DR bir millet olmanın en büyük vasfı müstakil dev- let kurabilmek olduğu gibi n vasfı da milletler arası dâvalarda söz sahibi ol bilmektir. Böyle olmıyan, hu- müstakil bir devlet ürk milleti istiklâl için ne- den savaştı? Sadece bir çiftlik sahibi olmak içinmi? Bun iddia etmek, yedi cephede dört yıl çarpıştıktan sonra yaralarını edavi etmeğe lüzum görmeden g Azraili acındırın an Süvey ve Küt muharipleri, Çanakkale cehenneminde rTulmadan, kalan Hindiçini <Kuli> si, pirinç tarlalarında oOcanlı korkuluk gibi dolaşan Birmanyalı, (küta- 9 BTKIRGP V Y SANAT D O , SAKAL şhur Fransız muharriri (Tristan Bernar) ın kendisinden daha meşhur sakalı hakkında bir Fransız gazetesi bir fıkra anlatıyor: Muharrir. 1886 da askerliğini Yaparken alayında tek bir berber varmış... . Alayın komutanı. erleri, sakallarını kesip salı- vermek Oo hususunda (o serbest bırakmış... Berber oo nisbette geveze ir adam mış ki, genç muharrir, usturası nun altına e 7 resmi mü- saadeden faydalanarak sakalını bırakmağı tercih etmiş... Son- Ta da bu sakal herkesce görü- perka) lardan kauçuk sağan N (kolonyal) (o şapka e sec deye A (Nijer) e (b h ;tarihin <devlet kufan sihirli mimar> diye ai vurduğu Türk ile bir tutulma; Biz Niğdeyle; Hatayla, Kızıl- run. istifası, bize mânasız gel- mez. Bizde bu öyle bir milli has- sasiyettir ki, daima tavındadır ve onu tavinda ki, müstakil devlet o dünya peri Ta demektir ve bu mezi n gaRlyesi: Kaybetmemekle muha- faz. Mi yı bir yana bırakıp kendi kabuğu içine çekilmek belki rahat bir şeydir, insanı yaşatır ama, siyasi siniri yaşat- maz. Bugün geri ve medeniyet dışı ilan nice kavimler sa- ne, ki, kendi köşelerinde pelteleşmiş olnialarının cezasını lüp onun şahsiyetine dahil bir hadise olunca, artık bir daha kesmemiş... Gazete ilâve ediyor: — Bize, irademizin bir bu- luşu gibi görünen hâdiseleri, aslında ne küçük tesadüflere borçluyuz! MARKO PAŞA Hikâyesi malüm: — Derdini gitde Marko Pa- şaya anlat! Bu isimle bir mizah gazetesi çıktığını her halde duydunuz. Bu gazeteciğinde derdi, bir- birine zıd veya dost, bu vatan Nizameddin Nazif Nerede Bizim Dâvamız ! çekmektedirler.Onlar artık ken- di çiftliklerinde bile efendi ol- günle vazgeçirilmişlerdir. Ma- «Dünyadan bana ne?» diyen boynuna BAN Eşime şu lânetli oyunduruk, im'ân gözlerine çelik bir zemin üstünde alevden harflerle şöyle bir ölçü gösterir. Bap ea inliyorsun, na e “bim elidir ki, meden Şem fazla bir müstakil pim millet için, gayre hizmetten ziyade nefse hizmet hizasına irer. Türk her devirde dünya ala- nında muhafaza ettiği konuşma hakkını, konuşma ve hareket hakkını bugün de muhafaza et- mektedir. Dünyaya e yeni kaftan onun usta sından yardım görmezse e ka biraz sırıtır ve bizim Ai lerimizin - emeği obulu zsa eee rel ai hiç de az olm le Mi ki, Türkü iaaı ruhlarımızın nescinde ve tarihi- mizin derinliğinde saklı duran bu hususiyeti, göz ve iş pilâ- nına çıkarmak lâzımdır içinde, bu vatan sahiplerinin tarihine ve kök telâkkilerine nisbet iddia UNYASI B eden kim varsa onları batırmağa çalışmak... Bu târif gözünüzün önüne (TAN) gazelesini ve etrafındaki küçük hücum botlârım getirmiyor mı? botlarından bir kaçı kalmıştır. Onlara dense ki: — Derdini Marko Paşa'ya değil, gitde Maraşal Stalin'e anlat! Bu memlekette size iş kalmamıştır! Muhbir Sani BAŞÇAVUŞ OĞLU, MEl- SİN — Suallerinize ve bu hu- susta bize başvurmuş olmanıya p vereceğiz. Selâm ve sevgi... EM DAYI, SARI MIŞ — Hayretler içindeyiz; pin sizin gibi bir fizik öğret- meni, <rengi olm: cismi olma; bi gözle tezahür pilânında birbirin- den ayrılması imkânsız olan hâdiselere “karşı edebi bir teş- bih unsuru olarak kullanıldı- ğını anlamalıydı. O yazıyı ya- zan (Ha. A. Ka) İstanbul ve Paris üniversitelerinde felsefe için, sadece güzle tezahür teşekkül pilânındaki a A madde ig ei dı ki, biz hata etsek bile. bun- dan, ulvi ve münezzeh dinimiz asla hissedar olmaz. Herşeye YA iyi e ve alâkanızın erliğiniz bi- tince sizinle fiziğin son naza- yeleri üzerinde ohasbihaller etmeği temenni ederiz, Hörmet ve selâm... Bütün Okuyu- cularımıza: (Büyük Doğu) şu dakikada Anadolünun 180 yerinden ve mecmuan 8000 lira alacuklıdır. Yakında ve gündelik gâzeteler- le iu dolândırıcı bayilerin i- simlerini ve' yerlerini neşrede- ceğiz. o Şimdilik mecinuamızı kestiğimiz bu yerdeki okuyu- sayımızda bu hazin meseleyi 1 bir ibret mevzun olarak e alacağız. Mr.