30 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

30 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Amasya sokaklarında dellâllar bağrışıyor, bir ca b Şehıadenin doğumunu ilân ediyorlardı. Yıllarca sonra da İstanbu.lda Fatih Mchmedm emrile büyük ve parlak iki düğün için fevkalâde hazırlıklar yapılıyordu Dünkü kısmın hulüsası: 975 Senesi,.. Meczup ve ihti: yar bir derviş, İstanbulda Fati- hin oturduğu eski saray kapısına geliyor. Kapıda birkaç yeniçeri nöbetçi vardır. Meczup — derviş, mırıldanarak: N — Bugün Osmanlı hancdanı N sülâlesinden bir çocuk doğacak, Föst bu çocuğun vücudünde yedi tane ben bulunacak., Bu çocuk sultanın halidi olacak ve yedi serdara baş eğdirecek. Diyor. Yeniçeriler, onunla eğ- leniyorlar. Bir tanesi: — Bunak -diyor- git şuradan. - Filhakika ayni gün Amasya- da Fatih sultan Mehmedin ağlu şehzade Beyazıdın karısı Nev- | behar sultan, bir erkek çocuk "& dünyaya getiriyor. ? — Nevbebar sultan, an'asıl Trab- (20 Zonun Virvire köyündendir.Rum- lar dür. Yalnız yatağında bu eski © Çünleri hatırlıyor: Fatih sultan 8! Mehmed, Trabzonun fethinden &€ bir müddet sonra —bu dilber Yar Rüm kızının şöhretini işiterek O€ Trabzon valisine emir vermişti. 'O da köye giderek kızın baba- sına şöyle demişti: — Padişahımız efendimiz haz- retlerinin iradelerile geldim, Kı- zınız bu harap, küçük köye ya- kışmıyor, onu mahrumiyetten a kurtarıp sonsuz nimet ve saa- | detlere gark etmekliğimizi fer- * mân buyuruyorlar. Sen de kur- tulacaksın, anası da. " 8 İhtiyer Rum, bir istavroz ç- ; karmış: — Allah devletlâmüze ömür- 40 ., versin. Dedikten sonra kızını çağırmış, " kendi elile Trabzon valisine ver- Mi işti. Kız, bir müddet sonra artık İstanbulda idi. Nevbahar için daha o zaman “Banuyi Rum, * Ki denilmişti. Fakat saray ona, ilel- mal ebed taşıdığı ve tarihe geçen ip adım vermişti: n — Nevbaharl.. ik Bilhassa şehzade Beyazıdla Y evlendikten sonra artık mevkü mi büyümüş, kayınpederi Fatih Suk tan Mehmed bile onu sevmişti. Tnt Fatih Mehmedin, csasen — oğlu » $' Beyazıda karşı fazla bir tema: İ$ “yülü vardı. Ayni sevgiden, Nev- € k baharın oğlu Yavaz Selim de gü hissesini aldı. dar — Beyazıdın. birkaç kansi ve | ve bunlardan dünyaya gelmiş birkaç Hât kızı ve oğlu yok değildi. Fakat Tağ ne zararı vardı? fizdi. Koca şehzade bir kadınla, 'van beş zevce ile kalır mıydı? K Ona, sürülerle cariye, odalık ir dve halayık kucak açıyordu. Şehzade Beyazıt, doğum günü derhal şu emirleri verdi: — Dellâllar, bütün bendeleri- ! mize bu saadeti duyursunlar. Ça- Te Elhamrada: Güneşe Doğra Asride: Türk iakiâbinda terakki hıııklııi Lülede: Şeyhin kıtı Löylâ-Kan kardeğlet - Donanma geliyor arşıyaka Sümerde: | Ekmsakp mühasebeleti L N Selim Diğer şehzadelerle sünnet ediliyordu Yazan; M. Ayhan buk, Şehriyara da müjde gönde- rilsin. Saray altüst oluyordu. Biraz sonra Amasya sokaklarında, uzun külâhlı bir dellâl, gırtlağının bü- tün zoru ile bağırıyordu: — Şehzade Beyazıt Efendimiz Hazretlerinin sulbi pâükinden bir erkek çocuk dünyaya gelmiştir. Halk seviniyor: — Sağ olsun! Diye karşılık veriyordu. Günü ldi, çocuğun adı da kondu: Dört hafta sanra şehzade Be- yazıdın gönderdiği adam, İstan- bulda Fatih Sultan Mehmedin huzurunda idi. Fatih yeni bir torununun dünyaya geldiğini du- yunca kısmen ağarmış sakalını sıvazladı: Hemen hazinedarı çağırttı. — Amasyaya hediyeler. Fermanını verdi.. Bu bıdı Eıtııı gün bu “haberi beşa. retâver, — şehzade Mustafaya ve bütün valilere bildirildi. İstan- bulda saray mehafilinden — baş- lamak üzere herkes *“ilüinr şadü- maniye,, davet editdi. O gün sarayıtı nöbetçiler ko- ğuşunda palalarını temizliyen üç yeniçeri neferi, başbâşa vermiş, fısıldaşıyorlardı: — Hayret be, Dervişin dediği Çıktı.. — Hem de günü gününe.. — Amma, bir farkla, — Hakanın oğlu değil, toru- nu doğdu. — Zaten Derviş te oğlu do- gacak, dememişti ki... — Ah şu Derviş bir elimize geçse... —- Ne olacakti? -— Belki yeniçeri ağası olup olamıyacağımızı bize söylerdi, * ÖL Birkaç sene sonna İstanbulda Fatibin sarayında, haştarı, asabi, fakat kuvvetli, zeki bir çocuk gözüküyordu: Şehzade Selim.. Fatih onu okutmak ve terbiye etmek için Amasyadan gelirtmiş ve saraya almıştı. Fakat gün geçtikçe sarayda şehzadeler bü. yüyor ve bunlar harem hayatının içyüzüne karışıyordu. Bu sebeple bir irade çıktı we şehzade'er, başka saraya kılılııılgr Hademeler, kalfalar va dıiu- ler de keza,.. Selim büyüyordu. Zaman dur- madan akıyor ve Ösmanlı dev- Jetinde hudutlar gittikçe genişli- yordu. Sağda harp, solda harpl.. Büyük bir istilâ siyaseti, din namına alabildiğine g:nışlıynrdıı. İstanbul; bu cıhanın en şirin şehri, Türkün eline geçmekle beraber fütuhat dayası bitmiş değildi. Nihayet Fatih seferden döndü, İstanbulda ve vilâyetlerde sün- hetsiz olııı şehzadeleri Eski sarayda emsalsiz bir sütnet düğünü hazırlamıyor: du, Şehzâde - elendiler sünnet olacaklar ve bunlardan şehzade Abdullah ıuhuın ile şehzade Mus- tafanın kızı evlendirilecekti. Mustala, Yavuz Selim daba Üç yaşındayken velat etmiş, bu suretle Fatıhin, Beyazdtan başka ev'âdı kalmamıştı. — Sonu var — Çıngıraklı kumarhane da- vasına devam edildi Dünkü celsede, emni)o—ı müdür mua- vini de şahid sılatile dinlendi “Çıngıraklı kumarhane, dava- #$ının duruşmasına dün de devam edilmiştir. Bu davanın suçluları, şehrimizin tanınmış kumarcıların- dan Küçük Hasan, Mustaâfa, Ra- gıp, Veysel ve arkadaşlarile bir- likte tam 12 kişidir. Bunlar, Yavançeşme - ittisalin- de bir binayı kumarhene ittihaz etmişler ve birçok safdillerin pa- ralarımı çekmişlerdir. Dünkü cok sede suçlular Emniyet müdür muavini Bay İsmail Hakkile yüz- leştirilmişlerdir. Eski ifadelerinin tazyik neticesi beyan edilmiş olduğunu iddim eyliyon — kumar, cılara, Bay İamail Hakkı heyeti hâkime huzurunda şu cevabı veımışlıı — Bir defa tazyik yoktur ve olamaz. Saninen bize bir meke tub geldi. Bu mektubda İkiçeş- melikte çıngıraklı - bir kumarha- öbetçi Ş_c_;aneler: Bu gec-i Başturaktâ Sılıkat, Karantinada: Eşret, Kemerde: Kemer, Eşref pı; daEşrelpaşa cezanekıi bu *i! ..oueı.,.u.ııa genin nıevı.—udıym ve Hilmi adında bir berberin de 330 lira kadar para w kumarda uçtuğu ihbar edildi. Zaten, burası bizim de komw trolumuzda olduğu için Memur: larımız tarafından ansızın . bak #ıldı. Ve yukaşıda bir oda de #ununda «<umar öynamağa mah- sus bazı âlet elde edilerek mü- gadere olundu. Ve cümle kapı- sından yukarıya kadar bzanan bir kablo keşledi!di. Bu kablodan maksat şudor: Cümle kapısında birisi otura- cak, şüpheli bir şahıs gördüğü zaman döğmeyi basacak ve yu- karısı haber alınca odadaki ku- mârbazlar tertibat alacak... Biz bunları da meydan çıkar- dık. Kahveyi ve yukardaki odayı mübürledik, kumarcıları da hu- zurunuza gönderdik. Yalnız bu vazifeyi görürken, berber Hilmi adında birisi me- murlarımızdan birine kendisinin de kumarhanede 350 krasının uçürüldüğunu söylemiş.. Bu berberin parasının ne su- retle alındığı sabit — varakasın- da yazıidır. — Bu kunüarbâtiz hakkında Taym ea ea g5 Zülikteşrin , ahKemelerĞ Başkasının reçetesi ile ko- kain alacaklarmış İSivil polise, ortaklık ve arka- daşlık teklif edince... ——— -....—— Başkasına ait bir reçete ile | kokain almak ve sahtekârlık yapmakla mazaun İsşmail, Sami ve Mehmedin muhakemelerine evelki gün şehrimiz Ağırceza mahkentesinde devanı edilmiştir. Suçlular geçen celsede böyle ı bir mesele len haberleri olmadı: ğını söylemişlerdi. Dün dinle- | nen sivil memur B. Recep vak'a hakkındaki — bildiklerini — şöyle anlattı: — Bir gün suçlulardan Samiyi yolda caketi yırtık bir halde zabita memurları tarafından gö- türülürken gördüm — ve sordum. Bizzat kendisi bana: — Polise hakaret ettim, beni götürüyorlar. Sizinle yarın görü- şörüm, Dedi. Ertesi gün Askeri kıraat- hanede bana: — Biz birkâç kişiyiz -dedi- bir yerden fazla miktarda kokain abyoruz, fakat bunları toptan satamıyoruz. Sen tavassut ediver. Sami benim sivil zabıta mes muru olduğumu bilmiyordu. Der- hal: — Beraber satalım. Dedim ve ertesi gün için söz- leştik ve buluştuk. Birlikte Ka- rantinaya kadar gittik, ben bir dondurmacı dükkâmında oturdum, Sami gitli, bir müessesede bu- Meşhur yankesici Hayrlyeı nihayet yakayı ele verdi Hergün hüviyet değiştiren bu kadın Turanda bit safdili —-. .— Dün Turanda bir yankesicilik hâ isesi tesbit edilmiş ve suç: Tulart Yıldız. Fatma, Hayriye adında Üüç kadın yakalanarak töbetçi Mmahkemeye g” denl- mişlerdir. Bunlardan — Haytiye — meşhur yankeselerden olup — zabitaca müsecceldir. Kendisi — bir dere- çeye kadar güzel olduğu için, har - tarala — sokulabi.mektedir. Buhassa giyinip — kuşandığı ve makyaj yaptığı zamanlarda Hıy- tiyeyi tanımanın imkân — ve ihtir mali yoktür. Kendisini bir. gün bir falcı, bir gün eli ayağı düzgün bir mahalle kadını, hele şik ve mak- yajlı zamanlarında lüks bir aile bayanı olarak görenler vardır. BğLre Dün Hayriye, yanına aldığı Yıldız ve Fatma ile Tutan rallarında dolaşmağa — başlamış ve bir kuyudan su — çekmekte lan — Zahidi sokul- :.ı ışhıdn lenin yanına ul Suçlulardan Fatma, Zabideyi Işfa tutmuş, Hayriye de Zahi- denin arkadaşı genç bir kadına: Kadınım ne düşünüyorsun. rarımı başkâca malümatıniz? — Artettiğim gibidir. Kymar hanedir ve müdavimleri de mey- dana çıkanlmıştır. Mesele mahkemenin kararına kalmıştı. Hâkim düşündü: Verilen bu izahât arasında berber Hilminin ketdisine mü- racattla parasının ahüidıği hak- kında — şikâyette bulunduğu ta- barri Memuru B. Cevâddıt amme şah d olarak celbime karar verdi. | Muhakeme başka bir güne lalık | edildi. b STT z aei #vUKU, | mtda İsmall adında biri - vardı, Ülarım aldılar. lunan bır Zati dışarı çağırdı, gö. tüştü, yanıma geldiği vakit o zatın, kokain veremiyeceğini, fa- kat adamından almak — mümkün olacağını — bildirdiğini — anlattı. Enes gün gene Askeri kıraat; hanede buluştuk. Saminin yas onu bana tanıştırdı, İsmail dedi ki: — Kokainleri almak için altı lira para istediler. Bize bu pa- rayı bulabilir misiniz? — Hay, hay cevabını. ver- dim ve numaraları tesbit edilen iki lirayı götürüp Askeri kıraat- hanedeki — ocakçıya — verdim. Bunları da yakalattırmak - için şahidler tedarik ettim. Alınan tertlibat —süyesinde —maznunlar, Askeri kıraathanesi ocakçısından parayı alırken suç üslü tutuldu- lar. Kokainleri almak için evel. den hazırlanan reçete İsmailin üzerinde idi. İsmail, tutulunca bu reçeteyi yere attı, fakat memur arkadaş- Bunun sahte bir reçete olduğu anlaşıldı, sahte- kârlık suçımdan maznuntlâr hak- kında takibit yapıldı. Maznunlara ne diyecekleri so- ruldu, önlar ğene veddettiler, Müuhakeme, daha bazı şahid- letin dinlenmesi için başkâ gü ne bırakıldı. <- kapalı mı, nasıl dolandıı miş Kiısmetin açık m, gel falına bakayım! Demiş, Gü.fıdan ismindeki bu genç bavari da muvafakat — et- miştir. Hayriye evvelâ fal parasını almış, aîııkeu de bayatın — cüz- danındaki paraların mevcüdiye- timi hemen sezmiş ve fala şöyle bâşlamıştır: — Adın ne sö; bakayım! — Gülfıdan... Ka 7 — Güllidanıml, Adın gibi zelsin, dülbersin, Bir bıbın.i'ı anan var. Amma bunlardan hiç | dirlik gürmezsin, seversin, sevi- lirsin amma, dostların az, düş- mânların — çok, bunu bilesin!.. — Kaç yaşındasın söyle ba: kayıml! — 241 — 24 yaşındasın, aklı başın- daım yanarsın, yakarsın kimse- ciğe de duyuramazsın. Bu hal biraz daha devam et- miş ve nihayet bulunca falcılar hemen — savuşmuşlardır. — Artık Gülfidanın da cüzdanının aşırıl: dığim söylemeğe hacet var mı? akat çok geçmeden paraları- nin aşırıldığını anlıyan bayanlar feryadı basmışlar, o ci do laşan açıkgözler de zabıta tara- fından yakalanmışlardır. Yankesici kadınların dün İkinci Sulhcezada —duruşmaları — yapıl- mıştır. Hâkim Naci Erel Hayri- yeye şu suali sormuştur: — Sende kendi falına bakar #nısın? — Yok cânım, falan ketdimi yal Demiştir.. Sahıkalı Hayriyenin — yedi ay, Fatinanın iki ay hapislerine, YN dizini berariine karar vetilmiştir. Fa ma, Hayiiye gezaevisie gör dcıı.ıııışıcıdrı şimdi falahık Doktorumuz | diyor hi. Dahili hastalıkldi Nezle Yazan Dr. M. Şevki Ne2le deyip geçmemelidir. But run, boğaz ve hava bonılnl'ln nezleleri gok ehemmiyetlidir. nezle, soğuldlan ve kısmen d€ entandan ileri gelir, — Bidayette hafif gibi görünen nezle, mühlik bir takım avakıbi intaç eder. Bu* nün içindir ki, hiç ihmal etmei' gelmez. En basit ve hafif bir buruf mezlesi ve öksürük, usüle Mmuvâ' fik bir şekilde tedavi edilme: müzminleşir ve pek tehlikeli ih'. tilâllara sebebiyat vermiş olur: Yukarı nefes borularının n lesi, insanı hem rahatsız edi üzüntü verir; hem de neşe ve zevki kaçırır, hatta zatürree gibi bir takım ağır hastalıkların ze“ minini hazırlamış olur, Nezlelerden nasıl korunıhm? Nezle, çak defa insanların so* ğuğa karşı fazla hasşas olmala" rından tevellüt eder. Soğuğa karşı da insan kendisini sistemâ" tik sertleşme ile vikaye edebilir: Bunun için sabahleyin yatak" tan çıkınca soğuk su ile bütün vücudü silmeli ve sonra - cili kızarıncıya kadar kuru bir havlu, ile kuvvetlice masaj yapmalıdırı. Bundan sonra iki dakika kadaf çıplak olarak bedeni hareketlet. yapmalı ve giyinmelidir. Soğuk suya vücudü alışmamış olan kimseler de, sabahları 1lıl su ile silinmeli ve iki üç ıundl bir de bunu iki derece ıoğılk4 su ile yapmalıdırlar. Herkes bur nu ihmal etmeden t ü tatbik eylemelidir. Yavaş ya' buna alışmal, hatta kışın ,T'& suyu altında bütün vüscüdünü; silebilecek hale gelmelidir. A cak silindikten sonra bir sıcaklık hissi dııyımyın itsanlar, bıM defa için tekrar yatağa gvme' lidirler. Sağlam ve küvvelli - insanlsf | için süngerle silindikten sonrü soğuk bir duş yapmak dab iyidir. Yalnız bunda ihtiys davranmak iktiza ceder. Kandi ve asabi alanlar için bu us! muvafık değildir. Vücudü sı alışlıran ç- aşırlardan - vazgeç mekte sol şiurme tedavisinde sayılır. Soğuk silinmelerle sert leşmiş olan bir insan, kış yaz yalnız bir keten gömlel giytaeli, şiddetli soğuklarda cak tutabilecek - bir elbise mekle — korunmalıdırlar. — Yalnif çak - terliyenlerin — kışın yün ç maşır giymeleri - lâzımdır. Haâkim ikim soruyor: Köpek Kaç para eder? Şehrimiz İkinci Sulhceza m kemesinde şayanı dikkat bir davasının — duruşmasına d edilmektedir. Bu davaya Karşıyakada oturan Feyyaz vudün kiymetli bir av sokakta gezerken, bir otoıow | altında kalarak ölmüş ve köpt' sahibinin şıkâyeti üzerine, kö çarpan otomobilin, Bay Bezimiye ait olduğu anlaşılı Bey Foyyatii-telok olan bÖPTE İ nin üç yüz lira değerile berabifi otamabıl sahibinin ceza görüü” sini istemektedir. Geçeclirde'dinlence uh-ıl'“ e) sür'atle geçen bir. îrkoprgın telaf olmasına M biyet verzmiştir. Bu köpeğit | kalları, tilkileri inlerinden k lıkla çıkarlmak ası varmif ase cosinden imış; Mahkil hilede ve bi ( Sonu 10 uncu si

Bu sayıdan diğer sayfalar: