İçinde canlı hiç kimse kalmayan bir şehir Viborg harabe halinde Bir kaç gün evvel şehri gezen bir gazeteci gördüklerini anlatıyor Paris Soir r Finlândiye gepbasindeki harp (o muhabiri Georges Kossol bir kap gn evvel Viborg Biyaret etmiştir. Muhabir gördü telgrafla şu suretle bildirmektedir: <Viborgu ziyaret etmek için bana ve- rilen müsaade vesikasında: «Tehlike ve mesuliyeti kendime âid olmak Üzere? bu şehire gidebileceğim yazılı idi, Tah likeyi düşünmeden donmuş bir kül yığı- Bi halini alan gebri gezdim. Finlândiya makamları gece gündüz uzun menzili Bovyet toplarının. güllelerine, tayyare bombalarına maruz kalan bu şehri ziyar reimde hayatımın maruz. kalacağı teb- likenin mesuliyetini, üzerlerine almak Mtemedikleri cihetle bana verdikleri ve- yukarıda işaret ettiğim kaydı yaz Bindiğim otomobil, ceki kale şetose önünde durdu. Rehberim, beni oteme bilden inmeğe davet ettir - Artık otomobil ile şehirde dolaş Jamaz. ira atılan gülle ve bombalar, se kuklarda ve caddelerde büyük çukurlar açmışlardır. Otomobilin bu çukurlardan birine düşmesi muhakkatır... dedi. Bir gece evvel Sortavalanın yüz kilo- metre cenubunda, Finler tarafından İm ha olap 18 inal Sovyet hırkası efradı Buz yerlerde donmuş cesedlerini müştüm. Bugün de Kareli cepi öbür müntehasında harabeye dönmüş Fin şehrinin yıkılmış va büyük yaralar almış taş evlerini gördüm. Üç ay evvel Karelinin merkezi, olan Viborg, 80,000 nüfuslu bir şehirdi. Rus istilâcılarının akınlarına Finlândiyanın kapılarını kapamak için İsveç asilzadeler rinden Kautt Posa tarafından on iki gi asırda inşa edilmiş olan ba çebl Baltık denizin en zengin limanlarındam biri olmuştu. Sayynhlar, | kitiselerimi, saki âbidelerini, ceki kala şatosunu hay» tan hayran seyrediyorlardı. Şehirde ha» Alman kö yan yük harbde bu kabil tedbirlere, hattâ de ha şiddetlilerine iştirak ve bunları tatbik etmişti. Hazırladığı protestoym 'İ İngiltereye değil, Almanyaya vermeli idi. Çünkü miknatıslı torpli vesaire kullanmak suretile beynelmilel ahkâ- ma muhalif hareket eden odur» Excelslor gazetesi de diyor ki: «İn- giitere, Almanyanın hukuku düvele muhalif hareketlerinden dolayı ablo- kaya karar vermiştir. İtalya, kendisi- ni Sovyetler ve Almanya ile başbaşa kalmış farzetain, 0 zaman vaziyeti ne | Olur? Bu düşünce sebebile kömür me selesini ram etniyeceğini zannediyo. | ruz» Alman tayyareleri Hollanda balıkçı gemilerine ateş açtı Amsterdam $ (A.A.) — Hollanda | matbuatı, İtalyanın protesto notasını dün sempati İle karşılıyordu. Halbaki 24 santten duha az bir zaman rarfinda | asgari dokuz Hollanda Balıkçı gemisi | Alman tayyareleri: tarafından mitralyöz | ateşine tutulmuş ve bombalanmıştır. Bugün Hollanda matbuntı, büyük bir suku'u hayale uğramış olup. bitarafların ticari münakalâtına hürmet edileceği | yolunda harbin bidayetinde (Alma tarafından resmen alınan tankhütleri tırlatmaktadır Vatikan gazetesinin bir yazisi Vatikan 5 (A.A.) Obaervatore tarafından İm- | aki olan pro- bir yazıda, | yat şen ve şatıriği, Baltıkta seyriseler bütün vapurlar, buraya uğryes Vibore şehrini daha evvel görmemiş tim, Yalnız gecen ap Kareli cephesine sidip gelikkan Viborg şehrinde baş daf | pok kısa bir müddet kalmıştım. O ze- manlar şehir halının onda dokusu be galalmıştı. Şehirde kalmış olan 3 - 6 bin kişi de panif müdafaa vazife almışlardı. Bu pasif müdafan teşkilâtının şefi, büre vazif esini gören belediye binasının bed rumunda geçen 23 Künunusmnide bana ça beyanatta bulunmuştu: Uzun menzilli topların gülleleri şimdiye kadar şehre 2500 bomba atılmıştır. Korunma teşkilâtmiz sayesin de, ancak yirmi kişi ölmüştür.» O zaman cephe, şahirden 40 kilemet te uzakta bulunuyordu. O zaman şehir otellerinde bir oda bulmak, lokantada yemek yerken radyoda cazband dinle- mek, geceleri karanlıkta sarmaş dolaş olmuş gölgeler yörmek kabildi. Viborg'un samalarında, saffı ör zamında beş Sovyet tayyare om | dolaşıyor. Gökyüü © kadar berrak ki, kanadlarının altında alâmeti farike- ları olan Kıml yıldızları görür gibi olu- yorum. Şimdi alarm işaretini kim verecek ve bu alarım kimin için verilecak? Artık VE .. uru yüklü iki vapur tevkif edildi (Beş tarafi | nef sahifade) yapılacak taap kabil ablokasından gördüğü zarar, mü? »a mubariplerin haklarını gözetmekle | beraber bitaraflara en ax zarar verecek bir hal tarzının bolunması için bir kom | edilmektedir. farana akti de derpiş | Ankara | 108 Çokoslorak öy 100 Pezete min Alwan mu- l 1933 yü sestir su MÜ ll Mİ İŞİN RE ! / f | . Demir ve ateş sağanağı, sağ hn- kaşmak için bir dakika bile amam veri Yalnız şehrin harap ve yıkık sokak larında, enkaz altnda ölü vaya yaralı ariyan tek tük devriyeler gördüm. Viborg'u, harsbemara o dönmüş diğer gehirlera benzetmeyin bir hususiyeti de don kütleleridir. Yıkılmış veyahud ha teşkilitende | sara uğramış binaların duvarlarından, harap ve perişan ankaz yığınlarının üze rinden muazzam buz parçaları sarkıyor. Bunlar en mahir heykeltraşlara parmak wırtacak güzel hendesi şekiller ve man- zumeler teşkil ediyorlar. Tabintin bu mahuf ve ayni zamanda güzel eserlerile mücadele edebilen yegâne kuvvet, yer yer semaya doğru yükselen yangınların ateşleridir. Artık harp cephesi, Vibarg'un kapı- larına dayanmıştır. Harabasara dönen İ Viborg, Sovyet toplarının ateşi altında. dır. Yer yer yükselen yangınların alae- lerini ancak sezer gibi oluyorum. Alev- ler, uzun ve renksizdir. yığınları altında için için davam eden bu yangan- İnr neticesinde arasıra inhidamlar duyu- Mayor. Eski şehre doğru ilerliyoruz bacaklar sma kader taza karlara saplamıyonlz Eaki harap şatonun burcunda sıkılmış bir vaziyette, Finlândiyanış harp bayrağını dalgalanır gördüm. Ben İ dalgın bir halde etrafı seyrederken kle vuzum omuzuma dokundu: — Artık gitmeliyiz dedi Zira Diss bataryaları, güneş batar batmaz faali- yete geçiyorlar... dedi. Hayretle sordumu — Fakat kime karşı ateş ediyorlar? — Sunliniz yerinde amma, hakikat böyle... öevabını verdi. Otomobili bırakt 4 o mhunan dön dük. Yollarda yığı ınkaza çarpma mak ve bir çukura yuvaslanmamak igin adımlarıma dikkat ediyordum. Fıçılı şarap evlere teslim edilecek İnhizarlar i lerine bir kol olmak üzere, per ça içinde ve ehven fintle satmağa kar rar verdiği malümdur. Haber aldığımıza göre idarerin bu husustaki hazırlıkları bitmek üzeredir. Şaraplar 100, 50 ve 25 litrelik fı içinde satılacak ve ida- renin kamyon servisi vamtasile gerek bayil vek doğrudan doğruya tele fonl ipariş verecek olan o müstehlikin evlerine tevzi edilecektir. Fıçı ile vasi len şarabın fiatı bayiler için O İltresi 18 kuruş, eşhas için eva teslim şartile H- resi 20 kuruş olacaktır Amerikaya Amerikan fıstığı | gönderildi Dün Amerikaya 2 vagow Amerikan fita- ih ihraç edilmiştir. Malâm olduğu Üzere bu | MmaJ, 10 sene evvelisine gölinsiye kadar em mühim ithalât mallarınız arasnda ii. 19 sene orvel gazeteler, «Türkiyede Amerikan fıstığı yetiştirilebilir mi?» mevsuu otrafın da baltalarca noşriyai yapmışlardı. O sa» mandan itibaren tedricen yetiştirilmeğe başlanan Amerikan fıstığı, bugün memle- | ketimizde, tokrar Amerikaya satılacak km | dar mebsulen | buktu fıstığın kilosu 10 kuruştu. Sonraları ihsal edilmektedir. Ka- 26 ya çıkmıştı. Dün satılan kabuklu Ame- Hikan fstığının kilom 42 kuruşta, Bir mütekaid kömürden zehirlenerek öldü Tavukpazarında bşma- yet hanında oturan mtekald müdeağ” enumllerden EB. Hasan, evveli gece odar ana aldığı mangal kömüründen zehirleme” sek ölmüştür. Cesad, Adiliye doktorları ta» | rafından muayene edildikten sonra günel mesine izin vertimiştir. Boykot cezası verilen sporcular Beden Terbiyesi | İstanbul © Bölgesi Başkanlığından: Aşağıda adlar, soyağ- ları, klüpleri ve bölge #lefi sapları yash bulunan idmancılara iştirak ebiğkleri mf sabakalardaki sul hareketlerinden dolayı hizalarında yanlı müddetler için geni direktörilğümüz £ tarafından müsabaka boykotu esmaları verilmişti Ba tarihden Anadolu klübündan 2129 Mahmud Hilmi Ogoş i ay, Beşiktaş kiübünden 74 Payel Uman 3 ay, Eyüp klübünden 1045 Beyfed- din Pavir 2 ay, T. Yeni Yıldin klübündem 2004 Dikran Kulıçyan Tay. inin şarap müstekik. | MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALI Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur, Tetriika Ko, 168 Sadık bey, Vahideddin'in köşkünde mülcüneli İsmali beyleri merkes ku mandanının odasına çağırdı Üçüne hitaben;* — Memleketin sükünune ettiğinin zararlar büyüktür. Kalemlerinizden zehir alıttınıs. Şimdi size en şiddeti muameleleri tatbik eylememize hiş bir mani yoktur. Fakat bis etrafım düşmanların sarmış bulunduğu böy- Je bir sırada memleketin hal ve vasi yetini düşünerek vatandaşlarımızla uğraşmak İstemiyorur. Eğer bundan sonra eskisi gibi münasebetsiz muha- lefet yapmaktan sarfinazar ederse | niz sizin için hiçbir tehlike kalmaz, Memleketin bu felâketit zamanların- dn bütün münevverlerin müttehiden çalışmaları lâzım gelir. Bu fikrime İştirek ederseniz sizin için namuskâr birer mesal muhiti de temin edebil. rim, dedi, Cemal beyin muhatapları bu ülürvücenaptan mütehayyir kak dılar; teşekkürler ettiler. Al Kemal Avrupada bir memuriyet, dektor Ri- za Nur Avrupada tahsil ötmek ve i- istediler, Gümületineli İsmail ise bir köşeye çekilerek memlekette tabii hal avdet edinceye kadar en Xüçük bir muhalefette (o bulunmıyacağına dair namusu Üzerine yemin İle temi- mat verdi, Üçünün de İstedikleri ya- pıldı. Riza Nur Parise, AH Kemal yol parasını alarak Viyanaya gitti. ler, Hükümetin memuriyet vermedi. ğ Ali Kemalin bir müddet sonra İs tanbula avdetine müsaade olundu. Gümülcüneli ise yeminini tutma yarak az sonra eski siyasi entrikale- rna ve kombinesonismna (çizlidem İ gizliye çalışmağa koyuldu. Kibneh Şevket bey de ik tahliye edilenlem dendi Riza Nur bey (Hürriyet ve İtlMt nasıl doğdu? Nami öldü?) risalesin. de mevkufiyet esnasında Gümüleü. Beli İsmail beye karşı duygularını şa suretle İzhar eylemiş olduğunu anla tıyor (Sadık bey bütün kuvveti ve mevcudiyeti olarak yalmız bir mühüm- le - Hürriyet ve İLAY #rkasının miih- rü - hudud hericine kaçmış, fırkayı oraya naklettiğin! iddin eder olmuş- tu. (1) Halbuki bu hareket olan, olan fırkanın naaşını bir yere nakle mekti! Hapishanede Gümülcüneli İsmafi, Ali Kemal, Kıbrıslı Şevket, Füfbeli Hilmi beyler de vardı. Gömülcüneli evvelce iktidara geçerse bisi asacağı- nı söyleyip dururdu. Dargındık. Fa. kat artık zaruri konuşuyorduk. Hes kesin içinde kendisine şu sözleri söy. | ledim: — Gümülcünelit Bu günlerin, bu felâketlerin yegâne müsabbibi sensin, | Hırsının uğrunda Aleme fesad verdin. | Fırkayı dağıtın. İptida fırkadan çıkmamıza savaştın! Haydi, biz fena idik! Kendine şerik edip aleyhimizde berâber hüâreket ettiğin kimseler âs | mi fens idi? Fena İdiyseler neden kendilerile teşriki mesai etin? İyi Mdiyseler neden sonradan onları da fırkadan attın? Biz gidince Salih pe- şa İle, o gidince Şaban efendi tlş uğ- raştın. Bir şahsın gölgesini bile şah- sından ayırmak gibi tabiat fevkinde bir işe muvaffak oldun! Eğer şu İtti- hasiçılar yetişmeseydi sonunda Sadık beyi de atıp yalmıs sen kalacaktıni Bu senin fesaddaki meharetin, hırsta, ki şiddetin nedir? Bunları hep baş ta olmak, her şey elinde bulum- mak, her şey keyfince yapılmak am züslle yapıyorsun. Arzuların selim ve meşru olsaydı dx keşke yapaydınf Biz de sana itaat edeydiki Fakat bir tane olsun dürüst Hareketin yok ki... Benin emelinin hulâsası hep tagall0; | hep istibând, hep Dahiliye Nazırı ol- mak! Hep devlete, millete, insaniyete muzır şeylerdir. Şimdi gördün ya. i amm İK tim zg alama özlü, iL gizleniyor Bepsi de gilti Fakat bize de oldu! Gümülcüneli İsmali bu sözleri tw artık onu anlamış, sözlerimi tasdik eb. işti.) Bu sözler Hürriyeğ ve İtilâf fırka» anda baş olanlardan bamlarının bal ve seciyeleri hakkında bir fikir verebi- lecek mahiyettedir. Bay Salih Fuad (Son sultanım ok nayetleri) eserinde miralay Sadıh beyin korkusundan gözleri oyuklar na batmış, birkaç sant içinde âdeta sayıflamış, kamburu çıkmış, bitap ve yılgın bir ruhi halet içinde bendisi- ne saklanacak bir yer arıyarak şeh» mde Vahideddin efendinin Çengelkö- yündeki köşküne sığındığını bildiri. yor: (Sadık bey, Kâmil paşa zamanında yapılan hapla, tevkif ve nefilerde kendisinin künt dahi ve tesiri oldu- ğunu İttihadçılann bildiklerine şüp- he etmiyordu. Onlar şimdi şüphesiz bunun intikamını kendisinden «la caklardı. Bir komiteoi gözile vaziyeti tedi edince memleketten, kaçmaktan baş» ka çare bulamıyordü. Fakat nereye, nasi kaçacaktı? Pa rası yoktu. Sadık bey korktuğunu, kaçmak is tediğini Vahideddine açıkça söyledi; Hiç utanmıyarak bara da istedi. 14 kin şehzade oralı olmadı. Böyle biy zamanda Yep biri'kte bulunmak da. ba muvafıkta. Vahideddin kendi vaziyetini de pek sağlam görmüyordu. Enver bey ile arası bozuktu. Naci ye sultan elbette müstakbel kocasını aleyhinde çevrilen dalâyerelerden ha berdar edecekti. Sadık bey kendi köşkünde saklana- bilirdi. Hükümet bir şehzadenin hu susile kendisini ikinci bir veliahd ilâm eden bir şehzadenin ikametgâhın aratmak derecesinde elbette ileri git- mezdi! Bir, Iki gün sonra dama Ferid pa- şa dahi bu fikirde bulunmuştu, Sar dık beyin hudud haricine çıkması de- MI, İstanbuldan ayrılması bile takip edilen gaye itibarle bir ziyan olurdu. Hattâ diğer firka ve düşünce arka. daşları bile İstanbuldan uzaklaşma” mah idi. nacak bir tertip içinde kuvvetleş toplu bulunmalı eti Damad Ferid paşa düşmana karşı Askeri muvaffakıyet elde etmeği te- min İle uğraşmağa başladığı görülen yeni kabinenin dahilde şiddetit bir berekete kalkışacığına da ihtimal vermiyordu. Vahideddin arzusu ve damad Fe dık bey de bu içtimalar için Vahideddi. nin Çengelköyü köşkünden Balta if manına geçiyordu. Bu iki köşk Hür riyet ve İtnâr için birer merker gibi yordu. Müşir Fund paşa, damad Fe- Tid ve Salih paşalar De birçok Hürri yet ve İtilâtçılar haftada üçer, hattâ beşer defa Çengelköyünü boyluyon lardı. Bu hal nihayet emniyeti umumiye- nin dikkat nazarım celbetti, Polisçe yapılan tahkikat, muhalif. ler relsi Südik beyin Vahideddinin sa» rayında yatıp kalktığını tesbit etti. Cürkası var) (1) Vahidedüin nezdinde saklandıklam, ra, N