SÖZÜN GELİŞİ Yaşasın Dr. Besançon ekimlerin en sevimlisi şüphesiz Dr Besançon'dur. Onun çok yaşa- mak için yaptığı. akılları hayrete düşüren tavsiyeleri dün bizim ga- zetede okumuşsunuzdur. Bunlar, şimdiye kadar zenmettiğimiz gibi, Mina ile yaşamak, mümkün olduğu kadar perhiz etmek, içkiden kaçınmak, Spor yapmak, temizliğe riâyet etmek ve mümkün olduğu kadar hastalıklara ya çalışmak gihi şeyler değildir. Bilâkis spordan ve banyodan ka- çınmayı tavsiye ederken cinsan bazı hastalıklara tutulmazsa çok yaşaması- Ba imkân yoktur» diyor. Böbrekie taş ve kum hastalıkları uzun bir hayat için mükemmel bir ümid memba imiş. Ona göre böbreğinizde küçük bir taş saklı ise dünyanın en bah- Ciyar adamlarından birisiniz. Hekimden hekime koşacağınıza sırt üdtü yatıp keyfinize bakınız ve taşsız bir böbrek taşıyan bedbahtlara acıyınız! İnkıbaz- dan nu şikâyet ediyorsunuz? Hazımsıklık çektiğinizden dolayı mi muztaripsiniz? Basur memeleriniz #ize hayatı zebir mi ediyor? Varisinizi tedavi ile mi uğra- Şiyorsunuz” Yoksa müzmin ramatizmadan illâllah ms dediniz? Dr. Besançom aklımıza şaşıyor. Bu hastakklara tutulduğunuz için özüleceğinize şıkır şıkır Oynayınız.* « Yaşasın inkıbaz*, diye bağırımı. Dostlarımıza gülen bir çehre ile sçok şükür hazımsızlık çekiyorum!» deyiniz! Uzakta oturan akrabamaz ken- dinizde bir varis başlangıcı görüldüğünü telgrafla müjdeleyiniz ve müzmin romatizmaya dolayı üzüleceğinize, bu mesnd hâdise mü- yaknlandığınızdan hasebetile dostlarınıza parlak ziyafetler çekerek #aadetinize onları da iştirak titiriniz! Çünkü bu hastalıklar, Dr. Besançon'a göre, yüz sene yaşamamız Geçen yaz Zürihte açılan İsviçre milli ser- Siinde dünyanın en küçük elekir!k motârü teşhir edilmişti. Motörün ağırlığı ancak bir gramın yüzde on altı kasını kadürdır. Molö- Tü imal eden Nevy civarındaki La Tor de Peliv'de saaiçilik yapan Fernand Hu- Şünin'dir. Hüguenin şimdi daha kü- molörünün sikleti bir gramın yüzde on al- tın kadar iken yenisinin sıkleti bir geamın yüzde altısi kadazdır. Saatçi bu metörü yap- mak için gayet kuvvetli pertavsızlar kullan» mıştır. Motör bir cep elektrik bataryası ile özlemektedir. Motör içi oyulmuş bir İnel ta- nesi içine yerleştirilmiştir. İpei de boyun- çük bir elektrik motörü yapmıştır. Evvelki | bağı iğnesine raptediimiştir. Top gülleleri bir nevi midye imiş | Şimali Amerika ittihadını teşkil eden kırk ekiz hükümetlen Dükota'da akan büyük bir nehrin adı Top küllesi irmmağıdır. Böy- 18 bir isim verilmenin sebebi ırmağın Wi sahilinde eski zaman toplarmın taş gü lelerine benzeyen yavarlıkların buluzması- dir. Son zamanlarda bu yuvarlakların t9p mermisi olmayıp pek esiri zamanlarda Ya- dyan büyük hayvanların yumurtaları ol- duğu hayvanat âlimleri tarafından kabin #dilmişti. Furat geçen ay bu yuvarlaklar» dan iri bir Iâboratımcda muayene edil- Müştr. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ. Gayet sert olduğundan yuvarlak güçbelâ elmas kesmeğe mabxut ince ve keskin des- terelerle kesilmiştir. Tahaccür eden muhta- viyatı muayene olundukta bunun Okyanus- ların binlerce metre derin olan yerlrrinde denizin dibinde yaşayan bir nevi midyeye benzer deniz hayvanatından başka birşey olmadığı neticesine varılmıştır. Bundan tabakalüları erbabı Dakatanın bir zaman büylk Okyanusun en derin dibi olduğu hal de arsın tahavvülâta ile yükseldiği neticesi- ni çıkarmışlardır. Büyük Akdeniz devletlerinin donanmaları Dün Cenoyadan gelen bir telgrafa güre Ialyanın olduğu 35 bin ton- Vuk zırhılılardan Libtoria, bahriye makam- larına teslim edilmiş ve hizmete girmiştir. Bu suretle İtalyan donanmasındaki âritnot- ların adedi altıyı bulmuştur. 35 bin tonluk diğer iki zırhlının inşasına devam edilmek- tedir. italyan donanması şimdi $ zırblı, 6 Ağır, 14 hafif kruvazör, bir tayyare gemisi, 18? torpido muhribi, 107 tehtelbahirden Mürekkeptir. Zırhlar şunlardır: Vitoria Venola, Lit- torla, Conte di Cavour, Giulia Cesare, An- drsa Doria, Caiz Dullin. Bunlardan #k Wisi ayni sistem yeni ve 35 bin tenluktur. Ker birinde 9 tane $8,1 Nk tep vardır. Bü- Pilleri 39 mildir. Cante di Cavour ve Giu- Pulmuşlar, 936 da esaslı suretle tamir edü- Mişierdir. Hacimleri 23.822 ton, sürutleri 77 Midir. Başkca sildiler: 19 tame 32 lik. 13 ee 12 Uk toptur. Müzettebatları £200 ki- idir. Andrea Dorla ve Cala Duiliş 913 sene- side yapılmış ayni tipte iki aırhlıdır. Harp dığı zaman tamir edilmekte idiler Bunlar hazimleri 214555 ton, züralleri 22 mildir. Başhca silâhları 13 tane 305 lak İĞ tane 152 lik toplur. Miürettebatları 35 Sabit, 1198 neferdir. Ağır zırhlılardan bir tanesi 9,232, diğer- Meri M'bin tomluktur. 9,232 tonluk San Gi- Ozi 903 senesinde yapılmış eski bir ge- * 10,2 Uk lopbur.) Revenge sistemi 20.150 /i hacminde 4 zırh. (Bunların süratleri sistemi 2 zırbi. (Hağimleri 32 bin ton, sür- atleri 32 mil, silâhları 8 tane 38, 1 lik, 16 ta- ne 102 lik soptur.). Hood sırlı (dünya- min en büyük harp gemisidir. Hacmi 42,100 tan, sürati 32 mildir. Başlıca silâkları 8 tane 38 lik, 12 tane 14 lük, 4 tane 102 ik- tir.) Bunlardan başka tecrübeleri yapılmakta olan King Georges sistemi beş zırhlı 36 bin ton Racmindedir. Süratleri 39 mil, başlıca silâhlari 12 tane 35,6 lık ağır toptur. Ağır kruvazörler 9000 ton haemindedir. Başlıra silâhları 8 tane 203 lük, 4 tane 10,2 lik toptur. Süratleri 32 - 33 mildir. Ha- fif kruvazörlerin hacimleri 4000 - 7000 ton arasındadır. Süratleri 37 - 35 mildir. Silâhlurı & tane 152, 4 tane 102 Nik Loptur. Prawsanın 7 deitnolu, 3 tayyare gemisi, T ağır, 13 hafif kruvazörü, 82 torpido muh- Fibi, 57 iahbelbuiri vardır. 35 bin tonluk iki zırhlı donanmaya Uühak etmek ürze- redir. Fransız zırhlıları şunlardır. Sirasbung, Dunkargun, Lorraine, Bretagne, Provence, Courbet, Paris, Munkergue ve Surasburg 958 de Mmşaları biteniş çok yeni gemilerdir. Hacimleri 20500 ton, süratirri 30 midir. Başlıca topları 8 tane 33, 18 tane 19 lük, 4 tane 47 Bitir. Lorrajne 913 te inşa edil- miş, 934 (e tamamen yenilenmiştir. Hacmi 22199 ton, sürati 21 mildir. Başlıca silâl- ları $ tane 34 lük, M tane 1351 1ik, 8 tane 10 ink toptur. Brelangne ve Prowenc 912 de inşa sdlimişlerdir. Bunların da Bacimleri 22169 ton, süratleri 21 mildir. 921 - 900 se nelerinde çok esaslı tamir görmüşlerdir. silâhları 19 tane 34 Tük. 14 tane F3B lik, 8 tane 75 duk taptur. İngiltere nereden gelirse gelsin her taarruza göğüs gerecek B. Chamberlain, harbin sevk ve idare tarzına yapılan tenkidlere cevap verdi silütta bulunmaktan içtinap etmiştim. Çünkü, zeri çekilecek olan asker seyısı- m nazan dikkate aldım. Diğer taraftan Almanlar. ellerinde bulunan bütün bom- bilirlerdi. Namsos ve Andalanes askerlerinin hiç zayint vermeden İngiltereye döndükle- rini ve cenubi Norveçe kuvvei seferi gönderilmesinin nihayet bulduğunu söy Tiyen Başvekil: — Bugün size Norveç cenubundaki askeri harekâttan bahsetmek niyetinde değiln. Asıl maksadım vaziyetin bir izahını yapmak ve hükümetin, icraatın- da maruz kaldığı bazı tenkitlere cevap vermektir.» dedkiten sonra sözüne şöy- le devam etmiştir; sKıtaatımızın Norveç cenubundan çe- kilmesi haberleri, İngilterede ve Avam kamarasında şiddetli bir darbe (tesiri yaptı (işçi mebuslar tarafından alkışlar) Stokholmden gelen ve belki de düşman tarafından tasni edilmiş olan haberler, asla tahakkuk etmiyen bir takım ümidler uyandırmıştır. Esasen, bu haberler, me- zaretlerimizin hiçbiri tarafından o teyid edilmemiştir.» Beyanatın bu noktasında Başvekilin sözünü kesecek baz müdahaleler yapıl- dığından, Avam kamarası reisi ayağa kalkarak o bu mütemadi müdahalelere müsamaha edemiyeceğini söylemiştir. Chamberlain devamla demiştir ki: «Bu awluz haberlerin yaptığı tesir- İeri akim bırakmak için ekmizden gele- ni yaptık. Düşmana hakiki vaziyeti an İstabilecek en küçük malimatı vermek- ten içtinap için çok tedbirli davranmak zaruretinde kaldık. Norveç cenubundan geri çekiliş hareketi, Gelibolu ricatile kayas edilemez. Norveç cenubuna gön derilen kuvvetlerimiz ehemmiyeti de ğildi ve hakikatte, bir tek firkadan iba- retti. Efratça zayiatımız ağır olmamış tr. Külliyetli malzeme de terketmiş de- giz. Biz zayiat verdikse, Almanlar, harp gemisi, tayyare, nakliye gemisi ve efrad bakımından çok daha ağır zayiat verdilet. Son hâdiselerin neticesi hakkında fi- kir edinebilmek için sırf mevzi zayiatı hesap etmenin kâfi oknadığına eminim. Biraz prestij kaybettiğimizi, Almanya- man karada namağlüp olduğuna dair söylenen masallara a7 çok inanıldığını, dontlarımızın cesaretlerini biraz kaybet- tiklerini, düşmanlarımızın zaferden bah- settiklerini ve bu, vaziyeti muvakkaten ini besaba vahimleştirerek Başvekil, Norveç hâdimelerinin Fran- »a üzerinde yaptığı tesiri omevzuubahs ederek şu sözleri ilâve etmiştir: «Frans, metanetini bir kere daha is bat etmiştir ve bu mağlâbiyetin Fransa üzerinde yaptığı, yegâne tesir, taarruzla daha şiddetli bir surette mücadele bu swundaki azmini kuvvetlendirmiştir. Müttefikimiz Türkiye, sükünetini mu- hafaza ediyor. Mısır, müdafaa tedbirle rini artırmaktadır. Yakın ve Orta Şark» i vaziyetimiz Akdeniz filomuzun normal şekilde taksimi sayesinde muva- zene bulmuştur. (Alkışlar). İsveçin bitaraflığı Esasen tahmin edildiği gibi, | İsveçte bumle gelen aksülümel, diğer her yer dekinden ziyade olmuştur. Bunun sebep- letini tamamen takdir ediyorum. İsveç matbuatında polemik mahiyetinde tefsir- ler intişar etmiş olmasına müteessiim. Ümidsizliklerini ifade etmeleri tabi gö- rünebilirse de, müttefiklerin davasına yardım edecek mahiyette değildir. Bizi alikadar eden şey, her iki taraftan gele- cek şikâyetler değil, ileride alınacak ted- birlerdir. Eğer İsveç hükümeti ve mil- İeti, herhangi tazyik karşısında bitaraf- bk siyasetini takibe elân azimli iseler, hiç değilse bu bitaraflığın, her iki mu- harip taraf hakkında sıkı bir bitaraflık olacağını ümid etmek isterim (alkışlar). İsveç demir madenlerinin Şimal denizi- e başlıca mahrecini teşkil eden Narvi- ko kuvvet sevketmek hususundaki kara- rımızın fena karşılandığını işitmedim ve bu kararımızın âlenen tasvip edildiğine İnanmak isterim. Bununla beraber yapa- cağımz. sevkiyatın birçok rwubataralara msruz kalacağım idrak etmemiş dik. İngilizler Norveçi niçin daha , evvel etmediler kında da izahat verdikten sonra şunları söylemiştir: «Finlândiyalılara yardım etmek üzere harekete geçirilen İngiliz - Fransız ki vetlerinin dağılmaması muvafık olacağı- m, bu sayede Norveç bimtanlarını Âl- man istilünndan masun kılmağa, hiç de- ğilse bareküt sahasına, daha süratle ve daba fazla kuvvet göndermeğe muvaf- fak olabileceğimizi söyliyenler bulun- müşter. Her şeyden evvel şunu söyli- yeyim ki, elimizde bulunan kavvetlerin nisbeti ne olursa olsun, Norveçliler mem- leketlerine girmemizi talep etmedikçe veya buna biç olmazsa müsaade verme- dikçe Almanları püskürtemezdik. Nor- veçi Almanladan evvel istilüya kalkış- imiz tas- lara, yaptıkları hücumlardan sonra, mu- vaffakiyetli taarruza bulunmak fırsatmı kaçırmaışız. Bu iddimnın, baştan başa ha- tah bir telâkkiye istinat ettiğini söyliye- ceğim.> Chamberlain, icabında Finlândiyaya yardım etmek üzere hazırlanan ilk kuv- vetlerin Büyük Britanyada alıkonulmuş olduğunu, bunları takiben sevkedilecek olan daha büyük kuvvtelerin Fransaya gönderildiğini söylemiş ve demiştir ki: Norveçe sevkedilecek kıtaatın orada yapacakları tesir ve sevkiyatın süratile değil, Norveçin açık kalabilen tek tük bir kaç limanına yapılabilecek ihraç ba- reketindeki süratle mütenasip olacaktı. Bu harekâta daha fazla yemi tahsis edil- mesi lüzumuna kani olanlar vardır. /Biz kaniiz ki, takviye kuvvetleri inceye kadar binnisbe mahdut kuvvet- ler, bu limanları işgale ve muhafazaya kifayet edecekti, Kuvvetlerimizin Trondh- jemi zapta muktedir olamadıklarını gör- düğümüz zaman çekilmemiz mi yoksa, yeni bir teşebbüs yapmak üzere kıtantı- mızı takviye etmemiz mi doğru olurdu? Filsir bu, ilk teşebbüsten sonsa ayni va- ziyetin ümüdsiz olduğunu gördükten son- ra, kılaatımızı geri çekmekle doğru yolu takip etmiş olduk. Plânımızın akamete uğramasının iki âmili vardır: | — Tayyare karargâhları temininde- ki imkânsızlık, 7 — Alman takviye kıtalarının sürat- İle yetişmesi. Bu vaziyet kamşşunda, kuvvetlerimizi Trondhjemde tuttuğumuz takdirde, ef- radı ve malzemeyi, gayri tabii bir nisbet dahilinde tevzi mecburiyetinde kalacak ve son derece külüyetli kuvvetlerle kar- şlaşacaktık. Sirndiye kadar celerden hüküm fazla acele etmemelerini meclisten rica ederim. ” İngiltere her taarruza göğüs germeğe hazır «Almanların, Du muhârebeden bazı istitadeler temin ettikleri gayet üşikârdır. Fakat, bu istifadeleri pek pahalıya aldıkları da muhakkaktır. Terazinin hangi tarafa eğileceğini kes- tirmek henüz pek mevsimsiz olur. Muharebe henüz bitmemiştir. Norve- çin büyük bir kısımı, henüz Almanla- rın elinde değildir. Kral, hükümeti, elân Norveç topraklarındadırlar ve müstevliye karşı, bizimle bir safda mücadeleye devam etmek üzere geri kalan Norveç kuvvetlerini bir araya Almanya mükemmeler mücehhez, büyük ordulartle o kadar İyi bir va- ziyettedir ki, her an, başka noktalara taarruz edebilir. Taarruz nerden ge- lirse gelsin göğüs germeğe hazır ol. ze | mak azmindeyiz. Havali ve en mühim mesele hazır bulunmamızdır; Chamberiain, sözüne devam ederek şöyle demiştir: «Milleti yalancı ümidlerle aldatmak istemem. Meclis, azaları, bir çok defa- lar «Hitler otobüsü kaçırdı: cümlesini tekrarladılar. Bizzat ben, nutukia- rımdan birinde «Hitler otobüsü ka- çırdı »dediğlim zaman Norveçten bah- setmemiştim. Zira, nutkum 5 nisanda yani istilâdan üç gün evvel yazılmıştı. Norveç harbinden çıkarılan hükümle- min pek fazla mübalâgalandırıldığına kani bulunmak ve nihal zaferimize olan itimadımı muhafaza etmekle be- raber, şu ciheti de söylemekliğim icab eder ki, Britanya milletinin yaklaşan tehlikenin e ü rakınlığın ML idrak ettiğini zannetmiyorum.» Bu cümle o kadar alkışlarla ve #ti- sazlarla karşılanmıştır ki Chamberlain Meclisi süküta davet etmeğe mecbur olmuştur. Norveç harbinden alınacak dersler «Norveç harbinden alımacak bir çok dersler vardır ki, bu derslerden isti- İade etmeliyiz. Bu derslerin, bu tec- rübelerin, & gelecekteki (sevküleeyşi plânlarımız üzerinde re şekilde mü- essir olacağını söylemek niyetinde de- gilim, Fakat Norveç harbi, muhare- belerin ne ködar süratle sahne değiş- cek şekilde dağıtmaktan, aramızda kavgalar çıkarmaktan ve tefrikalar yaratmaktan hazer edelim Kavpa edecek zamanda değiliz. Müttehid ol. mamız, safları sıklaştırmamız, dişi- mizi sıkmamız ve bütün kuvvetimiz- le, bütüm cesaretimizle, silâhlanmaya, galebemizi temin edecek silâhları ha- zırlamaya çalışmamız lâzımdır. Askeri müsavirlerimiz, bu nevi mü- nakaşalerm tehlike arzettiğini anlat. tılar ve mürakaşalara girişmemek için bizi davet ettiler. Fakat böyle bir şeyi biz kabul et- meyiz. Demokratik bir memlekette tenkide mani olunamaz. Ancak, bu tenkidlere maruz Kzlanlar nasıl bir tehlike mevcut olursa olsun kendile- Tini müdafaa edebilmelidirler, Kabine azası arasında anlaşmazlık yoktur Kabine azası arasında anlaşmazlık- Jar bulunduğunu ima edenler oldu. Bu gibi iddialar yakışık almaz, Ara- mızda anlaşmazlık katiyen yoktur. Kabine erkânından hiç birisi, mesai arkadaşlarından her hangi birine karşı entrika çevirmemiştir. Kabine işleri hakkında uzun bir tecrübeye sahip bulunuyorum. Kabine üzerinde kısmen veya tamamen nezaret vazi- fesi bulunmıyan kimselerden teşekkül ettiği takdirde, daha süratli kararlar ittihaz edilemiyeceğini bu tecrübeler bana isbat etmiştir. Bu, kabine azası hayatında veya azanın vâzilelerinde değişiklikler yapılmasına muhalif oldu. ğum mânasını elbelle tazammun et- Mez» B. Chruchill hergünkü hare- kâtı kontrol edecek Chamberlain bu münasebetle, İ£ mayısta, Churchill, askeri koordinas- yon komitesi reisi sıfalile, Lord Chat- fieldi istihlâf etmesi teklifinde bulun» duğunu hatırlatmış, Chürchillin, as- keri koordinasyon komisyonu nâmınâ genel kurmay şefleri komitesini ida- reye kabine tarafından salâhiyebtar kılındığını söylemiş ve demiştir ki: «Churchill, bu karar mucibince, he rekâtın ber günkü kontrolü vazifesini deruhte edecektir, Şüphe etmiyorum ki, bu sayede, askeri siyasetin bütün safha larını görmeğe ve bu siyaseti, inceden inceye tetkikten o geçirmeğe muvaffak olacağız. Bu sahada alınacak kararlar sürati ve enerjik olacaktır. B. Churchill, faza edecektir. Kanaatira şudur ki, ken miyetli dır. Faknt kendisine tevdi ettiğimiz va» sifeyi, amirallığın bütün işlerini tedvire mani olacak mahiyette telâkki ederse, bunu bana bildirmesini kondirinden bek» lerim ve bu takdirde, halin icap ettirdiği bütün tedbirleri alacağım, Çhamberiin sözlerini şöyle bitir- miştir; «Bir kere dada israrla söylerim ki, bu müşkül günlerde, harbe devam maksadile gayretlerimizi artırmamış daha isabetli olur. Harp malzemesi, tayyare, tank, top, mühimmat imal ederek daha fazla enerji ve daha fazla hüsnüniyet gös