semer ğ i h b F Talât, Selânik - Manastır - İşkodra vilâ. men) idi, İşleri arasında, kendilerini. “bir leştirecek hiçbir benzerlik, bir yakınlık yoktu. Talât Kırcaalili, Rahmi par e Fakat bir ideal uğrunda, birbirlerin. n hiç yüksünmiyecek kadar sevişip bir. seed Bu sevgi, bu birlik sonuna ka. dar sürdü, gitti, i İttihat ve terakki Cemiyetihin o vakitki arkadaşlarından sağ kalanlar, bir çok olay. arın etkisi altında birbirlerinden uzak, birbirile ilgisiz kalmış iseler de, eski iç. tenliklerinden, yetirmişlerdir. Bu iç duygusunu, bugün de, yüreklerinin derin. liklerinde bulursunuz. İçleri anlar vardı; sonluktan bir hayli yararlanmışlardı. Yal. nız Mason olanlar birbirlerine (Jiüm . a. nadan), yalnız İttihatçı olanlar (lieb - ba. badan), hem rm hem İttihatçı olanlar da (W.4beveğri i ba bir) kardeş derlerdi. Bu içtenliği yaratan hye ide. âldi, Osmanlı Hürriyet Cemiyetini il on arkadaştan dördü Gömmeli Tahir, Ömer Naci, Hakkı Baha, İsmail C t) Ma. son değildiler, olmadılar da. Ötekiler, ce. miyeti, kurmazdan önce Masondular, cemi. yeti kurarken de Masonluktan yarârlandi. lar. e * Bu yazımda, okurlarımı şöyle böyle 47 yıl. geriye, eli p 1898 yıllarına götürmek istiyorum. Büuni rihinde bir yeri var .mıdır;' onu; vi iu takdirine bı. rakıyorum; yazımı okusunlar ve Biliş , Jerini. versinler, Mavzer tüfeklerinin redif alirlar da dağıtılması, (ilâve, teşkilâtı) , yapılması İstanbul olan birinci, Edirne olan ni Manastır olan üçüncü, Erzincan olah düncü, Şam olan beşinci, Bağdat Fg > e m olan yedinci ordular, Her or. nizamiye, dört redif fırka (tümen) wi Di Sonradan yeni fırkalar lenmiş üçüncü orduda 17 nci ve 18 inci delim kurulmuş olduğunu hatır. lıyorum. Her fırka iki liva (tuğay) dan, her liva, iki alaydan, her alay dört tabur. dan bileşikti, Taburların dörder bölüğü vardı. Beşinci ordunun Giritteki 7 nci fırka. sı, adanın boşaltılması üzerine, ze ge tirilip yerleştirilmişti. On yedinci nizami. ye fırkası İşkodrayı, on sekizinci ka da Metroviçeyi merkez edinmişti. Her niza. miye fırkasında, dört nizamiye alayından başka birer de nişancı taburu vardı. Ordu merkezi Manastirda bulunduğu halde ko. mutanı olan müşir Selânikte bulunurdu. 12 f 54 Mi bele e i vw TAA UT LR ALA IR TLRMI Kâzım Nami DURU Nasıl ki 17 nci fırka ile 17 ve 18 inci ni. i şancı taburları da oradaydılar. Askerlik yirmi yıldı. Yirmi bir yaşı. ” na giren her Türk genci, kurasını çeker, nizamiye ocağında dört yıllık skerkğini yapardı. Bu dört yıllık muvazzaf askerlik. ten başka iki yıl da ihtiyat hizmeti vardı; ihtiyatlar da sırasında silâh altına alınınca nizamiye kıtalarında hizmet ederlerdi. Re. diflik hizmeti sekiz yıldı. Bundan sonra altı yıllık bir müstahfazlık hizmeti vardı. Redifler, herhangi bir seferberlikte silâh altına alınırdı. Bundan ötürü redif fırka. larınm, livalarının, alâylarınm, taburlarınm kadroları, her taburda silâhlar, elbiseler saklı tutulan depboylar, cephanelikler var. dı. Müstahfazlar, ancak çok büyük bir harp Kâzım Nami Duru ( 1315 - 1899 ) sırasında iç yurdu Kesik için çağırıla. klardı, o 5 Redif hizmetinde bulunan 27.35 yaşın. da erler (muinli), (muinsiz) diye ikiye ayrılıyordu. Muinliler, : askere gittikleri vakit anne, kız kardeş, eş, çocuk gibi en yakınlarına bakacak ki bulunanlar, muinsizler de böyle yardımcıları bulunmı. yanlardı. İşte ilâve teşkilâtı bütün bu mu. insizleri de, sırasında, silâh altına rm için kurulmuş, .bölüklerine birer mülâz (teğmen veya üsteğmen) lik kadro Şeri Nizamiye taburlarında olduğu gibi, re. dif taburlarında da çoğu zabitler okur ya- zar değillerdi; erlikten onbaşılığa, çavuş- luğa yükselerek Sonunda zabit olurlardı. Bunlara emi kadar ağa derlerdi; sonradan ' o ip yazma aya ha (e. fendi) lik yin Kaymakam olunca o. kur yazarı da, ümmi olanı da imei SI. nıfına geçtikleri için efendilikten, ağalık. tan kurtulur, bey olurlardı, Benim bulun. GEN taburun (Tiran redif taburu) ko. 10) : a ei “lidir ya Edirnede, yi “(Dıraç) taki Avusturya pos mutanı binbaşı Bekir Ağa idi. Yüzbaşım Manastrlı Abdül, evvel mülâzimim Filibeli a alaylı efendilerdi. nn bir ya. a bırakılınca taburun, kâtibi de birlikte, on dört zabiti hep alaydarı, o vakitki tâbir. le çantadan yetişmişlerdi. İlâive teşkilâtında (Tiran) a evvel mü. lâzim Küşat Efendi adında bir in geldi. Bu arkadaş 1308 veya 1309 da Okulundân çıkmış Varnalı bir hi Şamda, sonra Edirnedeki askeri idadile. rinde fransızca muallimliği etmişti. Edir. nede siyasetle uğraştığı âhlsıldiğındak İşkodraya sürülmüş, oradan da Tiran ilâ. ve Km rg gönderilmişti, Dü. şünün bendeki si Derken Kuleli önel İdadisinde cebir muallimliği eden Kolonyalı yüzbaşı Ali eek Efendi bizim taburun dördüncü bö. lüğüne yüzbaşı olarak gelmez mi? Bu ar. kadaş İstanbulda Cinel Terakki) 6. zel okulunu kuran Nadir Beyin bacanağıy- dı. Nadir Bey siyaset VW tutulup hap. se tıkıldıktan sonra bacanağı Ali Galip de (Tiran) redif 'taburuna sürülmüştü. Dör. düncü bölüğün merkezi (Akçahisar) ka. sabası olduğu halde Ali Galip (Tiran) da kalabil Üç Sade birlikte bir ev tuttuk. Bu mini birlikte geçirdiğimiz birkaç aylık ha. , benim için, özel bir i vardır. idaresince (evrakı denilen gazeteler, er kitaplar elimize geçebiliyor, bunlar I okuyorduk, Hele Doktor Abdullah Cevdetin (Şiller) - den türkçeye çevirdiği o(Vilhelm Tel) pi. yesinin eesaya Ali Galip öyle heyecan. la okurdu (Titan) ın ileri düşünceli beylerile iki toptanlardan Abdi, Fuat Beylerle her buluşuşumuzda Ali Galibi, meselâ ocak üstü gibi yüksek bir yere o. turtur, Abdullah Cevdetin o Meşrutiyette (İki iy adıyle ayrı bir kitap olarak bastırdığı önsözü okuturduk. Küşat —ki bugün ie ei emek. kodrada (İt. tihat ve Terakki) laa girmiş ola. caktı. Bu cemiyetin İskodrada şubesi vardı, Küşadın önayak olmasile ben de o vakit (1898) bu cemiyete 8/31 numa. ra ile girmiştim; sonra (Tiran) da doku. zulıcu şubeyi açtık. Toptanlardan, Murat Bey adındaki kar. deşi Konyada sürgün bulunan Refik Bey ötedenberi her türlü (Evrakı muzırra) yı anesi yolile getirtir, bize de verirdi. Böylece (Tiran) ın çok serbest, çevresinde, o İmperatorluğun herhangi yerindekinden çok ileri bir hür. riyetle yaşardık. Size böyle yarım yüz yila yakın bir ri rileme yaptırdığıma odarılmayınız, bunda ben bir tarih olayının belirsiz Ni m gıcına işaretler buluyorum. Gerçek, bugün Arna vutluk bizden büsbütün ye bir ülkedir. Fakat ilk ayrılışının sebepleri bu. gün dahi iyice bilinmemektedir. Sonra da, Meşrutiyet tarihimizin Arnavutluktaki üç > Al X geçmiş olaylarla İyi az çok ilgisi vardır. Bu m ilerledikçe bu gerçekleri in ğe çalışaci (Devam edecek)