namus vurguncusuna ve ev, ocak yıkıcısına: «Suçlu!l.. Ayağa kalkl..» diye bağıracağı zaman gel- miştir, Lüks yasağı emrini hükümet de- gil, kadının yüreği vermelidir; yoksa, şöyle bir emir her halde hiysiyet ve şeref kırıcı bir darbe olur ; Hicri sene 1138e ait olan bu emir bu günkü dile çevrilmiş ve kısal- tılmıştır, «İstanbulun kadısına ve yeniçeri ki; Allah yurdumuzun gözbebeği olan İstanbulu her türlü âfet ve belâ- dan korusun, ulema, suleha ve üdeba yatağı olan hu muazzam beldenin hal. kı, kılık ve kıyafetinin sadeliği ile devletin namusunu korur, sair belde. ler ahalisine örnek olurdu, Son zaman- larda, seferler münasebetiyle hükümet ve devlet erkânı Edirneye nakletti, İstanbul ibmâl edildi, Bunu fırsat bi- len bazı yaramaz avratlar, sokaklar- da halkı başdan çıkarmak için süsle- nip püslenmeğe başladır; ela çeşit çeşit görülmemiş mler ve kefere kadınlarını taklit ile krem ucube heyetlerle iffet ve ismet âdâ- bını tamamen yok edecek kıyafetler uydurdular: Birbirinden görerek bu iş kendi halinde namuslu kadınlara da sirayet etti. Kadınlar, kendilerine bu çeşit esvaplar tedarik etmeleri için kocalarını zorlamağa başladılar; âlem fesada düştü, Hali vakti yerinde, mali kudreti olan erkekler, karılarının ar- zularını yerine getirerek mallarını se- fahet uğruna verdiler, Allah indinde günahkâr oldular. Karılarının arzula- rını tatmin edemeyen erkeklerin aile ocağı yıkıldı, boşanmağa mecbur ol- dular. Artık şer'an ve kanunen ka- dınların kıyafetini Ma etmek ge- rekti; şöyle ki Kadınların bir karıştan büyük yakalı ferace giymeleri, üç değirmi. den ziyade var ile sokağa çıkma- ları ve bir maktan ziyade şerit kullanmaları ek edilmiştir. Ferace- lerinin yakası geniş olan kadınlara, ilk seferinde feracelerinin yakaları yırtılarak hakaret olunacaktır; ısrar edenler ikinci seferinde İstanbuldan taşraya sürüleceklerdir, Bu yasak ma- halle imamları vasıtasiyle bütün İs- tanbul kadınlarına ehemmiyetle tebliğ (8. Reşat Ekrem KOÇU edilecektir. Bu çeşit esvap ve fera- celeri diken terzilere ve şeritçilere de bundan böyle bu gibi esvap ve feraceleri dikmemeleri bildirilecektir ; yasağı dinlemeyen terzi ve şeritçiler ağır ceza göreceklerdir. Sizler ki, İstanbulun hâkimleri ve dirlik ve dü. zeninden Yl olan kimselersiniz, bu hususta ihmâl gösterirseniz | siz şiddetle er ne İşte size, bu günkü halimizin 228 sene evveline âit bir uç ve o zaman- ki devlet ve hükümetin dikkat ve hassasiyeti !.. YTLüksjden başka gaye tanımayanların çerçevesi