gr i Ton Birleşik Amerika 172.310.000 Sovyet Rusya 28,723,000 Vönezbelle 21.723000 : 10,330,000 p enik Findisinne 7.189.009 F 7.137, “ eme 6,751,000 İnk 4.314.000 f Bi #notörleştirdiği ve memleketin ve Kızıl 27 Kânunusani 1940 g PETROL MESELESİ Muhtelif memleketlerde senede ne kadar petrol istihsal edilir ? aydanberi devam eden harbin neticesi üzerinde en mühim ve mü- rolü oynıyacak olan petroldur. AL harbi idame etmek için çek” | Wzun sürecek bir harpde ihtiyacını temin debilmesi pek şüphelidir. ya milyon tonu bularak bir rekor ae ci miş, 1938 senesinde istihanlât İl milyon tn noksanile 270 milyon tona inmiştir. 1937 senesinde istihsal edilen petrolun yüzde 94 önü şu sekiz memleket çıkağ- Almanya 486,000 ton istihsal etmekle İT nci ve Fransada Pechelbroundan 19,000 ton istihsal etmek suretile 22 nci Mevkii işgal ediyorlar. Almanya yukarıda saydığımız başlıca “rol müstahsili sekiz memleketten Sow- Rusya ile Romanyanın müçtemian de istihsal ettikleri 35,860,000 ton paktoldan kısmen istifade edebilecektir. Bu iki memleket tabii | istihsal e petrol istihaalâtı, ça ibtiyacie na kifayet etmediği için her sene Ame- rikadan mühim miktarda petrol ithaline mecbur kalıyordu. Şimdi ise buna im kün kalmamıştır. Romanyann 937'de 7.137.000 tonu bulan ve bugün yedi milyon tondan az olan petrol istihsald- tından ancak 1,300,000 tonu Almanyaya vermeği son akdettiği ticaret muahedesile taahhüd” etmiştir. Romanya Almanyaya © vereceği 1;300,000 ton petroldan geri Kİ min bir kısmını, kendi dahili sarfetmekte ve döviz tede- 'riki için de civar memleketlere ihraç et- mektedir. i Sovyet Rösyanm Almanyaya ns kadar ” petrol" vereceği henüz malâm değildir. akat Sovyet Rusyanın ziraati tamamile Kotdunun — ihtiyaca pek çok petrol sarfiyatına lüzum gösterdiği cihetle, Al 'manyanın Sovyetlerden alabileceği pet- ol miktarı, mühim bir rakama baliğ ol- asa gerektir. | Arukat - foransları üniversite Kitapevi tarafından | Sövyetlerin garbi Galiçyadaki petrol kuyularının işletilmesini Almanlara ver- ins göre, Almanların Sovyet Rus- görecekleri petrol yardımı, bu Almanyanın senelik ihtiyacı 40 milyon tona yakındır. Halbuki temin edebildiği ancak 3 milyondur Son ay içinde çıkan kitaplar Milletlerin bukuki hayalı serisinden: TÜRKİYE - LA TURGUİE — Bir iddeti | tenberi Pariste «Milletlerin hukuki haya- ta - La via Jurtdigne des Pouples» ismi al tında bir Kolleksiyon neşredilmektedir. Bazı milleler kendi memleketlerinde ta- hakkuk ettirilen hayali ve hukuki tekâ- mül bareketlerini diğer memleketlere te- barfir ettirmek için hususi bir cild neşrete tirmek süretile bu seriye iştirâk etmişler, bu arada hukuk ilmini yayma kurumunun teşebbüslle Adliye Vekâleti de bu seriye İş- tirakl muvafık bularak «La Turgules adile Pransızca bir cild neşretâirmiştir. Bu elilddö, AN Fuad Başgil, Sıddık Sari Onar, Cezmi Erçin, Saffet Tunçay, Cevdet Ferid Basman, Hüseyin Avni Göktürk, Ke- maleddin Birsen, Ahmed Samlın Gönen- say, All Kemal Sübir, Mustafa Reşid Bel- gesay, Cemil Bilsel gibi memleketimizin ta» nangmış İlmi şâhsiyetlerinin muhtelif hu- kuki mevsular üzerinde kiymtü yayla VAPĞIZ. Ayni eserin, hukuk ilmini yayma kuru- mu tarafından çıkarılan Türkçe nüsham da üniversite Kitapevinde bulunmaktadır, F'ai 150 kuruştur. Pranazca nüshası «Librairte Delagraves tarafından bamr- lanmıştır. Hukukçulara tavsiye ederiz. Hukuki İkt makale üş konferans — Hu- Kuk ilmini yayma kurumu başkanı ve Ma- nisa mebusu B. Refik İncenin, Mebuslukla avukatlık birleşmeli wi? - İdari kazalarda | Iptal davalarının mahiyeti ve hukuki neti» celeri - İdare hukukunda vatandaşın reddi, vatandaşın Amme bukukuna yardımı - isimlerini taşıyan makale ve kon- kitap halinde neşredilmiştir. 50 Türk büyüğü — Yedi Gün neşriyatın. Gan olmak üzere bu isimle güzel bir eld Alkaddin Yahim tarafından resimlendirilen bu eser, Atillâdan başlıyarak tarih, ilim, siyaset ve #*debiyatta nam bırakmış elli Türk büyük adamının hayatlarına dalr malümatı ihti- va etmektedir. İhtimamla hazırlarımış ve yetişen gençlik için kıymeti olan bir esep- dir. Büyük adamlammızın hayatları hak- kında pek dağınık olan malümat bu esar- de muvaffakıyetle toplanmış oluyor. Flati 100 kuruştur. Genç kız yetişirken — Erenköy kız lisesi felsefe ve sosyoloji muzllimi bayan Feliha Bodat Okzal «Genç kız yetişirkonu ismile bir kitap neşretmiştir. Masleği dolayısile şenelerdenberi İstanbulun ve Anadolunun dört bucuğından gelen, hayat şartları bug- ka başka ailelere mensup genç kızları ya» kından tanıyan ve ruhlarına derinden nt» fuza çalışan bayan Fellbanın itina ile ha- garladığı bu eser Kıymetli bir terbiye kita bıdır. Muharrir kitabının * ön sözünde makaa- dımı şu sözlerle anlatmaktadır: «Bu kita bin yapmak istediği şey, kızlarımızın ço- cuzluğundan itibaren hayat ve muhitleri- ni ve mili benliğimizi göz önüne alarak kendi kendilerini tanımakta onlara yap dımci olmaktır. Hedef genç kızın kendi kendini fethetmesidir. Bu öyle bir zafeğ- dir ki, neticesi yalnız kızlarımızın ve do- layısile kadınlığımızın hayatıma değil, bö- tön mili varlığımıza en hayırlı tesirler ya» pacaktır.» Kızlarımızda daha yakından alâkadar ol- mak lüzumunu ortaya koyan bu kıymetli eseri genç kılarım ve çocuk babalarının okumaları faydalıdır. Atatürk — Şimdiye kadar iki şiir kitabi neşreden B, M. Conani «Atatürke isimli line getir- . Eser Ankarada basılmıştır. Madame Bovary — Büyük Fransız mu- harriri Gustave Fiaubert'in en meşhur ro- manlarından biri olan «Madame Bovary» B. Ali Kâmi Akyüz tarafından Türkçeye çevrilmiştir, Hilmi Kilapori tarafından bir cild halinde neştedilen bu kitap 100 kuruşa satılıyor. Edebiyat, meraklıları bu esari okumalıdırlar. Mazinin yükü altında — Gazetemizde tetrikalarını zevkle okuduğunuz kiymet muharrir VÂ - Nünun nakletdiği «Mazinin yükü raltındas isimli roman kitap halinde çıkmıştır. İnkilip Kitapevinin küçük bir cild içinde bastığı bu eser boş #amanları- rada tatlı tatlı okuyacağınız ve size zevkli dakikalar geçirtecek hareketli bir macera romünidır, Plati 25 kuruştur. Karilerimize tavsiye ederiz. Yıkılan gurur Max Duveusit'in «Yiki- lan gurur; İsimli romanı Turhan Çağal tar rafından Türkçeye nakledilmiş ve kitap halinde çıkmıştır. Fiafi 60 kuruştur. Köroğlu masalı — Bu balk masalının İstanbul rivayell B, Naki Tozel tarafından tesbit edilmiş, Eminönü Halkevi dil, tarih ve edebiyat şubesi neşriyalının on dördün- cl kitabı olarak intişaş etmiştir. Poti 20 kuruştur. Meşhur adamların meçhul tarafları — Ahmed Halâ Kitapevi, Dale Carnegle'den B. Ömer Rıza Doğrul'un tercüme ettiği «Meğhur adamların meçhul tarafları» isimli eseri kitap halinde girse Zevkle okunacak. süteresin gerki Yener tarafından «İğtida hastalıkla rüda fozis beslenmenin rolüş ismile bir braşür neşredilmiştir. Bu eser «Pratik dok- tor» serisinin & ncı numarasını taşkir sf- mektedir. MSOMUALAR Bülği Yurdu: Ayda bir defa neşredilen Him, felsefe ve sanat mecmunsi Bilgi Yur. du'nun bu Hafta çıkan 29 uncu sayısında İslsefe ve sanata dalz kıymetli yamlar ve şilrler vardır. Varlık; On beş günde bir Ankarada neşredilen memleketçi kültür mecmuası Varlık'ın 197 inci sayısı çıkmıştır. İçinde şayanı dikkat yazılar ve genç Şairlerin gü- sel şiirleri vardır, Yeni Adam; Bu haftalık kültür ve tan biye mecmuazının 205 inel sayım tır. İçinde profesör Baltacıoğlunun MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, #ktibas hakkı mahfuzdur. Tetrika No. 41 j Hürriyet ve İtilâf fırkası ilân ettiği prensiplerin tam aksini tatbik ediyordu Nisan ottalarında (EHizbi cedid) ta- rafından ileriye sürülen 10 madde f)r- ka heyeti umumiyesinde müzakereye konuldu. Bu müzakereler esnasında Bolu mebusu Habip beyin işin içinde ecnebi parmağı da bulunduğu yolun- be e ye Vatan aşkile aldatılarak hizbe gir- miş muhterem bazı zevat birer, birer Hkte merkezi umumi ile anlaşmak kesi bertaraf edilmişti! Mayıs iptida- larında İttihad ve Terakki merkezi ümüumisi neşrettiği bir beyannamede artık hizip şeklinde bir ihtilâf idame- sinde ısrar edenlerin cemiyetçe edâl- rel vahdet» haricine çıkarılacağı ilân edildi, Hizip dağıldı. Beykozda çeki- len bir ziyafette bütün fırka ve cemi- yet erkâru hazır bulundu, Artık hizip meselesinin unutulması kararlaştı. Talât bey yeniden fırka relsi seçii- di ise de kabul etmemesi üzerine ri- yasete Seyid bey intihap olundu. Şiddeti bir buçuk ay süren hizip meselesinin bu neticeye varmasile İt- tihad ve Terakki fırkasında tatsızlık büsbütün ortadan kalkmış değildi. Bir kısım şiddetli icraata taraftar iken di- ğer kısım bunun aleyhinde idi, Hükü- met zayıf düşmüştü; istifası muvafık- tı. Ancak Arnavutluk ahvali, Malisor meselesi, padişahın Arnavutluğa s6- yahati, Yemen meselesi bir Kabine de- ğişikliğine (Omüsaid görülmüyordu. 'Trablusgarb meselesinin zuhuru Hak- kı paşa Kabinesinin sukutunu zaruri kıldı, Fırka siyasetinde bir an on yüksek ehemmiyeti kazanmış olar Sadık bey İttihad ve Terakki cemiyetinde nüfu- zunu kaybettiğine kannat hasıl edince bunu başka taraflarda elde etmek ih- tirasına kapılmıştı. Sadık bey hizip meselesinde din ve is- lâmiyet mücahidliğile ortaya çıkmıştı. Hürriyet ve İtilâf fırkası teşekkül edip de bu fırkanın ikinci reisi olunca İttihad ve Terakkiye muhalif ne kadar kuvvet varsa hepsini, evveke bizzat «menfur ve mekruh. diye tavsif ettiği eşhası, 31 Mart âmillerini, eski menfi- leri bir bayrak silında toplamağa ça- aşıyor, Rum ve Bulgarlardarı bile yar- dım istiyordu: Osmanlı hilâfeti ve milli ananeleri muhafaza davalarlle harekete geçen, hilâfet haklarının tahkimini, takviye- sini isteyen bu zat Hürriyet ve İtilAf partisinin başında evvelki iddialarını bir tarafa bırakmış görünüyordu. O şimdi vilâyetlerde siyasi ademi merkeziyete yaklaşan esasların mü- dafaasını ve İslâm unsurlarının, has. seten 'Türklerin zararına netice vere- ceği şüphesiz olduğu halde askerlerle memurların İntihap hakkından mah- Tum edilmesini iltizanı ediyordu. kalın Damad Ferid paşa da ar- fık İttihad ve Terakki muhalifleri ara sında parlıyordu. Bir sene evvel, daha İttihad ve Te- rakkiye kur yaptığı günlerde tanzim ettiği lAyihada (Maazallah İttihad ve Terakki fırkası merkeziyet prensipini bozmağa mecbur kalırsa) diye telâş gösteren, hattâ meşrutiyetin Kanu» nuesasi ile tekârrür etmiş şeklini bile bizim için fazla bulan bu paşada, 35 inci madde ihtilâfları esnasında yazdığı o moşhur(i) lâyihaamı unuf- muş görünüyordu! Sadık bey riyaset ettiği fırkayı İt tihad ve Terakkiye husumetie iki taraftan birinin mahvı İle neticelene- cek bir cidale sevketmişti. Hürriyet ve İtilâfa dahil olan un surlardan muhtelif seviyede adamlar arasında İttihad ve Terakkiye gire memiş, yahut girmiş iken çıkarılmış olanlardan, entrikacı ve muhterisler den birçoğu klüp relsliklerini elde et- mişlerdi, Menfaatlerinden başka şey düşünmiyen bu gibiler İttihad ve Te- rakki ile mücadelede kendilerine an- cak ihtiraslarını rehber tutuyorlarda. İtihad ve Terakki fırkası ve cemi- yeti hükümetin İşlerine müdâhale ile, memuriyetlere kendi adamlarını ka yırmakla, erkânını nezaretlere sevkei- mekle, kanun ve nizâm yerine keyfi hareketlerle itham ediliyordu! Cemi- yet bir «Şirketi inhisariyes olarak taş vir olunuyordu; komitecilik usulleri ni - telidid ve katil - tatbik eylediği en ağır bir suç olarak ileri sörülü. Bu halde İttihad ve Terakkiye mü- halif olarak mevki alan Sadık bey ve Hürriyet ve İtilâf fırkası bunların hiş birini yapmıyacaktı! Sadık bey arka. daşları arasında ihlirasa kapılanlar olursa men'e çalışacuğını, muktedir olamazsa efkârı umumiyeyi haber- dar edeceğini birkaç defa tekrar et- mişti. (1) Halbuki bu vaidlerin tamamen ak- sini iltizam ediyordu. Kâmil paşa yı sadarete geçeceği sırada ziy&- retle, Gömülcüneli İsmail beyin Adi yeye ve Basri beyin Maarif veya Pos- ta, Telgraf Nezarellerinden birine in- tihap olunmalarını teklif etmişti. Eski Babâli ricali atlatmadn üstad idiler. Aldanma istidadı ziyade olan Sadık beyi baş ümidlerie baştan sav- makta Kâmil paşa hiç güçlük çekme. mişti. Ancak Sadık beyin ve diğer Hürriyet ve İtilâf reislerinin Hürriyet ve İtilâfçıları ikinci, üçüncü derecede- ki memuriyetlere kayırmak hususun- daki müracaatleri böyle menfi neti- celer vermiyordu. Görülüyordu ki Hürriyet ve İtilâf fırkası takip edeceğini ilân ettiği esas- ları hemeh unutuvermişti" Fakat Sadık beyin tepellübü Hür. riyet ve İtlAr fırkasını pek acele bir inhilâle sevkediyordu. Bümil paşa Basri beylere yer verilme: larda hayal sukutunu intaç etmisti Fakat Sadık beyin arkadaşların büyük mükamlara !sal hususundaki Ümidi büsbütün kırılmamıstı. Sada- reti tebrik için Kâmil pasa nezdine vardığı sırada Gümüleünelinin İstan- bul valiliğine, Basri beyin de baş beyinciliğe tayinlerini ricr tmisti, Fakat « ;aşet» kendisini Hür. riyet ve İtilâf firküsina değil bu fir. kayı kendisine müftekir görüyordu. Bu sebeple Sadık bey gene menfi bir cevapla yarından aştı, Rıza Nur bey (Hürriyet ve İtilâf nasıl doğdu? Nasıl öldü?) eserinde son günlerde Hürriyet ve İtlâf fırka- sının vaziyetini açık olarak şöyle an- latıyor: (2) w (Halâskârlar ihtğâl ve fi'li icraat yaparak İtithad kabinesini devirmiş değillerdi. İttihad kabinesi yerine ge- len kahine ise iktidar mevkiine ken- disime nasıl nasip olduğunu anlıya- mamıştı ve kendisini bitaraf addedi- yordu. Gerek o, gerek onu takip eden ka bine Azası aralarında bir, İki genç müstesna olmak üzere pek müsin, tahsilleri nakıs, zihniyetleri pek eski, faaliyet ve enerjiden, fedakârlık duy- gularından mahrum: idiler, Can vs mal kaygusumu, rahat ve keyif eme. Mini her umumi ve yalan! düşünceye tereih ederlerdi. Zamanları aciz ve keşmekeş ile geçmekte idi. Balkan muharebesi gibi büyük bir Kabine özası İttihadçıbğı artık ebediyen mahvolmuş ağdetmek gaf letinde bulunuyorlardı. Bu zihniyet teki hükümetleree bizlerin işlerin s6- Wiraeti namına veki olan ihbar ve irşadlarımız ez dinlenmiyordu. .. ii dalı baltalıyorsunus! Dediğimiz vakit bize: — Biz şunu, bunu hükümet işleri ne müdahale ettirip İttihad hükümet- leri gibi olamayısi (Arkası var) (1) Şehbendermde Hilmi: Muhalefoin Miks. (2) İhtisar edilmiştir.