24 Mart 1944 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10

24 Mart 1944 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m A A ram — — SÖZLERİ Unutmak, ilmin âfetidir; ehil km ilim öğ- retmek de, onun kaybolmasına sebeptir Ben, kullar sofrasında, kul gibi yemek yer; ve kul- lar meclisinde, kul gibi otururum. #e Münafığın üç âlameti vardır; yalan söyler, vaadini tutmaz ve emanete hiyanet eder ikikak Allah'ın en fazla kızdığı helâl, karısını boşamaktır. #ik - Sevininiz; size müjde veriyorum! Siz de, kendinizden sonra gelenlere müjdeyi verin! Gönlünün ta içinden Allah'ın varlığını ve birliğini tastik edenin yeri Cen- nettir. ##k Mescitlerinizi, sade ve ziynetsiz bina ediniz; lâkin şehir ve beldelerinizi ziynet ve şerefli... #k Cebrail bana dedi ki: “Yâ Muhammed; istediğin kadar yaşa, sonunda öleceksin! Kimi istersen sev, sonun- da ayrılacaksın! Dilediğini işle, sonunda cezanı bula- caksın! Bil ki, inanan kulların üstünlüğü, geceleri ibadet etmekte ve halktan uzak olmaktadır,, #ik Mazlüm kişinin duasından, kâfir de olsa sakınınız; zira Allah mazlümun duasını kabul eder. #ek Allah'a inananların doğru görüşüne de inanınız! Zira Allah'a inanan, hadiselere, ilâhi nur ile bakar. ##k Allah nazarında en güzel söz, doğru sözdür. Lili © Allah'ın nazarında savaşların en azizi, zâlim padişah ve halifelere karşı, hiçbir şeyden korkmaksızın doğruyu söylemektir. # Allah, içinde öksüzlerin terbiye edildiği evi sever. vk Birine dost olsan da orta derecede ol; belki bir gün bu dost düşmanın olur. Bir adama kızsân da orta dere- cede kız; belki bir gün onunla dost olursun da utanırsın. Dostun düşman olup gidince, seni pişman eder; dostluk zamanında senden aldığı esrar ile sana hücuma kalkar. ve İmanı halis, yüreği garezlerden salim, lisanı sadık, nefsi tok, hilkati doğru, kulağı duyar ve gözü görür in- san, kurtulmuştur. * * * Şükrü eda edebilecek kadar az nimet, şükrü eda olunamıyacak kadar çok maldan hayırlıdır. #e Şehitlik her günahı affettirir; yalnız borcu, ibâd hakkını affettirmez. Hazreti Muhammed — (Binbir Hadis) ten — M. K. SRMN i pon edi ii ibs lde ad? * Baldan DEVLET VE sİYAasEr 5. (Peisistratos) köylülerden onda bir alıyordu. Yine bu sebeplerden nahiye hâkimlerini kurdu. Sıksık ken- disi de köylere gidip, ne var, ne yok, gözdeh geçiriyor; kavgalıları uzlaştırıyor, dışarıdakilerin ği inip işlerini yüzüstü bırakmalarının önüne geçmiye çalışıyordu. Yine böyle bir kere dolaşırken (Peisistratos) ile, (Himettos)- taki, sonradan “Vergisiz tarla,, adını alan köylü arasında herkesin bildiği konuşma geçti. (Peisistratos) bu adamın baştanbaşa taşlarla dolu bir yeri kazıp işlediğini görerek şaşıyor; yanındaki adamını gönderip tarladan ne mahsul aldığını sorduruyor. Köylünün verdiği karşılık şudur: — Yalnız kötülük ve zahmet... Bunlardan da onda bir alacaksın! ##k Bundan sonra halkın yol göstericileri değil, halkın avcıları olan (demagog) ların ortaya çıkması yüzünden devletin düzeni gevşedi. ## Meclis, her yıl otuz yaşından yukarı yurtdaşlar ara- sından seçilmiş kimselerden kurulacaktı. Meclis üyeleri, ücret almıyacaklardı. i #e Atalar zamanında olduğu gibi, meclis dört yüz üye- lik olacak, bunun için de, her kabileden kırkar kişi alınacaktı. Bu kırk kişi her kabiledeki yurtdaşların otuz yaşını geçmiş kimsöler 'arasından ve daha önce göster- dikleri namzetler içinden seçileceklerdi. Dört yüzler devlet memurlarını tayin edecekler, bunların edecekleri yemini yazacaklar, kanunlara uyul- masına ve memurların ayrılırken hesap vermelerine, iyi sandıkları yolda, bakacaklardı. Siyaset hayatına düzen vermek üzere konulacak kanunlara meclis uyacak, bun- larda ne değişiklik yapabilecek, ne de yerlerine başkaları- nı koyabilecekti. #.. Meclis üyeliğinde, askerlikten ve başka bütün memur- luklardan hiçbir kimse; ne şimdi bu yerlerde bulunanlar, ne de başkası, bir defadan çok bulunmuyacaktı. #ek Bir kere şehrin bayı olduktan sonra ana yasa için veri- len kararları bir kıyıya atıp, bir ilk seçimle ayrılmış beş bin yurtdaş arasından beş yüz kişilik bir meclis için üyeler toplandılar. Bundan sonra yanlarına Pire limanı için on (arkhon), ayrıca on bir ceza evi müdürüyle, üç yüz kam- çılı bekçi alarak şehri boyundurukları altında tuttular. #ek Şehir üzerindeki hâkimliklerinin iyice sağlamlaştığı- nı gördükten sonra dokunmadıkları yurtdaş kalmadı: Varlıklarıyla şaşırtıp, yüksek soyluluklariyle, yahut her- kesten gördükleri saygı ile ön dizide gelenleri öldürdüler. Dilekleri, korku yaratabilecek ne varsa ortadan kaldır- mak olduğu kadar da, mallarına el koymaktı. Öldürdük- leri yurtdaşların sayısı az zaman içinde bin beş yüzü buldu. ARİSTO—( Atinalıların Devleti ) — Dr. Suad Yakup Baydur Yala

Bu sayıdan diğer sayfalar: