— kü içerde mi dışarda mı Selâmsız, sabahsız, hem Tanzimat eks li ve be a- damına geçiyor Tanzima e Öklünül ce., miyetinin, tam bir siklet mer- kezi kanunile ve asırlarca İle oturduğu dünyadan, er bir dünyaya doğru kayışını çerçe- ve devirdir. Bir dünyadan başka bir dün. yaya bu göç hareketi, kendini ni (Gülhane ger nda devlet ağziyle haber Artık, ÜN ç MA lâ- zım bir dünya vardır ki (eski) e ve içine girilmesi lâzım bir aşka dünya vardır ki (yeni) nin mümessilidir, (Eski) nin müflis olduğu yer Doğu, (yeni)nin itibar kazandı ğı yerse Batı. guyu, re, (eski) içerde e ve (ye- ai) dışarda mutebe Kendimize ait bir pe pörsüyüşünü sezmek, yabancısı olduğumuz başka bir bünyenin sırrına. ermeğe eye çok ko. lay ve kaba bir y Tanzimatı Göğü şuur da, gelen dünyanın getireceği mu- vazeneden ziyade, giden dünya. nm götürdüğü muvazeneyi seze. . bilecek; gelenin varlığından yade gidenin yokluğunu kara. yabilecek; ve ancak tefsirsiz ve tahlilsiz, deri: üstündeki oteza- hürlgri görebi damları elinde ve bir iç âmilin tekevvünleri (omuhassalası ola. rak değil, gündelik siyaset a- damları elinde ve bir dış müna- sebetin tenbihleri neticesi mey- dana gelmiş, bir satıh ve siya. set intibahı olmaktan ileriye ge. çememiştir, amızın iflâsı öyle bir va. rile ve içten kabaran okşayışla. rile idrâk edilmez; yolun kildiğimiz için, kötü niyetli ve öldürücü dürtüşlerile n Bağ gelen tokatlarile idrâk Bu talihsiz eri a e gimiz ve içinde' o dünyanın iflâsma Him bil. mediğimiz ve dışmda olduğumu bir dünyanın zaferini körükörü. ne teslim ettirmiştir. Böyle ölüm tehlikesi anların. da, hemen hiç'bir Tr rinin > ve en. e pilânda iktida kin: “ (Eski bütün. İk bayt © söklerde kesifleştiği halde, dallarda, kö. bilin. .mez, bulanık ve iptidai bir mah. i o ver 9 (0 f KA Ç AE EZ DORDÜNCÜ MEKTUP lük peyda olur. İşte, en nezi. ketli bir intikal devresinin kur :yerindeki Tühallanı 'ık sanat ve fikir adamı bu im Bu tipin e kayıtsız ve şartsız R LIK, şuuruna kayıtsız ve pa sız TAKLİT ve benliğine kayıt. sız ve şartsız AŞAĞILIK UK. DESİ hâkimdir. Doğu, harikalar ve mu. cizeler diyarı değil, sokaklarda ilâhi okuyan mağmum dilenei. ler, NA ve harabeler memleketi. Artık Sâdâbât bah. v kğ değil, dez ay) da. Telli pullu gem Haliçte değil, Efrenç mmlik nm tersanelerinde denize indiri. lir. Bir zamanlar her neferin ce. binde bir parça tunç taşmarak Bağdad önlerinde dökülen top. lar, Türkiye ii Avrupa malı. Saray o(Topkap) değil Şar. ii bali (Şiraz) değil (Goblen) ve sa Bütün st hakikatleri, ilk mekteplerde, eşya dersleri tab. “losu ve kıraat kitabı kadrosu i- indedir. çinde al atta geçen veya geçm ilitimeli olan vakaların hikâye kılıklı nakline roman derler. Pu ne harikulâde tariftir! O kadar harikulâdedir ki, bir vak. ayı hikâye kılıklı okaleme al. mak, ilk roman mucizesini yap- pes kadar e vi (Sergüzeşti Ali Bey — Namık Kem Dağlara, çiçeklere, 2 dair de siir yazılır. Bu ne ye. niliktir! Öyle ki dağa, çileği © ve kuşa dair bir iki manzüney. le, Avrupada ilk sınıflarda oku. nan bir kaç edebiyat kaidesini — araya getirmek bir hâdise ir. (Zemzeme ve Talimi edeli. vel - Recai Zade Ekrem). Ziya Paşa ve Muallim Naci Necip Fazıl KISAKÜREK gibi, Divan Edebiyatınm Sou artıklarından bir şeyler yapmak istiyenler ve bu gidişe pek de itimadı olmıyanlar vardır. (Ha- rabat - Ziya Paşa, Demdeme - Muallim Naci). pe Kemal gibi, o geriye dönmeği en büyük tehlike kabul lal fakat ileriye doğru da, vatan çığlığından başka hiç bir şey bilmiyenler vardır. (Tahri- bi harabat - Namık Kemal). Beride zavallı Ahmet ein Efendi, viyolonselle çala; ıgâhları dünya hârbine gelincey Türk romanında da. ha hakiki kaldığını inik cok zor. Ferdiyetinin müstesna oku- maşile Abdülhak Hâmid, men. sup Olduğu kadroyu aştı. Dev. P: reçirdi, taklid tesirini iğ yaklaştırdı, ği bir içtimai da- vası olmadığı halde, içtimai pi- lânda Günlük (Namık Ke. mal) hayran etti. O, benliğini doğrudan doğruya kanatan hâ- diseler okarşısnmda unutulmaz sesler çıkardı. (Makber). Dakat Garbı kökünden idrâk edereği. ne Garb (viveur) ve zarifi sevi- . yesinde gezindi, Garbm maddi hayatımda aradı, Gavblı isimler taşıyan kahra- manların derisine girmeğe ba. yıldı (Finten ve saire). Şeyh EN ; Yelmilkesile (Şekspir) ve (Hügo) yu meşketti. Ölüm ve Allah gibi büyük ve mücer- red meseleler karşısında alâk- sahibi oldu, fakat şahsiyet sa. hibi olamadı. bdülhak Hâmid, netice itibariyle sanat ve esteti. eğ çi Yi hasriinesrini . AR Gnl e 7 TR 52? kasının şuurlu dünyasını bina e- demedi. Amma devrine ve arka- daşlarına nisbetle bu kadarı iyi e — eteklerine bir (Dah zâm) tenekesi bağlamasını z cap am Netekim bu va. zifeyi, bir devre sonra gelen Sü. leyman Nazif ihmal etmedi. ÖL düğü güne kadar yakın döstu kalmış olmakla iftihar ettiğim Abdülhak Hâmid, eteğindeki, bu herkesten fazla şikâyetçisi ol duğu tenekeyle gömüldü. Şinasi, Avrupaya» gönderil. miş küçük münevver seviyesin- de, zeki ve heyecanlı bir talebe tipi oi tercümecisi A Vefik ve (Şarlutenburg) e hiyecisi Sadullah Paşalar, basit hayranlık pisikolocyasınm çer. beki örnektir. mat Türk sanat ve fikir in âsliyete benziyen şey, nun sulhçü, ara bulucu, rahat. sız olmaktan kaçıcı, her işte ko laya sarkıcı mizacıdır. O, her is- tenen şeyi verir, fakat geride kalanı muhafaza etmek ister. Kafasına vururlarsa onu da ve- rir, Mütefekkirinin (Tevhit) man- zumesile siyah plastron kravatı arasındaki tezat, her şubede gi ze Çarpar. Veziri (Babıâli) de hıçkırır, yalvarır ,okşar, avu- tur; fakat evinde yakar, yıkar, kırar, keser. Topkapı saraymm eski haliyle sonradan ona ekle. diği Mecidiye İri ii pan- tolonu, başiyle ve içiyle Si hep bu âciz un şaşkın unsurlarından Tanzimat, istikbal (o hasretile belki maziye değil, fakat mu. hakkak ki geriye gidiş ve ben- liğini teslim ediş devri. Türk san at ve fikir adamı o , Ba. tmm edebi, harsi, siyasi, “içti.. mai ve iktısadi köleliğine girer ve tesellisini, satıh taklitçisinin. kör meftunuğunda bulur. Bilmez ki Batının gayesi, bir , zamanlar kendisini handiyse gesi © gebertecek kadar sık yağ doğuyu diriltmek değil, ir. mektir, ! Batı artık Doğunun öne kanı e aranacak ve öz ben- i içinde bize bir illet, as ae ve dügürtülmeden Şa lacak bir” “olur. İşte tam o zaman Avrupa, karşısındaki şaşkm ucubeye öy. le bi aziyeti. bir isim takmıştır ki v: tek başıma aydmlatmaktadır: ü Hasta adam! e “mizaç Şi İ & a İŞ amy İZ a i-