AKŞAMDAN AKŞAMA Kurban bayramının felsefesi Ne mânidar yahud ne mânasız bir Kurban bayramına giriyoruz. On binlerce ferd ve yuvayı kurban ettik... Arkasından hemen Kurban bayrami... Bayramla kurban bir ara- da hiç yakışmıyor. Eski dinler gazablanan ilâhları Avundurmak için mensuplarını insan kanı akıtmağa sevkedermiş. İbrahim de bu ananeye göre oğlunu öldüre- ceği sırada, Allah ona, insan kıyme- tini öğretmek üzere, bir mal gönder- miş: — Bunu kurban et! - demiş. Binlerce sene evvele atfedilen bu macera, beşeriyeti medeniytin çok yüksk bir kademesine ulaştırıyor: Âdem evlâdının kıymetini anlamak, bir remizle, böylece başlamıştır. Onun pek yüksek misallerini bu harpte de görüyoruz. Tek az telefat olsun diye, beton beton üstüne, demir demir üstüne, milyon milyon üstüne masraf ediliyor. Yaşayan hemcinsi- mizin kadri o kadar büyük ki, ona kıyasla canın yongası mala zerrece ehemmiyet verilmiyor. Zavallı Bedevi!.... Onun nazarında dört ayaklı bir hayvan koskoca bir servettir.. Fakat omabadetiabiinin dehşetinden kurtulmak için (yahud kurtulacağını sandığı için) feda edi- yor... Bugünün adamı da ayni yazi- yette; Canını kurtarmak için varını yoğunu, benzinini, demirini, altınım veriyor, Eski ve yeni medeniyetler bu ba» kımdan biribirlerine çok benziyorlar. Kurban bayramının böylece felse- fesini yaparken, gene kendi vaziyeti. mizi düşünüyoruz. Bizim de telâkki- miz bundan sonra bu olmalıdır; Kendi canımız için malı esirgeme mek... Bütün tabii ve mafevkattabil belâlara Karşı hertürlü yüksek mas- rafları gözden çıkarmak! (Her ne kadar zelzele tabii ise de, zuhurunu kestiremediğimiz için onu bir nevi mafevkattabii sayıverdim.) Sele karşı sed mi?... Zelzeleye karşı fenni hina mi7... Yıldırma karşı siperi saika mı?... Yangına karşı itfaiye mi?... Düşmana karşı Majino mu?... Ne bileyim?... Mala ve malı yaratan #av'a tanllük eden her fedakârlık... Kurban bayramının felsefesile as- | Tİ felsefe ve milli zaruri felsefemiz böylelikle birleşiyor. Uzun asırlardanberi © ecdadımızın | kutladığı, bizim de çocukluğumuzdan kutlamakta olduğumuz bu an- anevi günü, bu yıl da bu bakımdan Yad edelim ve murakabeye varalım. Gazi köprüsünün parkeleri Unkapanı ile Fatih arasındaki Zeyrek yo- apunun inşası bitmiştir. Azapkapısı ile Me- Yi Yokuşu arasındaki yolun da üçte bil Kik ASAŞ. Buna rağmen Gazi köp- Güne seyrüsefer © yapılamıyacaktır. m köprünün parkeleri bozulmuş, par- Bimaı henüz yerine yerleştirilmemiştir. tl Belediye mahkemeye müracaatle tes- dali yaptırılaraktır, Mahkemenin ve- 'eği karar üzerine Belediye parkeleri ken- t apracak ve hesabını müteahhidden sicaktır, Parkelerin tamiri için 1200 lira T bir masraf gidecektir. Bugün sıcak yuyamızda bay- Tamımızı kutlarken, binlerce va- tandaşm, bizden yardım bekle. iğini unutmayalım, ” — Her şeyde, hi > ski siği atta güzellikte bile bay Amca... Mi be ŞEHİR HABERLERİ .Teberrüat 880,026 lirayı buldu Beyramertesi emlâk sahipleri davet edilecekler Zelzele felhketzedeleri dün de Kızılay kaza, şubeleri ile ul mümes- silliğine 19476 Iira 57 kuruş teberrü edil- miştir. Bundan evvelki yekür880550 oldu- Burns göre, dün akşama kadar yapılan te: berrüat 880,026 liraya baliğ olmuştur. Bugün Kurban bayramı arifesi olduğu için Vilâyetteki Mili komiteye, hamiyetle- rine müracaat edilecek zevaf çağırılmıya caktır. MILİ komitenin beyramertsi fanli- yeti, bilhassa şimdiye kadar davet edilmi- yen emlâk sahiplerinin davetine hasredi- lecektir. Pazar günü Karadenize hareket edecek olan vapurla Giresun ve Orduya yeniden çivi, Romanyadan gelen keresteler, erzak ve sire gönderilecektir, Felâket mıntakasından dün de şehrimize 40 kişi gelmiş, bunlardan bir kısmı misa- #irhaneye, bir kısmı da buradaki tamdık- larının yanlarına gönderilmiştir. Diğer bir Piyasa vaziyeti Türk - Fransız - İngiliz anlaşması iyi tesir yaptı işin 'Türk - Pransıs - İngiliz ticaret ve kredi anlaşması günden güne piyasada müsait tesirler yapmaktadır, ingiliz ve Franszla- rm piyasamızdan senede iki milyon liralık kuru yemiş ve ayni ehemmiyette diğer ilı- racat mallarımızı san alacakları tahak- kuk edince, Müntaka Ticaret müdürlüğü ve Ticaret odası, işl kontrol edebilmek için şimdiden tedbirler almağa başlamışlardır, Bu memleketlere yapılacak ihracatın, ken» di vapurlarımızla sevki hususunda bir es- reyan vardır. Bu cereyanı kuvvetlendiren bir sebep de 'Türk bayrağını taşıyan YApur- ların Akdenizdeki müttefik kontrolundıtı kolaylıkla. geçebilmesi ihtimalidir. Diğer bir sebep de, Akdenizde vapur işleten bir iki ecnebi vapur kumpanyasının navjlun- ları yüzde 80 nisbetinde arttırmış olması dır. Pransızlar dün Bürhaniye vapurunu bü iş için kiralamışlardır. Dün İngiltereye keyi kıl, tiftik; Fransaya ipekli, kuru fazulys gönderilmiştir. . I Manifalura eşyası Gümrüklerde bekliyen eşya» nın çekilmesine başlandı Hükümetin bir emri ile bankalar, mani- fatura tacirlerine avans vermemeğe baş- Yamışlardı. Bu yüzden, son biray içinde gelip do gümrüklerde bekliyan mühim mik- tarda manifatura eşyası ithal edilemiyor. du, Ticaret Vekâleti, ilk olarak, gümrükisr- deki Japon pamuklularının ithalini temin edecek takas müşkülâtını halletmişti. Şim- Gi de bu avans işini haletmiş, gümrüklerde bekliyen çok mühim miktardaki manifabu- ra oyasının ithalini mümkün kılmışlır. Dünden itibaren, gümrüklerdeki mallar çı kilmeğe başlamıştır. İthalâta bugün devam edilecektir. Bu malların ithali piya sayı genişletecektir. Manifaturacılar Bir- Uiğl, bir İthalâr limited şirketi kurmağa ça- nemi Şirket bugünlerde tesis edils- cektir. Ticaret Vekili geliyor Ticaret Vekili B, Nazmi Topçuoğlu, ya- nında Dış'ticaret müdürü B. Servet B;r- kin ve Kalemi mahsus müdürü olduğu haj- de yarın şehrimize gelecektir. Vekli, gehri- mizde bulunduğu müddet zarfinda yeni kurulan Ye kurulacak olan İthalât Jimited şirketlerinin vasiyetleri etrafında alâka- darlardan malümat alacaktır, * Dün, Kadıköyden Köprüye gelmekte olan Heybeliada vapuruna yük yüklemek Üzer? girmekte olan on beş yaşlarında Necmeddin isminde bir çocuk muvazene. sini kaybederek denize düşmüş, etraftan yetişenler tarafından kurtarılmıştır, rma gilnek arrusunu gösterdiklerinden Edirneye gönderilecekNerdir. Şehrimizdeki Bulgar hastanesi, yaralı f0- lâketzedelerin tedavisi için on yatak tahsis | ettiğini Vilâjete bildirmiştir. Pelâket sahasından şehrimize gelen mek- tepli çocukların müracaat edecekleri mek- teplere kabul edilmeleri için Maarif mü- Vee mekteplere tebligat yapılmış- ar, Aileleri ve velileri felâket sahasında bu- lunup da yardımsız kalan leyli talebenin mektep taksitleri Kımlay tarafından öde- neceklir. Bundan başka felâket sahasında bulunup da buradaki ailelerine yardım edenlerin yardımı kesildiği nazarı dikknte alınmış ve bu kabil vaziyette olanlara bir defaya mahsus olmak üzere Kızılay tara- fından yardım yapılması kararlaştırılMmış- tar, kısmı da Edirmedeki akrabalarının yanla- | Aldığımız mektuplar Vergi tashihi muamele sinde güçlük var mı, yok mu? Gazetenizin 14 kânunusani M0 taribil nüshasının 2 üncü sahifesinde (Karlle- rimizin mektupları) başlıklı sütunda bir kari mektubu neşredilmiştir. Bun- da tahsil şubelerimizden birindeki yan- iş bir vergi kaydının tashihi için 937 senesndenberi muamele cereyan et- mekte olduğu, Dahiliye Vekâletinden emir beklendiği yolunda bir takım fü- dialardan sonra bu gibi tashih işleri için sürat temini bakımından valilere sel et verilmesi temenni olunmak- tadır, Bu yazıda madde tasrihi süretile muayyen bir muameleden ve muayyen bir şubeden bahsedilmemekte ve daha ziyade sureti umumiyede mütalâa vo fikir yürütülmekte olmakla beraber Yi- pe sureti umumiyede tashih ve tekzib: bayandır ki, vergi kayıtlarında her na- üilsa vuku bulan yanlı ve fazla tahsil edilen mikdarların girl verilmesi için Vekületlerle muhabereye lüzum vazedilmiş böyle usul de yoktur. Mükellefin müracaatı ve şubesinin işa- ri üzerine derhal Belediyenin alâkadar daireleri tarafından şübesine verilen amir Üzerine icab eden tashih ve red muameleleri yapılır. Bu muamelede 08- )a zaman zarfını icap ettirecek kadar uzun değildir. Yahud da muamelei alelâde bir tashihi kayıttan ibaret oi- masa gerektir. Bir taraftan keyfiyetin gazetenizde tekzip ve Lavsihile beraber diğer taraftan da müştekinin muam?- lesinin mahiyeti anlaşılmak üzere 33- lediyeye müracaatının Kendisine tebliği rica olunur. Vali ve B.R. V 1. Aksoy Eminönü Halkevinde bir edebiyat konuşması yapıldı «Edebiyatta yeniler mi, eskiler mi?» mevzuu üzerinde dün akşam Eminönü Haj- kevinde münakaşalı bir konferans tertip edilmiştir. Salon tamamen gençlerle #olu 4dl. Aralarında tek tük yaşlılar da göze çar- | pıyordu. «Edebiyata yeniler mi, eskiler mİ?» mevzuu etrafında tanmmış ediplerin | gazetemize verdikleri cevaplarla genç edip- lerin iddisları hulâsa edildiği sırada, salo- Dâ şair bayan Şüküfe Nihale Halid Fahri girmiş, en ön sirada yer almışlardır. Münakaşaya başlanacağı esnada yaşlıca bir zat söz istiyerek, edebiyata bir yeniler, eskiler meselesi tutturulduğunu, fakat no yenilerir, ne de eskilerin memleket realito- sine uygun bir edebiyat yapamadıklarını söylemiş, dinleyiciler tarafından alkışlanan bu sözler üzerine, müsahabe hem bu bahis, hem de yeni, eski meselesi üzerinde devami ederek nihayeğ bulmuştur. Felâketzedeler için vuku bulan teberrüat meyanında Beyazıt nahiyesinin Kızılay şu- besine yapılan teberrüat yekünu on dört bin lirayı geçmiştir. Kapalıçarşı esnafının aralarında. topladıkları para yardımı ye- künu da 6826 liradır. | Subay ve askeri memurların yetimleri Yer sarsintisinda ölen subay ve askeri memurlar yelimlerinin, halen bulundukla- ni mahallin askerlik şubelerine müracaat- Ma, yetim maaşı haklarını istemeleri ve va» siye muhtaç olarak kimsesiz kalmış olup da hayır müessmselerinde veya hastahanelerde ve yahut bayır seven zevat yanında Yulu- nan bu gibi yetimler hakkında müessese vo hastahsnelerle hayır seven zevat tarafın- dan mahalli askerlik şubelerine malümat verilmesi Mili Müdafaa Vekâleti tarafın- dan rica ediliyor. Vapur seferleri Fırtına durduğundan sefer- ler tekrar başladı Karadenizdeki fırtına tamamen durdu- undan, vapur seferleri tekrar başlamıştır. Karadeniz vapuru 8 gün rölarla cumartesi | ye, İzmir vapuru 5 gün rötarla pazartesi- | ye limanımıza geleceklerdir. Hâlen Hopada bekliyen Cürhuriyet vapurunun 3 gün te- ahhurla pazar günü geleceği haber alın- mıştır. Tarı vapurnun hiçbir rötar yapma» dan salı günü lmanımıza gelmesi mukar- rerdir. Akdeniz seferlerini yapan Anafarta va» purunun üç, Dumlupınarın da iki gün rö- tarla, limanımıza geleceği söylenmekledir. Maamafih, dün Hava rasad merkezi, “ge ve Marmara denizlerinde yeniden fırtını başlaması ihtimalini bildirdiğinden, bu da- nizlerdeki vapur seferlerinin o intizamını kaybetmesinden korkulmaktadır, Har hafta salı günü yapılan Mersin ilâve postası, Tırhanın karaya oturması ve işlet meden çekilmesi dolayıslle, bu hafta yapıl- mıyacaktır. Denizyolları umum müdürlüğü tarafından kiralanan Samsun vapuru hâ- len Zonguldaktadır, Mersin ilâve gelerleri- mİ Samsun'un yapması ihtimali vardır. Şehir bütcesi Yeni bütçe sekiz milyona yakın Belediyenin 940 senesi bitçesi hazirlanı- yor, Yeni bütçe, 839 bütçesinden varldat ve masraf bakımından daha fazla olacaktır. 938 senesi yedi aylık varldatı 6,630,000 Zira olduğu halde 939 senesi yedi aylık varidalı 7.790,000 lira tutmuştur. Bu netler 940 se- nesi bütçesinin bu suretle tanzimine vesile vermektedir. Köprülü Mehmed paşa kü- tüphanesi yanındaki inşaat Divanyolunda eski Maarif Nezareti bina» 4i karşısında, Köprülü Mehmed paşa ki tüphanesi yanındaki kahvehane yıktıri- mış, burada yapılan bina, şehir plânma uygun olmadığı için inşaat tatil edilmi/i. Binanın kütüphane binasından Üç metre açıkla yaplırılması ve plân ona göre d3- Eiştirilerek imşsata devam edilmesi münı- sip görülmüştür. lar zelzele felâketine kurban olan kardeşlerimiz için kavurma yapı lacaktır. Kavurmanın ne kadar temiz ve itinalı yapıldığını da dört gün bayram gelip gözlerinle, gö- rebilirsin. Bay Amca ve taksiler!, . Gözleri Ahu, fakat burnu can güzeli neyliyem?... > «. Servi endam üstünde armut gibi hir baş kaç para eder?... «.. Bünün gibi şehirin yolları da hiç uygun olmalı!.., İSTANBUL HAYATI Pokerde kaybetmiş ! 'Taksimden tramvaya bindiler. Şiş. man bayan, sahanlıktaki kalabalığı itip kakarak kapıyı şiddetle açtı. Gözlerinde hiddet kıvılcımları parlı- yordu. İçeride boş yer olmadığını gö- rünce asabiyetle homurdandı; — Sanki İstanbulda başka tramvay yokmuş. Herkes bu tranivaya bin- miş. Üstüste sıkışıp gitmekten zevk alıyorlar her halde... Kapının yanında duran bir mek- tepli kızı geriye doğru iti Kendisi zorla köşeye sokulmağa çalışırken ar- kadaki bayın da kolundan tutup içe- riye çekti: — Bugün bütün işlerim aksi gidi- üor. Şu tramvayın kepazeliğine bak. Bu kadar yolcu bir tramvaya hücum edeceğine; yarısı da başka tramvaya binip rahat rahat gitseler olmaz mı? Kalabalık arasında mütemadiyen homurdanıyor, yanında, “kocası oldu- ğu anlaşılan zata hiddetli hiddetli birşeyler söylüyordu. 'Tramvay Garaj İstasyonunda dur- du. Oturan yolculardan biri yerinden kalkıp dışarıya çıkmak isterken hid- detli bayanın sesi yükseldi: — Hele şu münasebetsizlife bakı- nız, Garajda inecek yolcunun Maçka İramvayına binmesinde ne mâna var? Yolcu dik dik bakarak başım sak ladı ve #esini çıkarmadan savuştu. Sipahiocağınm önünde başka bir yolcu inerken yine şişman bayanın çığldgı duyuldu: — Aman yarabbi... Çıldırmak işten değil vallâhi, Şu İstanbulda ne kadar düşüncesiz insanlar vâr. Mademki Sipahiocağında (o inecekmiş; Maçka tramvayına binip de öteki yolcuları niçin rahatsiz ediyor?.. Her tramva- ya, gideceği yerin yolcuları binmeli- dir. Derin derin soluyarak yen homurdanıyordu: — Ah, ben bir biletçi olsam; valla. hi, billâhi böyle münasebetsiz yolcu ları kulaklarından tutup oâtarnm trâmvaydan aşağıya... Asıl fırtınanın büyüğü bizim ba- şımızda koptu. Arkadaşımla Harbiye. de inmek üzere bayanın yanından geçerken hiddetle haykırdı: — Eeee... İşte bu, rezalettir doğrü- su. Şu kepazeliğe bak. Harbiye yol- cuları da bü tramvaya hücum elmiş- ler. Fatih - Harbiye tramvayını göz- leri görmüyor mu acaba?... Kapının aralığından başını uzatıp vatmana seslendi: — Durmayınız efendim, burada durmayınız. Maçkaya kadar gitsinler de akılları başlarma gelsin. Harbiye- de inmek için Maçka tramvayına bin. menin cezasını çeksinler. Bayan haykırdıkça asabiyeti art yor, renkten renge giriyordu. Müna- stz tecavüz karşısında fena halde si- nirlenen arkadaşım cevap verecek ol- du. Fakat buna vakıt kalmadan ba- yanın yanındaki zat yavaşça bize dö- nerek mırıldandı: — Çok reca ederim, bayanm kusu- runa bakmayınız. Biraz evvel pokerde kaybettiği için fena halde sinirlidir. Hidetinden önüne gelene çatıyor. Sesimizi kestik. Poker zararınm hmemi yolculardan almağa kalkışan bayanı büsbütün sinirlendirmemek için boynumuzu büküp savuştuk, Cemal Refik mütemadi- B. A. — Taksi otomobillerimizin lüksüne göre bütün sokaklara Hint kumaşı döşemek lâzım desenel... ii Zubdi â