“zat hâkim bir işe mem e sİZ- iktidar mevkiiniis” tiklâl Savaşından sonra elde etmiş, daha genç ve da- haatılgan unsurları... Meşrutiyet hareketindenberi (ak- siyon)cu kabiliyetile temayüz.eden ev- velki nesil, müsbet (aksiyon) olarak,. İstklâl Savaşında en büyük ve en çe- tin eserini bulmuştur. Şu kadar ki, bu iş ve hareket neslinin sâf fikir ve san'at şubesi, askerlik ve siyaset kol- ları derecesinde kuvvetli olmadığı için, madde pilânında kurtarılan dâva, mâ- na pilânında öksüz kalmıştır. İnkılâp, sebepleri ve neticeleri, menbaları ve munsabları, iç ve dış miyarlarile, sis- temli bir örgü halinde, ne hakikatine, ne ideoloeyasına, ne ahlâk telâkkisi- ne, ne de san'atına kavuşturulabildi. Milli varlığı madde ve mekân çer- çevesinde gerçekleştiren evvelki nesil, onu ruh ve zaman çerçevesinde ger- çekleştirecek fikir ve san'at kadrosu- nu kendi içinden çıkaramamış ve biz- zat (aksiyon) cuların kafasındaki yıkı- cı ve yapıcı temayülleri yasalaştırmak- tan öteye, bütün tarih ve dünya, ma- zi ve istikbal muvacehesinde ve mâ- nalar âleminde bir tahlil ve terkib ze- mini kuramamıştır. © Cumhuriyetin ilânı tarihindeyse en yaşlılariyle henüz yüksek mektep talebesi çağında olan sizin nesil, o gün bugündür sürdüğü çeyrek asırlık şuurlu ömür içinde, ne kendisini va ur görünm ne de iktidar mevkiindeki nesil iii fından hâkim bir işe memur edilmiş, sadece dikenli bir inziva ve infirad kabuğu içinde çürümüş durmuştur. u inziva ve infirât rühu, onun ellerini çözül- mez şekilde kelepçelemiştir- izin nes- lini zin İnkılâb. da payı, ancak yaşlılarını İs- tiklâl Savaşına gönüllü gön- derebilmiş olmak kadar... İnkılâbın evvelâ maddede, sonra da mânada hazırlanışında, nesliniz hiçbir müdir faaliyet sahibi değildir. Büyük Harb sonrası, yahud saman ekmeği nesli, idrak rüşdüne vardığı zaman, inkılâbı bir (oldu -bitti) hâlin- de karşısında buldu. Ve o ânda hâ- diseyi görmek, kavramak, tefsir ve Ve Senin Neslin! Necip Fazıl KISAKÜREK uZda yeni bir ne- teşhis etmek bakımından evvelki nes- lin fikirciler seviyesinden ayrı ve üs- tün vasıflar taşıdığını sezdi. . Fikirciler ve edebiyatçılar kadro- siyle sizden evvelki neslin, söz ve ya- zı halinde köpük köpük kabarttığı dalkavukluk bibliyografyasında, baş ve temsilci örnekler halinde neslinizi bu- lamazsınız. Aksine, en hâlis niyetle inkılâbın eksiklerini, ihtiyaçlarını; ruh zeminini ve dâvalarını kaydeden ve milli diriliş idaresini hakiki kaynağı- na bağlamak istiyen, neslinizdir; ama bir iki kişiye kadar ircâ edilebilecek hâlis örneklerile... Bir kaç yıldanberi iş ve salâhiyet mevkilerinde görünmiye başlıyan ve neslinizden olduğn zannını veren bir- kaç çehre, hakikatte neslinizin büyük çilekeşlerinden olmak yerine, büyük açıkgözlerinden ibarettir. Ve onlara sizin neslinizden değil, sizin yi zin firarileri diye bakmak g İnkılâbı fiilde yapan Mesin nes- lin (aksiyon)cu örneklerine, eseri mâ- nada inşa etmek için lâzım unsurlar, yıllarca, eski Cihan Harbi sonrası veya saman ekmeği nesli arasında gizli kalmıştır. Sizden sonra yetişenlerin “nazari (maket) mânası ise şudur: Beyaz per- deden başka bir hâdiseyi azizleştire- miyen, (futbol) dan gayri hiç bir olu- şa metelik vermiyen, barsaklarındaki gazların üflediği sefil bir (org) halin- de hayvani ve nebati sesler çıkaran, bütün ruhunu ve ruhi hayatı- nı çürük bir diş gibi kökünden söküp atmış bir yeni insan çe- kirdeği... Eğer bu çekirdek yetişecek, kök salacak ve a- ğaç haline ge- lecek olurs dâva kazanılmış değil, topyekün kay- bedilmiş olacaktır. şte gerilere doğru onlar, işte siz eri.. Son yarım asırlık tecrübede ge- riye doğru bütün nesillerden üstün bir varlık ve hakikat iştiyakı besliyen nesliniz, ileriye doğru birdenbire çu- kura yuvarlanmak * tehlikesi altında... Dediğim gibi, ö- nünüzde bir nesil sil protoplâzması hazırladı. Bugünkü lise çocuğunun temsile başladığı. bu protoplâzma, hemen önlenmez ve tutmıya başlıyan sakat terkibi değiştirilmezse, yandık! şte sizin nesil ukdeniz! Arkanız- da eksiklik, önünüzde yokluk; ve içi- nizde, iki taşa sıkışmış bir fidan gibi en acı bir varlık humması! Bütün olanlar ve bitenler arasın- da, eski Büyük Harp sonrası, yahlıd saman ekmeği nesli, bir köprü nesli olmuştur. Dâvanın ve dâvaların ger- çeğini bu nesil kurtaracak ve dâva- yı ve dâvaları bu nesil, ilerilere doğ- ru nesilleştirecektir. Dünle yarın ara- sındaki uçurumu kapatmak. için, bu köprüyü kurmak, yâni neslinizi de- gerlendirmek, iş sahalarında hâkim kılmak! lâzımdır. Bu, hâkim kılma te- şebbüsü de size değil, sizden evvel- ki nesle, hem de neslinizin sahtekâr- lariyle gerçeklerini ayırd edici gayet ince bir ölçü NM Mİ ediyor. Sön söz şudur (Dede efendi) ve iy A (Si- nan) ve (Mikel - Anj) (Fuzuli) ve (Rasin), (Gazali) ve (Paskal), (İbni Sina) ve (Klod Bernar), (Kâtib Çelebi) ve (Ogüst Kont), (Kanuni Süleyman) ve (14 üncü Lui) ve ni- hayet topyekün Şarkla Garp arasında- ki gerçek mahsub muamelesini yapa- bilecek ve hâlâ tutturulamıyan, her- gün biraz daha kurtlandırılan bu ma- yanın cevherine erip onu gençlik ha- murunun teknesine atacak, sizim ne- sildir. - ve işte ilerilere doğru yeni yetişen- lerl < ORMANDA SÖYLENEN TÜRKÜ Biz size kayın ağacı, çam ağacı, portakal ağacı Şeklinde here paz Biz sizinle ca Pazarda, evde e Beraberiz. Elbise dolabınız yanınday Biz sizi gövdemizden kulübe yapar görüyoruz; Apartıman yapar, tabut yapar.. Birinin gölgemizde yatan hâli vw Birinin vücudumuza GeT bime Biri Peş inen tutkun. Biz neşe ağacı, çınar yeis Bizim de asılmışları dallarında, felipe A / di Salâh BİRSEL Sl Yl öde çk