Izmir fuarının açılış merasimin- den bir kaç intiba 7 — Ticaret Vekili fuarm kurdelâsını kesiyor, 8 — Ticaret Vekili ile fuarın açılış töreninde bulunan ecnebi serifler, 9 — İzmir fuarına giden Romanya sefiri, 10 — Fuarın açılışmân bulunan mebaslardan ve davetlilerden bir grup, Ji — Ticaret Vekili açık tiyatrayu tedkik ediyor, 43 — Puardan bir manzara MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. 'Tefrika No. 87 1911 Nisanında Keşof, Venizelosun tedafüi ittifak teklifini Rumelide asayiş tekerrür etmiş de. | Dahiliye Nazırı Hacı Adil beyin Ma- kodonya ve Arnavutlukta yapılacak 18- lahatı kararlaştırmak üzere Harbiye, Adliye, Nafha, Maarif Nezaretlerinden yanma terfik olunan memurlar ve jandarma umumi müfettişi general Baumann İle birlikte yaptığı seya- hat Balkanlıları tatmin edememişti Komiteler, çeteler hemen eskisi gibi faaliyette bulunuyorlardı. Bulgarlar arasında (Kırmızı kardeş- ler) ünvanile yeni bir ihtilâl cemiye- ti teşkil olunmuştu. Bu cemiyet be- yannamesinde: (Hüriyet ve terakki namına Balkan ihtilâl bayrağını açıyoruz. Teğhişe tedhiş ile, şiddete şiddetle cevap vere- ceğiz. Reaksiyon kuvvetlerine karşı ih- tilâlin kanlı ve keskin kılıcını kaldı- Tacağız. Vatandaşlar ve ihtilâlciler! Bu bayrak etrafında toplanınız! Selâmete isal edecek olan mukaddes bayrak ancak odur!) diyordu. Makedonyada Abdülhamid zama- nında tekarrür eden Avrupa &ondo- minyomuüna nihayet veren Meşruti. yet inkılâbından sonra da Makedon- ya cemaatlerinde nazarlar Bulgaris- tana, Yunanistana, Sırbistana tevec cükten hali kalmamıştı. Ahval ve şernitin inkişafı Makedon- ya hıristiyanlarına olsun, Makedonya- yı ihata eden Balkan hükümetlerine olsun artık bu kıtanın bu hükümetler- den yalnız birisi tarafından yutul- masma imkân olamayacağını göste- riyordu. Bu halde müşterek hareke: sarüri oluyordu. Fakat bu müşterek hareket için ev- velâ Makedonya unsurları srasnda şariş kaynağı sayılan kilise ve mektep ihtilâflarını ortadan kaldırmak lâzım. dı. Bunun için de bu işleri idare eden ruhani reisler arasında bir anlaşma husulü zaruri idi. Bir taraftan Rum patrikhanesile Bulgar eksarhanesi aralarında bir #tilâfa varmak için müzakerelere gi- rişmeden hükümeti tazyik emelile bu kilise ve mektep işlerinin ıslahı için müracaatlarda bulunuyorlardı; diğer taraftan Sofyada padişahlar tarahın- dan verilmiş fermanlar, Avrupa devlet- lerile aktedilmiş mushedeler İle hıris- tiyan cemaatlere, bu cemaatlerin kili selerine, mektuplarına dair verilmiş imtiyazları müdafaa eylemek ve bit sistem dahilinde protestolarda bulu- nabilmek üzere birleşme imkânları ted- kik ve münakaşa ediliyordu Osmanlı hükümeti bu ihtilâfları hal le müsald bir kanun tanzim ve nejş- retti, Buna göre hükümet mevcut ki- Mse ve mektepler ekseriyeti teşkil eden cemaata tahsis edilmek yüzünden ki- Msesiz ve mektepsiz kalacak cemaat. lere devlet bütçesinden yardımlar te. min etti. Hükümetin hüsnüniyetini gösteren ve Abdülhamid siyasetinin taban ta- bana zıddı olan bu kanun netice iti- barile bu ihtilâfları teskin ve hal yo- Tunda Makedonya cemaatlerine ve bu cemaatleri takviye eden civar Balkan hükümetlerine Osmanlı devleti aley- hine pek kuvvetli bir anlaşma işaret- çisi makamına geçti. 1911 nisanında Venizelos Keşofe pek gizli bir surette bir tedafüi ittifak tek- MI etti, (1) Bu ittifak Türkiyede hıris- tiyanlara aid imtiyazların müdafaa. sile kalmıyacak, muahedede âkidlerden birine bir taarruz vukuunda tutulacak hattı hareket dahi nazarı dikkate alı- nacaktı. Bu teklif cevapsız kaldı. Çünkü bu srada Girid işleri Yuna- nistanı Osmanlı devletile bir harbe sürükliyebilirdi. Bulgaristan ise bu- na iştirak etmek istemiyordu Balkan devletlerinin Makedonyada mülken genişleme emellerini tatmin edebilmeleri tabi! yalnız kilise ve mek- tep ihtilâflerinin hallile mümkün ola- mıyacaktı. Makedonya arazisinin ara- larında taksim edilebilmesi için dört Balkanlının -Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Karadağ- Türkleri Ru- meliden sürüp çıkarmak üzere el ele vermeleri lâzım geliyordu. Türkü Rumeliden sürüp çıkarmak! reddetti Bulgarın, Sırbın, Yunanlının Gelibe- Tu fethinden, Sırpsındığı muharebe- sindenberi beş buçuk asırlık emelleri idi bu! Osmanlı devletinin dahilde başlı yaset usulü tabiiyeti altına giren £ ri müsllmlerin dini ve sosyal organizâs- yanlarını muha: etmek olmuştur. Bu ikinci halife Ömerülfarukun K düsü zaplındanberi İslâm devletleri İçin bir anane halinde devam eylemiş» tir. Osmanlı hükümetinin bu siyaseti Fatih sultan Mehmedin İstanbulu fet- hinden bir sene sonra kati bir taazzuv halini almıştır. İstanbul ortodoks patrikliğini yeni- den ihdas etmiş ve patriklik makar na dini imtiyazlardan başka sosyal ve adli haklar dahi tanımış olmasıt dolayı Fatih daimş tahtie edilir. Yalnız bu tabtiede düşüniülmiyen bir nokta vardır; Malümdür ki, İstanbulun zabtı s- ralarında Bizans imparatorluğunun garbin yardımına mazhar olabilm için ortodaks sesi katolik kilisi anlaşmak, birleşmek mecburiyetini hissetmekte idi. İstanbul ortadoks patrikliği mülga değildi; ancak'dini ihtilâflar, karışık- lıklar yüzünden 1450 denberi dört se- ne münhal kalmıştı. (2) an Katolik kilisesile anlaşma teşebbüs- leri üzerine ortodoksların katolikilğe iltihakını ve ithalini temin eylemek memuriyetile Kardina! İzidor 1452 de İstanbula gelmişti. Ortodoksluğu mu- hafazaya taraftar olanlar Pandokrator manastırını kendilerine merkez ittihaz eylemişlerdi. Ancak bu kilise mücadelesinde gale- benin katoliklikte kalacağı muhakkak görünüyordu. Vakıâ Kardinal İzidor feth günü (29 mayıs 1458) İstanbuldan savuşmüuş- tu; amma İstanbulun hıristiyanla” elinden nezinden sonra eğer'Fatih vr- todokslara 1454 de bir patrik nasbet- memiş olsaydı dinen başsız kalacak or« todokslar t&mâmen papaya tâbi ola- cak ve onun ruhani idaresini kati ve umumi olarak kabulde müztar kala- caklardı. Osmanlı idaresindeki hıristiy ekseriyetini teşkil eden ortodokslar büyüğü olarak papayı tanıyınca ve or- todoksluk ortadan kalkınca hıristi- yanlık âleminde hâsıl olâcak vahdet Osmanlı - Müslüman * atı için daima tehdidkâr ve büyük tehlike ;3- tirici unsur olacaktı. Papa şarkta disine tâbi bi hıristiyanları hin ye için haçlı orduları teşkili yolunda yapacağı teşviklerde istinad edecek pek kuvvetli sebepler bulacaktı Fatih İstanbul patrikliğini ihya ile ortodoksların katolikleri rine mâni oldu. birleşmeli- (Arkası var) Emekli albay Süleyman Fehmi Tunç dan aldığım bir mektupta 78 numarah tefrikada o Manastırdan bazı zabitlerin Niyazi beyi taklid etmesi ve Dahiliye Na- sırı Hacı Adil beyin Arnavutluk seyahati hakkında, bu seyahat esnasında Nazırın yanında bulunmuş olan erkânı harp Ma- Mi Recai beyden naklen şu izahat veri- Miyor: (Seyahatte Hacı Adil beye Fransız za- biti Polon - jandarma hizmetinde idi; mülarekede general olarak Fransız ordu- sile İstanbula gelmişti - ve bir İngiliz - Orevs; o samin Dahiliye Nezareti tefliş heyeti relsi - dahi refakat ediyorlardı. Pisrenden İşkodraya gidilirken erkâm harp Fevzi beyle - mareşal Fevzi Çak- mak - Pizren mutasamıfı Hasan Tosun bey de heyete iltihak eylemişlerdi Arnavutlar tarafından Hacı Adil beye iki yerde ateş edilmiştir. Bir defasında Karscadağdan geçildikten sonra o Vezir- köprüsünde ateş açan Kâzım Lika idi. İnsanca zaylat olmamış, yalnız bir hayvan vurulmuştur. Tayyar ve arkadaşları, Hacı Adil beyin İstanbula avdetinden sonra dağa çıktılar O zaman Manastırda kumandan bulu- nan Pethi paşa - Balkan harbinde Ma- nastırda şehld olmu gevşek davran- dığı için Üdeübe kal küpten getirilen Cavid yaka (1) Engudte dans les Balk: (2) J. Geden. Patriarhiki pinakes, 1884 senesine kadar patriklerin tercümei hâlleri,