30 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

30 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bakifa 6 Piyasadan röportaj ——— ANADOLU 3U İlkteşrim İ“ANADOLU,, nun unketi Bu sene tütün piyasası Avukat B. Cemal Çançaraölüm ha:inde ruh kaç kuruştan açılacak? göre kadın!.. Dikkate şayan RAdiselüik AA AAA A A Z tecessüd eder mi Kumpanyaların hazırlıkları -- Bu sene- Arkadaşımız, yakından vâkıf olduğu|Bir doktorun müşahedeleri ve birk bir hâdisenin heyecanlarını anlatıyor ki rekolte -- Tütünlerin nefaseti. Yazan: Şahap Göksel Tütünler askıda Memleket ihracatının birinci derecede mahsulü tütündür. Za- manla Türkiyenin en nefis tütün- leri derecesinde yetiştirilen Ege tütünlerine dünyanın tütün istih- lâk eden bütün memleketlerinde büyük rağbet gösteriliyor. Ame- rika ve Almanyada Türk tütün- leri, diğer memleketler tütünle- yine karıştırılmak suretile siyara imal edilir. ve böylece cenebi tütünlerine yalnız Türk tütünle- rinde görülen nefis koku sindi- rilmeğe çalışılır. Türkiye tütün- lerinin — bellibaşlı — müşterileri Amerika, Almanya, İngiltere ve Hollandadır. Diğer yabancı mem- leketlere de ihraç edilirse de miktar itibarile azdır. Tütün, her yıl iktisadi blânçomuzda mem- lekete en çok para getiren bir mahsuldür. .“. Ege tütün müstahsilleri yalnız bir sene müstesna olmak üzere mahsulünü değerine satmakta zorluk çekmemiştir. Bu seneki tütün rekoöltesinin ilk :zzamanlarda çok yüksek ola- cağı tahmin edilmişti. Bunun sebebi geçen seneki rekoltenin, bir hafta içinde kapışılırcasına tamamen satılmış olması idi. Herkes, fazla kazanç getiriyor diye tütün ekimine ehemmiyet vermişti. Fakat bavaların kurak devamı yüzünden satılması güç olabilecek bir rekolte karşısında kalmadık. Tahminlere göre bu seneki tütün rekoltesi azami 32 milyon kilodur. Fakat Amerikan Tütün kumpanyalarının kendi CA MA MR NL AU aS0 h kısaca hayattır. Geçir- diğimiz her yıl, her ay, her hafta, hergün, hatta her saat ve dakika, olduğu gibi, bütün hayatiyeti, bütün batıraları, bütün varlığı, teferrüatile tarihe girmiyor mu? Tarih sonsuz bir hazinedir. Bu sebeple ona, insana şöyle, böyle istifadeler temin eder de- miyelim. Tarih okuyanlara hayat verir, hayat aşılar diyelim. Büyük tekâmüller vadederek çikacağını İzmirlilere iddia eden Anadolunun açtığı bu köşede, haftada bir veya iki defa, tarih- ten; O, fikir, his, hayal, ihtiras, kan, kavga, azim, cür'et... ha zinesinden, bir kelime ile o ha- yat kaynağından biz de okuyu- cularımıza: Fikir, his, hayal, şeref, şan, Cibret, azim, cür'et taşıyacağız; hayat sunacağız. Mitat Oksancak İzmir ve Kültür liseleri tarih öğretmeni teşkilâtile yaptırdıkları tetkikata göre rekolte 37 milyon kilodur. İzmirde dört Amerikan kum- panyası vardır. Bu kumpanyalar her sene vasati olarak beşer milyon kilo tütün alırlardı. Alı- nan haberlere göre bu sene sa: tın alacakları tütün, bu miktarı aşacaktır. Çünkü bu seneki tü- tünlerin ekserisi fevkalâde ne- fistir. Onun için mübayaatı yedi sekiz milyona çıkarmaları çok kuvvetli bir ihtimal dahilindedir. Bilhassa Glen kumpanyasının on milyon kiloyu dolduracağı anlaşılmaktadır. Çönkü bu kum- panyanın direktörü Mister Bravn merkezinden fazla mübayaat hu- susunda salâhiyet istemiş ve al- mıştır. Olston — tütün kumpan- yasının, İzmirdeki şubesini kapa- miş olmakla beraber diğer va- sıtalarla mübayaattan — geri kal- mıyacağı söyleniyor. Amerikan — kumpanyalarının tütün mübayaalı bu sene asgari 25 milyon kiloyu bulacaktır. Bu takdirde geri kalan tütünler ne olacaktır? Onları da Türk tütün limited şirketi, inhisar idaresi, 'Türk tüccarlar ve Almanlar na- mına hareket eden mutavassıtlar alacaklardır. Bu yıl tütün mah- sulünün — satılmaması gibi bir tehlike mevzuu bahsolamaz. Bazı tütün kumpanyalarından ve tüccarlarından yaptığımız tah: kikata göre bu seneki tütün pi- yasası vasati bir hesapla 90 kuruş üzerinden açılacaktır. Ge- çen sene 90-115 kuruştan açıl- mıştı. Fevkalâde nefis tütünlerin daha Xüksek fiatle satılacağı da söyleniyor. İlk hamlede Ameri- kan kuinpanyalarile birlikte in- hisarlar idaresi ve Türk - tütün Hmited — şirketi de mübayaata başlıyacaktır. Almanyadan bazı fırmalar na- mına İzmire gelen mümessiller de Türk — tüccarları — vasıtasile mıntakadan tütün mübayaa ede- ceklerdir. Almanların yaptıracak- ları tütün mübayaatının — fazla olacağı söyleniyor. Bazı tüccar- lar, erken davranarak iyi tütün yetiştiren müstahsillerin malları- nı şimdiden kapatmışlardır. Ha- ber aldığımıza göre, Kemalpaşa kazasının Ulucak köyü ile Sey- diköy, ve Bucada, — Gavurköy mıntakasının bazı — köylerinde muhtelif partiler şimdiden Al- manlar besabına kapatılmıştır. Rençberlerle yapılan akitlerde tütünlerinin, Amerikan kumpan- larının verecekleri fiatten on ku- fazlasına kabul edileceği rüuş .lı'îhhüd olunmuştur. Bu suretle Anketime devam ederek dün | bizim Avukat Cemal Çançarı buldum.. Çok meşğuldü. Buna rağmen, kendisine mahsus bir kahkahâ attı: — Bayım -dedi- - bunlar sual değil, kabir azabı gibi şeyler.. Maamafih konuşabiliriz.. Sen, işime bakma!.. Hem konuşuruz, hem ben işimi görürüm.. Ve, bu söz üzerine başladık: — Alelıtlak kadın nedir? — Bence kadın herşeye rağ- men bir arkadaştır. İnsana ha- yatta en yakın olan bir arkadaş! — İdeal kadın nedir? — İdeal kadın, vazifesini müd- rik, hayatın bütün icablarına uymuş olmakla beraber - hiçbir zaman, kadınlığını kaybetmemiş; eşine başkasını aratmıyan her zaman, her yerde ve bütün ha- reketlerinde hissiyatile şuurunu birleştirmeğe muvaffak olabilen kadındır. — Kilıbık misiniz, - kazak mi? Henüz — bekârım. Maa- mafih ne kazak ve ne de kılıbık değilim. İkisinin ortasında mü- tekabil hürriyete ve tahdidlere riayeti evlenme akdinden doğ- muş vazife olarak telâkki eden sınıfdanım. — Kılıbık olduğunuza göre kazaklık hakkında, kazak - oldu- ğunuza göre kılıbıklar bakkında ne düşünürsünüz?. Ne yalan Gsöyliyeyim; ben kazaklık ve kılıbıklık söz- lerinden birşey — anlamıyorum. Umumi telâkkilere göre Mutlak hâkimiyeti muhafaza eden erkeğe (kazak) ve karısı lehine hürriye- tinden hududsuz - feragat eden erkeğe de (kılıbık) diyorlar. Ben- ce bunlardan birisi ifrat, öteki de tefrittir, ikisi de muhtacı tenkid- dir, ikisi de haksızdır. Kazak erkek, hâkimiyetini mutlak olarak kendisinde muha- faza etmekle karısının hürriye- tini inkâr etmiş demektir. Kılı- bık erkek te - bürriyetini israf 'e mutlak hâkimiyete bo- yun eğdiği için bedbahttır. Maamafih ben burada küçük bir tefrik —yapacağım. Bizde umumiyet itibarile her işinde karısının reyini alanlara (kılıbık) demekle haksızlık ediliyor. (Kılı- KO ZLT TR L A UN L YS tütün piyasasında şimdiden sa- tışlara başlanmış oluyor. Bü seneki tütünler iki nevidir: 1 — Çok iyi tütünler, 2 — Kötü tütünler. Bu yıl orta nefasette mahsul yetişmemiştir. Rekoltedeki - iyi kalitelerin satılmaması tehlikesi yoktur. Diğer kalitelerin müs- tahsil taralından furya zamanın- da satılması ve elden çıkarık- ması çok yerinde bir hareket olur. Bu sene tütün satışlarında en mübim nokta, tütünlerin iyi fiatle, değerine saltılması için hükümetin, alıcı memleketler he- sabına bazı imkâalar hazırlama- sıdır. Piyasa açıldığı günlerde bu imkânlar temin edildiği tak- dirde bütün reneber, mahsulünü iyi fiatlerle satacaktır. Tedbir — geciktiği — takdirde ikinci kalitedeki tülünlerin, bazı mutavassıtlar tarafından fırsattan bilistifade kapatılması mümkün olacaktır ki, bundan da tüccar- ların istifade etmek istiyecekleri tal ir. Bizimle beraber müstahsillerin- de dileği, alınması muvahk gö- rülen tedbirlerin piyasa açılma: dan evel alınmasıdır, z FD e Bay Cemal Çançar bik) bence kendi reyi inzimam etmeksizin mutlak olarak kadının arzusuna tebaiyet eden erkektir. Yoksa bir yapmadan evel karısının reyini almak, evlenme ekdinin en tabii neticelerin- dendir. Karı ve koca evlenmekle kar- şılıkli olarak — hürriyetlerinden fedakârlık ederler. Evlenmek ha- yatları birleştirmek demektir. O halde münferid hareket akde mubalefet - olur! Binaenaleyh bu akdin tabit icaplarına uymak Vvazifemdir. Bu vazife de hiç bir zaman kılıbık- lık - sayılmamalıdır. Meselâ işi bittikten sonra evine dönmesi icab eden bir erkeğin şurada burada dolaşması evlenme ak- dine muhalefettir. Fakat ayni adamın karısına tahsis edilmiş iş zamanı haricindeki herhangi bir vaktini dışarıda geçirmek için karısından izin istemesi ( kılıbıklık ) sayılmamalıdır. Ma- demki iş haricindeki zaman & Tilik birliğine tahsis edilmiştir, o hale bu birliğin en tabii ve faal bir uzvu olan kadının da bu zaman üzerindeki hakkını tanımak, ondan izin almak ev- lenme akdinin en tabii icabla- rındandır. Bunun adı da (saygı) dır. -Fakat muhakkak - olan bir şey vardır, (saygı) hiç bir zanıan ( kalıbıklık ) kelimesile izah olu- namaz. Bence bu kısma dahil olan- ları yani evlenmekle hürriyetinde fedakârlık ettiğini ve hayatını birleştirdiğini bilerek fena ha ketlerin feci netice ve mesuli- yetlerine birlikte katlanmıya mah:- küm olan eşinin rey ve müta- leasını alan ve bu Teyi kendi görüşlerile telif eden erkeği kı- hbıklar zümresinden — ayırmak lâzımdır Bunlar, saadetin yolunu bilen, hakka hürmet eden ve binaenaleyh mesud olan redir — Kadın yüzünden nızda - geçirdiğiniz y korku, sevinç ve heyecan nedir? — Kadın yüzünden sevinç ancak evlilere nasib olabilen bir bahtiyarlıktır. - Çocuğunun doğ- duğu gün muhakkak ki bir baba için en mesut ve en sevinçli bir gündür. Babaya bu sevinci tattı- ran da elbette anadır. züm- eh Heyecan ve korkuya - gelince, saymakla bitmez. Esasen - kadın arkadaşlığında heyecan ve korku olmazsa tad olmaz değil mi? Sizi büsbütün cevabsız bırak- mamak için kadın yüzünden Anadolunun uzak bir köşesinde dört sene devam eden en büyük korku ve heyecanla en feci ne- saca anlatayım. — Vak'a- ben. değilim. ;sorma: bu vak'anın aslını bilen pek mah: dud şahıslardan - biriyiml enteressan Ölüm, şüphe yoktur ki arz üzerinde en fazla tekerrür eden. herkesin en fazla gördüğü tabil bir hâdisedir. En yakınlarından başlamak üzere hayatında bir çok kimselerin ölümüne şahid olmamış bir insan yok gibidir. Ölüm, bu sebeble her ” insan için çok tabii görünen bir hâ- disedir. Fakat bazı ölümler var- dır ki, bunlar tabit olmaktan çok uzaktırlar. Bu gayri tabii ölümler arasında bilhassa haya- letlerle karışık ölüm vak'aları dikkati celbedecek mahiyette- dirler. Bu gibi gayri tabil hâdiselerle karışık ölümler hakkında Pariste çıkan bir kitapta bir çok misal- ler vardır. Ve bütün bu misal- lerin de bir sürü müşahid ve şahidleri gösterilmektedir. Bunlardan bir kaçını biz de yazıyoruz: Cezairde çok seneler oturmuş bir Fransızın, Leon Kardiyenin annesi henüz 55 yaşında iken hastalanmıştır. Bu kadın, epeyce bir zaman bat'i bir seyir takib eden hastalıkla çok zayıf düş- müş ve artık yatağından kalka- mıyacak bir bale gelmiştir. İhti- yar ve hasta kadın bir gün k- zını ve oğlunu yanına çağırmış ve: — Şu köşede bir arab var, beni beraber götürmek istiyor. Gideyim mi dersiniz? Diye sor- muştur. , Kızı ve oğlu biribirine bakış- Mışlar ve gayri ihtiyari bir ür- perme geçirerek: — Anne orada hiçbir kimse yok, sen hayalleniyorsun... İra- dene sahib ol!. Demişlerdir. Hasta kadın bu sözlere cevab ölüm şekli vermemiş, biraz müuüfeil “'hı arkasını dönmüş ve dalmıştır. — Bir aralık, hastanın işaret tiği köşeden -sanki görünm! bir mahlük geçiyormuş - gibi bi tıkırdı olmuş, hatta bir iki ufak kireç parçası da yere düşmüştür- Ayni zamanda hasta derin vi seri bir iç çekmiş, Bay Leof Tardiyö ile hemşiresi 'de “sebei bini bilmeden bir ürperme' ge! çirmişlerdir. Bu meçhul korku geçtiktelf sonra, iki kardeş, gene meçhöl bir kuvvetin sevkile hasta anne' lerine bakmışlar ve onu ” ölmü; bir halde bulmuşlardır. Bir misal daha: İsnard adlı bir Doktor Paristt Jakop sokağında bir evde vali" desi Danyal ve hemşires ile birlik! oturmakta iken annesi ağır ser rette hastalanmıştır. Hastanın odası ile yemek odasi arasında bir kapı vardır. H bir gün kendisini kâfi dereci iyi bulmuş ve oğlu doktor il kızlarının — yemek sırada, duvarları larına gelmiştir. Fakat çok yof” gun düştüğü için çocuklarının koltuğunda karyolasına dönmüş" tür. ( Sonu 10 uncu sahifede ) Evli bir kadın bekâr bir er- kekle sevişmektedir. -Kocanın seyahatte bulunmasından bilisti- fade âşıklar geceleri kadının evinde — buluşmaktadırlı Bir gece ansızın. kocanın avdet ve anahtarla sokak kapısını açarak merdivenleri çıkmağa başlaması üzerine kaçacak başka yer bu- lamıyan âşık pencereden atlamış ve bedbaht koca da birşey sezmemiştir. Esasen yorgun dönen koca yataktaki karısının yanına git- mekte - istical etmiş, yarım saat sonra evde uyku hislerinden başka birşey duyulmaz - olmuş- tur. İşte bu sırada bir hırsız açık pencereden istifade ederek evi soymuş kocanın saat ve kordo- nile parasını ve kadının mücev- herlerini çalıp kaçmıştır. Ertesi sabah uyanan koca saat ve kor- donunu bulamayınca soyulduğunu öğrenmiş hemen zabıtaya müra- caat etmiştir. Zabıta mevcut ayak izleri ve açık pencereyi takip etmiş bir- çok deliller elde etmekle bera- ber komşulardan da - soruştur- muş, birkaç komşu bizim zavallı âşığın pencereden acele atladır ğını - tesadüfen - gördükleri için ismile, cismile hırsızı tayin etmiş- ler zabıta da mevcut delâile istinaden bizim Âşiğı hırsız sıfa- tile tahtı zanna almış! Şimdi bir an için zavallı âşıkın, vaziyetini düşünelim Evden at- ladığı o kadar kuvvetli delillerle sabit ki inkâra imkân yok. Fil- vaki evi aranmış, çalınan eşya bulunmamıştır amma aleyhindeki delillere istinaden tereddüdsüz olarak hirsiz budür, - denilebilir. Zavallı âşık şimdı ne yapsın? Deoğrusunu söylese kadını mal” vedecek! Söylemese kendisi hır”| sız diye mabküm olacak! Avukatına hakikati söylemeği ihmal etmemiştir. amma ondaf aldığı nasihat (susmak) olmuf tur. Uzatmıyalım bizim zavallı âşık hırsızlıktan mahküm oldu. Hesi de mevsuf sirkatten dolayı üf seneyel İktisabı kat'iyet eden hükütt infaz edildi. Üçüncü sene sor” larına doğru günün birinde baf' ka bir şehirde seyahatte bulif nan koca bir gazinoda bol para sarfeden bir şahsın yele€ ginde kendi kordonunu görme sin mi? Garson delâletile bu ” zattef saat sordurmak suretile saati (€ görmüş ve kendi saati olduğut? kanaat — getirdiğinden — zabıtaâ)? Mmüracaat etmiştir. İ Meğer bizim hovarda müştef' meşhur - sabıkalılardanmış ve Öf sene kadar evel tesadüfen kö” canın memleketinden geçip lece evinden öteberi aşırdığını ? iftiharla söylemiştir. ve — eşyi mesrukadan bir fes de elde edif miştir. Yeni deliller mahkümiyete V evelki / suçluyu — kurtarmağa Ki fidir amma bizim zavallı kadın yüzünden işte böyle lerce süren bir heyecan ve ku geçirmiştir. ; Hakiki fail bulununca — bifiŞ âşık — kurtüldü, —asıl / hirsiz mahküm oldu; fakat bu işi kikati de meydana çıkmadi- l İşte azizim; size kadın Y“'"'_ den geçirilen heyecan ve kunun muhakkak rekorü oladi” küçük bir hıkâye...

Bu sayıdan diğer sayfalar: