21 Ağustos 1930 AKŞAM Sahife 7 Satye binası muhakemesine dün devam edildi Satye binasının Denizbank tarafın- dan satın alınması işinden dolayı me altıma alınan eski Deniz. müdürü B. Yusuf Ziys e diğer on iki kişinin muhake- ng dün Ağırceza mahkemesinin bakan Asliye fkinci ceza mah» © e devam edildi. Muhakemeye sanat onda (başla. “nacaktı, Daha saat dokuzdan itibaren birçok meraklılar adliye ko- ridorlarını doldurmuştu. Sant dokuz buçukta mevkuf maznunlar Yusuf Zi- ya Öniş, muavinlerden Tahir Kerkep ve mühendis Neşet Kasımgil getirildi- Ter. Biraz sonra diğer maznunlar da koridorda toplandılar. Mahkeme mer- diyenleri, biran evvel içeriye girmek #steyen meraklı dinleyicilerle dolmuş- tu. Saat on birde mahkeme vazifeye başladı, evvelâ listede bulunan bir. kaç istinabe davasına baktıktan son- ra saat on bir buçukta Denizbank maznunları salona alındılar, Maznun- lar ve dinleyiciler yerlerine geçtikten sonra mahkemenin geçen celseye aid zabıtları okundu ve geçen celsede sor- guları yapılan Yusuf Ziya Öniş, Tahir Kevkep ve mühendis Neşet Kasımgili müteakip listeye göre sırası gelen De. nizbank umum müdür muavinlerinden ve gayri mevkuf mazmunlardan Ham- di Emin Çapın sorgusuna başlandı. Reis, son tah kararnamede suçları kısaca ne diyeceğini sordu B. Hamdi Emin Çap anlatıyor Maznun Hamdi Emin Çap hâdiseyi göyle izah etti; — Dördüncü sorgu hâkimi yüksek mahkemenize sevkettiği Satye dava- sında beni vazlfemi sujistimalden suç- lu addediyor. Arzedeceğim veçhile; ben vazifemi suiistimal etmiş değilim, ine İshad olunan ederek buna karşı bunu tamamen reddederim, Evvelâ va” | #ifem ne idi anlatayım: Denizbank ka- nunu, banka; rin tedviri için üç umum muavinliği ih- das etmiş ve bunlara & kanın talimai e tesbit olun. muştur, Ben, bankanın işletme kısmı mum müdür muavini k ve idare kısmı da Ta mevdu İdi. Bu kısım para işl ve bina işleri, le 5 den İbaretti, Bundan başka bir'd kısmı vardı, & m esasa değil şekle allük ede: ancak bir tesadüf ridir, Satyenin keşif raporu Vaka şöyle olmuştur: Bir gün evrak meyanmda idare meclisinden çıkan kâğıdlar da bana getirilmişti. Aldi. yetleri cihetile servislere havale etti- dim kâğıdlar arasında bir de Safyenin keşif raporu varmış. Evrakın havale şekli malümdur. Kâğıda bir göz gez dirilmiş ve nereye aid olduğu anlaşıl- muş, orsya havale edilmiştir. Bu ha- valeyi benim gibi diğer şefler ve mua- vinler de yapabilirlerdi. Muhakememizin ilk günü Yusuf 21. ya Öniş, Tahir Kevkep ve Neşet Kasım, ese- gil tekemmül etmiş bir rapordan bah. | setmişlerdi. İşte beni; teşkil eden budur. Rapor üzerinde bu- Yunan bavalemin nasıl olduğunu izah edeyim: Aradan aylar geçmişti. Bura- daki Denizbank mensupları vazifele- rinden ayrılmışlardı. Bu işi tedkik et- miş olan vekâlet bende bir suç görme- miş olacak ki, yerimde ibka etmişti, Umum müdürlüğe Yusuf Ziya Erzin tayin edilmişti. Vekâletçe müfettişler gönderilerek tahkikata (başlanmıştı. (Bir gün beni müfettiş çağırdı. Bir ra. jJ por gösterdi. Bunun ilk sahifesinin bir köşesinde «yapı» yazısı, tarih ve (EL E.) harfleri vardı , Bu havale benimdir, dedim. Fakat evvelce havale edildiği anlaşılan bir rapor daha vardır ki, o bu değildir, Şu, nüshasını ibraz ettiğim rapordur, dedim, Bunun üzerinde havale yoktur. Rapor nasıl havale edilmiş? Aylarca evvel geçen evrakı tefrik f etmek bence kabil değildi. Müfettiş bu ikisi arasıra fark olduğunu söyledi, Ben de bundan hâberim olmadığını bildirdim. Müfettişten ayrıldıktan son- | ra ayni gün Tahir Kevkebin malümatı- İna müracaat ettim. «Evet, iki rapor * vardı. Birinci raporun tekemmiji ig in açılmasına dair. id vazife de ban-| İ madığını sordum. Kararın mevcud | düfen bana gelmiş, » için bir mesele | tenildiğinden Neşet Kasıma söyledim, o da hazırladı. İlk raporda senin hava- len mevcud olduğu için bunu da sana havale ettirmiştim.» dedi, Kendisine, | bu raporun Setyeye aid olduğunu, kıys metinin tadil edildiğini bana weden söylemediğini sorunca: «İşle alâkadar | olmadığın için lüzum görmedim, Ve | zaten bir havele nakilden ibarettir» de-| di. Bu izahatı müfettişe vermek üzere | ayni gün kendisile bankaya geldik, | müfettişi bulamadık. O zaman umum müdür bulunan Yusuf Ziya Erzinle görüştük. Tahir Kevkep bu işin nasıl | cereyan ettiğini tafsilâtile anlattı. Er. | tesi gün ben de keyfiyeti müfettişe bildirdim. İşte bu rapor meselesine © sırada agâh olmuştum. Satye binasının ferağ muamelesi Satye muamelesine karışmamı gös- teren hadise de şöyle olmuştur: Ban- kada kendi işlerimle meşgul iken avu- kat İsmail İsa bana geldi; «Satyenin | ferağı yapılacak. Yanında fotograf var mı?» dedi. Cüzdanımda tesadüfen bulunan fotografımı verdim. Bu İş hakkında » si idare kararı olup ok olduğunu ve her şeyin hazırlandığını bildirdi. Bankanın intizar odasına gittik, Tapu memuru ve tanımadığım bâzı kimseler de orada bulunuyordu. Evrakı okudular. Tahir Kevkep im- zaladı. Ben de imza ettim. İdare meclisi kararını yerine ge tirmek maksadile bu formaliteyi yap- mışlık. Banka hukuk müşavirinin şi- fahi teminatını alıp alâkadar müdür muavininin imzaladığını görünce be- nim de iİmzalamam bir zaruretti, Bu- nu benden başka, sirküler mucibince imzaya salâhiyetli kimler varsa on- lardan biri de imzalâyabilirdi. 'Tesa- Çift imza usulü Bankada mutad olan bu çift imza keyfiyetini bilhassa tebarüz ettirmek isterim. Banka sirküleri mucibince | bütün muharrerata çift imza atılırdı. | Ancak bu imzalardan biri o işin mev- | zuu ile meşgul olanın imzası İse di- geri çift imza formalitesinin itmamı garuretile yapılırdı. Yoksa bu gibi muharreratın kendi servisine taallük etmiyen imza sahibi tarafından dos- yaları üzerinde inceden inceye ted- kik edilmesi imkânsızdır ve usulden değildir. Vazifemi suiistimal etmedim Bu hususta icap eden dikkat ve ih- timamı göstermemişim deniliyor, Bir kere bu iş benim vazifem değildi. Sonra, hukuk müşavirinden şifahi te- minat almak suretile uluorta hars- ket etmediğimi ve dikkatimi göster. miş bulunduğumu teyid etmiş bulu- nuyorum. Aksi takdirde itimadı or tadan kaldırmak ve bütün muamele- leri bizzat yapmak lâzimgelirdi. Bu da maddeten gayri kabildir ve ban- ka kanununun vazife teksimine mü- haliftir. Hiç bir kasde makrun ol maksızın bir tesadüf eseri olarak ve itimad salkile hadis olan bu hartke- | müşaviri İsmail Maznunlar mahkemede mal etmekle münasebeti yoktur. Reddederim. Tahir Kevkep, raporu bana getir di, havale ettim ve eski tarihini söy- ledi, ben de o tarihi yazdım. Bunu iti- mada istinaden yaptım. İkinci re porda Sadun Galip ve Tahir Kevke- bin havalelerini gördüğümü hatırla muyorum, B. İsmail İsanın ifadesi Bundan sonta Denizbank hukuk İsanın sorgusuna geçildi. İsmail İsa, reisin muhtelif Suailerinş cevap vererek ezcümle de- di ki: — Satye İşi cereyan ettiği sırada ben Ankarada idim. Hususi bir iş İ için gitmiştim. Bu meyanda banka- yü da uğradım. Umum müdür Yu- suf Ziya Önişle görüştüm, Umum müdür bana Satye işinden bahsederek Nafia Vekâletinden İkti. sad Vekâletine gelmiş ve oradan da | Denizbanka gönderilmiş bir mektup gösterdi. Mektupta Satye binasının alım muamelesinin ne safhada oldu- gu soruluyordu. Burada, linde bir fıkra vardı, Umum müdür vaziyeti anlatarak İktisad Vekâleti- nin mektubunu da okudu ve düşün- cemi sordu. Ben gerek bunu, gerek umum müdürün verdiği malümatı düşünerek kendisine dedim ki: «Ban- kanın bu kadür menfasti mevzuu bahsolduğuna göre bundan sarfı ha- zar etmek doğru olmadığını sanırım. Taraflar arasında bu iş de mektup- larla tekemmül etmiş olduğuna göre bankanın verdiği sözden ve İmzasın- dan rücuu doğru değildir.» İmzam altında vereceğim ce- vap dabu idi Umunı müdür bunu bana şifahen değil, tahriri olarak resmen de sor- muş olsaydı kendisine imzâm altın- dr vereceğim cevap: «Milli bankalar gibi müesseselerin oİmzelarına hür. metkâr olmalârı zaruri ve tabildir» demek olacaktı. Kanunu medeni yar nında, tabedilmemiş bir kanun da- ha vardır ki, bu da kanunu ahlâklır, İmzasına riayet etmiyen bir ferdi dahi halk hiç bir itimada lâyık gör- mez. Hele, Denizbank gibi devleti temsii eden 55 milyon lira sermayeli ve yalnız Türkiye değil, cihan iktisa- diyatı müvâcehesinde teşekkül etmiş olan bir müessese elbette imzasına riayet etmeli İdi ki, lâyık olduğu em- niyeti temin edebilsin. Umum müdür Yusuf Ziya, bu iş- den dolayı Nafia Vekilinin kendileri- ne gücenip gücenmiyeceğinden bah- setmedi. Bahselseydi dahi gene ay- ni cevabı verecektim. Vekâlete yazılan mektup Bu hasbihalden sonra; «O halde bu mektuba bir cevap yazsan,» dedi. O tarihte hentiz ferağ muamelesi yapıl- mamıştı. Bir müsvedde yaptım. Fe. rağ kısmından bahsetmedim, Bunu okuyan müdür pek beğenmedi, O za- man kendisine dedim ki: «Mektup on gün teahhurla İktisad Vekâletinden binadan | mümkünse sarfı nazar edilmesi şek- | mektubu Iktsad Vekâletinde on gün kalmıştır. Siz, Ankarada bulunduğu- nuz için bugün aldınız, İstanbulda olsaydınız daha iki gün sonra ala caktınız. O halde cevap için vaktimiz vardır. İstanbulda arkadaşlarla gö- rüşelim, icabı veçhile cevap verelim. İsticale mahal yoktur.» | Ben İstanbula döndüm, bilâhare kendileri geldiler, ferağ yapıldı. Bir | veya iki gün sonra Sadun Galip ayni müsveddeyi bana getirdi. «Sen baş | lamışsın, sen bitir.» dedi, Mektubun birinci kısmına aid esbabı mucibede tadil edecek bir şeyim yoktu. O kıs- mı zaten fikir olarak umum müdür- den almıştım. İkinci kısmını ihtiva eden fıkraları ilâve ettim ki, buda 4, 5 tarihli mektupların gösterdiği hukuki vaziyet ve rarın İcrasıdır. Bunları da ayni müsveddenin altına, Arap harflerile ilâve ettim ve Sadun Gealibe verdim. Bi AZ n mekt sinde; fWlİ tasarruf diye vardır. Bu fıkraya tak 5 müfettişlerin binayı işgal mân verdiklerini anladım. Halbuki, m tubun yukarı kısmında yazıldığı | veçhile mukavele ile iştira edildiği ya, | zılı idi, O zaman binanın içinde bulunan muhtelif müesseseler bizim kiracı. | muz idiler, Karar akdinin vukulyle | mütebaki zamana âid icar bedelini bize aid olması da pek tabii idi deli icar da bankaya tevdi edilmiş, binaenaleyh filli tasarruf Yı olmuş- tur, Ferağ muamelesi nasıl oldu? İkinci kısma gelince; Satyenin fe - rağ muamelesinde hâzır bulunmam sönylendi, Gittim, ferağ için imza ver- mek üzere umum müdürle Tahir Key. kebin isimleri yazılmıştı, Ben Tahir Kevkeble Hamdi Eminin imzalarını kâfi gördüm, Hamdi Emini bizzat ben çağırdım, Bu hadisede mevzuu- bahis olan bir de formül vardır, Bu, hasit bir hadiseyi hukukiyeden başkâ birşey değildir. Bunun kim tarafından, ne suretle hazırlanmış olduğunu bilmem, For- mül bankanın, denizden dolına ma- halle ald hakkını her itibarla kâfll olduğu için üstünde fazla durmadım. Tapu kanunu, denizden dolma ma- halli ancak doldurana verir. Bugün de bu kısma başka kimsenin tasarruf etmesine kanunen imkân yoktur. İkinci mektubu kim yazmış? Birinci mektup benim servisime havale edilmişti. Sadun Galibe yar- dım için yazmıştım. İkinci mektup servislme alddi. Bunu arkadaşım Emin AN yazmıştı. Bundan tevellüd eden bir mesuliyet varsa şüphesiz ki bana niddir, Emin Âlinin yazmış ol. duğunu, bütün hakikatleri ortaya koymak için söylüyorum. Mektupta yalnız bedeli icar üzerinde durulu- yordu. Bedeli icar, zannediyorum ki Tahir Kevkepten (9000) lira olmak Üzere işitmiştim. Bir hesap hatası Bunu Emin Âliye söylemiştim. Bu timin vezileyi sullstimal ve hattâ ih- | bize gelmiştir. Nafia Vekâletinin | rakam, bundan doğmuştur ve bir he- sap hatasıdır. Şüphe yok ki banka dan Vekâlete daha evvel verilen her hangi bir mektup bedeli icarın mikta- rını da gös ol ab e Eğer Vekâletten Ssorulmuşsa cevap verilmiştir. Bu mektup bedeli icarı tebarüz ettirmek için yazılı dir. Bu itibarle buradaki rakar mânasile bi ap hatasıdır. Bu; kü kanunlarımız hesap hatalarının mahkeme ilâmlarında bile tashihini kabul ettiğine göre mektup Üzerinde- ki hatayı da tabii göreceği şüphesiz- dir. Satye işinin bana taallüku olan başka bir kısmını hatırlamıyorum Mübayaa usulü Salye binasının alım ve satım İşin- de benimle hiç bir müzakere, mi vere yapılmamıştır. Denizbank kanu- nuna göre bankaya lâzım olan yerler istimlâk ile almır. Satye binasının pazarlık veya istimlâk suret masi hakkında benim tarafımdı rilmiş bir mütalâa yoktur. olsaydı, kendilerin vap; «İstimlâk olacaktı. Ankarada Nafia Vekilile görü Bana sordu, verdiğim cevapta, Deniz- bank umum müdürüne milyonlarca liralık mübayaa yapmak salâhiyetini veren Denizbank kar i, bina istimlâk mecburiye nur re tahmil etmez, dedim. Der kanununun 21 ir ri menkuüllerin isti o kanuna gö bulunmuş: vereceğim Ce secburiyeti yoktur» Satye ıyan ve bana dise olduğuna mevzuubahis caiz değildir. Kendi kanaatime göre; istimlâkin Denizbank için mecburi olmadığına kaniim, inanın deniz kısmında ve doldurmakla mey sım hakkında taahh me formü. lünü 'Tahir Kevkeb bana getirdi, ted. kik menfaatine uy- gun gördüğüm iç az etmedi Tahliye talebleri reddedildi İsmail İsanın evabı bitmiş at üç buçuğa Ta geçmiş olduğu için reis, celser tati- lini muvafık gi Bu- nun i Ziya Önişin vekil Söz alarak — Geçen celsede mev nizin kefaletle t göre bulunan lana getirilen kı sa ine m birakılmıştı. He N rn isticvapları tamamlan, EZ nın ikmali bizim tahliy sı için gece yarısına kadar devam dedi, Mahkeme icabını düşündü ve iddi makamının da talebi üzerine saatinin geçmiş ve geride dâha him ve müstacel davalar da bu- lunmasına göre duru la devam imkân gi dan bizzarure muh ittifakla ve evvelce ti miş olan Yusuf Ziya Kevkep ve Neşet Kasımgil nan suçların nevi ve veci ne ve henüz son tahkikatın mebadi- sinde bulunmasına binaen tahliye ta leblerinin reddine z rildiğini bildirerek muhakemeyi ge- lecek ayın on dördüncü gününe bi raktı. mesai iş olduğum $ nenin talikine $ TRAİN BİR. OTOMOBİL PDY YİLAN UN Ne AY LE İL İY Lİ Yimtaz 8. isi lm