8 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

8 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kinunuevel üç dilek İnsanlar, fırsat karşısında yapa- caklarını bilmelidirler Bir köylü ve karısı vak'a — kırda bir köylü kulübesinde geçer.) Birinci meclis Köylü kadın: (yalnız, kulübeyi süpürerek) — Ah... Vakit gek miş... Kocam şimdi tarladan ge- lecek... Yemeği artık hazırlamak lâzım. (Ocakta tarhana gini indirir, yere br bez yayar) bu gün kocam çorbayı beğenmi- yecek.. Amma ne yapayım... Ça- maşır günü insan yemeğe pekx bakamıyor, hem.. (Ceplerini gös- tererek) cep boş olduktan sonra yemeğin bile tadı olmuyor, ki... İki ci meclis Köylü ve karısı Köylü: (kendi kendisine) Gel diğimi haber bile almadı, şu- nunla bir az alay edeym (ar- kadan karısının gözlerini kapıya- rak) bil bakayım ben kimim? Karısı — Bilmiyecek ne var? Bizim adam.. Köylü — Aşkolsun be.. Na sıl bildin? Haberin var mı? Aç- lıktan ölüyorum.. Karısı — Hiç de taliin yok.. Tarhana çorbasından başka bir şey yok.. Köylü — Ah... Ah... Muhta- rın evinde bu gün gene koyun kesildi. Ne kadar imrendim hele bilsen... Karısı — Ben çömle- de ahi Zenginlik 'ne güzel şey (Her ikisi de çömleğin başına geçerler ve çorbayı içerler.) Köylü — Bu zenginler, ne ka- dar çok para harcederler, pa- raları da hiç bitmez.. Karısı — Ben onlara Hizıri- yasın gizliden yardım ettiğini sanıyorum, ah ne olurdu biz de Hızırilyasa kavuşsak.. Doğrusu periler zamanında yaşamadığıma çok pişmanım.. Bir kıl yakarsın, bir de bakarsın ki karşına gü- zel;bir peri kizı çıkmış ve: “Di: le benden ne dilersen. Diyar.. Sen de ferah, ferah her şeyi dileyor ve hemen dileklerine kavuşuyorsun... Köylü — (Ekmeğini bükerek) bu da ne?.. Ekmeğin içinden bir şey çıktı, a.. Bu bir. kâğıd parçası,.. Karısı Köylü Karısı peri kızı gördüm — Ne dedin? — İşte yazılı bir kâğıd. — Bunu mutlaka bir koymuştur. Karısı — Yoksa.. bakalım.. - Okumaktan yorsun galiba?, Köylü — Korkmak mi? Haydi oradan sen de. (Okuyacağı sı- tada durur.) Yalnız küçük yazı- ları kolay okuyamıyorum da, Karısı — (alarak) Ver bana. (Yüksek sesle okur.) “Köylü ka- din, dileğin yerine gelecektir, ı ve koca bir arada üç di- lekte bulununuz, hemen olacak- tır., Gördün mü koca? Periler hila varmış., Köylü — Bari bir dilekte bu- lmalım da bizimle alay edib tmediklerini hemencecik anlıya- im., Kansı — Fakat iyi bir şey 'eyelim.. Köylü — Ne istiyeceğimi he- düz tasarlamadım, bütün dün- 'AYı istesem mi acaba?.. — Ben her zaman genç k*"lıık istiyeceğim.. öylü — Ben de hiç ölme- Teği dileyeceğim. Hele oku korku- Karısı — Yirmi kilometrelik yerin en güzel kadını olmak. Köylü — Yooo... Dördüncü dileğe hakkımız yok... Karısı — Doğru.. O bhalde istiyeceğimiz şeyleri iyi tartarak istemeliyiz. Köylü — Şu peri kızı bir az daha cömert olsa ne iyi olurdu.. Karısı — Aman sus ol.. Belki bizi dinliyor, sonra ayıp olur. (Bir gürültü duyulur.) Kim 0?. Köylü — (Korku ile) Kim 0?.. Karısı — Bize öyle geldi.. Burada kim, var sanki.. Sen hele iyi düşün bakalım.. Bize üç dilek lâzım, amma dileklerin en iyisi, Köylü — Ne istesek âcaba?. Karısı — Bugün muhtarın kes- tiği koyundan yapılınış taze su- cuk (haykırarak) eyvah.. Köylü — Ne oldun? Karısı — Baksan a.. ğim sucuk geldi.. Köylü — Doğru.. Fakât kör olasıca karı.. Oburluktan başka aklına bir şey gelmedi mi?. Karısı — Şaşırdım da.. mencecik önüme geleceğini ne bileyim, ben? Köylü — Üç sayılı dileğin bi- risini pis sucuğa leda etmek.. Allahtan isterdim ki sucuk bür- nüna yapışsın İstedi- Rarısı — Şımdiye kadar bana böyle kotü muamele etmedindi, (ağlar) fakat bana neler oluyor öyle?... Burnumda sarkan ne- dir? Eyvah... Sucuk — burnuma yap ştı... (Çekip kcparmak ister eyvah, kopmuyor da... — Şimdi ben ne yapayım? Köylü — Eyvah... ikincisi de böyle b Karısı — Üçüncüsi kul'anacağım. Döylü — Aman sabret. Karısı — Sabır mı? Demek ki ben bündan böyle bu sucuklu burunla yaşıyacağım. Yazık genç- liğ'me.: (yüksek sesle ağlar). Köylü — Ganım neye ağlı: yorsun böyle?. Elimizde bir dilek daha var, peri kızından burnundaki sucuğu almasını rica edersin, iş olur, biter. Hele bir az sabret bakalım. Son dileği de boşu boşuna sarfetmiyelim. Karısı — Demek ki benim bu halde kalmaklığımı istiyorsun?. (Daha fazla ağlar) Köylü — Canım. İnsanın he- men burnunun. ucunda - böyle taze ve güzel sucuk - olursa o kadar fena bir şeymi olur sanki? Karısı — (Daima - ağlıyarak) Üç dileğin He- | Edisonun Bu kı.ş., geçen hafta bü sahifeye koymuştuk; kaç çocu- ğun bu hayvanların neye delâ- let çttiklerini araştırdığını bil- miyoruz. Bunun için bugün buuu biz yazıyoruz: 1— Balık: Geveze olmaktansa dilsiz olmak daha hayırlıdır! 2 — Karınca: Çalışkan, cesur ve ihtiyatlı olmak gerek! 3 — Köpek: Hakiki dost, sa- Kibirli daima 'ahmağa benzerler! $ — Kelebek: Fazla nazarı dikkati cebetmek tehlikelidir! 6 — Tavşan: Ne fazla kor- kak; ne de fazla atılgan olma: yınız! GTOLTURAMNI STRAR T KOY AL KI Go aa bir de benimle alay ediyorsun ha?. İşte ben son dileği de kul- lanıyorüm. Eceyy.. Peri -kızı... Köylü — (Acele ile) bir az sabır hey betbaht.. Milyonlar istiyelim. O vakit burnundaki sucuğa da altından bir kılıf yap- — Sonu 10 uncu sahifede — olanlar ANADOLU ilk keşfettiği zaman yaptığı fotoğraf işte bu gârip boşuna gürültü yapmak demektir! 8 — Pire: Muzır olmak için Büyük olmağa lüzum yoktur. 9 — Arı: Yalnız kendinizi düşünmeyiniz, bir az da herkese faydalı olunuz! 10 — Sivrisinek: Fenalık için cüsseli olmak icab etmez! 11 — Sinek: Mideyi dırmağa muktedirdir! 12 — Fare: Fareler kedileri kötülükle ittiham ederler! 13 — Koyun: Ne fazla iyi ne de pek fazla ahmak olmayınız! 14 — Kırlangıç: İyi gün dos- tü olmakta bir iştir! 15 — Kertenkele: ne de faydal i6 — Eşek: Allah insanı böy- le hale düşürmesin! 17 — Serçe: Şuhluk, yarı sa- adet demektir. 18 — Sümüklüböcek: Azıcık aşım, yalnız başım! evim, evim, sen bilirsin benim halim! 19 — Kaz: Adı çıkmaktansa canı çıkmak daha bulan- Ne zarar Keramet değil marifet|Sevimli yavrulanmız Keramet — devrinde artık! Bir hâdise istediği kadar sade veya karışık olsun, onu fen ile anlamak ve anlatmak her zaman mümkündür. Size de, eskilerin keramet diyeceği bazı marifetleri burada öğreteceğiz. İnci çiçeğini bilirsiniz; değil mi? Adından da belli olduğu gibi çok zaman beyaz olur. Bu beyaz çiçeği bir bardak içinde kırmızı veya mavi yapmak müm- mündür. Hem de çok kolay olarak! Biraz kırmızı renkli -Anilin boyası alınız, bunu yarım bar- dak su içinde eritiniz; bu suyun içine de İnci çiçeğinin sapını koyunuz. Altı saat sonra beyaz İnci çiçeğinin gül gibi kıpkırmızı değiliz .| olduğunu göreceksiniz. Mavi için de mavi Anilin kul- lanmak lâzımdır. Sütunlarda seyahat Ateşler içinde yanan Şanghay şehrinde bir Çinli çocuk Tenbel çocuklar — Oğlum. Mektebe geç kâl- dın gene. Bu defa da bir ba- hane bulamıyacaksın sanıyorum. — Bahaneye lüzum - yok an- neciğim. Diş macunu tüpünü fazlaca sıkmışım, dışarı - firliyan tüpe sokmak zor oldu, uzun sürdü de... Biliyor musunuz? Arz üzerinde insan elile açıl- mış en mühim kanal Panama kanalıdır. Bu kanalı da Süveyş kanalını açan Fransız Ferdinand Desseps açmağa başlamış, başkaları tara- fından tam 20 senede bitirilmiş ve 68,000,000 — İngiliz lirasına mal olmuştur. Paralar darphanede nasıl hazırlanırlar? Altın, gümüş veya nikel paralar Türkiye Cumhuriyetinin darphanesinde hazırlanır. Her devletin de kendine mahsus darphanesi v Maden evvelâ büyük ocaklarda eritilir (Şekil: 1), erimiş maden büyük baskı makinesine gider; orada paranın iki taraflı kalıbı var paralar akmağa başlar (Şekil: 3), elektirik ile işler hassas terazilerde tartılır (Şekil: 4), ve... Ses Harar Türk bayrağı Havalarda dalgalanan Her zaman ün alan Türk bayrağıdır. Türk .'. Her Türkün elinde Bir beyaz, kırmızı Karşılarız Yavuzu * .. Türk bayrağı elimizde Cumhuriyet kalbimizde ATATÜRK başımızda! Şükran Benliağlu H. M. okulu S. 4 No. 137 Dikkat — Küçük yavruları- mızın bu gibi kendi: karihalarin- dan doğan yazılarına bu sütu- numuz her Zâman açıktır. — Bilmece ve Bulmaca Köpek sahibini görüyor musunuz? Bulmacamızın üzerinde köpe. ğin sahibini bulanlar, mürekkeple yerini göstermek Şartile bize 20 Kânunuevvele kadar gönderme- lidirler. Mükâfatlar gelecek hafta bil- dirilecektir. Dikkat: Geçen — bilmecemizi hallederek mükâfat kazananların i önümüzdeki Çarşamba edilecektir. kaybetti, siz (Şekik 2), makineden sepetlere çuvallarda devlet hazine ve bankalarına sevkolunur (Şekil: 5).

Bu sayıdan diğer sayfalar: