Ayşe ninenin kafası .— Karâ sinekler odayı mahşere Ç almak mümküa olmuyordu. Elime f Çok ozak bir köyden yeni gören Ayşe nineye seslendim: rmlşti, Rahatça otarmak, bir az İrfan Hazar nefes talumbasını ve filit katusunu aldım İzmire gelen; denizi, treni, tayyareyi, otomobili Kapıları iyice kapa Ayşe nime! Şanları güzel bir temaliyelim! AÂyşe nine flit kelimesindea bir şey anlamıulı. — Nedir bu? Dez gibi hayretle baktı. Blimdeki tulumbeya, Bir kaç dakika sonra, tavandan ve elektrik telindes yüze yakın — sinek, yağmuz gibi yere yağıy da. Odayı kesif bir gaz tabakası kaplı ışti. Birden, kolumun huvvetle geriye doğru çekildiğini daydum. Buruşuk, nasırlı, güneş ten kap kara olmuş bir el koluma smskı yapışmıştı. Bu, Ayşe niaenin eliydi. Kızararak tordum: — Ne var, ne oluyorsun? Boynunu büktü: — Yapma Allahını seversen efeadi! dedi. Bak, hepsi de çırpınacak bo. » Büluyorlar, Pençere kıyılarında (hava, haval) diye yaltarışıyorlar. bunları! Öldürme Tulambam işlemesinde devam etti. Ayşe ninenin, göz yaşlarına karışan pa kesik cümleleri ara sıra kulaklarımı yalıyordu: — Bilseydim pençereleri açardım. Hepsini oradan dışarıya — korardım. Bir daha bana söyle, emi efeadi! ben, onları öldürmeden dışarıya çıkarırım. Ölürlerse dışarıda ölsünler! Biz öldürmiyelim. Ayçe nineye bugünkü harblordan bahsettim, Ölcu bunca insamıa yatında, #İnoğin ne ehemmiyeti vardır; dedim. Ayşe nine acı acı güldü; — Dome böyle, dedi. Merbametin küçüğü, bü; hayrancası olur mu hiç? Hayvana acıyan, elbet imsana da acır.. , lasancası ve la- sanların yürekleri çok katılaştı oğlam! Bunun için biribirlerisi durmadan öldürüyorlar! Senin yaptığm gibi, tayyarelerden de insanların üzerine — tulum- balarla sebir fışkırtırlarmış? Onlar da sinekler gibi © tulumbaların fışkırttığı geylerle boğulup ölürlermiş. Cahil bir kadınım; buraya gelmeden öace, değil gehir, nahiye yüzü bile görmedim; görmedim emme, dünyanın — gidişini hiç beğenmiyorum, Yüreklerimiz taş kesildi sanki! Artık acı duymyor. Bu — taş yürekleri, me zaman göğüslerimizden kopanp atacağız, ve yerlerinc ne zaman yeni yürekler, ağlıyan ve acıyan yürekler koy Bu naııl kaçınlışl Son Paris gazetelerine bakı- hırsa genç bir Rus artist kızı ikı kın tarafından kaçırılmıştır, “Eıı güzel Rus kızı kaçırılırken ailesinin mücevherlerini de bera- berinde kaçırmağı unutmamıştır!” Dimliriyeviç 'adlı bir Rus mük tecisinin Mari isminde güzel bir kızı vardır ve ancak 25 yıımdı yııd ermiş ve olmuş bir çağ- Dıtbı Mari dram artistliği yi 4 çok cilveli ve fazla ' olduğundan iki şık ve kibar çapkın tarafından kaçırıl- mış, Mari de başına gelen bu felâkete, babasının mücevherle- rini beraber almak suretile bo- yun eğmiştir! kınlardan birisinin Bel, kıI(ı;.vPe 25 yaşında Şarl S!eveî olduğuna göre, at alanların Üs- küdarı geçtikleri gibi, bunlar da Belçikada soluğu almışlardır. Hırsızın midesi! İnsan olduğuna göre, bir hır- sızın midesinin diğer insanlar- dan, bir kunduracının, bir ame- lenin, bir memurun midesinden farklı olmaması gerektir; değil mi?. Hayır, hırsızın midesinde baş- kalık vardır. Bakınız niçin? Kolomboda bir tramvayda yolculardan bir kadın boynunda altın bir zencirle asılı bulunan kıymetli bir madalyonun çalın- dığını iddia ve bu iddiayı yanın- dakiler de tasdik Mleığ Madalyonu çaldığı söyle, adamın hertarafı aranmış at hiçbirşey bulunamamıştır. Kadı- nın ve şahitlerin ısrarı üzenine bu adam rontkene sevkedilmiş ve mücevberi midesine indirdiği anlaşılmıştır. Bu mide, herhalde başka bir mide olacaktır! Su aygırı ve arslan mübadelesi Tanganikada Rufici nehrinde bir su aygırı yarıya kadar suya dalmış, geziniyorken kendisini | bir arslan görmüş ve yabani bir bir dnııılızı':ımlı'utı zannını 1 aç olan arslan suda dolaşan hayvanın üzerine atılmış bunun üzerinde müdhiş bir mücadele başlamıştır. Bu mücadele uzun sürmüş, arslan deniz aygırının gözlerini kör edebilmiştir. Gözden mahrum olan su aygırı nehrin derin kıs- mına yürümüş arslan da su için de boğulmuştur. Kalorifer yüz yışındıl Bizim bu ıuıııumuı hatırşinas bir .dıye- bıhnL Ne rekorlar, ne Iı.ıdııder. ne senei - devriyeler — yazarız ki bunların hiç birisi başka sütun- Tarda yer bulamaz. İşte, bugün de kaloriferin yü- züncü yaşını idrak ettiğini ya- zıyoruzuz. Kalorifer sistemi ısıtma vası- tası 1777 de Burman adlı birisi tarafından tecrübe edilmiştir, fa- kakat muvaffakıyet 1837 de elde edilmiştir, En temiz millet! Evet, en. temiz, temizliğe en miayetkâr hangi - millettir? Bir İngiliz gazetesi bu suale cevap vermeğe kalkışmış ve hamam adedini mikyas tutmuştur. Bu gazeteye ve bu gazetenin mikyasına göre; bin nüfusa Bir- leşik Amerikada 35, İ gilterede 31, Almanyada 26, İsviçrede21, Danimarkada 20, Felemenkte 19, Belçikada ve Fransada 14 hamam düşmektedir. Temizlik derecesi de yukanmdan aşağıya görülmektedir. İkiz bereketi Amerikada ikiz çocuk bir ha- rika addedilmektedir ve ikiz do- ğumlar da bu memlekette diğer memleketlere nisbetle az idi. Amerikanın Fort Beyn şehrinde beşinci defa olarak bir - ikizler sergisi açılmış, 500 ikiz çocuk teşhir edilmiştir. Birinci ikizler sergisine ancak 26 ikiz iştirak etmiş idi, Cumhuriyet Bayramı şerefine p llımcıleşrm dev. i toplanh!arma başladı resti Riyaset divanı ve D. Encü- men seçimleri yapıldı Riyasetin iş raporu, ru, Dr.B. Behçet Uz Avrupadan döndükten sonra muzakere edilecek Şehir meclisi dün lııncııcşrın devresi toplantılarına başlamıştır. Belediye reisi Dr. B. Behçet Uz Avrupada bulunduğu için saat 17 de başlıyan toplantıya birinci reis vekili Avukat B. — Münir Birsel riyaset etmiş ve celseyi açarken: — Yeni devrenin memlekete ve hepinize hayırlı olmasını di- lerim. Demiş, eski zabıt okun- muş, aynen kabul edilmiş, mec- lis riyaset divanı — seçiminde bi- rinci reis vekilliğine gene B. Münir Birsel, ikinci reis vekilli- ğine Göz doktoru B.Mitat Örel, kâtipliklere B. Kemal Talât Ka- raca, B. Mehmet Ruşen Akgün, B. Ali Halim Bayer, B. Suad Yurdkoru, Avukat Ahmed Şük- rü Sayar seçilmişlerdir. Daha sonra daimi encümen seçimine geçilmiştir. Reyler tas- nif edilirken, diğer seçimlerde gösterilmiyen bir hassasiyetle reyler yüksek sesle okunmuş ve bazı azalar not almışlardır. Rey- lerin tasnifinde daimi encümene gene eski azalar B. Reşad Leb- lebici, Faik ve Muzaffer Özgen seçildikleri anlaşılmıştır. İhtisas encümenlerinin seçimi işaret reyi ile yapılmış ve şu zevat intihab olunmuşlardır. Nizam encümenine: Avukat B. Münir Birsel, avukat Ahmed Şükrü Sayar, avukat Cemil, Mu- zaffer Özgen, avukat Halid Tevfik. Kat'i hesap encümenine: Re- şad Leblebici, İsmail Hakkı Sur, Hakkı Balcroğlu, Hasan — Kork- mazer, eczaçı Faik, Sabri Men- teş, Nazif, Sıdkı, Hüsnü Tonak. Büdçe encümenine: Avukat Münir Birsel, Hakkı Balcıoğlu, eczacı Faik, Reşad Lebleb Suad Yurdkoru, Muzaffer Öz- gen, Sadi İplikçi, Hasan Kork- mazer, Hüsnü Tonak. Sağlık encümenine. Doktor Mitaf Örel, Dr. Ramih, Dr. Ha- san Üstay, Dr Sami Salib, Dr. Bn. Saada. Dr. Osman Behçet, Dr. Ali Halim Bayer, Tarife encümenine Talât Karaca, Ruşen Akgün, Sabri Menteş, Galip, Rasim, Mustafa Buladanlı, Ahmet Sarı intihap olundular. Belediye reisinin yıllık icraat raporunun müzakeresi kendisi Avrupadan döndükten sonraya bırakıldı. gelen evrakın - okun- masına başlandı. Azaden mühen- dis B Azizin evini İstanbula nakli münasebetile istifası kabul 'edildi. —— Kaçak etleri ihbar edenlere ikramiye verilmesi, Şehidler cad- desinin kaldırım inşası, üçüncü sınıf kabirlere ölü defni için müddet tayini, münakaleler, be- lediye otobüsleri tarifesi ve da- ha bazı meseleler hakkındaki teklifler ve istidalarla hesab kat'i Kemal Tütün piyasası Açılmış sayılabilir Tütün piyasasının açıldığı söy- leniyor. Urlada ilk satışlar ya- pılmıştır. Dün akşam Güvurköy mıntakasındaki köylere muhtelif kumpanyaların eksperleri g tmiş- lerdir. İnhisarlar başmüdürlüğü ve Türk tütün limited şirketi de memurlarını tütün mıntakalarına göndermiştir. Piyasa, ilk tütün satışları baş- ladığına göre açılmış sayılabilir. Fiat 90-110 kuruş arasındadır. Fakat mühim satışların bugün yapılacağı söyleniyor. Belediye reisi B. Uz Avrupadan dönüyor Belediye reisi B. Dr. Behcet Üz Avrupa tedkik seyahatini bitirmiş, Fıyumeden vapurla şeh- rimize — müteveccihen — hareket etmiştir. Önümüzdeki Cumârtesi günü İzmirde bulunacaktır. Borsa reisliği Yeni Borsa idare heyeti dün Borsada toplanmış, reis seçimini yapmıştır. Birinci reisliğe sabık reis Bay Mazhar İzmiroğlu, ikinci reisliğe de ihracatçı Bay Kâzım Taner seçilmişlerdir. Tebrik eder, muvalfakıyetler dileriz. ADER EEKAĞITK TU AAA ELDR N | mazbataları ait oldukları encü- menlere hale edildi. Avukat B. Ahmed Şükrü: — Belediyenin birçok niza- maât, evamir talimatı ile meclis kararları vardır. Halk. bunları lâyıkile bilmediği için cezaya çarptırılıyor. Bütün bunlar bele- diye târafından tabettiriisin va maliyet fiatine halka satılsın. Dedi, buna dair bir takrir verildi. Reisin, bu mesele üze- rinde tetkikat yaparak önümüz- deki celsede izahat vermesi mu- vafık görüldü. Meclis Perşembe günü saat 16,30 da tekrar toplanacaktır. “SHALK FIKRALARI: — Fakirlere karşı yüreği yufka kadın!.. Zengin mi, zengin, varlıklı m varlıklı bir kadın, kışa yakın günlerden birinde, devlethanesi- nin balkonunda oturuyor, etrafı seyrediyor. Bir de ne görsün: Ta karşıda, perişan kıyalette, zayıf, sıska, bitkin bir adam, boş bir arsanın kenarındaki ot- ları, büyük bir iştah ve heye- canla yimekle meşgul, Bu vazi- yet, zengin kadının hem nazarı dikkatini celbediyor, hem de merhametini uyandırıyor. Hemen hizmetçilerine emir veriyor: — Karşıda, bir zavallı, ot yi- yor. Belki de açtır, onu derhal çağırın.. Bayanlarının bir fakire nimet vereceğini düşünen hizmetçiler sevinçle koşuyorlar ve adamcı TELEFON 3151 TAYYARE Sineması Mükemmel ve muhteşem bir program hazırladı Bügünkü seanslardan itibaren gösterilmeğe başlanan bu prOgramda: 1-NİÇEVO DENİZALTI KAHRAMANLARI HARRY BAUR..MARCEL CHANTAL--IVAN MOSJOUKIN TARAFINDAN TEMSİL EDİLMİŞ AŞK—VAZIFE ve FEDAKÂRLIK FILMI 2 .. PARAMOUNT JURNAL 3--MİKİ RENKLİ 4 .. OTOMOBİL SANAYİİ (OĞRETİCİ FİLM) ATİNADA YAPILAN İngiliz başpehlivant VANDER VALT ile cihan şampiyonu CİM LONDOS arasında yapılan BOKS MAÇI Rumca sözlü Seanılar: CUMA, CUMARTESİ 1,35—4—6,20—845 de, PAZAR 11,10 da diğer günler 3,30 da başlar ğizi çağırıyorlar. — Gel arkadaş, gell,. ©O da büyük bir binadan vu- kubulan bu davetin verdiği ümit ve zevklerle onları takib ediyor. Adamcağız, artık yuvarlanıp düş- mek üzere imiş. Hizmetçiler onu kollarından — tutuyorlar ve yürü- tüyorlar. Zavallı, evvelâ bir ko- ridordan, sonra bir ara odadan m-nlıım:i Bayan da inmiş ve o yürürken: — Allahım, yırıbhıny, bu kul- larına niçin acımazsın!. Diyerek onu takib etmekle meşgul olmağa başlamış. Oda- 'înçıktm sonra mutbaha gir- ler. Zavallı aç şöyle etrafına bir göz gezdirmiş: Kuzu - kızartmaları, pilâvlar, börekler, tatlılar. Kendi kendine: — Oh Allahiım “demiş- bir hayır sahibi çıktı da karnımı do- yuracak, Fakat ev sahibesi; . mutbahın öbür kapısını göstererek hizmet- çilerine: — İncitmeden geçirin... Demiş ve zavallıyı mutbahın öbür kapısından çıkarmışlar. Ka- din, arka ııhnıın kenarındaki ot- ları göstermiş: — İşte Yavrucuğum — -demiş- temiz, taza, ayak değmemiş, çiğ- nenmemiş etlar var burada. Yi, yi, ne diye © mezarlık otlınıı- Benim duygum | Eski günler 29 Birinciteşrin 937 “ULUS,, arkadaşımızin — "Bizim Trakyaş başlıklı yazısındani “İstilâdan kurtulan - harap İz: mirin, cumhuriyet İzmiri oluşunda onun emeğini Ege çocuklarına sorunuz. Yamanlar ve Bozdağ tepelerinden Ödemiş ovalarına kadar Türkiyenin en zengin bir köşesindeki bayındırlık ve yenş hayat adına kurulan bütün eser- lerde onun engin bir kaynak olan yapıcılık ve kuruculuk cev« herine rastlarsınız. Kâzım Dirik adı, bugün Ege- de bir hasretin ifadesidir., Hem öyle bir hasret ki, mek tebinin çatısını nasılsa tamamlı- yamıyan köylü, exzkazli şosenin bozuk bir yerinde ciğeri kopar- casına sarsılan yolcu, derdini köyünde dökmek istiyen gamlı yurddaş: — Nerdesin Kâzım Dirik Feryadile onu hayat sahne-» lerinde, hergün biraz dâha artan bir hararetle, muttasıl yaşatıyor. Kâzım Dirik adı, o buradan gider gitmez bizim için sadece “bir hasretin ifadesi, olmuştu. Şimdi ise baştanbaşa bir didin- menin, bir alâkanın, bir görme- nin, bir dinlemenin ve bir yap- manin remzi haline gelmiştir. Hiç tereddütsüz denebilir ki has- retinin.âteşi, yeni bir vesile ile, hergün eksileceğine artan bu if- tirakın eşine, Kâzım Dirikle İz- mirden başka yerde, tesadüf pek güçtür Onun için köylü Hasanın, n şanlısı Âyşeye yazdığı şu mâni; Kâzım Diriki hatırlıyan her Ege- linin dudağını bilâistisna hergün ağlama titreyişlerile müterâdi* bir halda.. süslüsme <AT şalım, mavi 'galım Dağları ” dolüşalım, Arammıada' değlar Var Biz nasıl kavuşalım» *Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. , * Liman hareketleri Dün Timanımızda bir Türk, bir. İtalyan, bir İngiliz ve bir Yunan olmak üzere dört vapur | gelmiş,. bir Türk- vapuru Ayva- lığa, bir Türk vapuru İstanbula hâreket etimiştir. Evelki gün limanımıza gelen Fransız - bandıralı Teolil Gotye vapurü Fransa için 450 ton yük almıştır. Limanımızdaki — İtalyan bandıralı Stampalya vapuru da İtalya için 1000 ton dövme arpa, bakla ve nohut alacaktır. Telefan tesisatı dzmir-Karaburun bir anda görüşecek Diğer kazalarımızla İzmir ara" sında olduğu gibi İzmir-Karabur run arasında da telcfon tesisati yapılmaktadır. İzmiri, telefonlâ Karaburuna bağlamak, mühim bir muvaffakiyet olacaktır. İ mir-Bergama arasındaki - telefot hattı da tamamlanmak üzeredir- Bu suretle İzmirden en uzak kâ” zalarla telefonla bir anda gö” rüşmek mümkün olacaktır. Kafatası patladi İkincikordonda Dudu sokü” ğında bir işçinin ölümiyle celenen feci bir kaza olmuştar: B. Refaelin kira ile tuttuğ palamut deposunda palamut Y” ğınları üzerinden ara duvari w tüne çıkan işçi İsak oğlu Yaklı birdenbire arka taraftaki odUl ile direklerin arasına dü; kafatası patlamış ve ölmüştür Yakonun, duvar üzerine çıktığı anlaşılamamıştır. tahkikatına Müddeiumumi vini B. Kemal Berk'arda fından davam edilmektedir. tarihli p a n