buy Giz Merklüg6)z. Dünyamız Evvelâ dünyada, sonra bu dünyada, küçük ve cüce po- litika hokkabazlığı dışında, bizim dünyamızın, bizim üstün politika dünyamızın tesbiti gerek... Ancak bu suretledir ki, dış politika ölçümüzü basit ve gündelik politika zanaa- tinden ayırmış ve bir dünya görüşü temeline oturtmuş oluruz. ; © Koi kol bütün örgüleştirmelerimiz boyunca kavranacak bir bedâhet vardır: Milli Türk politikasının temel ölçüsü, kendi kendisine ve riyazi bir kat'iyetle, Türkiye'yi, öz sı- nırları içinde, ileri, müstakil ve şahsiyetli bir tekevvüne lâyık görecek, yahut buna en fazla müsamaha edebilecek Garplı kuvvetler manzumesine bağlanmak ve bu manzu- men. kutuplarına faydalı görünmek sayesinde elde tutu- abilir. Bu aziz kaygının asla barışamıyacağı kutup, düne ka- dar Faşizma ve Nazizma idi. Evvelki gün, dün, bugün ve yarın, İslâv ırkçılığı ve komünizmadır. Türkiye'nin kendi öz sınırları içinde, ileri, müstakil ve şahsiyetli bir tekevvüne lâyık görülmesindeki gaye, en fazla kabul, yas Rut en az red tavrını, Garplı kuvvetler manzumesi zavi- yesinden yalnız demokrasyalarda bulabilir. Herşey, üstün ve yüksek politika zaviyesiyle, asırlar boyunca hep okka altına gidişimizin nihai zarureti halin- de, “en az zararlı cephe, yi bulmak ve bu “en az zararlı cephe, yi gitgide daha az zararlı kılmak ve sonunda ve son fırsatlara göre büsbütün zararlı olmaktan: çıkarmak gibi umumi bir kiyaset ölçüsünde toplanıyor. Bunun için de “ hak ve hürriyet , lâfını yalan olarak bile ağzından düşürmeyen tarafa yönelmekten başka çare mi düşünü: lebilir? © Nitekim, geniş ve tezadsız bir dünya görüşü manzu- mesinin kıyasları içinden süzülmüş olmasa da, selim bir bedâhet hissiyle 6 yıldır bu yolda yürüdük. Fakat gerçek hüner, ilcalarla tesadüflerin ve rüzgârlarla akıntıların dürttüğü bir zeminde, dümen, pusla ve (seksant) öletiyle yürüyebilmekte ve evvelden hesaplı bir hedefe varabilmek- te... Bugün, gidişimizde, bütün milli ve tarihi olurlarımız ve olmazlarımızla yönelmeğe mecbur olduğumuz böyle bir hedefin hasabını verebilecek muadele kafasından hiç bir ize şahit değiliz 1001 Çerçeveden İşte Eöroelenie bahar, Renk, renk çiçekler v. “ Kendiliğinden eski Yunan... ei Mi ıprağın, edilmiş İranlılar... öz kam Üzülmeliyim, niçin? Yuvada bekleyen yavrular; > k, düşürdü serçeyi. Avuçlarımda buldum geceyi. Aşinası oldu il Te geliyor, İçimizde bir e Be şlukta bir ar insanlar, Haber, ölülerden. renin dayandığı Sy Şükür, gökyüzünd. nefes ar. Beni yine değiştiriyor akdi: ağMUr... Yağan yağ Emin ÜLGENER — İnsan, ne garip m Nasreddin Hoc. udat Sadi'ye il — İnsan nedir — «Yek k ve pek ço; insan!.. Sen bir ârıza değilsi (8, atrai hunest ve hezar endişe...» Tek damla kan ve bin endişe. Ah, o tek damla kan üstüne, sin 1. e ey bu memleketin insanları !.. İnsanların değil, ârızaların hayatı sürdürülüyor sana|.. © Üstün politikanın anahtarı, üstün idrakin anahta- rına eş, nefsini ve dünyasını bilmek hikmetinde giz- liyse, kendimize ve etrafımıza bir bakalım: millet mil- let Şarka doğru, mahküm, tesellisiz ve ümitsiz mazlümlar panayırı; Garbe doğru da her gün biraz daha tezatlarını çözme ve buhranlarını bastırma cehdinde, güya hâkim, muhakkak tesellisiz ve sanki ümitli, fakat köküne kadar muztarip zâlimler curcunasıl.. Ve ikisinin ortasında, bir zamanlar birinin haşmet ve saltanat hakkiyle ötekinin ödünü patlatma ânına kadar gelmişken, gitgide ödü pat- laya patlaya kabuğuna çekilmiş ve en sonunda teselliyi bütün köklerinden kopmak ve hiç bir tarafa kök atama- makta bulmuş, ufala ufala aksakaldan yoksakala geçmiş esbak cihangir ve mahzun bir millet; biz!.. Eğer Şarka doğru, hepsi adına mutlaka rehber bir millete, Garbe doğ- ru da en hâkimleri ve lâyıkları önünde bazı haklarına ve faydalarına inandırmış bir ( faslı müşterek ) devlete ihti- yaç varsa, Türkiye'den başka kim olabilir ve Türkiye bunu nasıl yerine getirebilir? © Asrerlikte en sağlam müdafaanın yolu nasıl taarruz- sa, bir milletin vücut emniyeti de, ancak olacağı, olmaya mecbur olduğu şeyin, bütün dünya muvazenesi içinde en tabii bir istihkakla devşirilmesi şeklinde temin edilebilir. Hakkından kısmi vazgeçişlerle elde tutulabilecek cüzüler olduğuna inanmayınız! Dörtyüz senedir böyle gidiyoruz! © Demokrasyalar kutbu ke at fevkalâde nazik ve samimi, fakat son derece hudutlu ve şartlı bir bağlanış dehâsiyle kendi iç tekevvünümüzü dahili yıldırım harple- riyle meydana getirip yeni bir dünyanın eşiğine yeni şart- larla ayak basabilmemiz için, Şarka ve Garba doğru, bi- rini ümide, öbürünü itminana kavuşturucu ve daima bu pek lüzumlu ümitle bu pek kıymetli itminanı yerinde gör- meğe mecbur bir sanat anlayışına muhtacız. ö Herşey, birbirinin öldürücü eksiği halinde, bütün Şark. ve Garp dünyasını nefsimizde düğümleyici bir iç tekevvünü billârlaştırıncaya kadar, Şarkı ve Garbi maharetle idare etmek ve istikbale talik edebilmek düsturunda mihrak- laşıyor. İdeolocya Örgüsü — BUYUK DOĞU Necip Fazıl KISAKÜREK İNSAN Eski Yunan hakimlerinden (Solon) şöyle dedi: 7 bir ârızadan ibaret. « Atinada bir Ba soyup, kendilerini ve elbiselerini mezada çıkarıyorlar. Bunlar, Yunan - Far meydan... Müthiş bir kalabalık... Yüksek bir yerde birtakim in- rblerinde esir aştıran elbiseleri hemen sa AR fakat kendilerine “istekli çıkan yok... O sırada (Diyojen), elindeki değneğe yaslanıp mırıldanıyor lük! Ârızi meziyetler üstünden sükülüp alınınca kendisi 10 para etmiyor |! a da nie ydi — Aman dilim yalnız belimdeki futa 10 akçe eder! — Zaten ben de yalnız ona kıymet biçti Evet, insan bir örızadır; fakat ebe rinde asiler. ve sil ve ârızilik vasfı üzerinde bütün sahte ziynetlerden soyunmıya çalışır; kimisi Timurlenk'e 10 akçe kıymet biçmemiş miydi: di bir ârıza... Kimi ve pek azı, ebedilik ve aslilik vasfı üze- kendi göğsünü gagalayıcı bir kuş gibi, bin endişe dişi geçiren