Sahife Gökten ölüm ağıyol Verdun buleıı Amanlara İmraı nasıl dıırdu’ Yı:ın Fransız erkânıharp ayal:ınılrmdan Jorj Londen Esir Alman zabitinin sözlerini dinledik ve anla-- 50 sınıflı, 84 hocah Türkçeye çeviren A. Kâmi Oral dık ki düşman çenberi içine düşüyorduk.. Bataryalarımız da - (Mazevic) üzerine müdhiş bir top ateşi tevcih etmişlerdir. (Orn) da, ateşimize hedef olmuş bulunuyor. Akşama ka- dar eski mevrzilerimizi lad etmeğe muvaffak olursak, te- razinin bir gözü, mutlak bizim tarafa basmağa başlıyacaktır. Kuvvetlerimiz, düşmanı bir kilometre kadar uzaklaştırmağa ve sağ cenaha doğru atmağa muvaffak oldu. Bu vaziyet bi- raz daha devam ederse, ansr #iâ, düşmanın mühim bir kuv- vetile karşılaşmak ve bir teh- likeye düşmek ihtimali muhak- kaktır. Bundan dolayı, elde ettiğimiz bu kadarcık muvaffa: kıyetle iktifa ve fırka kuman- danına vaziyeti bildirerek, ala- cağım emre göre bareket &t- meği münasip gördüm.. Alayımı takviye için gelen kıt'a kumandanı yanıma geldi, 51 inci fırkadan fena hbaberler weriyor. y Etrâftan gelen haberler, düş- manın ric'ate başladığını — bil: dirmekte olduğundan, ileri ha- rekete geçmek zamanının hu Küilüne artık mani olmuştum. Fırka — kumandanı da, benim bu fikrime iştirak etti. Hemen silerlemeğe |başladık. Düşman kıtastı, mümkün olduğu kadar tutunabilmek için şiddetli bir oateşi açmış bulunuyorlar. kıtantı, kükremiş arslan maibi ilerlemekte devam ediyoclar. “Almanlar, bir aralık bizi ihataya teşebbüs ettiler; fakat, kıtaatımız, esasen daha - evel takviye edilmiş bulundukların- dan, savletlerine devam ettiler.. İleri harekete geçeli, tam 20 dakika olmuştu. Bu kadar kısa bir zaman zarfında bile, düş mana kaptırdığımız mevzilerin bir kısmını istirdada muvaffak olduk, —elimize, otuz Alman esir düşmüştü. Bunlar arasında bir zabit te vardı. Karanlık hayli basmıştı. Fır- ka kumandanı, Ertesi sabah tehlikeli bir vaziyetle karşılaş- mümek için, usulca, eski mev- zilerimize çekilmemizi emretti. Hemen — verilen emri — tatbik ettik, Aldığımız esirler, ifşaatta bu. lunmıyorlar. Bunlar, Alman plâ- aımın, bütün mukavemetimize râğmen, tamamen tatbik edile- ceğini ve bizi mağlüp edecek- lerine kani olduklarını - söyle- mekten çekinmiyorlar. Anlaşılıyor ki, Almanlar, za- ferden kat'i surette emin bulu- muyorlar! Fırka kumandanının - fikrini esir ettiğimiz Alman zabitine Almanca tefhim ediyordum: — Almanlar, muvaffakıyetle- rinden o derece emin olma- malıdır. Zira bu sefer, Duomon ı=ıidıhıııı bulmıya: €© Verdun kalesi, Almanlar için mubakkak ki, ikinci bir Vater: lo olacaktır., Alman nhıh. söylediklerimi f:hdı dinledikten sonra şun: | — Kumandana söyleyiniz ki, kumandasındaki kıtaatın şecaati cidden takdire şayandır. Sağ ve sol cenahlardaki kıtaat ta bu derece harp etmiş olsaydı- lar, bizim ilerlememiz imkân- sızdı. Siz, çok fedakârane harp ediyorsunuz. Fakat, diğer kıtaat a8 ci için bunu söyliyemem.. Kumandanınıza şunu da ıoy leyiniz ki, şimdiki mevzile: Irıııılış sınız. Ve, o zi da mukavemet etmek imkânı sizin için kabil olmiyacaktır. Fırka kamandanına bu sözleri anlatınca, kendi kendine - mı- rıldandı: Profesör Pikar Yeni bir yolda! Atmosferi bıraktı, şimdi de de- nizin 9600 metre derinliğine inmek için hazırlanıyor Projesör Pikar, muavini ile beraber hazırlanıyor Profesöre Pikarın teşbbüsü sayesinde, harikulâde ilmi bir maceranın arilesindeyiz. Haya- tını beşeri bilginin hudutlarını yaklaştırmağa hasreden meşhur âlim, atmosferin fethi kadar cür'etkâr bir proje hazırlamıştır. En son muvaf'akıyetleri ma- lümdur. 30,000 metre yüksek- liğinden yeni bir atlayış yap- mak istediğini de herkes bilir. Şimdi de, denizin 9,6090 metre | kadar derinliğine inerek, deniz | altı hayatının esrarını - parçala- | mak ümidinde olduğunu söyle- miştir. Paristeki ilmi araştırmalar cemiyeti, bu'mümtaz fizik mine, ilk hazırlığını yapmağa başlaması fiçin mali imkânlar temin etmiştir. Profesörün şim- diki hazırlığı beher santi met- re murabbaı, bir ton tazyike mukavemet edebilecek olan hu- susi bir kabinenin imali için kullanılaçak mevaddın tespitin- den ibarettir. Tarbalıda tutulan esrarcı Torbalıda Yeraltı mahallesin- | de Kazık Alinin kılıvıoııııı'l::w yapılan Aaraştırmada — İbrahim Hasanın üzerinde 6 gram esrar bulunmuştur. Hasanın hem es- rar sattığı, hem de — kullandığı anlaşılmış ve kendisi adliyeye verilmiştir. Araba kazası Gaziler mahallesinde Hasan oğlu Harun pamuk yüklü ara- basile yoldan geçerken araba- daki balyelerden birisi — yere düşmüş ve Şaban kızı 18 ya. şında Bayan Emineyi ayağından yaralamıştır. — Arabacı — tutul- muştur. şrini yerine No. t 10 75 . 8 1124 »" 9 11 75 . 10 12 75 n 15 $0 Zoyılnyını satışları | Kile — Alıcı K. S.K.S. — O halde, sağ ve sol ce- nahlarımızdan Almanlar hayli ilerlemişler demekl.. Alman zabitinin sözleri ve ifa- desindeki kat'iyet; bizim, düş- man tarafından çember içine alınmış bulunduğumuz — kana- atini — veriyordu! Buna rağ- men ordu kumandanlığının em getirmek ve ne olursa olsun mevzilerimizi mu- hafaza etmek zarureti kat'i idi. — Sonu var — 22.3-938 Üzüm satışları Ç. Alıcı K S KB 396 İnhisar ida. 5 50 11 625 136 Alyoti bi. 10 14 50 127 M.) Taranto 12 125 29 J. Taranto 10 50 22 A. R. üzüm. 11 17 K. Taner 17 17 13 Esnaf ban. 11 S0 11 75 7 Vitel 12 12 S H. H. Mus.12 75 12 75 2 D. Arditi 10 50 10 50 754 — Yekün 239849,5 Eski Yekün 240603,5 Umum yekün Piyasa Hatlari 22-3.938 çekirdeksiz üzüm orta fiatleri: |fB0000 A. C. Sipa.33 33 Zahire satışları Ç. Cinsi K.S. K. S. 58 Ton Buğday 5 62. 42 Ton Nohut 6375 20 Nohut 6 375 200 Arpa 3 875) 11240 KentPalamut350 — 520 484 B. Pamuk — 33 — 41 50 36 Ton P. çekir, 2 60 Sifad Mevsim münasebetile Torbalı Aygır — deposundaki — aygırlar, Ödemiş, Tire, Bergama, Mene- men ve Dıkılı kazalarına sevk edilmişlerdir. Nonyü: için bir de aygır getirilmi,; Memleketın en eskı en tanın- mış Kültür yuvalarından biri: İzmir Erkek İlisesi halden istikbale nan gür, neşeli sesleri.. doğru dalgala- Röportajı yapan: Rıza Uygunlar İzmir Erkek Lisesi Yeşil İzmirin yakın tarihinin çok acı bir hakikatini koynun- da gizliyen yangın yerinin ore tasında “Onlardan, bize yadi- kâr kalan il yı bugün İz. mir Erkek lisesi işgal etmek- tedir. Memlekette uyanan okuma aşkı ile gittikçe artan tâlebe mevcudunu — istiab edemiyen mektep binalarının genişletik mesi ve' yeni-modern okulların yükseltilmesi yavaş yâvaş umu: mi hayatımızda bir değişmeyi hazırlıyor. Çünkü lise tahsilini bitirince memuriyele veya yük- sek mektebe artık kolay giri- lememektedir. İşte şimdi “Okumak, kelime- sini daha yakından tanıyabik mek ve bu kelimenin mahiye- tini kıymetli direktörümüz il- mi Erdimden dinliyebilmek için Birincikordondan mektebe ka- dar uzanan iki taraflı ağaçlı yoldan ilerliyoruz. Solumuzda yapılmakta olan kız enstitüsü- nün bahçesinin hitamında ilk karşılaşacağımız şey kapısında "Erkek Lisesi, yazısıdır. Kapı- yı bize mektebin en eski emek- tarı Cafer ağa ıçu Biraz sonra yirmi üç senelik emektarı geride bırakarak bir- kaç sene içerisinde mühim te- beddülâta —uğrıyan mektebin bahçesine girdik. Yangın yerinden alınan ha- rabelerin mühim kısmı, çiçek, ağaç ve yeşilliklerle örtülmüş; bu irfan müessesesi de, bunla- rın arasından bir abide gibi yükseliyor. sız bırakmadık. Yirmi üç senelik emektara kendimizi tanıttık., — O o amma bir fotoğraf- mı almadan içeri salmam. De- di ve güldü. Binanın yegâne kusuru; yeni plâna göre ters oturtuluşu idi. Arka cephesinin dar ve ufak kapısından içeri girince; kendi: mizi eski Yunan mimarisi tar zında yapılan ve sessizlik içeri- sinde yüzen bir solanda bulduk. Koridorlarda, sınıflarda çıt yok. Yarının ümitleri bu muvakkat sükünetin içinde hârıl harıl ça yorlar. Mekteplerin — böyle 8 saatlerindeki ıı'ıkjıtıı ıu.ıv- 2200 Mektebin tarihçesi Arkamdan sesler geliyor.. Genç ve heyecanlı bir talebe kitlesinin Mart 23 talebeli!. B. Hilmi törü derste idi. Onun ince bir zevkle taazim ettirdiği odasın da kübik kanapelerde bekle. meğe başladık. İ Ne kadar zaman geçti bilee miyoruz; çın çın öten bir zil sesi, etrâla sinen — sessizliği yırttı ve mektep çâtısı birden- bire — gençlerin — gürültülerile doldu. j . .. Biraz sonra bizim de hoca- mız olan direktör Hilmi Erdim ile karşı karşıya idik. İlk suali © sordu: - Ziyınt mi, iş mi? Beşinci sınıf talebesi vur edilemiyecek kadar güzel olur.. Adeta bu sessiz - faaliyetin ruhunu — inciteceğimizden kor: kuyormuşuz gibi salonu parmak- larımızın uçlarına basarak geçtik Müessesenin kıymetli direk- tim, kendi kendime (Acaba eve velâ hangisini ileri sürsem) der ken ilk hatırıma gelen hemen yerleştirdim. — Hem ziyaret, hem ticaret. Fakat darılmamak şart hocam. — Sonu 8 nci sahifede — Sağda talebe edebiyat muallimi Bay Esad Çınar, solda fizik muallimi Bay Niyazi ile 4 beraber, yukarıda talebe dağlarda kar sporunda