30 Kasım 1945 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5

30 Kasım 1945 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEHL (ABDULLAH TESTERİ OĞLU) : — Allah sırrını takdis etsin — Bir korkunç hastalığa uğramıştı. Vücudünü zerre zerre didikliye dikenliyen bir hastalık... nl hastalar. onun duasıyla şifa bulur, 3 Sehl'in kendi kendisine" dua' ettiği görülmezdi. Tefsirci : — Sehl! veliliğe o hastalık yü- zünden erdi. Hiç, illeti e diye dua edebilir eek kek Sordular — Masltimanlirdan küfürdeki: lere en yakın olan kimdir — İmtihana çekilen o adam ki, kendisinde sabırdan eser bulunmaz, ABBAS (AHMEDÜŞŞAİR OĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — dakikalarında, kendisini bulduğunu soranlara şöyle Son nasıl dedi: — Tereddüt içindeyim. Ne is- tediğimi, ne istemek gerektiğini bilmiyorum. Eğer gitmek istesem, dâvaya ve küstahlığa düşmek kor- kusu var.| Kalmak istesem, dilekte kusur göstermek ve ondan kaçmış olmak korkusu... Bekliyorum; onun ne diliyeceğini, ne yapacağını bek- liyorum. Bu sözün peşinden arkasına ba- kan derviş, başını tekrar çevirdiği zaman o gördüki, Abbas, ruhunu teslim etmiş... EBUHAMZA (HORASANİ) — Allah sırrını takdis etsin — Camide vaaz esnasında, birden- bire içine baygınlık çöktü, kürsü- den:düştü; onu takip eden Cuma günü de can verdi. Dedi ki: : — Eğer gaflet olmasaydı, âşık- lar, Allahı zikretmenin sefasından kül olurlardı, Yine dediki: — Gafillik ve hafiflik yoluyla biri beni avutsa'da üzürimdeki yük- ten bir parça rahatlasam, onun vk tün günahlarından affedilmesini dilerdim Tefsirci : — Yârap; seni anmaktan ürke- - rim ve kendi bilgimden kaçarim ve öz mecalimden korkarım ve sımsıkı gaflete yapışınım. HAMZA (ABDULLAHÜLALEVİ OĞLU) .— Allah sırrını takdis etsin — Niçin bu: kadar açlığa düştü: ğünü soranlara cevabı beş keli- melik: — e tok olanların hali ma- lümdur EBUSAİT (HARRAZ) — Allah sırrını takdis etsin — Bir gömlek dikiyordu. Diktiği yer bitince söküyor, yeni baştan dikiyordu. Aynı hat üzerinde söküp dikiyor, söküp dikiyordu. — Nedir.bu yaptığın iş? Aynı bayi niçin boyuna söküp dikiyor- un — Nefsimin beni uğraştırma- ması için ben onu uğraştırıyorum. Cüneyd'in sözü: — Ebu Sait şu kadar yıl terzilik etti; iğnesinin batışı ve çıkışı ara” | sında bir ân haktan gafil olmadı. efsirci : — Ebu Sait bu yolunen bü- yüklerinden... Hemde ne kadar?.. O; topallamalı ki, başkaları “kendini takip edebilsin... O, «Bu yolun başı, bir irşat ediciye bağlanmak ve onun. tarafından kabul edilmek, sonuda bulmaktır» dedi. Yine de: diler ki, «Anlamak ve bulmanın ne söylenir, ne de yazılır tarafı var; ne öğretilebilir, nede gösterilebilir»... Evet, evet, ben onu ne kadar ara- dımsa kendimi buldum; şimdi ken- dimi arıyor, onu buluyorum. Onu bulunca kendinden kurtulursun, kendinden kurtuluncada onu bu- lursun. Başlangıç bunlardan hangi- Halkadan pırıltılar'da arada bir gördüğünüz (Tefsirci), aynı veliler halkasının bir büyük mensubudur. Sakın bu (Tefsirci) yi (Adıdeğmez) sanmayın... (Adıd 3) in tek dik- kati, bu saffet ve ulviyet âlemine, kendinden ve ehil olmıyanlardan tek şizgi karıştırmamakdır. si? Onu 'da o bilir. O, belirince sen silinirsin; sen silinince'de o belirir. Başlangiç bunlardan hangisi? Onu- da o bilir. Bir kismı dedi ki «Ken- dinden kurtulmayınca bulamâzsın!». Bir kısmıda dediki <Bulmayınca kendinden kurtulamazsın |», İkisi de bir; ha taşı destiye vurmuşsun, ha destiyi taşa... Fakat bön, «Bulma- yınca kendinden kurtulamazsın b diyenlerle beraberim. Senin kendi kendini silmek cehdinden evvel, Onun, kendi kendisini belirtmek ar yüz göstermelidir. Üstün olan budu Ebu Sait düğü i, cehd sarfetmek, kendi kendisini harcamakla Hakka erişirim sanır, zahmet çekicidir. Oki, cehd şâHtötmöden erişeceği itikadındadır, oda kuruntuda... Tefsirci : -— Kimse onu istemekle bula-. * maz, ama yine isteyen bulür; bul- mayansa zaten istemeyen demektir. 4k Ebu Sait dedi: — İleridekilerin tiyası, geride kilerin. ihlâsından hayırlıdır. * ölerkee Ebu Sait dedi: — Geçmiş vakti yi çalış- mak, gelecek vakti kaybetmektir. #kk Ebu Sait dedi: Şam er ân, ondan gelen hiçbir nimetle şâd olmayıp beklerim. © #*k Ebu Sait dedi: — (Mescidi Haram) da öturu- yordum. Biri gökten aşağı indi ve benden sordu: alameti nedir?>. maktır»... göğe çıktı. çi Ebu Sait ded — (Arafat) ee Hacılar dua ediyordu. Bana da dua arzusu geldi. Fakat düşündüm: «Ne dua edeyim; Dedim: «Vefalı ol- bana vermediği birşey kaldı mı ki?»... Yine dua etmiye niyetlendim. Ses geldi: «Bundan sonra duamı edi- yorsun; beni bulduktan sonra ben- den birşey mi istiyorsun ?»... ZALİM (MEHMEDOĞLU) — Allah sırrını takdis etsin — Adı Abdullah iken, kendi ken- dine (Zalim) ismini takmıştı : — Yaradana kulluk göstereme- diğim her defa, Di bağli değil miyim «Doğruluk ve sevgi «Gerçek b dedi ve yine |

Bu sayıdan diğer sayfalar: