Oturmuşlar, saadetten, saadetin sırlarından bahsediyorlardı. Haydar? — İnsanlar, içinde bulunduklari saadetten uzaklaşınca onun kıymeti- Rİ anlarlar. Saadet burnumuşun ucun, 4a iken ekseriya onun kadrini bilme- yiz. - dedi, Arkadaşları güldürler: B dar gene felsefe yapmağa Haydar: — Felsefe değil, hakikatten bahse- yorum. İddlamı isbat etmek için si- se başımdan geçen bir vakayı da an- latayım... Bundan on bir sene evvel güzel, kendi halinde bir genç kızla tanıştım. İsmi Meliha idi, Onda bir erkeği me- sud edecek her şey vardı. Tahsili ye- rinde idi. Ev işlerinde büyük bir me- haret sahibi (di. Eski zaman kadınla. rının evlenecek tazeleri medhettikle- Tİ gibi «on parmağında on marifet» vardı. «Hanım hanımcık, kadın ka- dıncık, dedikleri cinstendi. Annem, teyzelerim benim Meliha ile evlenme- mi son derece istiyorlardı. Nihayet karar verdik ve evlendik. İlk iki senemiz son derece mesuğ geçmişti. Hakikaten Meliha bulun- maz bir ey kadını idi. Son derece şef- katli idi, Lâkin yavaş yavaş bu sakin, rahat bana - tabir caizse - batmağa başla- dı. Zaman geçtikçe bu biribirine ben- siyen günler beni Adeta sıkıyordu. Her şeyimiz muayyendi. Hayatımız hiç şaşmıyan, iyi markalı muntazam bir saat gibi işliyordu. Sabahleyin sa- at yedide kalkıyorduk. Karşılıklı kah- Yaltı ediyorduk. Bundan #onra ben işime gidiyordum. Akşama eve dönünce gene muay. yen saatte yemek yiyorduk. Bundan sonra oturma odasına (geçiyorduk. Karım radyoyu açıyordu. Ben elime gazetemi alıyordum. Gazetemi okuyup bitirince bu sefer Meliha ayal bir parti tavla oynıyalım... O zaman tavlanın başına geçiyor- dük. Karşılıklı zar atmağa başlıyor- duk. Bazan o beni yeniyordu, bazan da ben onu... Benim tavlada fena bir Buyum vardır. Hile yapmadan dura- mam... Çok defa pulları attığım zar- dan fazla ilerletirim,.. Oyunların 55- Bunda pul çalarım... Ekseriya da zar tutarım. Karım bu hallerimin farkına varın- €a elime hafif hafif tokatlar atar: — Zar tutuyorsun... Fazla pul al- dm... diye bana bağırırdı. İşte gecelerimiz böyle geçerdi. Tatil günlerimde öğle yemeğini ev- de yediğim için o zamanlar da karım bana ziyafet çekerdi. Daha bir gür evvelinden faaliyete geçer, benim sev- diğim yemekleri yapardı. Bir şişe de şarap aldırtırdı, İşte tatil günlerimin bütün zevki bundan ibaretti. Haaa... Bir de nev- sim yazsa bahçede çardağın altında tavla oynardık. Eğer kışsa dışarıda lapa lapa kar yağarken biz sobanın Yani tam münesile sakin bir ha- Yavaş yavaş ben bazı kaçamaklara başlamıştım. Arasıra eve gayet g*ç geldiğim oluyordu. Tabi! bu halleri- mi karım hiçte hoş görmüyordu. Aramızda hafiften hafife başlıyan kıskançlık kavgaları gittikçe şiddet- Teniyordu. Ben sessiz, hareketsiz hayatınız son derece mÂnasız bulmağa başla. mıştım. Nihayet işi azıttıkça asıttım. Karım bunlara tahammül etmedi, Bir gün bavulunu alınca annesinin erine gitti, O günden sonra kendi kendime: «Artık istediğim gibi yaşıyacağını diye seviniyordum, Lâkin aradan altı ay geçince ne kadar yanıldığımı an- ladım, Karımla beraber geçen o sakin, râ- hat hayat yavaş yavaş burnumda tütmeğe başlamıştı. Bu altı aylık be- kârlık hayatımda rahat yüzü görme- miştim, Zaman zaman “evlilik günle- rimi, tatlı tatlı düşünüyordum. Me- selâ akşamları eve dönünce güzsl sof- ram... Yemekten sonra sobanın ya- nmda bir taraftan radyo dinlerken gazete okumam... Karımla yaptığı- miz tavla maçları... Hattâ Melihanm tavlada benim hi- lelerimi yakaladığı zaman: — Yazla pol aldın!.., diye elime varması bile hatırıma geliyor, o gün- Jeri arıyordum. Hele tatil günlerimde karımın ba- na çektiği öğle ziyafeti... Sıcak #cak masanın üzerine konulan Gilbir... Hana... Ben cilbirı çok severim .. Öğle siyafetinden sonra bahçedeki çardağın altında oynadığımız tavla, mevsim kışsa sobanın karşısında yu- muşak yastıklar arasına gömülerek roman okumamız... Bütün bunların birer sandet olduğu- nu bu hayattan uzaklaşınca anlamış. tam, İşin tuhaf, karımla yaptığımız kavgaları bile arıyordum. O Kuvga- lardan sonra ne güzel barışıyorduk Dört beş gin devam eden kavgalı gün- larden sonra tatlı barışma sahneleri gözümün önünden gitmiyordu. İçinde iken şikâyet ettiğim sakin, rahat günler şimdi benim için erişii- mez bir saadetti. Hikâyeme başlamaz. | dan evvel söylediğim gibi, saadeti, on- dan uzaklaşınca anlamıştım. Hemen faaliyete geçtim. Karımla barıştım, O günden sonra bazan ha- yatımın çok hareketsiz olduğunu düşünürüm, Kendi kendime nasihat veririm: — Dikkat et, derim, saadetinin far- kında değilsin... Ondan uzaklaşınca Hikmet Feridun Es Kapalı zarf usulile eksiltme ilânı Edirne Nafıa müdürlüğünden Eksiltmeye konulan iş: 1 — Keşan - Malkara yolunun 04-000 - 8-4-$47 inci kilometreleri arasında yeniden yapılacak esaslı şose inşaatının bedeli umumi muvazeneden verlimek ve 26/9/939 Larihine müsadif salı günü saat on beşte Edirne Nafin müdürlü- ğünde müteşekkil eksiltme komisyonu tarafından ihalesi yapılmak üzere 6/9/939 tarihinden itibaren yirmi gün müddetle ve kapalı zarf üsulile eksilt- meye çıkarılmıştır. 2 — Keşif bedeli 27430 lira 41 kuruştur. 3 — Bu işe ait proje bayındırlık işleri genel şartnamesi ve fenni şartna- me mukavele projesi keşif evrakı Edirne Nafia müdürlüğünde mevcut olup isteyenler 150 kuruş mukabilinde tedarik edebilirler, 4 — Muvakkat teminat akçesi 2057 lira 28 kuruştur. 5 — Eksiltmeye girmek için talipler ihaleden sekiz gün evvel Edirne yali- Mğine müracaat ederek vesika almaları şarttır. Ayrıca 939 senesine ait ticaret odası vesikasının ibrazı mecburidir. Teklif mektupları ihale saatinden bir saat evveline kadar Edirne Nafia müdürlüğünde eksiltme komisyonu başkanlığına tevdi edilmesi şarttır. Pos. | vw edilecektir. tada gecikecek mektuplardan komisyon mesuliyet kabul etmez? Gazete ilân bedeli mukavele ve sair masraflar müteahhide aittir. Bandırma Mal Müdürlüğü (1091) den: Manyas gölü civarındaki Tuzla binası dahil olmak üzere gölün otuz bin ra bedel muhammenli balık av ve resmi ve avlamak hakkı haziran 939 tari- hinden itibaren 8 sere müddetle açık arttırma suretile müzayedeye konulmuştur. 28 Eylül 939 günü saat 15 de ihalesi yapılacaktır. Muvakkat teminatı bedel! muhammenenin yüzde yedi buçuğudur, Talip olanların Bandırma Belediyesinde müteşekkil komisyona müracaat etmeleri ilân olunur, (7113) i SAP EİY O. Türkiye Radyodifüzyon Postaları Dalga 14üm. I8JKe/5. 10 Ew. Radyosu T.A. 19.74 m. 151 Ke /s, BE. Ankara Radyosu T.A.P.3LTOM. M8 Ke/a MEG 'TÜRKİYE SAATİLE 14/9/9839 Bah : Program: 1235: Türk müziği ve meteoroloji haberleri, 13,15 A ne sik (Kanşık program PL), 19: Program, 10,08: Müzik (Dans müzi- - Pİ), 1930: Türk müziği: Halk şairle- rinden örnekler: Badi Yaver Ataman, 20,18: Konuşma, 2030: Memleket saat ayarı, Ajans ve meteoroloji haberleri, 2050: Türk kir tanburi Ali efendinin hatırası için) Nihavend ve suzidil fasıllarındın beste 'semal ve şarkılar, 2130: Konuşma, 1145: Müzik (Solistler), 22: Müzik - Radyo or- kestrası - Şef: DR. E. Praetartus. Kanser takdimi - Hajll Bedii Yönetgen. 1 — Mo- nhuszko - Halka operasının vertürü, 2 — Hydn - Senfoni (Oksford), 3 -— Gla- zounow - İnstroductlon et danse de Ba- Yam, 23: Son ajans haberleri, riraat, es- ham, tahyilât, kambiyo - nukud borsası (flat), 2020: Müzik (Cazband - Pl), 2358: - 24: Yarınki program. İTİZAR Münderecatımızın çokluğu de- layısile (Leylâ ile Mecnun) tef- rikamız bugün &dercedilemedi. Okuyucularımızdan özür dileriz, Aslan ve Eskihisar müttehit çimento ve su kireci fabrikaları Anonim Şirketinden Üçüncü davetname - Ikinci Ilân Aslan ve Eskihisar müttehld çimento ve su kireci fabrikaları anonim şirketi hisse- dartarının şağıdaki ruznameyi müzakere etmek Üzere Ikinel defa fevkalâde toplan- taya davet olundukları 25 Ağustos 1930 ta- rihinde Ticaret kanununun munddel 386 nci maddesinin lüzum gösterdiği nisabı içtima hami olmadığından, mezkür şirket hissedaranı aşağıda yazılı aynı ruznameyi müzakere etmek Üzere 29 Eyi0! 1980 tari- hine müsadif cuma günü saat 15 de Be- İ yoğlunda İstiklâl esddesinde Serkit Doryan (Cerele & Orlent) binasında üçüncü bir fevkalâde içtimaa davet olunurlar, Ruznamel mürakere 1 — Şirket sermayesinin tezyidi. 2 — Şirket dahili nizamnamesinin muad- del 14 üne maddesinin tadili Munddel 14 üncü maddenin şekli hasırı: «Şirketin umur ve mesalihi Heyeti umu- miye tarafından mansup ve üçten dokuza kadar âzadan mürekkep bir mcelisi ida- reye ihale olunur. Meclisi idare Azak müddeti Üç sene olup her sene kıdem iti- barile bunların'sülüsü tecdld olunur.» Muaddel 14 Üncü maddenin tadilden sonra alacağı şekli: «Şirketin umur ve mesalihi Heyeti umu- miye tarafından mansup ve üçten yediye kadar âzadan mürekkep bir meclisi ida- reye İhnle olunur. Meclisi idare âzalık müddeti üç sene olup her sene kıdem Jü- İ barile bunların sülüsü tecdid olunur» Ticaret kanununun 385 inci maddesi mucibince hissedarlardan bir hissesi ola- nın dahi işbu müzakereye İştirak ve rey Ha etmeğe haklı vardır ve birden xiyade hissesi olan zevatın reyleri hisseleri nishe- Hinde tesayüd eder. İşbu içtimada hasr bulunmak istiyen sevak, Ticaret kanununun 371 inci mad- desi mucibince, içtima tarihinden bir haf- ta evvel hisselerini şirket merkezine tevdi etmelidirler. Bankalara tevdi edilecek hisse sensdatı mukabilinde alınacak makbuzlar şirket merkezine terdiat mahiyetinde olarak ka- | ! İstanbul, 11 Bylül 1989 Meclisi İdare “KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım salım, kira işlerin. de iş ve işçi bulmak için istifade ediniz! lem a m m MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tetrika No, 100 Balkanlı müttefikler daha ziyade beklemediler, harp ilân ettiler (Evet veya hayır!) diye cevap ara- mağa karar verdiler, Baki metbuğlarının dahtif işlerine Av- rupanın büyük devletleri derecesinde artık kendilerinde kudret gören küçük Balkan devletleri 19 teş- rinlevvel tarihinde verdikleri bir nota ile Babıdilden şu taleblerde bulundu. Jar; 1 — İmparatorluk dahilindeki mil- letlerin muhtariyetlerinin bütün neti- celerile tasdiki; 2 — Her milletin mebusan meclisin. de nisbi temsili; 3 — Hıristiyanların sakin oldukları yerlerde bütün memuriyetlere kabu- dü; 4 — Piristiyan cemaat mektepleri- nin her derecede Türk mekteplerile müsavatının kabulü; 5 — Müslüman muhacirler iskânı suretile vilâyetlerde kavmi şeraittin tebdiline kalkışılmıyacağının Babıâlice taahhüd olunması; 6 — Firistiyanların askeri hizmet- lerini bulundukları yerlerde ifa etme. leri; hıristiyan kadroları teşkili ve bunların teşkiline kadar hıristiyan kura efradının askere celbinin tehiri; 7 — Rumelide İsviçreli ve Belçikalı tensik memurları marifetile ve bunla- rın fiilen kumandaları altında jandar. manın ıslahı; 8 — Hıristiyanların sakin oldukları vilâyetlere memuriyetleri devletlerce tasvip olunmuş İsviçreli yahud Belçi- kalı valiler tayini; azası intihap daire- lerince seçilecek umumi meclisin bu valilerle beraber çalışması; 9 — Bu ıslahata nezaret İçin sadra- zam nezdinde azası müsavaten müslü- man ve hristiyandan mürekkep bir yüksek meclisin tesisi, Büyük devlet- lerin büyük elçilerile dört Balkan dev- letinin elçileri bu meclisin mesaisini ve nasil işlediğini takip etmek vazife- sile mükellef olacaklardır. Balkan hükümetleri bu şartların Babıâlice kabul edilemiyeceğini bil- mez değillerdi. Maksad harbe vesile bulmak idi. Babıâli devletlerin notasına 14 teş- rinievvelde şu mealde bir cevap ile mus kabele etti; (Hükümet Rumelide bu ıslahatın ka- bul ve ithali lüzumunu zaten teslim ey- lemiş ve bunları her türlü ecnebi mü- dahalesi haricinde kendisi yapmağa az- metmiştir. Şimdiye kadar vaki olan te- ahhurdan en büyük âmili melüm tahrikât merkezlerinin idame etme- ge çalıştıkları şuriş ve iğtişaştır. Babıâli buralardaki gayri mütecanis unsurlar arasında kanunu esasinin hürriyetperverane ruhu (dahilinde ahenk ve imtizacı temin ederek mem- leketin saadetine ve Iktisaden inkişa- fına hâdim olacağını tahmin eylediği bu ılahatı kemali kanaatle nazarı iti- bare almıştır, Berlin muahedesinin 23 üncü mad- desi ahkâmının ihlâl edilmiş diğer maddelerinden ziyade Kuvveti haiz olup olmadığını tedkik eylemeğe bile lüzum görmiyerek 1880 vilâyetler okanunu- nu tatbike karar vermiştir. Bu kanu. nu İlk içtima devresinde Mebusan Meo- isine arzeyliyecektir.) Hariciye Nazırı Kapriyel Noradonki- yan efendi Avusturya elçisine; — Babıâli Balkan devletlerinin ver. meleri muhtemel görülen bir ültimato- munu nazarı dikkate almıyacaktır. Fa. kat ıslahat için devletlere en elddi teminatı vermeğe müheyyadır. 23 ni- san 1880 kanunile yauayyen islahatı tatbike karar vermiştir. Bundan baş- ka mecliste muhtelif milletleri temsil eden mebusların miktarını da arttıra- caktır, diye ayrıca ciddi valdlerde bu- Tundu. Balkanlılar Bebıâliden hüsnüniyeti. ne delil olmak üzere (1) seferberlik emrini de geri almasını istiyorlardı. Atina elçisi Muhtar bey Yunan Ha- riciye Nazırı tarafından kendisine gön- derilen notayı üç saat hıfzettikten son- ra (Pek küstahane) bulduğu beyanile iade etti, Devletin vücudünden kesilmiş kıta- lar üzerinde teşekkül etmiş Balkan devletlerine yüksekten nazar eden Pa- bafili de Bulgar, Sırp, Yunan hükümet lerinin bu mealen müşterek notalarını cevaptan müstağni gördü; 15 teşrini- evvelde Sofya ve Belgrad elçilerine mâ balli bükümetler ile münasebetlerini keserek İstanbula dönmeleri emrini verdi. Babıâlinin müşterek notalarına cevap vermeyişini gururlari kabarmış müttefikler izzeti nefislerine dokuna- cak bir muamele addettikleri gibi bu- na taleblerinin reddi mânasını da ver. diler, Onların artık hep birlikte harbe girmelerine tnâni olabilmek ancak bü. yük devletlerin şiddet ve kuvvet gös- termelerile kabil olurdu. Avrupada ise bunu yapacak ne ittihad, ne arzu vardı; büyük devletler Osmanlı devle- tine Jandarmalık etmek için biribirle- Tine girmeğe razı olamazlardı. Onların düşündükleri, ehdişe ettikleri nokta Balkanlarda bir yangın çıkarsa ateşin kendi memleketlerini de tutuşturma- ması idi! Bunu temin ettiklerine ka- naat hasıl edince Balkanları kendi hal lerine Yırakabilirlerdi. Ve öyle yaptılar! Karadağ İle muhasamat başladı dan bir hafta sonra Babıâli İtalya ile teşrinievvelin on. beşinde İsviçrede Ouchyde Trablusgarbi feda etmek ve adaları muahede hükümlerinin tatbi- kine rehin olarak İtalyanın elinde bis rakmak suretile sulh akdetmişti. Balkanlı müttefikler daha ziyade vakit kaybetmeği muvafık görmediler. Avrupanın siyasi tulumbaları yetiş meden Bakanlarda ateş bacayı sardı! Teşrinlevvelin on sekizinde Balkan- ların her tarafında muharebe başladı. Bu suretle başlıyan birinci Balkan muharebesinin sebep ve saikleri icmal olununca şü neticelere varılır: 1 — Osmanlı devletinin zaafı. 2 — Mutlakıyet devrinde Makedon- yada başlıyan ıslahatın geçirdiği saf- halarda Amil olan sebeplerin meşruti. yetin ilânı üzerine ortadan kalkacağı, hattâ kalktığı yolunda bir zehap cin #; Avrupa devletlerinin Makedonya- da kurdukları sistemin bu zehap e birdenbire terkedilivermesi; Makedon» ya vilâyetlerinin Jön Türklerce sair vilâyetlerden farksız tutulmak iste- nilmesi? yapılmak icap eden ıslahstta sürat, katiyet, isabet göstermemesi. 3 — Osmanlı ricalinin etrafta cere- yan eden ahvalden gafil davranmaları. 4 —Osmanlı hükümetinin Rumelideki muallem askerini terhis eylemesinden ve Balkanlıların aralarında &ktettik- leri ittifak İle kuvvetlerinin artmasın- dan kendilerinde Osmanlı devletile m» harebede galebe edeceklerine dalr hasıl olan itimad; mağlüp olurlarsa mülk ken zarar görmelerine Avrupa devlet. lerinin müsaade efmiyecekleri hakkın- da besledikleri emniyet. (Osmanlı - Yunan harbinin neticesi bu emniyeti takviye edecek bir misal idi.) Umumi harp mütarekesinden sonra bir gün Balkan harbinin fecaytinden bahsolunduğu sırada müşir Ahmed İzzet paşa bana: — Erkânı hâarbiyel umumiye reisi bulunduğum sırada Balkan devletleri- le muharebe ihtimali üzerinde yapılan Uzun tedkikler mahsulü olarak bütün âskeri plânlar hâzırlanmıştı, Bu plân- lar bir kasada mahfuzdu. Nâzım pâşa bir defa olsun bu plânları açıp bakma- mıştır! demişti. Balkan harbinde üçüncü kolordu v8 ikinci şark ordusu kumandanlığında bulunmuş olan Mahmud Muhtar pa- şa da bu kolordu ile ordunun muha- rebeleri hakkında neşrettiği eserdeki beyanatı ve mütaldaları İle bu sözleri teyid eylemektedir: (Üçüncü kolordu seferberlik bida- yetinde şark ordusunun Vize - Lüle- burgaz hattında tahaşşüdünü setret- mek ve falk düşman taarruzuna karşı tedricen Vize ve Saray istikametinde rTicat etmek maksad ve tasavvurile Kırkkilisede temerküz ettirilmişti. Şark ordusu kumandanı Abdul paşanın tasavvuru seferberliğin hi mından evvel vuku bulacak düşman taarruzuna karşı Ergene hatlı gerisin. de müdafaada bulunmaktı. t (Arkası var) &