Ur BOZULAN DİL Artık Türkçe üze rirnde- ki umumi prensip, mülâ- hazâlarını bitirmiş bulu- nuyoruz. Şimdi canım Türkçenin er ya- ralarına geçebiliriz. Şimdi size bir cümle vereceğiz. Bu Anadolu veya herhangibir baş mu- harrir Türkçe kabul et- mekte tereddüt etmez. Halbuki içinde tam 9 tane müthiş Türkçe hatası var. Buyurun: «Dün sabah Müttefik tayyareler | Batı Avrupa kıyıları üzerinde uçmuşlar ve birçok noktaları bom- bardıman ettikten o sonra tesadüf etmemiş olarak ge- riye dönmüşler ve İngiliz urnum karargâhına rapor- larını vermişl.rdir.> Şimdilik bu işi bir bil- mece gibi halle çalışınız. KİTLEYE ŞAİR Kimsenin bilmediği, ay» nen olmuş bir vaka... Ve bir nükte... Atatürk zamanında, ha- taretle yeni Türkçe kar- gıliklârın arandığı br mev- simde, Atatürk'ün meclis sinde bir zat milli kahra- mana şu haberi veriyor: — Bulduk efendim! -— Ne buldunuz? — Şair kelimesinin kar- şılığını... — Neymiş? — Kuleığır... Atatürk, mecliste bulu- nan Abdülhak Hâmide hi- tap ediyor: — Ne dersin bu İşe, Kulağığır? Hâmit şu devabı veriyot: -— Paşam, ya ben şair değilim; yahut (Kultığır, Gi yin İstanbullu ” Vecdi Bendere, A. İhsan Batu, T. Ezeli, Nureddin Görgülü, A. Karasu, Mehmet Bakır, Kemal Süerdem, Mehmet Alkan, Nuri Özkan, Celâl Memiş, Cevdet Ecevit, F. Fehmi Kabadayı, Ercümend Uçarı, Bekir Sıtkı Erdoğan, Kerime Altınkaynak, Tahir Kabaağaç, Samsun R. N. T., İsmail Hakkı Birler, Mehmet Sami, Cezmi Başar, Abdullah Polat, Reşit Yüksel, Sonel, Hasan Tahsin A. O., Hikmet N. Erdal, Vefa Can, Hayrettin Akmete, Ahmet Afşaroğlu, H. Kargün, Nadir Nuri Gördebil, Naci Savaşer, Sami: Kadırgan, Rafet Kocabekir, Sadri Apak, Cezmi Narlı, Erol Hamdi Boneval, Nejat Karadeniz, Ferit Erses, Nuri Kârcı, Meftur Deliçay, Akif Kemal, Necmi Onur, Mustafa Okur, Tekin Dai, Kâmil Şekercioğlu : Şiirle- niz arasında hatta pek iyi olanlar vardır. Fakat okuyu- cu şiirlerinde bile titiz bir nadidelik ölçüsü muhafaza etmek isteyen (Büyük Doğu) pek ümitvar bulunduğu sizden daha ileri hamleler beklediğini kaydeder; ve hem sizi, hem de bizi tatmin edecek olan kalem tecrü- * belerinizi bekler, KAYBOLAN ŞEY Bir kasabam vardı eskiden : Bir ırmak akardı Daimi: Bir kasabam vardı eskiden Başıma yemişler düşerdi emen. Çimenlerine gömülürdü ayaklarım, Çınarlı İsmim ; Göklerinde uçurtmalarım wardı. Kıisabam, Jr nak, Ve .ütün anlattıklarım, Boşalan ellerimde... Ayhan HÜNALP SUAL Hıyat, hayat, bilmece Üç BUuD Ruha elem veren gizli Ve könulmük topraga... Fatma Neşide İnsanın hiç görmeyip, Rüyada gezu gi yerler olur. S ir rail i iki aadetin öldüremediği heyfi âdır; MU ço Ömrün çözüldüğü tepelerde ipi Gözlerini hangi limanda unuttun, kar, Kimi düşünüyorsun? Mavi Saçların bonduk boncuk. Ve insan zihninde pimitapalın vak'a * Aynaların boş ve Ma um Gemi demir alıyor, m yetime er karan Müjde getiriyor dalgalar, b bidir, Emiyor düşüncelerini tüzgâr. Hayal ki Allahtan tek mevhibedir. Esat TOZKOPARAN Ahmet KEMERLİOĞLU Ant esi kedetler olur haberler Ü ui Sahib ve U. Neş. Md: Netip Fazıl KISAKÜREK B YUK Yatı ve teknik işleri müdürü: Fethi KARDEŞ usluk So. No. 15 game D O ate cımi Telefon i 21722 — Matbaa: İbrahim Hi Yıllık abone : 12 lira — Alti aylik 4 6 1ita — Üç aylık: beli ILAN KABUL ETMEZ MUASERET EDEBİ GENÇ ERKEKTE GİYİM Muaşeret edebi bakı- mından genç erkekte gi- yimin esası 7 maddeliktir: 4— Alâyişsizlik... 5— Züppeliğe aykırılık... 6— Çapkınlık ifadesine - aykırılık... 7— Başı boşluk ifade- sine aykırılık... Bu yedi maddenin âmir ve mani olduğu hususlar- dan, birinin büsbütün yok- luğu, öbürünün sürüsüne bereket çokluğu gözünüz- den kaçmıyor herhalde... Bugünün, (Bob-Stil) kılı- ğında bu danla bol bol seyretmiyor muyuz ? Neslihan KISAKÜREK TANZİMATTAN SONRA Tanzimattan sonra, o şahsiyetli tefriş tarzımız İS ez bulanmaya baş- ar. Artık iç ve dışın, yani ruhun ve onun dış pilânda- ki aksi demek olan tefriş nizamının, tam bir hercü- merç içine yuvarlanışına ş.hit olmamız gecikmiye- cektir, Derhal (Rokoko) ve (Barok) mi.nari içinde (Lui Kenz) eşya, hem de tak.itle i, basma kalıplırı ve en kötü taslaklariyle evimizi: basmaya başlar. Uzığa gitmeğe 'ne hacst?.. Topkapı Sarayının o hıri- kulâde dış görünüşüne bitişik, o iğrenç Mecidiye Köşkü nedir? İç muhte- valar da işte bu dış görü- nüşe uygun; ve bütün bunların hepsi, ruh ve beyin sarsıntımıza muta- bıktır. Türk evinin tefri- şinde tanzimattan $onfa başlayan bulanıklık, her- gün biraz daha koyulaşarak Birinci oCihan Harbine kadar gelmiş v o harbin mütarekesinden sonra, bir« den, bütün şahsiyetini kaybediverimiştir. Neslihan KISAKÜREK 16