YİNE (ARŞIV) Cafer SENO MEKÂN ve muhteva : Vâkıâ, bugün dış manzarasiyle şık ve süslü bir (Arşiv) binamız var. Fakat, mekân, muhteva demek değil- dir. Bir lüzum üzerine, burası bir gün Defterdarlığa ilhak edilerek ma- liye tahsil şubesi olursa, (Arşiv) demek olmadığını anlamıyan bazı idraksizler bize (Arşiv) diye neyi göstereceklerdir ? unun için, biz görünüşe, reklâ- ma aldanmıyarak, bu mevzudaki tet- kiklerimize. devamla, o memlekette asri mânada ihtiyaca uygun. hakiki bir (Arşiv) ciliğin teessüsü yolunda alınmasi gereken “e münaka- şada devam edece (Arşiv) laci bugün içinde yuvarlandığı acıklı vaziyetten kurta- rılması imkânlarını araştırırken bu tedbirleri idari ve ilmi noktadan bir tasnife tâbi tutmak zarureti kendini gösterir. İdare ve teşkilâta ait dü- şündüklerimizi evvelce çıkan yazıla- rımızda açıklamıştık. (Arşiv) ciliğin esas meselesini teşkil eden ve milli tarihin ,tedvini gibi asil bir gayeye bağlı bulunan inkişafı hususuna gelince : Bu mevzuda, her şeye rağmen (Arşiv) işlerinin başına, şahsiyet ve ilmi salâhiyetini tanıtmış bir ilim ve fikir adamının getirilmesi, alınacak tedbirlerin başında gelen kat'i bir ihtiyaçtır. (Arşiv) cilik, tarih ve (filo- loji) de dahil olmak üzere geniş bir bilgi manzumesini içine alan bir isim ve ihtisas işi olduğuna göre bu işle- rin başına geçmesi lâzım gelen de ancak bir ilim adamı olabilir. Tıb, “ fizik, hukuk gibi .her hangi bir ihtı- sas meselesini tetkik eden heyetlerin riyasetini bu işlerden zerre kadar anlamyan şahislara vermek neyse bu da odur. (Eleman) meselesi : Bu mesele mühimdir ve (Arşiv)- ciliğin temel direğidir. (Arşiv) de tasnif ve telhis işlerinde çalışan bir, iki kişiyi (fazla değil) istisna edersek, geride kalanların hepsi (Arşiv) ig. en a şartlarından mai bir haldedi 6 « Bu şartlar : i — Metin ve'vesikaların yazılı olduğu çeşitli (hiyeroglif) leri okumak... — Rümüz ve işaretlerin bilin- mesi ve zamana göre tâyini 3 — Tarihi şahsiyetler hakkında bilgi... 4 — Lâakal Osmanlı Tarihine ait geniş bir vukuf ile birlikte, bu tarihin içtimai, siyasi, askeri, hattâ iktisadi o münasebetler (bakımından alâkadar olduğu umumi bir tarih bilgisi... 5 — Saray'da dahil olmak üzere, bu devletin idari, askeri, mali, dini, içtimai, harsi müesseselerine ait usül, teşkilât ve ıstılahlar hakkında esasli malümat sahibi: olmak... Ehliyet beratı : Teferruata o kaçmıyarak ancak esas prensiplerini kısaça hulâsa etti- gimiz bu şartlara uygun (eleman) yetiştirmek işi, ele aldığımız (Arşiv) dâvasında ön pilânda düşünülecek meselelerden biridir, Maalesef, bu şartlar şimdiye ka- dar asla dikkate alınmamıştır. Eski liyet beratı olarak kabul edildiğinden daha fazlasını aramağa lüzum görül- memiştir. Bundan dolayı Arap harfleri zamanında çok kullanılan ve harcı âlem olan Rık'a, Sülüs ve kısmen Tâlik yazılarından gayrısını okuyanlar pek azdır. Bilhassa vesikaların yazılı bulun- duğu ve okunması hususi bir tâlime muhtaç Siyakat yazısını bilenler, üç adedini geçmez. Bunlar da merhum Cevdet beyin tedris ettiği bir bayan ile iki ihtiyardan ibarettir. (Arşiv) de eleman yetiştirmek fikri mevcut olmadığından tasnif ve telhis işlerinde çalışanlara, eski de- virlerin okunması güç çeşit, çeşit (hiyeroglif) lerini öğretmek cihetine gi- dilmediği gibi, öğrenmek istiyenlere de imkân verilmemiştir. Bu sebeple, tasnif işleriyle meşgul vazifedarlar, çe içinde tutuşmuş arzu; Kaçmak bir yerlere.. nereye, nasıl? Ve sonunda kırdı billâr havuzu Engine, başıboş açıldı akıl Aklın bu kaçışı değil sebepsiz, Rabbim, gölgen vurmuş dağlaral.. Ruhun meddi diye yükseldi deniz, Göklere tırmandı savralan nâra... Hi üseyin ULAŞ Da birinci şart olan yazıları okumak ihtısasından bile uzak bir halde kal- mışlardır. : İdare kadrosunda işlerin tanzim ve tertibi ile meşgul memurların bu ihtisasa malik olmaları, işin icab et- tirdiği bir zaruret iken bu da ihmal edilmiştir. On beş, yirmi senedenberi (Arşiv) işlerinin tanziminde bir salâ- hiyet ifadesiyle çalışan maaşlı me- murlardan öyleleri varki, en basit ve kolay bir vesikayı okumaktan âcizdir,. Hakikat böyle iken : İşin esas şartını teşkil eden yazı- ları okumak işinde bile ihtısasın ka- pısını çalmayan bir dairede (Arşiv)- ciliğin ilmi bir vukufa ihtiyaç göste- ren diger şartlarını aramak için in- sanda nâmütenahi bir cesaret lâzımdır! Asıl dâva: ; Buraya kadar yazdıklarımız, işin umumi tenkid tarafıdır, Fakat, bu- nun bir de Lâtin harflerinin kabulün- den sonra tahaddüs etmiş çok mühim bir cephesi var. n yirmi beş sene zarfında yeti- şen nesil artık Arap harflerinin ya- bancısıdır. Bu gün o harfleri okuyup yazan orta yaş nesli de yirmi beş sene sonra tamamiyle ortadan çekilin- ce, (eleman) yetişmediğine göre, şim- diki. yarımyamalak devam eden (ar- şiv) faaliyetine de uzun. biri paydos borusu çalmaktan başka çare kalmaz. Ancak, Türk tarihinin tedvini gibi çok mühim bir meselenin bahis ko- nusu Olduğu zaman, vaziyeti oluruna terketmek salahiyeti kimsede yoktur. Bu cihetle (arşiv) işlerimizin ıslah ve inkişafı çarelerini düşünürken (eleman) meselesi üzerinde ısrarla durmak ve meseleyi kökünden halletmek icabe- der. Bu işin çaresi: Müesseseyi | İbnülemin Mahmut, Uzun Çarşılı İsmail Hakkı âyarında ve bu bahislerde tanınmış bir kaç ilmi şahsiyetle takviye ederek, bun- ların nezareti altında (Enstitü) teşkil etmek... Şimdi (Arşiv) de çalışan ve bir kıymet ifade eden (eleman) ları da bünyesine ithal etmek suretiyle eski harfleri bilen tahsilli gönçlerden mü- rekkep yepyeni bir kadro ile işe baş- lamak... Günün muayyen zamanlarında bu (Enstitü) de muhtelif eski. yazıları (arşiv) cilikte zaruri bilgileri öğret- mek... Müteaddit olanları 'Üniversite tarih derslerine sevk etmek... Günün diger zamanlarında (arşiv) işlerinde çalıştırarak metin ve vesikalar üzerin- de tatbikat yaptırmak suretiyle ehliyet ve mümareselerini arttırmak. şte, mazi ile irtibatımızı temin etmek için tek çarel..