B“ harpte kahve hasretinin, hepimizin canına tak ettiği günler oldu. Hattâ, tiryaki olmıyanlarda bile, âdeta kahveye karşı bir iştiyak gör N Tasavvur buyurunuz... Tam kıva- da, açık kavrulmuş, az şekerli, bol dasınız... Hiç şüphesiz ki, saf bir Anadolu airinin ; Tutup ke'sin kenarından, nezaket berle höpürdet / Desunlar ki şu emmi kahve içmekte mma mahir ha/ Beytini hatırlarsınız. Vaktiyle zurafadan bir zata sor- — Hayatı ne tazeler ?.. — Bir taze dilberin eliyle taze kav- rulmuş, taze çekilmiş, taze pişmiş bir fincan taze kahve tazeler Tarihi PE nazaran kahve — senesinde hayatımıza Ge derhal rağbet ve rev r eyi ilk defa olarak İstanbula H mesrur, memleketine dö- müddet zarfında, kahvehaneler Bu çoğalıyor. Bunlar için (müskirat) tan südeiiyo. Hemen : rı Saadette öner. meneğdilirdi, al bir dedikodu baş gösteriyor. ARAALO Fikir adesesiyle geçmiş gün: 38 yı el İstanbula gelen Türk müdafii (Piyer oti)... 1 işaretlisi (Piyer Loti), 2 Padişah namına yaver, 3 Berat valisi Ebubekir Ha- zim, 4 Şair Mehmet Emin... âleminin utiyetten sonra, arp mesel müf” Meşi içinden sgk züppe bir takir şa zavallı Şark dünyasına bakın /.. ii “ Kahveye Bu dedikodu, sarayın duvarlarını aşıyor. Padişah Sultan 'Süleyma:; acak ki, istenilen fetvayı ver- kahya hürriyeti, ele Mi zamanına kadar devam e€ an sonra Sb başlıyor. lk ln e Vakit vakit, büyük da kurbanlara mal olan bir şekil alıyor. B Biz Me “kahvenin — tıbbi ve fenni bakımda arar ve yahut fay- dalarından bahs çöl değiliz. Yalnız, kahve ile tarih arasındaki münasebetleri tetkike devam eyliyeceğiz. Yine tarihi rivayetlere nazaran kah- ve, Yemende keşfedilmiştir. Ve keşfeden o havâlide büyük bir nüfuz sahibi olan e ve kıymet kesbeylemiştir. tarihler, kahvenin keşfi şerefini yila aa vermek istemiyorlar. Onun ha Kate ye (Ömer) isminde bir zatın, (Zübeyd) civarında (Asak) dağında sür- gün bulunduğu esnada eN keşfetmiş olduğundan bahsediyorla: Bu rivayetlerin hangisi doğru olursa olsun, muhakkak bu rakipsiz olarak daha hâlâ bu şöhretini muhafaza etmektedir. t Yemenin her tarafında meb- evsafa malik an en makbul olanı (Muha) da yetişen ve esmer inci tanele- rine benziyen (Muha Lia dir. Diger içkiler gibi, kahvenin de so- kulmadığı köşe ve bucak Ve pişirilip içilmesi, her yerde a şekiller almıştır bunun hususi bir ahve o süretle LA iğ çıkarılır. ğine di Bizde kahve pişirilmesi, basit bir Arabistandâ diği zaman ortaya tahtadan yapılmiş küğük bir dibek 0. e dair Ziya ŞAKİR getirilir. Bunun her tarafı, sarı baş çiviler çakılmak suretiyle süslenmiştir. ve, misafirin gözleri önünde ta kullanılır Ne abimin tempolu bir âhenk Kahve evvelâ küçük bir süzülerek er ş de- ktir. Durmazsa, tekrar kaynatılmaya dayim edilir. veyi pişiren, bir fincanın dibine Herkese (o göste- e içmeye başlar. , mi. safirlere emniyet indir. Kahvede zehir olmadığına herkes tarafın- dan kanaat getirilir. Pek kibar meclislerde, fincana ko- nulan kahvenin miktarı, ancak birkaç damladan ibarettir. Bu, bir yudumda içi- lebilir, Fakat m ket gösterirler. O bir iki d uzun uzun içiyormuş gibi görünürler. Bizde eskidenberi kahvenin pişirilme ve içilme pe bugün alnız saraylarda ve. kibar konaklarında misa- firlere kahve takdimi, küçük bir merasi- me tabiydi, rlerin huzuruna birinin Era tar (ful) koydururlar, lerdi. Fakat halk arasında, '€ “bügünkü “gibi, şekerli kahve teâmmüm etmişti. Asrl garibi şüfasidır ki, ecdâdımız kahveye “Adeta üstün bir değer vermiş- lerdir. Bunun içindir — Bir fincan ei apre kırk, yi yaa erdir... Acı acı Kahve hasfeti ln harp yıllarında bu eski dâr- bımeselin kıymetini . bir kat r a zg p nın önü rinlerine karşı derin derin İyiyi geğir- mekten kendimizi alamadık.