28 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

28 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fabife 4 | Selimin îııp i.İle lalabiradeti, Belim gizliçe bir tuzak mı hazırlıyorlardı? — — Nasılsınız kahramanlarım, arslanlarım! Elrad; hep birden bağ rıştılar: a ıSoğl-ğnnııı duacıyız. efene izl. Br az sonra, Yenisrray ve — padişah Beyazıd her şeyden hae /— berdar olmuştu, Ona: Mahdumu necabetpenahileri şeh- / zade Korkud elendi tebdli kı- yafetle Dersaadete girmiş ve Yeniçeri medresesine — misalir — olmuş.. Padişah; sinirlenmişti: — Nasıl olur? Beşim iradem — olmadan ne diye Saruhan eya- letini terk ile kalkar da İstan- bula gelr?, Hususa k, tebdili kıyafetle ve Yençeri kullarıma m safir olmak suretile., Vezirlenden bir:me bağırdı: — Çabuk bir name yazıp kendisinden istilâm edinl. His- siyat ve elkârı ne yoldadır, ar- Zetsin. Padişahın telâşı haklıydı. Öy: — leyi, bu hareketin manası ne — olab.ird.? Pad.şabın şüphe ve ea dşe makinesi mütemadiyen İş- liyordu: — Acaba Yeniçerileri kan- dırdi mi? — Acaba tahtıma göz dike- rek beni yuvarlıyacak mı? — Acaba vezirler ve saray erkânı da onunla daha evçl ve gzlice anlaştılar mı?. Korkud efendi, babasının ni- Çin endişs ettiğini anlamıştı. Na- mei hümayuna şöyle br cevap verdi: — Biraderim Ahmed efend; Kooyayı zaptetti. Şımdi de Se ruhan üzerine yürüyeceğipi işit- tim, korktum ve bimayen ze ik tica için kaçıp geldim. Ayai gı manda seneler var ki, mübarek ellerinizi öpmedim, — yüzünüzün, büyük şefkatinizin hasret ni çe- k yorum. Oğlunuzdan elinizi öp- mek saadet ve mazhariyetini esirgemeyin! Beoyazıd mektubu alınca: — Ohl. Diye geniş ve müsterihane bir nefes aldı: — Onu memnun etmek için yarn huzuruma — çağıray'm da elimi öptüreym.. F.lhakika ertesi gün, ik'nci b7 pamci hümayun geldi. Beyazt, Şehzadeyi çağır yordu. Yen.çeri» ler de bunu - duymuşlardı. Ku- laktan kulağa bir fikir yayıld: — Yahul. Şehzadey- boş bi rakın yalım. Biz de peşinden gi- delim. Ne olur, ne olmaz, ister misiniz, bir de saltanat, Korku- dun eline düşsünl. Bu fikir, Yen'çerlerin en kü- çüğünden ea büyüğüne kadar muyalık gelmişt . ANADOLU Günlük Syesal — gazete ve hAFT Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi neşriyat Ve yazı işleri müdd- 16: Hamdi Nüzhet ÇANÇAR smma İDAREHANESİ Temir İkinci Beyler sakağı CHalk Paztisi binası içiade Telgraf: İzgmir — ANADOLU Telefon: 2776 » Posta kutusu: 405 Abone şeralti Yıllığı M0O, aha aylığı 800, üç aylağı 600 kazaytuş Yabancı memleketler için — senelik abone ücreti 97 Tizedır ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Yazan W. Ayhan < AM4— Şehzad>, Yenişeri medresesin- den bareket ettikten bir #7 sonra artık gtvafını binlerce Yeniçeri meleri sarmıslı., Korkud efendi, bundan mem- nunda: — Elfrat, bana sadakatini gös- teriyor. Diye düşünüyordu, Ha'buki mürakabe altındayılı ve bunun farkında ble değildi. Artık saraya — gelm şlerdi, Boyazıt, sarayın penceresin. den baktı, Vezir İbrahim paşa: ya sorlu; — Bu ne k labalık böy'e? - Kıllarınız. bu vesi e ile ara sadakat ediyorlar, Padişab omuzlarını silkti, Çüakü bu söz: ler hulüs çıkmakta) başka bir kıymet teş imiyorlardı, Baray kapısı açılım şti.. Korkud efend ; arsasnda Ye- niçenler ağısı ve kendi. hade: meleri olduğu halde avludi de- vuyorlu, Burada bir. bekleme yeri vardı ki, avlarun beri tas ralı ile diğer kısmını tefr k edi- yordu. Korkud buraya ayak basınca şoğuk bir Ürperine - geçirdi ve gözlerini kapadı.. Çünkü “buradati “ya ' ikbale, yahad Büne gidilirdi.. Bir çok padrifızkanlar, paşılar, bazine: darlır, v şancilar burada: — Gesin, giti'nl. Şek'inde İraf> beklerken bar zar cevap zbandud g bi bir çe XKY g5 'Ünm'i; ve Pemen onla ; içerye, salıki daireye gürüki yrsk kalaşrını koparı mışti, Kork d gözlerini açlı ve el- Fraryaa DA indi: Karşışna çı anlar cellâl de- gud. Yerlere kadır. eğ.miğler, mitebessimane - bir şekide pa- diş hin kendilerini bekledişlerini aızı İiyeorlardı. Ko kad, bu korkunç bekleme m ba lindeo süratla çıkıp avlının diğer k şimına geçimce, geniş bir nefes ald : — Oh, atlatlık çak şükürl Korkud babaşının huzuruna grince y zire baxtı. Kendi kenr dine şöyl ndi — Padişah, adam akıllı iht> yalamış!. Süratle yürüyerek babasın n önünde diz çöclü ve el ni öptü. Pad.şah: — Memaun oldum, Allah ik- balini artırsın oğlum Korkud Diye cevap werdi. Ve sonra ayaklarının ucunda bir sediri gösterdi: — Oturl, Dereden tepeden konuşuyor- lardı. Korkud; kardeşi Ahmed- den korktuğunu söyledi. Padışah Hinliyor ve ara sıra başını sak hıyorda, Şağ elindeki büyük tes- bihi de hç durmadan çeki- yordu. Dışarıda yeniçeri efradı, bâlğ tezahü at yapıyorlardı. Bir aralık bir süphe, bir gadişe — hütün bu gürültüeü Ç fiteyi suslurdu: — Yahul. Şehzade gecikti., İster mis giz, bapası ile anlaşa- vak tahtı ele geçirsin,, — Mümkün - değil, Çekini : padişah ümal bu yal.. Olur mu plur?. — Bunun bir de tersi var? — Nedir 0? — İster mis niz, pad şah şeh- gadektü boynunu " vürdürsün. |ht misle kiymet' veriyorsak —bu da olur., ”- Dağrul, Dışarıda balk da yardı. Top- Janmış'ar: — Şu şehzade Korkud efen- diyi görelim, demişlerdi. Bu sışşda kapı açıldı. ve pehzid- göründü. Çehresinde, gözlerinde — bir , fevkalâdelk yaktu. Erad arasında bir geçti: — Şehrzade bir şey — kıyırg pamış... mırilti — Sonu var — Zabıt varakası tutulmamış! İk nei Suihesza mahsemesinde dikkate şayan bir d va görük m şür. Hâdise şudur: bir belediye memu u Basma- hined: Ai oylu Mehmed n kah- wehanesine gelm ş ve — belediye nizamatına aykırı hareket nden doluye bir z bit varakası tanzim eyl miştr. Fakat kahyeci Mehe med bö le bir zabıt varasından haber glınıdığ nı iddia eylemiş, netisa mahkem ye şksetniştir. Dün davanın duruşması s ra: sında tekra- dnlenen kahveci Mebimrd, belediye memurunun kahvehaneye gelmediğin: söyle- miş; şah dler de böyle bir me- mur görmed.klerini beyan et- mişlerdir, Hâkim vazyeti ve dosyayı te.kik ettikten sonra Mehmed.a beyartine karar yermişti Bir bar artistine sahte nü- fus cüzdanı çıkartılmış! Elizabet ismindeki artist, bu nüfus cüzdanı- diyor nt 75 lira masrafla temin et'im, Bundan bir müddet eyel Tür- kovaz barında çalışmak — üze. re İstanbuldan” getirtilen — Eli- zabet isminde bir artiste, nülus tüzdanı bulunmadığı için iştep menedileceği bildirilmiş, derbal nüfusunun — çıkartılması — isten- Miştir. Türkovaz barının şah'bi Bay İhsan, zabıtanın bu ihtarı üze- rine Bn. Eüzabete bir nüfus tözlanpı çkartmış; Elizabet bu burete barda bir müddet çalış- bktan sonra bir gün işini bırak- Miş we İstanbula gitm ştir. Elzabetin bu ani vaziyeti bar Bahibim kızdırmış, kadının şah: te pülusla — çalışlığı — zahıtaya ihbar ediimiştir, Bu ihbar İstanbula bild'rilmiş, Ba, Elizabet İstanbu! dördüncü Su heeza mahkemesince derhal yakalattır İmıştır. Ba. Elizabet vordiği ifadede: — Bu nüfusu bana İzmirdeki barın gahibi B. İhsan aldı. Ve kendisine 75 lira para verdim. Bu işte glâkam yoktu:! Demiştir. İstanbuldan yazılan tezkere üzerine B. İhsan p ila: desi alınması kararlaştırılmıştır. Zorla güzellik olur mu? “Mü!ekabi.olmayınca sevginin kıymeti Dün, genç bir Subceza hâkimini buzuruna çıktı.. Giyet şik - giyinm'ş olan bu kadın, davasını şöylece an- latmağa başladı; — Bu adım beni seviyormuş.. İstediği kadar sevsin. Ben onu sevmedikten sonra, onun sevgi- sinin kıymeti olur mu?. Hem ben size bir söz söy- lemek için müsgadenizi iştiyo- rum?. — Ne şöyliyeceksiniz? — Bay hâkim, meseleyi et- raflıca tedkik ederek bir hüküm wermenizi İsterim. Ben bir ka- dinmi; kiskancım.. Filvaki biz bu gibi hükümlere kıymet ver- meyiz, fakat.. Kadın olmak fena bir sey. Bilemem, bir erkekle aramızda ne İark var.. Bu hakaret davası, şahidlerin celbi kararile başka bir güne talik edildi. Sağlık Rüşvet meselesi nasıl geçti? Bn. Melek Hâdiseyi izah ediyor... Bir kaç gün evelki nüşhar mızda Hapishane başkâtibi B. Necatinin yüşvet almak suçu jile cürmümeşhud hal'nde yaka- landığını yazmıştık. Parayı ve- yen Ba. Şamlı Melek dün ida- rehanemize telefone ederek, hâ- diseyi, aşağı yukarı yazdığımız ibi, anlattıktan sonra, bu işte er hangi bir husumetin — tesiri olmadığını, böyle bir şeyi hatı» rından bile — geçiremiyeceğini göylemiş: — Hüâdiseye adliye ve zabıta gah ttir «dem.ştir,- ğıy Necati, hapishanede mahküm bulunan kardeşim Aliyi tehdid makamın- da k memleketlere sevkedi- leceğini söylemişt r, Ben karde- şim Aliyi ziyarete gittiğimde bana açtı. İnanmadım. Hapisha: me başkâtibine söyledim, O da, ihtiyaçlarından bahsile benden yüz lira ile yorgan ve gömlek istedi. — Kardeşinizin bir gece ya- mışı, anşızın uzak hapishanelere sevki mümkündür. Sabahleyin lir, —ararsınız, bulgşmarsınız, m bu işi idare eedeceğim. Dedi. fleıı de hâdiseyi M deiumumt — muavini vasıtasile doğraca Müddeiumu- mi bay Asima bildirdim. Yüz lira miktarındaki paranın numa- raları tesbit edildi, Ertesi günü hapishanede yorganı ve gömleği veriyorum, Necati, parayı almak için evime geleceğini söyledi ve ili arkadaşı »le geldi. Oturdü- lar. - Aygılışta; — Abla - dedi - by paranın ancak yirmi İirasını ver, çünkü bz eğlentiye gidiyoruz, hepsini harcarım. Ben de yerdim. Halbuki o saniyede polisler arka pencere- lerdea vaziyeti takip ediyorlardı. Geldiler, parayı üstünde buldu- lar. — Kardeşim, B. Necatinin uzak hapishanelere gönderilmesi meselesinden —asabını bozdu. Şimdi asabiye kağuşunda yatı. yer. Hâdise, aynen - bu şekilde cereyan eimiştir, Bayan Şamlı Melek, telefonda bunları anlatmış ve kardeşinin akli yaziyetinden ıztırapla bab- sederek ağlamıştır. Tarzan: Balta değmemiş ormanlarda.. 46 p »- Dünden mabat —- 1 — Ve genç kız. olduğu yerden Tarzanın aralanlarla bor ğustuğu tarala doğru — atladı. Arşlanların içinde ea azgın olaa, genç kızı görünçe, Tarzanı bir rektı ve Zigtcide doğru hüçuma grçti. Tarzaa bu beçi bali gördü ve âğgi bir. hareketle arşlanın olduğu tarafa saldırdı. Tarzanın hücumy hem seri hem de müessir oldu. Elindeki bıçak azgin arslanın omuzuna ta kabzesine kadar saplandı. Fakat diğer arslanlar bu man- gara karşısında büsbütün kudur- gular. Maamafih Tarzan arslan- larla mücadelede usta ve her gaman galebe çalmış bir adamd.. İkinci bir hamle ile bir arslanı daha devirdi, 2 — Genç kız korkusundan bayılmıştı. Mücadele bütün şid- detile deyam ediyordu. Yamyam- lar, Tarzanın bu müğadelesine ayret ve dehşetle bakıyorlar, hiç birisi kımıldamıyordu. bile. Tarzan da, bu bir sürü arslan içinde takatten düşmek üzere olduğunu hissetti ve genç kizi kucakladı. 3 — Arlanlâr, bir'an' için tereddüle düşmüş ve hücumla- rını kesmiştiler. Bu nasıl adamdı böyle?. Tarzan bu fırsattan ist- fade ederek, iki tarafında yaralı fakat henüz ayakta hırlamakta olanliki ars'an arasından süralle dMerlemeze başla h. — Devam edeçek — bahisleri Dahili hastalıklar mürodasaamu Dr. M. Şerki Uzur diyor kiz Vaktinden evel ihti. yarlığa karşı savaş "Tansiyon;'sağlam ihsanda' ha rarçt derecesi gibi muntazam görülür, Halbuki kan damarları kizeçleşince ve katılaşınca, tan. Biyoo da değişir.» Damar laşması, hususi âletlerle lerek tansiyonun yüki laşılır, Tansiyo) yüks defa hiç bir alâmet göstermez, Bu sebebten dolayıdır ki böyle hiç bir belirti göstermeden tan- Siyonu ölçtürmek icab eder. İlr tiyarlık hastalığında Makşima yüz altmış, iki yüz, iki yüz yirmi milimetredir. Bazı dela da üç yüz ve hatta bazı- vak'alarda bu rakamdan daba çök fazla görülmektedir. Tansivonun böyle yüksek olması, hastalığın rahat- ezliğile tamam olarak muvazi gitmemektedir. Yüksek tansi- yonlar yavaş yavaş husiyle gelir. Kırmızı kan damarı cümleşi by gebeble bu, ağır yükün gikleti altında kalır ve fazla bir bozuk- luk yapmadan kalabilir. Baz defa tansyon pek çabuk yüselir Şurasını gözönünde bulundurmal Jâzımdır ki, tansıyon az bile olsa, kan damarı katılaşmasının fazla olması mühlik nöbetlerin pek erken doğmasına sebeb teşkil eder. Kan damarlarını gözden ge- çirirsek, görürüz ki kan damar Fının iç tabakası kesiftir. Bu tabaka muhtevisini korur, kamı ihata eden bu tabaka; elâstiki kası liflerilg vapılmış balın hbir tabakadır. İşte yüksek bir tan. siyon iç tabakanın kesafetini kaybettirmeğe sebeb olur ki, kan damarlarının bu tabakaları şişer, kalınlaşır. «Arkası var« Nöbetçi eczahaneler Bu gece Kemeraltında Şia, Karaati nada B. Eşref, Kemerde Kamer, Alsancakta B. Lütfi, Eşr.fpada Eşrefpaşa eczahanceleri nöbetçir dirler, Bir tavzih Hilâl fabrikasşı müdürlüğür den dün şu mektubu aldık: 25/12/37 tarihli gazetenizin Şehir dahili haberleri sütupun. da (Bir mahküm jandarmanın elinden - kaçtı) başlığı altında yazılı havadısinizin tarifinde kae çıp yakalanan mahkümun Tepe-: Ckte un fabrikasında yakalan- dığı şeklindeki hâberin yazılış tarzı yanlıştır. Gerçi böyle kar çak bir mahküm Tepec kte za- bıta tarafından yakalanmış ve keyliyeti - salâhiyettar makama bi dirmek üzere zabıtâ memur- ları fabrikamız telelonu ile ha ber yermişlerdir. Keyliyetin tas hibini saygılarımızla rica ederiz. TAKVİM Rumi - 1))3 | Arabi - 1350 Kinunaçvel 15 Şaval 24 Kânunuevel

Bu sayıdan diğer sayfalar: