Yaşamak veanlamak şehveti EVVELKİ sayısının kapağında, (Büyük Doğu), gençliğin rüya- su halinde resimlendir- di: Filim kusan bi sinema ejderi, bir ba- çıplak bir bacağı, bir tavla, bir d söz, bir boks yum- ruğu, bir sinema aktörü ve köpeği, bir caz zencisi, bir saksofon, bir içki şişesi, bir tenis if unsur- benzetmek için maymunlaştıran Avrupalı... Hemencecik itiraf &deyimki, bu tablo içinde benim gençlik arzularımıda peşinde sürüklememiş zevkler pek azdır. Belki iştah- A a ie e? Bilmek ve Anlamak Kâzım Nami Duru ANZİMATTAN sonradır ki, Medrese T ilimlerinin yanı a ayrıca müs- be unduğu anlaşılır gibi mr kısır ve köse idrakiyle değil, keski v rke ir ye hem de Medrese ilimlerinin ruhu v ri olarak v doğmalı Pei miydi ? o Ziya P Zaman zamanı terakki, cihan cihanı ulüm Olür mu cehl ile kabil bakayı cem'iyat . Cihanın, terakki cihanı oldu- e kanlı neticeler mr a anlıyalım Batıda (meto â) lu bir yürüyüşe çok- tan girmiş olan Batı tatbiki ilimleri, Tan- v r larımın ve isteklerimin eski albumu içinde bir tenis raketi, bir ararsam bulamam; fakat gençlik rüyalarımın kolleksiyonu içinde filimlerin, baloların, dans- ların, kadın bacaklarının ve içki şişelerinin türlüsü var... Bunlardan herbirinin ümidi ve gerçeği içinde sayısız geceler sabahladım. bazan satırlık bir parçası, bir mısraı tek kelimesi, gerçeği bütün kımıldanışları içinde yakalayıp ir kavramağa çabalıyan mefhum, insanı De bir melodiyi ve onun makam sistemini bir i çevresinin varlık telâkkisine bağ- layan bir tek sesin tahlili, bir manzara res- minde insanla kâinat arasındaki münasebetin sırrını taşıyan bir tonun mânası, bir toprak istihsali vetiresile bir ruh hali arasındaki bağlılıkta ikisinden birinin öncelik hakkı, keyfiyetle kemiyetin birbirlerine “irca edilir olup olmaması ihtimallerinde saklı iki zıt dünya anlayışının münakaşası ve hergün ga- zetelerin zabıta vakaları sütunünda yahut alan hâdise ve fikirle- çeşitli Türk selele- birinin bir noktası üstünde de sayısız siler sabahladık. rinden herhangi Biz gençliğin yaşamak şehvetini anlıyoruz. Bu, bagla İstanbulda, Şanghayda, Nevyorkta ve Pariste aynı şeydir. Protoplazmanın beş yüz bin yılönce arz üzerinde geçirmeğe başladığı sergüzeştin hayvanca tarihinde son merhale, dünyanın her yerinde aynı şeydir. Fakat1.. Biz babişiiğin yaşamak şehvetini anlı- yoruz da, o, bizim anlamak şehvetimizi anlıyor ve... yaşıyor m AİN DİNİNİ İİİ İİİ İİ İİ dünya görüşü halinde benimsenemedi. Türk göste Ziya Gökalp... Ona gelince; adar, 'T: imat sonrası münevverleri arasında, Bat nlam anlayış; vahdetleştirebildi mi ? no lim; fakat şimdi e ve yalnız üstün. körü nakillerle, iktibaslarla geçinenleri- z var. Apa bir hakikattırki, felsefe, oya, mera) gibi mânevi iyi bulmuyo: Zira az bilsin, çok satsın; madde refahının yolu ii ir muvazaa içine girmiştir. ki (Olur mu Cehl ile kabil bakayı Ken İN ll önümüzde alev alev başıboşları kollayan mizi karaltılar içinde heceleyiniz / tütmekte... Mânevi ilimlerde şahsiyetli ba: ara 2 ihtiyacında olduğu- muz, ne devlet, ne cemiyet, kadrosunda kimseyi üzmek larımızı bile kaybetsek, müteveccih bir Atom bombasından üstün bile v— etsek; yı mek ve pa mak çilesine ne ka- ancı kaim. Batı dillerinden çevirmelerden e m ve anlamak 8 gri ne uymak ve tâbi ol. ilerini Dav ğini ve son derece mahrem ve girift köklere bağlı... Ne olacağız?.. Ne bekliyoruz?.. Bir büyük adam; dün, ve yarın arasında tam ve gergek & bir muhasebe şahlanışıyla doğrulacak ve Ğ hepimizi doğrultacak k te- Adesenin göziyle her hafta bir iş ve yi im. fekkirini be YEAMA iv kertesindeyiz Bu ihtiyacın son iü yarısı Beyoğlu si Meydanı... (X) işaretli yerde iki kadın ve bir sında pazarlık... (Tİ. işaretli, Börekçi... (—) işaretli salepçi... (Büyük Doğu) Fotoğraf, li gece yarısından sonra ciğerlerini kusacak kadar kendinden geçmiş sarh maddi ve manevi çatı, bu köşesini tesbit edebilmek için sv kadar bekledi. İçtimat diler