demki zaman geçiyor ve geç ı erdal kadran üzerinden geçişi gibi, gece bek» nünün, sayısı malüm bir saati- dir. uu ânda gece bekçisi meselâ 17 numaralı koğuşun önünden hayatında kim bilir kaçıncı ola- . rak geçiyor ve daha kaç defa geçece uu ânda süsan ve yalnız i- çinden hırıldayan saat, kimbilir bütün hayatında ia te kere çaldı ve geriye ne ben, ne gece bekçisi, ne di asma saat... ikkatimiz, saatin 12 yi her ec albuki, bu adam Mi önünden, saymak kabil olsa, meselâ 3876 kere geçtikten son- — my ve bu saat, hesap mak mkün olsa, meselâ e) çi an sonra du- racaktır. mek bu mânasız tesadüf- lerin in bir hesabı var. Bizim için.yok, fakat kendileri için var. Onlar bizim için birer tesa- 1 daldır kendileri için ilke yi Bekçi Leri baş» or ve en sonda kilitli kapısında «Teşrik Odası» yazılı bir yerin önünde duru- yor. Cebinden anahtarını çıkarı yor, a öne doğru iğiliyer kapıyı açıyor, içeriye süzülüyor. kaskatı ölüler yatıyor. Bu odanın belki ışığa ihti- yacı yok.Fakat orada da tek başı- na 40 mumluk bir ampul yani- or. Y.A e sui ölüleri — hiç olmazsa sa kadar — gör- miyecektk. erer bi saat tok- den ka g üzerine vi vi işik yakmadığı- niz için onları — hiç olmazsa ömrümüz oldukça — bilmiyece. . Fakat bu odada üstelik bir şık yanıyor. İçindekileri gö- rüyoruz. öze görünmez bir dam- debini havuzda y yüzüyor. Ölü- leri görüyor. İsterse Dn parmağımı- zın ucuyla sayabiliriz. Dilersek içlerinden birinin karşısına ge- o kadar dolaşık ve iie söylüyorum ki, size nin syn tlerini geçer gibi süzüldü. pe mdi riye dön Ağ ekçi korkuyla ( açılan gözleri et gördü ki ölü, iki avucunu mermere dayamış, o- muzlarını ii yerden kurtar- mıya çabalı; <zve dünyadan el ayak ”/ /hastanın yalvaran yüzü birden- “b AN MİMARİSİ Bekçi akıllı bir adamdı. Bütün pişkinliğini- imdadına çağırdı. Basit bir e yaptı : — Demek bu adamı çö öldü gk Ya şim iğ rulmaz etrafını gö. gelir ? ve soğukkanlı tecrübe ve Hi koştu, onu iki elinden kavrıyarak omu larına çekmiye çalıştı, — Gel, dedi, şimdi seni ya- tağına götüreyim. Biraz sonra da e getiririm . Üşü- medin ya hamamda Ölü bu sefer etine öz hiçbiri bu hâdiseyi, çevirip bakacak kadar saymadı. Koridora çıktılar. Asma sa- atin önünden geçerek 17 nu- ma koğuşun önünde dur- mühim Hi kay m burada bitsede olur Zaten Di ve zannetmek fena değildir. Bu e inde bir sonü var: adam ölmeden öldü zan seİİLA Olur a,.. Bu bir te- Ey! «Ol SESLENİŞ şehriyâr'a» uğrayan gemi, Beni bıraktığın sahile yaklaş! Dudaklarım susuz, yüreğinde taş, Bir ömür boyunca bekliyeyim mi ?.. Beşer Rıza | sadüf... Fakat bu adam bir gün hakikaten ölecek. Hem bu defa teşrih odasının mermer masa“ sından ciğerlerine geçen soğuk yüzünden ölecek. Hem bir gece sonra, aradan tam 28 saat ge çer geçmez ölecek. Bir gece sonra, hastahaneden çekilince ce bekçisi koğuşun e gelmiş - bulu- nacak. Aradan bir gece geçecek. Ölü yine teşrih odasına ko- acak. geceki nöbetine çıkan mez âhengi içinde #onsuz ges Zintisine devam edece Onun bu odaya girişi bir te- yapa ni Gobi 0 sia il taassubile koridoru her geçişinde in odasına uğramasına lü- m yoktur. Fakat belki bu te- kitler bir şey çıkar ? Bekçi, geriye döner dönmez gözü çağ AE şi dlü- ye çattı Ah, o bu adamı azçok tanır. Bu adam üç ay evvel Fakül- e iğilmiş ve bir gün öy- lece uzamvermişti. Bekçi, ölüye bakarken iste- eden : y gidi dünya hey!. dedi. er duyar ve anlar mı, bilmem; Fakat o ölü, ücüncü ölü bu sesi duymuştu. Göz kapakları titriyor, üze- rinde yeşil ve ölü tırnakları sırıtan sağ eli bükülür gibi olu” yordu. Ölü kımıldanıyordu.