POLİTİKA İspanyanın harici politikası müphem İspanyada üç sene devam ettikten sonra dahili harb tamamile zail olduğu ve en büyük komşusu Fransa, İngiltere ile beraber general Franco hükümetini taruyıp ahiren Fransadaki İspanyaya aid kırk beş ton altını da kendisine tes- Bim eylediği halde İspanyanın politikası istikrar bulmuş değildir. İspanya bir zaman kendisine tâbi cenubi Amerikanın halkları konuşan hükümetlerile sıkı münasebatta bulunmağa çalışıyor. Bu maksad ile bu hükümetlerin en mühimmi Arjantinin nezdine dahili harpte Endü- Jüsü zapt ederek milliyetçilerin davamna büyük hizmet gösteren general Gucipe de Ulanoyu büyük elçi tayin etmiştir. Fakat diğer taraftan son in- kılâbın en büyük âmillerinden birinin İspanyadan uzaklaştırılması yeni #ejim hakkında fikir ihtilâfı olduğuna alâmet telâkki edilmiştir. Yeni İspanyanın başında bulunanlar dahili harbin yaralarını kapatmak için uzun sulha ihtiyaç olduğunu söylüyorlar, Fakat diğer taraftan esaslı müdafaa ve harb hazırlıkları yapıyorlar, Üç buçuk asır evel İngilterenin eline geçen Cebelüttarığın Ispanyaya iadesini isteyen sesler yükseliyor. Şimali Fasta yeni askeri taksimat mucibince iki kolordu bulundurulması kararlaştırılmıştır. Bu tedbir Fransızlar tarafından orta ve cenubi Fas ve Cezair için bir tehdid sayılmaktadır. Fransız menabiinden gelen son telgraf. lara göre şimdi de general Franco Pirene hududunda geniş mikyasta tahki- mat başlamıştır. Bugüne kadar gerek Fransa gerek İspanya bu hududun tahkimine lüzum görmemekte idiler, Bundan başka Fransa hudu- duna doğru bir çok sevkülceyş yolları inşa edilmektedir. İspanyadan gönde- rilen askeri ve bahri erkânıharbiye heyetleri de Almanyada ve İtalyada as- keri müzakerelerde bulunuyorlar. Bütün bu faaliytler yeni İspanyanm ha- rici politikasındaki müphemliği arttırıyor. AKŞAM Devlet matbaası| Maliye tayinleri (1,800,000 liraya mal olacak | Beş memur vekâletin emrine Devlet matbaası projesi için alındı, üç avukatın istifası birmüsabaka açılacak kabul edildi Ankara 5 (Telefonla) — Geçen sene ka- Ankara 5 (Akşam) — Temmuzun son bul edilmiş olan bir kanunla, masrafları | iki haftası içinde Maliye Vekâletince gö- umumi müvazeneden temin olunan maf | rülen Yüzüm üzerine beş memur Vekâlet baslardan genel kurmay harita umum | emrine alınmış, üç hazine avukatınm İs- müdürlüğü ve Deniz matbaaları hariç ol- | tifası kabul olunmuş, on Üç maliye me- mak üzere bilümum askeri matbenların | murunun da osaletleri tasdik kılınmıştır. (Askeri matbaa) ve bunların dışında ka- | Bunlurdan başka iki memur da sin tah- Jan mağbaalardan Büyük Millet Meclisi, | didine tâbi tutularak tekaüöde sevk edil- dp ve Damga matbaalarından gay- | miştir. inin de (Devlet matbaası) namı altın- ii da Ankarada kurulacak iki büyük ve mo- İşten el çektirilenler dem mafbaada (birleştirilmesi tekarrür Görülen lüzum üzerine Vekâlet emrine alınan maliye memurları şunlardır: etmiştir. Seyban varidat kontrol memuru B. Os- Alikadar makamlar, bu kanun muci- bince kurulacak olan Devlet matbaasının büyüklüğünü tesbit maksadile tedkiklere girişmişlerdir. Bu tediiklere esas olmak Üzere resmi dairelerin seneyi tabi masraf ve ihtiyaçları ayrı ayrı tesbit ettirilmek- tedir, Yapılan*ilk tahminlere göre, tertip, tabi, teolid ve kllşehaneyi ihtiva edecek olan Devlet matbassı I milyon 800 bin Mraya mal olacaktır. 3 Devlet matbaaları sitesi Maliye Vekâleti, Devlet matbaası için man Nuri Bayman, Seyhan mal müdürü B. Rüştü Eswn, Mili emlük müdürlüğü kontrolörü B. İhsan Fersizeloğlu, Demir- köy mal müdürü Ali Rıza Irok ve Urla mal müdürü Ali Rıza Özka, İstifaları kabul edilen hazine avukatları İstifaları kabul edilen hazine avukatları da şunlardır: İstanbul hazine avukatı B. Kimi Nazmi Dilman, İzmir hazine avukatı B. Salim Zer, Tarsus hazine avukatı Abdürrezsak Tekerek. Esaletleri tasdik edilen memurlar Aşağıda adları ve memuriyet ünvan- ları yazı olan memurlar da bulunduk- ları vazifelere esileten tayin edilmiş lerdir: mania yapılacak ilkveleri içine alabilecek | © Maliye müfektiş youavinlerinden B. Bur- erene bilhassa Mina | pan Ulutan, Kayra, Memduh Ay- târ, Yekta Teksel, Mill emlAk müdürlüğü mümeyyislerinden B. Osman Anıl, beşinci tümen omuhasebeciliği veznedarı Nuri ayni köyden Harun oğlu Hüseyin ol- duğu anlaşılmış, kendisi ertesi sabah baltası ile yakalanmıştır. Hâdise (16) yaşında Nazmiye is. minde bir kız yüzünden olmuştur, Kamyon çarptı Beşiktaş Akaretlerde Hakkının bö- rekçi dükkânında çıraklık yapan 19 yaşlarında Murad, bu sabah, Akaret- lerden geçerken 3560 plâka numaralı kamyonun sadmesine uğramış, vücü- « Turistik yollar inşaatını taahhüd etmiş olan Fransız şirketi, güzergüh- ları tesbit etmiş ve şimdi de yol inşaa. Yanda lâzım olan taşları, İzmir civarın» daki tag ocaklarında hazırlattırmağa . Taş ocaklarında hümmali etmekled | Seyahat notları: Orta Avrupaya doğru Belgraddan geçerken anladım ki Yugoslavlar sulh cephesinde bizimle beraberdir di ve bize yanımızdaki parayı yazmak üzere bir beyanname verdi Yazdık, | geri aldı. Bütün muamele bundan iba» ret kaldı. Halbuki sonradan öğrendik ki birçoklarını tepeden tırnağa kadar aramışlar. Ne de olsa bizim için çok iyi bir alâmet, Seferberlik ve hareket hali Bulga- ristanı geçtikten sonra tavsndı. Ne Yu. goslavyada ve nede Macaristanda, hattâ ne de en son vardığımız Berlin- de harbe, seferberliğe dair birşey gö- remezsiniz. Herkes izinini almış, sa- hillere, banyo şehirlerine gitmiş, geçen veya daha evvelki sene ne ile meşgul idise bu sene de ayni meşgalesine dal- mıştır. Maamafih bunları biz sonra konuşacağız. Şimdi asil Yugoslavya- dan bahsedelim. Yugoslavya benim kafamda son günlerin en mühim mevzularından bi, rini teşkil etmişti. Büyük küçük dev- letlerden birçoğunun vaziyeti sarihti, Macaristan veya Romanyanın vaziye- tinde gizli kapaklı bir nokta yoktur. Fakat acaba Yugoslavya ne düşünü. yor? Kalben hangi tarafa meyyaldır. Bunu bizzat halk ve münevverlerle konuşarak anlamak benim için daya. nılmaz bir merak olmuştu. Tren Belgradda bir müddet durdu. Bundan istifade ederek şehri gezdik. Benim 1915 de gördüğüm harap, yıkık mış, sahil evleri top mermilerile delik deşik olmuş Belgradın yerinde cidden fevkalâde denecek derecede güzel ve modern bir şehir meydana gelmişti. Birafı ormanlık, önü düzlük ve. Tuna ile çevrilmiş bu şehir nerde ise Peşte ve Viyana ile boy ölçüşecek, Bilâhare harb tazminatile yapıldığını öğrendi- Glark Gable bir hırsız yakaladı Tabanca ile tehdidine rağ- men hırsızı polise teslim etti Nevyorktan bildiriliyor: Sinema yıldızı Clark Gable sırtında ropdö- şambri, tuvaletini bitirdikten sonra giyinmek ve stüdyoya gitmek üzere odasına dönmüştü. Artist, kuafözün üzerine dağınık bir hâlde birakmış olduğu mücevheralını birer birer alı- yor ve duvarda gizli bir kasaya yer- leştiriyordu. Artist bu işlerle uğraşırken, arka- sında hafif bir gürültü duymuş, Ka- fasını çevirince eli tabancalı bir adam görmüştür. Hırsız artiste tehditkâr bir sesle: — Eller yukarı, diye haykırmışlır, nu açarak polise haber vermiştir. Bu hadise Clark Gable'nin kârısı Karol Lombard ile beraber, Holivut civarında San Ferando'da yaz mev- #imini geçirmek için ikamet ettikleri çiflikte cereyan etiniştir. Artisi soymağa teşebbüs eden haydud, işsiz bir bulaşık yıkayıcısı- dır. Haydud. polise verdiği İfadede M. Şevki Yazman gim yeni ve muhteşem köprüsü söyle- diğim bu iki şehirden hiç birisinde eşi bulunmuyacak kadar büyük ve güzel. Fakat ne bu Belgradın güzelliği, ne de şurada burada ras gelip konuştuğu muz Bosnalı müslümanlar, beni tat min edemedi. Tekrar istasyona dön- dük ve trene bindik. Maamafih Yugos. Javya, şirydi çok büyük. Belgraddan öteye de bir hayli devam ediyor. Onun için ümidimi kesmedim. Yemek vagonuna geçlik. Yerler do- lu. Tek olarak bir masada oturan zat- tan müsaade alarak biz de yanına 0- turduk. Masa komşumuz önündeki bir riyaziye kitabından çıkardığı düstur- Jar ile bir sürü hesaplar yapıp duru- yordu. Benim arkadaşımla türkçe ko- nuşmama kulak kabarttı. Bizi süzdü sonra o da herhalde içinde saklı mü- him bir merakla hemen bizimle tanış- ma teşebbüsüne girişti. — Siz Türk müsünüz? — Evet. — İstanbuldan mı geliyorsunuz? — Evet. — Çok memnun oldum. Arkasını tahmin edersiniz. Kendisi. nin bundan evvelki devrede mebus ok- duğunu, şimdi esas mesleği olan tay- yare mühendisliğine dönerek yeni bir tip spor tayyaresi vücude getirdiğini ve muhtelif memleketlere sattığını, hattâ Türkiyeye de geleceğini söyledi. Biz bu mevzuda konuşurken tren bir istasyonda durdu ve oradan da eski- den konuştuğumuz mebusun Gimnaz- yomda hocası olan bir papaz bindi. Neşeli, nükteli, âlim bir adam, Bize ilk sorgusu şu oldu. — Berline mi gidiyorsunuz? — Evet, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ — Tabii, tabil artık «Bütün yolar Romaya değil, Berline gider» ve son» ra ilâve etti: — Zira mihver artık bir yatak üze. rinde dönmektedir. (Bu konuşmalar almanca Jisanile oluyordu ve bu li- sanda papazın kullandığı Lager keli. mesi hem yatak ve hem de karargâh mânasına geldiği için çok manidardı. Gülüştük.) Papazın bu neşeli ve hoş sohbet ha- li konuşmayı birdenbire bu mecraya döktü. Eski mebus bütün kalbile Türk devletinin civanmerd ve kahraman halini, sarih olarak sulhçular tarafın. da yer almasından dolayı gösterdiği cesareti tebarüz ettirerek bizi tebrik ediyor ve bütün Yugoslavların böyle düşündüklerini jsrarla ileri sürüyor- du. Papaz itiraz etti. — Bütün Yugoslavlar demeyin, mö« selâ ben müstesnayım. Ben fikrinize iştirak etmiyorum. — Peki sizin fikriniz? — Benim fikrim neden biz YugoslaY- ların daha evvelden bu kadar vazıh ve tereddüdsüz olarak sumcülere iltihak etmemiş olmamızdır. Türkler neden bu hususta bizim önümüze geçtiler? Benim itirazım bu. Maamafih şunu da itiraf etmeli ki rie de olsa Türk- ler, bizim eski efendilerimizdir. Fazla itirazda bulunmak da doğru değil Sonra hâlâ Türk adı taşıyan nazır. larından (meselâ bugünkü nazırların. dan birisinin adı Allıparmakoviç imiş), hâlâ tekke ismi taşıyan kiliselerinden bahsetti, bir sürü muharebe meydan- ları gösterdi, tarihlerini anlattı. Ve hududa yakın bir yerde bizden ayrıl- dılar, Bu konuşmalar bana geçtiğimiz güzel ülkenin dostluğu hakkinda va zıh fikirler verdiği için çok sevindim. ve Yugoslavyadan öyle ayrıldım. Aklı. selim her yerde galiptir. Elverir ki, onu döndürmeğe cebreden zorbalıklar mey« cud olmasın. İngilizlerin yumruklu Nazırı: Robert Spear Hudson İngiliz siyasi. lerinden Robert 1931 senesinde «Genç nazırlar» de- Yüksek ziraat enstitüsünü derece ile bitirenler Ankara 5 (Akşam) — Yüksek ziraat enstitösünü birinci, ikinci ve üçüncülükle bitiren ziraat fakültesinden; İsmail Şener (Trabaon), Hanefi Öçe (İstanbul), Eyüp Hızalan (Trabzon), veteriner fakültesin. den: Fethi Noyan (Afyon), Cavid Coşan (İstanbul), Abdürrahman Civelek (Trab- #on) ve orman fakültesinden; Mehmed Sevim (Malatya), Mesud Defne (Çankırı), Nesimi Bikerin (Ankara) enstitü doçent- lerinden B. Tevfik Başaran riyasetinde vo doktor Faik Tavşafoğlu, asistan Teyfik Karabağ We birlikte bir ay müddetiş staj yapmak üzere Macaristana möleri Ziraat nen grupa dahil oldu. Bu da, müca- deleci bir ruhta olduğunu gösterir. 1938 senesinde Almanya, İngiltereye kafa tutunca cAlmanyayı kendi erâ- zisinde mağlüp edecek metodlara sa- hip olduğunuz ilân etmekte tereddüğ göstermbedi. 1939 kânunusanisinde, bir heyetin başına geçerek, İngiltereyi kâfi dere- cede silâhlandıramamaktan mesul Üç nazırın istifa etmelerini Başvekil. den istedi, Şu itikaddadır: İngiltere inhilâle uğramıyacak Bunun için de çare, üç türlü kuvvet- te - askeri, mali ve ticari kuvvette - namağlüp birhale sokulmasıdır. Sözden ziyade fili hareketleri sever, Kent dukalığındaki hususi mali, f kânesinde en büyük zevki odunculuk yapmak, büyük ağaçları balfalayıp devirmektir. Misafirlerine de şâka ol sun diye yumruklar savurur, Onlan da bu sevdiği spora dâvet eder, Kendisine İngilterede «Yumruklu nazırı» lâkabı takılmıştır ki, enerjik şahsiyet olduğunu ifade eder, İskenderun ve Antakya elek- trik işletmeleri Ankara 5 (Akşam) — Nafia Vekâleği birinei hukuk müşaviri B. Namık Cemal Nazikioğlunun riyaseti altında bir heye- timizin, İskenderun ve Antakya elektirik şirketlerini devir ve tesellüm almak üzere Hataya gitmişti, Heyet deriz ve tesellim alma İşlerini bitirmiş ve buraya dönmüş- tür, İskenderun ve Antakya elektrik şirket- lerinin mahalli belediyelere, devri mukar« Perdir. Bunun için Nafin Vökfiletince biz kanun projesi hazırlanmaktadır. Proje, açılır açılmaz Büyük Millet Meclisine ve»