ALININ tamir ve yenileştirme işi bitince Sultan Abdülmecit 1256 yaz mevsiminden itibaren orda bir müddet oturmuşsa da Sarayı rekkep gizli bir komite; âzasının ele geçerek Kuleli kışlasında muhakeme- leri gibi padişahı üzen hâdiseler Ya- lının inşasını geri bıraktırmıştır. Sultan Abdülâziz, . tahta cülusunda meşhur ve belkide meş'um yalıyı yepyeni olarak yaptırmış, fakat içinde pek az oturmuş, o da Dolmabahçe Sarayında ikameti tercih etmiştir, Hal'ini müte- akip ise Çırağan yakınındaki Fer'iye köşkünde, padişahın malüm veya meçhul ölümü hâdisesi vaki olmuştur. dört duvardan ibaret kalmıştır Gözümüzü daha eski zamanlara doğru yedek Bir zamanlar helva kiii Üye eleri eğlencelerinin en halâvetlisiydi. Nitekim şairin sohbetleri. Nevbaharın gerçi seyi gülşen. s& sahrası var Faslı sermanın velâkin 'söhbeti helpasi var beyti meşhur değil midiğ > Bu sohbetler İbrahim Paşanın Şehzadebaşındaki konağında yapıldığı gibi, damadı Mustafa Paşanın Demir- kapıda, ve diger damadı Sadaret Kethüdası Mehmet Paşanın Cağaloğ- lundaki konaklarında yapılırdı. Helva sohbeti kazan bir gece, bazan bir hafta sürerdi. Zevk ve keyf ustası İbrahim Paşa “tarafından tertiplenen Geçmiş zamanın mizahı: 35yıi evvel (Cem), Mahmut Şevket Paşanın bu karikatürünün altına, Harbiye Nezaretinin hayli yüklü bütçesinin Mebusan Meclisinde kabul ve tasdiki münasebetiyle, şöyle yazs mıştı > <Askert yürüyüş.» TARİH KIYMET HÜKMÜ DEMEKTİR 19 uncu ASIRDA İSTANBUL Eski Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey helva sohbetlerinin ekserisinde Üçün- cü Sultan Ahmet de bulunurdu. Tab'ı şair ve sanatkâr olan Nevşehirli'nin padişaha gönderdiği dâvet bile sanat- kârcaydı : Ezelden abdi memlükün çırağı hâsınım gira Sebeb sensin beni ihyaya devletle sâadetle Senindir hane yoktur minnetin şevketli Hünkârım Kerem ku. sohbeti helvâya gel ikbal-ü şevketle Padişah da bu -zarif edanın altın- da kalmamaya çalışır ve Vezirine manzum Şevapişi verirdi : Benim sen hi, k il Beni sen eyledin dâvet ne mümkün eyleyim ben red Böyle gecelerde vükelâ, büyükleri de takım takım dâvet olu- nur ve zamanın en 'namlı şairleri tarafından o gece için kaleme alınan kasideler okunurdu. Ondan sonra saz terennüme başlardı, Zaman, Osmanlı musikisinin en parlak devriydi. İbra- him Paşa gibi her bediadan anlar ve padişahın zevk ve hazzından baş- ka bir şey düşünmez bir adamın ko- nağından fışkıran nağmelerin değerini ve onları meydana getiren saz heye- tinin mükemmelliğini düşünmek lâ- zım,.. Bu meclislerde Şekerci Halim Ağa gibi hikâye anlatıcılar, meddah- lar ve nüktedanlar da bulunurdu. Etekler dolusu altın, son derece ağır umaşlar ve :kürkler hediye olarak harcanırdı. Üçüncü Ahmet dev;inde, Damat İbrahim Paşadan evvel oldukça şa”- şaalı hayat süren bir vezir de Şehid Ali Paşadır. Şehid Ali Paşa, meşhur olan öfke ve asabiliğine rağmen ilim, irfan ve; sanat ehline : temayül sahi- . Konağını onlara açmıştı. ları için, söyledikleri kasidelere kar- şıık Ali Paşadan yüksek caizeler alırlardı. Şair Saib'in şöhreti, Şehid Ali Paşanın sadaretiyle başlar. Paşa- ya takdim ettiği: bir kaside için tam 200 altın caize almıştır. Arpa Emini Zade Sami Bey dahi (meşhur şair) Şehid Ali Paşa mensuplarındandı. Daima konakta bulunur ve Paşanın mahremiyeti “dışına çıkmazdı, Aynı Sami Bey, İbrahim Paşanın sadaret devrinde Şehid Ali Paşadan gördüğü mahremiyeti bulamamış ve sadece sıra Şairler arasında kalmıştır. İbrahim Paşa, sarayda helvaha- neden yetişme Nevşehirli bir adam olduğu : halde irfan ve zarafette gerçekten nadide bir mizaç sahibiydi. Bilhassa (plâstik) zevki ve umran merakı pek derindi, Memleketi olan aslında Muşkara âzamlığında (Nevşehir) ismini almıştı. Gerek bu köyde, gerekse Ürgüpte camiler, kütüphaneler, medreseler, mektepler, hanlar, hamamlar, değir- menler, imarethaneler yaptırılmıştır, Her iki kasabanın da akar suyu ol- madığından, sekiz on saatlik bir me- safeden su getirtilmiştir, İbrahim Pa- şanın, bu iki kasabanın umranı için tahsis ettiği vakıf geliri,. senede bir milyon altına yakınd. Aym İbrahim Paşa; İstabulda da bâzı memba suları buldurup Çamlıca, Libade taraflarında su yolları açtırmış ve yainiz Üsküdar tarafında 40 tan fazla çeşme yaptır- mıştır, Hulâsa meşhur Nevşehirli İb- rahim Paşa, ğ mizde bir başlangıç teşkil kadar madde zevkine düşkün bir zattı. Bugün İstanbulda mevcut bütün me- sire yerleri onun eserinden ve yolun- dad bakiyelerdir. Fikir adesesiylie geçmiş günü elerken : oy eke bir mağlübiyeti ile sona eren 1905 Rus - Jap arbini mülca- kip Jâpon mik yü nin elele ziya- i,. Doğunun iki kutbu arasındaki iki As- milletin biribirine alâka göslerdiği e Galata rıhtımında bir istikbal