e B.Donu seyı 23 p UL Resim (GALERİ) Cemal TOLLU DAĞCILIK Kulübünde açılan ikinci (Plâstik) sanatlar sergisinin açıl- ma merasiminde bulunan herkes yerin darlığından, resimlerin fena asıldığın- dan, ışığın uygunsuzluğundan şikâ- yetçiydiler İstanbulda bir sanat tezahürü olunca, (Daimi resim galerisi) ve (Sergi sa- lonu) davası hemen kendisini acı bir şekilde hissettirir. Sanat seven bütün gazeteci dostlarımız da ihtiyacı tebarüz ettirerek alâkadarların nazarı dikkatle- rini çekmeğe çalışmışlardır. Bizim de ayrıca gerek şahsen, gerekse teşekkül- ler adına alâkadar kimselerle görüştü- gümüz zaman hakkımız teslim edilir; bizimle beraber onlar da üzülürler, fakat bu dert yerli yerinde kalır. Yokluğun telâfisi yolunda hiçbir ha- reket göze çarpmaz. Sıporcuları boş arsalarda boy ölçüş- mekten kurtaran düşüncenin, güzel sanatlar sahasında da yer almasını çok isterdik. Müterakki milletlerin mühimce şe- hirlerinde böyle sergi binaları bir de- gil, birkaç tanedir. Hattâ İki türlü sergi evine ihtiyacımız vardır : 1 — Halkın uğrağı olan bir cadde e işlek bir piyasa yerinde daimi bir (galeri)... Burası, ayrı bir deposu ve cadde üzerinde güzel bir (vitrin) i ile küçük bir sergi salonudur. Yâni resim satmağa mahsus bir dükkân... Bu iş başka memleketlerde devlet işi değil- dir. Bu işle uğraşan ve bu yüzden servet sahibi olan tüccarlar vardır. Fakat bizde bu işle uğraşmağa cesa- ret eden ve bu sanatı seven bir serma- yedar bulunamadığından, ancak dev- let veya Belediye ön ayak olarak bu çığır açılabilir. 2 — İstanbulun ortalama bir yerin- de, nakil vasıtalarının yolu üzerinde resim ve heykel teşhirine elverişli, ge- Medent memlekette resim sergisi niş bir bina yaptırılmalıdır. Bu binanın içinde irili ufaklı birkaç oda ve salon bulunursa, muhtelif şekillerde her za- man istifade etmek mümkün olur. Sonra, böyle bir binaya malik ol- çarşı ve mahalleler halinde sanat eserlerini o toplıyan, alan ve satan müesseseler bulunmaktadır. Bundaki âmil, o milletin fertlerinin diger eş- yalara olan ihtiyaçları kadar resim almağa da ihtiyaç hissetmiş olmala- rından ileri gelmektedir. Bununla be- raber devlet de karin düşen payı yapmaktan geri kalmıyo Tabii güzelliği ve tarihi değerile her zaman seyyahların uğrağı olan İstanbul gibi bir şehirde belki kulüp, gazino, (stadyum) gibi tesisattan ev- vel bir şehir tiyatrosu, konser ve ser- gi salonları bulunmalıdır Medeni ve ileri bir millet olduğu- muzu anlatmak için başlıca vasıtalar- dan biri, belki de birincisi, (Plâstik) sanatlara, İstanbulun birkaç semtinde, hiç değilse tek ve esaslı bir semtinde mekân ayırmaktır. Yoksa Avrupai kıyafetimiz, bu hususta bir fikir ver- meğe kâfi değildir. BAŞLAR Neslihan Kısaküreğe Konuşulup. sokağa atılan kelimeler, Yüzer, içinde havamızın; Bizde biter seslerindeki mâna, Sükütta başlar. Görülüp içimize sinen manzaralar, Yaşar, âleminde muhayyilemizin ; Hakikatte sönen renklerinin şehveti, Hayalimizde başlar. Yaşanıp kalbe giren hatıralar, Uyur, hazinesinde gençliğimizin; Maziyi kemiren pişmanlıklarındaki acı Halde başlar. Ve insanlar, ki tanınmış ve sevilmiş, Konuşurlar, gecelerile ömrümüzün ; Bazan susar fısıldanışlarındaki aşk, Bazan başlar. Celâl SILAY S7 | inkişaf iddia edebiliriz?.. ?le mak İstanbul için başka cephelerden de faydalıdır. İstanbulda sergi yap- mak istiyen yabancı devlet ve mües- seselere de bu hususta kolaylıklar göstermiş oluruz ki, bunun da memle- ket için faydalı olacağı şüphesizdir. Alınacak ufak bir giriş ücreti ile bu binanın hiç olmazsa tutulma ve idare masrafları çıkabilir. Yâni böyle bir binanın belediye veya hükümete tam bir yük olmıyacağı aa İstanbulda, biri Eminönünde, diget Kadıköyünde, yeniden iki Halkevi Biberi yapıldı. Halkevlerinin mühim faaliyet- lerinden biri de güzel sanatlardır. Her ikisinde, birer güzel sahneli salon var. Temsil ve konserler için mükemmel bir şey... Fakat her sene hiç olmazsa konser ve temsil kadar resim hare- keti de olduğu halde bu yeni binalar birer küçük teşhir salonuna malik de- ğillerdir. Kadıköyü Halkevinin iki odası bu işe ve bilhassa amatör sanatkâr- ların çalışmalarına hasredilmiştir. Fa- kat güneş ışığından ve sıcaktan bu odalarda çalışmanın imkânı yoktur. Buraları ancak (ser) hizmeti görebilir. Bir bakkal bile malını en iyi şekil- de teşhir çareleri ararken, resim ve heykel için bu ihtiyacı anlamamış gö- rünmek bizim içinsutanılacak bir keyfiyettir- Taksimdeki İnönü gezisinde böyle bir yerin ayrıldığını, fakat şimdilik bu yerin yeşil saha olarak kalacağını şehir mütehassısı (Prost) söylemişti. Hattâ Vali ve Belediye Reisi Doktor Lütfi “ Kırdarın böyle şeylere pek ehemmiyet verdiğini, şayet kendi- sinden rica edersek lüzumlu tahsisatın bir an evvel tedarik edilmesi için her fedakârlığı yapabileceğini de ilâve et-. mişti. Her fırsat düştükçe“ bunu ken- - dilerinden rica ettik. İki senedenberi ümitlerle bekliyoruz. Sanatkârların tek meziyeti sabırlı olmalarıdır. Gene Hâkeza bekliyeceğiz. Ve yalnız şunu ilâve edeceğiz ki, henüz madde davası halledilememiş olan bir sanat şubesi- nin ruhu üzerinde nasıl bir varlık ve