Güneş banyosu yapmadan cild nasıl karartılır? Yazın deniz ve güpeş banyosu yap- mak, cildi yanmaktan kapkâra et- mek son senelerde moda ve fdeğ bükmünü almıştır. Fakat bir çok kimselere deniz ve güneş dokunduğu için zarasız bir surette kararmanın çareleri araştırılmıştır. Yazın insanı esmerleten yâlnıs güneş değildir. Rüzgâr, bilhassa de- nizden esen rüzgârlar güneş kadar, belki de daha fazla cildi karartır. Gülgtde otururken esen ilik bir rüzgârın vücuda masaj yaptığı, kuv- vetlendirdiği ve banyosunun tehli- kesi olmadan cildi yaktığı tedkik ne- ticesi anlaşılmıştır. Deniz ve güneş banyolarından is- tifade edildiği gibi rüzgârdan da bil- hassa yüksek ormanlık yerlerde is- tifade etmek, rüzgâr, daha doğrusu hava banyosu yapmak modası bâşle- rfştar. Dikkatle yapılan ve lâzım olduğu kadar durulan rüzgâr banyosu fev- kalâde faydalıdır, sıhhidir. Kışta nezleye karşı sigortadır. Ilık bir rüz- gürn vücude verdiği zindelik şayanı hayrettir. Yalnız rütubetli havalar- da yahut serin hissini veren rüzgâr- da durmak faydadan fazla zarar verir. Rüzgâr banyosunda tıpkı güneş banyosu gibi vücude ve yüze, krem, yağ sürmek itap eder. Yağlı vücudla cild daha çabuk ka- rTarır, çatlamaz ve kalınlaşmaz. Daima rüzgâra maruz kâlan bah- Tiyelilerin ve açık otomobil kulla nanların cildleri esmer ve sert olduğu nazarı itibara almarak cildin yağ- Janması düşünülmüştür. Bu rüzgâr banyosunu sayfiyede evin gölgelik bahçesinde mayo, ya- but rüzgürn kolayca İşliyebileceği 'bol ve ince elbiseler giyerek tatbik et- mek mümkündür. Saçları kuvvetlendirmek için Bu mevsim dökülen sâçları kuvvet- Jendirmek İçin şu ilâçla iriksiyon ya- pılırsa faydası görülür. Ayni mikdar kKâfurulu ispirto, zhum ve hindyağı karışlırarak şişe- Yi güzelce çalkaladıktan sonra kul Janmalı, saç köklerine iyice masaj yapmalıdır. Tefrika Tefrika No. 46 — Vallahi değil... Annem gibi se- Çok geçmeden işlenen cürmün © mükâfatı elde edildi. Vehbi, Sultan- Mahmuddanberi biriken servetin en kaymaklı, en lezzetli yerine sinek gi- bi kondu, Artık paraların başında Mihrinur hanımefendi bulunup kon- trol edemediği için, karısını istediği gibi oynatmak, aldatmak mümkün. dü. Çok müşkülât çekmeden bunda muvaffak oldu. Cinayet üzerinden sekiz gün geç- “ mişti ki, Vehbi, şeriki cürmü doktor Kadri Ahmede, hakkettiği yirmi bin rayı ödedi. Şimdi artık hekim, ken- dişine tevdi edilen ve çocuklara ald bulunan paraların da sahibiydi. On- © arı kendisinden kimse alamazdı. Bun dan sonra artık yalnız hesap vereceği merci, vicdanıydı. (Eğer oda varsa...) Maamafih hiç de yok denemez. Ken- © di vasıtasile bakıcıya verilen çocuk $çin üç yüz lira kadar bir para ayır- “dı. Onu götürüp teslim etti. — Yavrunun ânnesi babası öldü. | NN bundan sonra birşey slamazsı. | 1 — Yeşil ince yünlüden olan bu Denize girerken dudaklara | İHirtli li bisküisi Ts vazelin sürmeli Denize girilince tuzlu su dudakları kurutur ve çatlamasına sebep olur. Dudakların parlak, canlı olması ve çatlamaması İçin denize girerken ha- fif bir tabaka vazelin sürmek çok faydalıdır. Tarakları nasıl temizlemeli Saç taraklarını sık sık temizlemek icap edre. Sabunlu su ile temizleme sl biraz güçtür. Gayet çabuk temiz- yen bir usul, benzine batırılmış bir pamukla silmektir. Benzinli pamuğu tarağın dişleri arasına sokarak silmelidir. Benzin kirleri erittiği için tarak çabuk te- mizlenir. Pamuğu bir kaç defa değiş- tlrmek şarttır. SEVİLEN KADIN Nakleden : (Vâ - Nü) niz görüp göreceğiniz budur. İdare edin!. diye haber bıraktı, Öteki çocuğa da ayni miktarı gön- derdi. Demek ki, muazzam servetin varisi olmak icap eden iki kızdan birinin mu- kadderatı biri fakir köylü kadına, öte- kinin istikbali de Ayvalık civarında sarhoş bir herifin Rum olan zevcesine Biribirlerini hayatta acaba görecek miydiler? #. Aradan seneler geçti. Beyoğlu caddesindeyiz. Burada mu azzam bir terzihanenin tabelâsı görü- nüyor. Ankara otomobilleri, hususi İs- tanbul otomobilleri burada duruyor. İçlerinden şik şık hanımlar iniyor. Bel Yi ki müessesenin vaziyeti çok iyi, Bir kocaman atelyede pek çok kız- lar çalışmakta. Diğer kısım ise şık sr- Tonlar halinde. Müşteriler buraya ka- bul ediliyorlar. Esmer güzeli bir kadın ev sahibeliği vazifesini yapıyor. Ba muteber bayanların provasile meşgul. Kendisi, meşhur makastardır. “elbisenin jilesi, reverleri ve kol ka- pükları ensiz Valânsiyen danteli ile süslenmiştir. 2 — Şarabi ipekli elbise. Yaka, kol kapakları, cep ve eteklerinin etrafı krem rengi dantelle 100 gram un, 100 gram tereyağı, 100 gram rendelenmiş gravyera pey- niri, 3 yumurta, bir tatlı kaşığı do- Tusu hardal almalı. Yağı vurarak be- yazlatmalı, içerisine yumurtaları, hardalı, peyniri ve en sonra unu âla- rak bir hamür tutmalı. Merdane ile açarak iki parmak eninde müstatillere kesmeli. Tepsiye dizmeli, üzerine bir yumurtanın sa- namı sürdükten sonra fırında pişir- meli, Bu bisküller pişerken sık sık bak- malı, üzerleri koyu pembe olmama- hıdır. Tuzlu ve hardallı olan bu biskütler bira ve koktely ile Fkram edilebilir. Bir mebusun karısını selâmetledik. ten sonra, kolunda prova edilmiş bir elbiseyle duran on beş, on altı yaşla. rındaki sarışın bri terzi kızının yana- ğını okşadı: — Aferin sana evlâdım... Becerece- ğini ummazdım... Mükemmel yapmış- sın... Cidden istidadın var... Herhalde hayatta muvaffak olacaksın. Genç kiz başını kaldırdı. Güzel iri gözlerini makastara çevirerek, gülün» sedi ve teşekkür etti, Üzerlerine elbi- seler geçirilmiş mankenlere yaklaştı- lar. Daha yaşlı ve esmeri; — Biz gidiyoruz. Siz kalacak mi- #ınz? - diye sordu. Genç işçi kızı içini çekti. — Maalesef, evet efendim. — Üzerinize aldığınız işler bitmedi demek? — Gece yarısına kadar da bitmiye. cek. — Aman, kızım! Verdiğimiz sözde mahcup olmıyalım. Yarın sabaha her şey hazir olmalı. — Biliyorum. — Öyle bir mevsimdeyiz ki, başımızı kaşıyacak zamanımız yok, Fakat şu yılbaşını atlatırsak ötesi selâmettir. Sarışın kız cevap vermedi. Bir iskemleye oturdu. Eline işini ak dı. Çalışmağa başladı. Gayet zayıf, na- hif, çelimsizdi. Yüzü hasta denecek #0- İukluktaydı. Koyu mavi gözleri, ince 3 — Lâcivert ince Jersey elbise. Jilesi ve kol kapakları dantelden yâ- Ir, 4 — Siyah krep marokenden eibi- se, Jilesi ve kolları okr rengi dantel i den yapılmıştır. Fırında pişen etler Fırında pişirilen etlerin, tavukle- rn kuru olmaması için et fırına ko- nulduğu zaman ayrı bir küçük kap içinde biraz su da koymalıdır. Su- yün buharı eti yumuşatır ve yanma- sna mâniolur.., > Yüzün BET dini hhati Fazla sıcaklarda yüzün cildine her, zamandan fazla itina etmek icap eder. Cildin terütaze kalması için her sabah yüz yıkandıktan sonra her bângi bir meyva (şeftali, armud, ka- vur, üzüm) almalı, suyunu yüze sürmelidir. On dakika bir çeyrek saat sonra bir pamuğu süte batırarak yüzü sil- ! meli ve nihayet ılık göl suyu İle yi- kamalıdır. Sebzelerden hiyar ve domates su- İ yu meyva yerine kullanılabilir. bututlu çehresinin ortasında iki iri me- nekşe gibi duruyordu. Muntazam alnı Üzerinden saçları çılgın lüleler halin- de kıvrılıyordu. Orta boyluydu. Bir saz gibi ince in- tibamı veriyordu. Bilhassa bıraktığı intiba, iyi ahlâklı, tatlı bir kız oluşuy- du, Yaşlıca ve esmeri ise, bi müthakkim, hem haşince Bu hali belki müessesede üzerine'aldı- ği vazifenin tesirile idi. Zira daima ku- manda etmeğe, sözünü dinletmeğe, bu kadar ameleyi idare etmeğe mecbur- du. Herkes, sevmekten ziyade ondan çekinirdi. Otuz beş yaşlarındaydı. Fa- kat mağrur hali, kırmızı dudakları, siyah gözleri hiç bir yorgunluk ifşa et. miyor; bu kadını daha genç gösteri. yordü. Zarif, kibar bir hali vardı. Arn- larında yaşadığı işçi kızlarından ziya- de dramlarda oynuyan haile artistleri- ne benziyordu. Herhalde mazisinde bazı garip hâ- diseler olacak... Acaba niçin genç kı: zın başında böyle duruyor, onunla faz- la alâkadar oluyor?... Baştan aşağıya kadar işçisini gözlerile muayene edi- yor. Nihayet söylemek kararını vermiş | gibi: — Suzan! - dedi. - Bu geç santte eve yalnız dönmek size güç gelmiyor mu? Kız içini çekti: — Hem de uzakta oturuyorum, — Biliyarum... Geçtiğiniz yerler ten- İ ! İ İ Moda haberleri * Yalnız etekle bluz giyildiği zaman bluz gayet süslü ve kwwa Dir tünik gibi eteğin üzerine giyi- iyor. Tayörle giyilince sade ve ete- ğin içine giyitmektedir. A Kurdele, galon, el işlemesi el- biselerin garnitirlerinde çok kul- lanılıyor. * Kristalden yapılmış çiçekler tayör reverine takılıyor. 4 Tül üzerine kadife aplikasyon çok kullanılıyor. * Şapkaları tutmak için bir >. manlar kullanılan şapka iğneleri gene moda olmuştur. X Gece tuvaleti ile saçlara çiçek, elmas ve bilhassa yüksek tüyler takmak çok revaçtadır. # Bu tuvaletle elde ayni renk muslin veya dantelden büyük bir mendil ile yelpaze tutmak modâ- der. i Tülünden sararan dişler Kadıköy, Erdoğan: 1 — Tütün dişlerini- .zl sarartmış ise haftada bir dişlerinizi (der gün sildiğiniz diş patından başka) kâfurulu tebeşir tozuna batınlmış fırça Me fırçalayınız ve ağzınızı bir tatlı kaşığı oksijenli su ilâve edilmiş bir bardak ilik #ü ile çalkalıyarak gargara ediniz. 2 — Kadınların sürdükleri lâvantaları erkeklerin kullaması doğru değildir. Li- mon çiçeği veya lâvanla çiçeği kokulu kolonya kullammak en doğrudur. 3 — Erkekler tırnakları için renkli ver- nik kullanmazlar, Ancak tırnak parlatan bir te, ya pat sürerek polisuar ile par- latabilirsiniz. 4 — Göz altlarında" hasıl oları torba gi- bi şişler vücudünüzüde bir rahatessiik Gi- duğunu anlatıyor. Fazla yorgunluktan eri gelmiyorm idrar tahlil ettirip bir doktora müracaat ediniz. Çöven ie elbise nasıl temizlenir? Büyükada, N.: Çöven suyu ile elbise- leri temizlemek kolaydır. Attardan alınan beş on kuruşluk çöveni râ taksim etmeli, Tencereye su doldurarak içine çöven parçaların at- malı ve ateşte bir saat kaynatmalı. Temizlenecek elbise kalın kumaştan ve koyu renk ise çövenli su sıcak iken süz dükten sonra içine sokup çitileyiniz. Te- miz çalkalayıp sıkmadan gölgeye asınız. “Temizlenecek elbise açık renk ire çö- veni soğumağa bırakınız, On iki saat son- ra sürünüz ve yıkanacak elbiseyi ayni surette yıkayınız. Elbisenin renginin solmaması için yi- kandıktan sonra Son çalkalanan su içe- risine elbise yeşil renkt. beş kaşık amonyak, mavi veya mu xe ise beş kaşık sirke, kırmızı, pembe ise beş kaşık Mmon suyu karıştırınız. Elbise daha nemli iken tersinden ütü- lenmelidir. ha... Maazallah başımza bir İş gelme- se, bir münasebetsizlik olmasa bari... — Ne yapâlım? Mecburiyet... — Beyoğlu taraflarında bir oda tut- sanız. — Babam istemiyor. — Sebebi? — Şayed evden aynılırsam kendi- lerine muaveneti keserim sunuyor. — Eninde de sonunda da ayrılmanız lâzım gelecek zira böyle geç vakıt bu kadar uzun yollara gitmeğe dayana- mıyacaksınız, Hemşireniz hasta mi? Gelmiyor. — Maalesef verem, Yukarda tarif ettiğimiz esmer Ve dın, Vehbinin metresi Sezadı: — Sefahat yüzünden kendini mah» veden bir kız! - dedi. - Suzan, müteessir, başını eğdi: — Evet, kabahatları vradı amma, pek pahalı ödüyor. — Hastalığı ağır m? — Doktor diyor ki, senatoryoma kak dırmalı imiş... Havyarlar, tereyağ'arı taze yumurtalar, biflekler yedir..eti imiş... Yapamıyacağımız şeyler. — Para meselesi, deği! mi? — Tabii değil mi ef! “ -— Bir odada mi yatiy« — Hem 'de bir yatakta, — Ya... O veremli kızla. Suzan ikinci defa olarak hayat kındaki felsefesini tekrarladı: (Arkas © «Öyle mi? sk 3