Beklediğimiz jJnkılâp Tam ve küsursuz 380 yıldanberi bir inkılâp ve bir inkılâbcı bekliyoruz. Bugün 1946 da mıyız?.. Bunu tam 7566 danberi bekliyoruz! Bunu, Kanuni Sultan Süley- man'ın, idareyi, mütereddi oğlu Sarı Selim'e teslim ederek şahane gözlerini yumduğu tarihtenberi bekliyoruz! © Bi sam ve küsursuz 380 yıllık bekleyiş devremiz, 4 bölümlüdür : Sarı Selim'den Tanzimata kadar; 273 sene... anzimattan Meşrutiyete kadar; 69 sene... Meşrutiyetten Birinci Dünya Harbi 2 or kadar 10 sene... İstiklâl Savaşından bugüne kadar; 28 s g İhtiyaç devremizin 273 elik. ei bölümünde, dai- ma eski şeklimize sadık, fakat bu şeklin en ileri ruh hamlesi altında en yeni zaman ve mekân yemişlerini dev- şirici akıcılığından mahrum, özünü kaybettiğimiz kabuğun ahmak muhafızı olarak bekledik. Beklediğimiz inkılâp eğer o devrede olsaydı, düsturu şu olacaktı: “Garb dün- yasını yükselten ( Rönesans) hamlesindeki ruh, insan aklının eşya ve hâdiseleri feth ve teshir etme cehdi, hakikatte Hıristiyanlığın değil, İslâmın malıdır. İçerden ve dışardan bu aziz tekevvün hamlesine mâni kim varsa, onu, dinimizin, ruhumuzun, mevcudiyetimizin düşmanı sayarak işe girişi” yoruz!, Eğer bu böyle olsaydı, Garbda (Oran), Şarkta Bakü, Şimalde Viyana ve Cenubda Yemene kadar uzanan Osmanlı İmparatorluğu ve bütün Doğu âlemi bugün kim- bilir ne olacaktı? O gelişe göre, bugün atom bombasını biz icad etmiş olacaktık. © Bekleyiş devremizin 273 yıllık birinci bölümü, her ân kendi kendimizin, kendi dünyamızın içinde, her ân ken- di kendimizden uzaklaşma çığırı olduysa, Tanzimat, Meş- rutiyet ve. Cümhuriyet bölümleri de, kendi kendimizi res- men kaybetmeğe başlayış ve bunu her ân derinleştire derinleştire nihayet son hadde çıkarış safhası oldu. Bu son üç bölüm içinde de, beklediğimiz inkılâp ve inkılâbcı, yalnız şu düsturun bayrağını açacaktı: “Aklın bütün hak ve müesseselerini Garbden öğrenip, tam hazmedip ve tam benimseyip, bunu kendi öz ruhumuzun emrine vermekten başka işimiz ve çaremiz yoktur! Hiçbir ahmak taklit, ez- bere tatbik, deri üstü ıslâh ve yamalı bohça inkılâbına inanmıyoruz! Dünün arslanı bu günün maymunu olmuştur! Dünün, dini yanlış anlıyan yobaziyle, bu günün körü körüne Garblılaşma ve maymunlaşma yobazı, aynı zamanda tasfiyesine memur olduğumuz gerilik ve aşağılık ku- tuplarıdır /,, Bekleyiş devremizin ilk bölümündeki inkılâp, yalnız ve yalnız, dini ışıksız beynine ve buutsuz ruhuna uydurmak isteyen ham ve kaba softaya karşı olabilirdi. Olamadı! Bekleyiş devremizin ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümle- rindeki inkılâp ise, aynı ham ve kaba softayla beraber, onun tersinden asri tecellisi olan şahsiyetsiz ve asliyetsiz, teftişsiz ve murakabesiz Garp hayranlığı öküzlerine karşıl... Bu da olamadı! © Bülün Şark ve Garp dünyasını, ruhunun potasında zerre zerre eriltikten sonra onları yepyeni bir döküm er billârlaştıracak büyük ve derin inkılâbcının ki, ne Tanzimatın ürkek ve muvazaacı fesine, ne e bem atılgan ve gözü kör keçekülâhına veya (. ği sine, nede Cümhuriyetin dış tezahür pilâ- nını bütün takım taklavatiyle benimseyen ve iç pilânı büsbütün ezen silindir şapkasına sığabilirdi. Sığmadı! Gg Tanzimatla beraber kaybolmaya başladık; Meşrutiyetle basit idare şekillerinde teselli arayarak kaybımizı derin- leştirdik; Cümhuriyetle de Sa hemen hemen artık bir daha bulunamaz hale g i O rise bugün, beklediğimiz büyük inkılâp ve inkılâb- cıya olan acıklı ihtiyacın son vâdesini yaşıyoruz! Ya onu Yirminci Asrın ilk yarısından evvel bulacağız; yahut bir daha bu meselelerin adını bile ağza alamaz hale geleceğiz! © Bizi, 30 yıllık bekleyiş devremizin son ıstırap sayhası ve bu inkılâbın - sesi kabul edebilirsiniz! Memuriyeti- miz, ihtiyacının kertesini ve vâdesinin son gününü temsil ettiğimiz Pr inkılâbın pilânını, — işin madde tarafı se ani fikirler ve mânalar dünyasına nakşetmekten ibarett © Bu pilânın, her Biri mutlak İslâm ruhunun birer şubesi ve her biri kamiısluk birer illa. halinde, ruhculuk, ah- lâkçılık, tçilik, keyfiyet- çilik, nizamcılık, müdahalecilik, sermaye ve mülkiyette tedbircilik ölçüleri, a yerli İle oturtulduğu zaman gülene ki, mustarip ve muhteliç pak bir baştan ir başa şifasını ve Pam taahhüt © Bütün bunları yerliyerine öüürtebileek 4 için, her şeyden evvel (Büyük Doğu) mefküresinin idare şeklini bilmek lâzımdır. Bu şekil, ne malüm kalıplariyle Demokrasya, ne bunların malüm zıtları, ne şu, ne de budur. Bunu bir örgü sonra di vakit, bizim, bazılarınca geri gibi duran ruhumuzun ne sonsuz ve dipsiz bir yarına sarkmakta oldu- ğunu fark edenin. Ma Örgüsü — BUYUK DOĞU 1001 Ça — Hükümet İstiyoruz! Necip Fazıl KISAKUREK Hare ay ya ruhi memuriyetsizliğin, içtimai mesuliyetsizliğin rlü; pislik ve kötülüğün tarihi ve ananevi kaynağı ps İN leri, Şark hududundan Garb sınırlarına kadar kapatacak bir hükümet istiyoruz | İçkiyi tam ve mutlak şekilde yasak edecek bir hükümet istiyoruz! Devlet geliri bakımından, gerekirse dışarıya içki ihraç edecek, fakat bizi onun tek damlasını kullanmıy cemiyet haline getirecek, yâni icabında met sarhoş- luğa tercih edecek bir hükümet istiyor Kumarı, bütün âlet, edevat ve Göl tahrip edecek bir hükümet istiyoruz | İzdivaç borcunu, en genç ve bellibaşlı bir çağda, as- kerlik mükellefiyetinden farksız tutacak ve ancak tahsil ta gençleri ve özürlüleri tecilli sayacak bir hükümet Fu bütün kibar ve süfli şekilleri içinde dibinden wn bir hükümet istiyoruz | Bey: erdeye, baldır ve bacak mecmuacılığına, şehvet cinayet, casusluk kitapçılığına kadar, şahsiyetsizlik, fikirsizlik ve hayvanlık temayülünün bütün tesir kutuplarını tuzla buz edecek bir hükümet istiyoruz | Halk arasında, göz göre göre köşe başlarında işeyenler- den, yere tükürenlerden, kusanlardan, elâleme sarkıntılık edenlerden, dilenenlerden ; örnek kılıklar ve eğe altında yapmadığı mekan sv gm kadar, sokağı ve hayatı murakabe edici bedii ve ahlâki zabıta müeyyidesini tk bir kia se N münizma İşportasının modası giyen ye mh u İddindan “önlü kaplanının oltacı Türkçülüğü tarzında, kolay, ucuz, açıkgöz ve kalpazan ideolocya oyunlarına bütün tecelli zeminlerini paydos edecek bir hükümet istiyoruz | Ve sonra, Devletimizin tarihte bütün kuvvet ve zaaf sebeplerini yeni baştan tetkik ve tefahhus edecek ; ve ister ileriye, ister geriye, yâni daima ileriye doğru sadece hak ve “Kendim! i kendimde keşfettim |,, İş ve fikir budur! Gerisi yalnız oyun ve teselli1.. W