4 Ekim 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4
| HAKİKAT: MABET - ŞEHİR - YOL “Bütün tarih boyunca namütenahi aksini yaptığımız ve nâmütenâhi uzak yaşadığımız nâmütenâhi derin mâna: Mesçitlerinizi sade ve ziynetsiz, şehirlerinizi de şerefli ve gösterişli bina ediniz! Bir hâdiseyi zâhir pilânında ele almakla bütün ruhu- nun kaybedileceğini gösteren, işte o nâmütenâhi . derin mana; Öyle görüyorum ki, benden sonra mesçidleri - niz yahudilerin havraları, hıristiyanların kiliseleri gibi sadelikten uzaklaşıp ziynete boğulacaktır. Bu da, her biri gibi, mucize çapı.dda gerçekleşmiş de- gil mi: Halkın, camiler ve mesçitlerle -iftihara başla - ması, onların dış ziynetleriyle öğünmesi, Kıyamet alâmetlerindendir. Bu tek ve sade emrin derinliği içinde, asfalt yol, tiren, tayyare, bütün emniyet, bütün medeniyet, her şey var Müslümanlara zahmet ve meşakkat verecek sebebleri yollardan kaldırınız! Bütün bir şehircilik ve belediye ölçüsü: Müslümanların yolları üstünde onlara eziyet verecek şeyler meydana getirene, Müslümanlârın lâneti vacip. olur. Ve bütün bir (Site), belde, medine mefküresi: Umrandan uzak köy çerçevelerinde oturmayı - nız; zira öyle yerlerde oturanlar mezarda oturan - İar gibidir. NUR HARMANI — Tertipleyen: Hikmet ii İDİMİYA Ya İYİ , beraber yürüyen, onun fikirlerini doğru bulan, ona kelimeleri... . «Allahın ismiyle...» veya gedir. «Rahma ve Rahim olan Allahın ismiy - DENENEZi ÖĞRENİNİZ gösteremediğ'miz, fakat herkeşin kısa ve bütün kıymet ve faziletiyle hülâsa edici dahâ uzun şekliyle bildiğine kani olduğu en parlak ölçüdür. 5 muz iki örnekten ibarettir. Bu şekiller, ve İR işe başlarken, Allahın ismiy- harflerinden, ne seli le hareket etmiş olmak şuuru - de mânasından ayrılmasına imkân bu. nun ve bu şuuru lisanla ifade etmenin ihata yan Muklak va değlimez birer. MÜJDECİMİZ den | AHLAK; ZULÜM Zulüm, her çeşidiyle İslâm ahlâkında en büyük kor- kudur: Yoksulluğa düşmekten, çaresiz kalmaktan, zul- me kalkışmaktan, zulme uğramaktan Allaha sığı nınızl,. Zulümden, her çeşidiyle kaçınmanın ahlâkı: Dünyada, insanlara azap vermekten yana ile” ri olanlar, Kıyamet günü azap altında in en ilerisidir. Mazlümu, Allaha en yakın bilmenin ahli: Mazlümun kırık kalbinden ve bedduasından sa” kının; zira duası kabul edilir. Peygamberler Peygambe inin yeminle bildirdiği ilâhi intikan4lan korkmanın ahlâkı: İnsanlar!,. Allahtan korkunuz; yemin ederim ki, bir mümin bir mümine zulmederse, Allah ondan kıyamet günü intikam “alır. Şu hârikalar hârikası içtimai ölçünün ahlâkı: Kim, birinden zulümle bir şey alırsa bipden ip. ğildir, Ve şu ahlâk müeyyidesi: Bir haksızın haksızlığına, bir zalimin zulmüne, bir şakinin şakavetine yardım etmek için bile bile yardım eden, İslâm dairesinden çıkmıştır. Ve haksız ölenin mertebesini gösteren ve Hak yolun- da ölümü mefküreleştiren şu ahlâk: Ne güzel ölümdür o; bir adamın haksız olarak öldürülmesi!.. Sahibinin — Abdinin — Kölesi Besmele, (her) kelimesi de beraber; her şeyin Yaradıcısına, her iş ve teşeb - büsü, ona bağlamak ve onun yaratıcılık gânını. vazife balinde kalbe ve lisana ge- tirmek şuuru bakımıdan ne harikulâde bir tezahürdür!.. Eski bir din kitabı Bes- talâffuzündan, 'ne “ le...» mânalrına gelen her iki şeklin de, Besmele olabilmesi için zâhiri mânaları- nı her hangi. bir dil içinde tekrarlamak değil, herkesin bildiği aslıyle söylemek i- cap eder. Bu, tercümeye girer ve sığar işlerden değildir; ve şu anda vazifemiz a sırrı Han yenii Her işe Allahın ismiyle başlamış ol - mak şuurunun ve bu şuurdaki vazife ifa- desinin derinliği, Besmele'nin sonsuz fa- ziletleri hakkında bir fikir verebilir, He- nüz mektebe başlayan yavruya Besmele öğretilir öğretilmez, ölmüş bulunan ve mezarda azap çeken babasınin hemen 4f- mele için «Kimyayı saadet» diyor; e - vet, gerçekten saadetin kimyası!.. Böylece, yatarken, kalkarken, yeme -| ğe başlarken, evden çıkarken, günlük işe başlarken, küçük veya büyük her teşeb büse girişirken, hülâsa * doğru, meşru ve hayırlı her hareketin başında, Besmele, en güzel vazifedir seklini....bile. edtildiği - hakkındaki nakil .Besmele'yi i i "
