AKŞA Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Meslekleri fazla loncalaştırmamalı Bu havadis ilk önce beni alâkadar etmedi, Sonra zihnim işlemeğe baş- landı, Ötedenberi şöyle bir söz işiliriz. — Adanam, sen de!.. Kimseye amüdana» m yoktur hayatla... Allah yücudüme selâmet versin yoksa... mallık da yapar, taştan ekmeğimi Çi- karırım... Geçinir, giderim... Bunu hâlâ da söyleyenler var... Fa- kat etraflarını iyice tedkik etmedik- leri anlaşılıyor... Zira, hamallık on- ların tasavvur ettikleri çeşid bir mes- lek olmaktan çoktandır çıktı. Bu zenant zaten ekser yerlerde loncalaşmıştı, Gümrükte filân - âde- ta dükkân satın alır gibi külliyetli bir peştemaliye vererek - bir insan ha» mal olabilirdi. Şimdi hemen her ta- rafta yük taşıma mesleği tahdidata uğradı. Bir yer açıldı mı bin taleb... Namzedler içinden, naz ve isliğna İle, « hattâ kuraya müracaat ederek şans perisinin de iltimasile - biri seçili- yor... Geri kalanlar tersyüzü geriye... Üstelik bir de tasfiye meselesi çıkmış: Kapılanmışlardan bir kısmı da kad- ro harici!... Nerede kaldı o «Adaanm sen de! Başım sıkışırsa hamallık ederim!» mülâhazası?... Bu can kurtaran si- midi de battı demektir. Peki amma, şu içinde bulunduğu- muz devir zarfında malüm, mukan. nen mesleklerden birinde yer edeme- miş insanların vaziyeti nedir; bir de © düşünülüyor mu? Diplomaları yoktur: o Doktorluk edemezler. «Mutahabbib'» diye yaka- lanırlar, Avukatlık gdemezler. Hattâ devairde başkaları namına iş takib etmek bile herkes için kabil değiL Mimarlık edemezler. Kalfaların dahi ruhsatiye almaları gerek. Nakliye va- sılalarında o çalışmak mı? Vesika! Muayene!... Memurluk mu? Barem! Sin tahdidatı! Mekteb şahadetname- Tüccarlık yahud zenaatkârlik mı? Sermaye!... Tüccar yanında kâ- tiplik, tezgâhdarlık mı? Boğaz tok- luğuna bile kapılanamamanız için bin bir bahane!... Muharrirlik mi? Matbuat birliği kanunu ne şartlar koşuyor. Ancak bunlara uygunsan tline müsaadename verecekler... Her hangi mesleği sorunuz! mâniası ha- Zırdır, Meslekler cihetinden bu böyle... Fukat coğrafi muhit içinde de müş. kül bir hal! Eskiden, bir insan, tiğna ile: — Adanam sen de"... - derdi. - Bu şehirde olmazsa, başka yerde çalışı rım... Bu memlekette kazamazsam seyahate çıkarım... Halbuki bir Belediye reisi şöyle ka» Tar verdi: — İş dağıtırken nüfus tezkereleri- me bakınız. Şayet talip bizim vilâyet. te doğmuşsa ne âlâ... Doğmamışsa Teddediniz... Zira biz evvelâ kendi $ehrimizin çocuklarını işe yerleştir. bermutad is- mek istiyoruz... Bir de hariçten bu. | Taya adam akını olursa tamamdır... Memleket dahilinde böyle. Hele bir harice çıkmaya kalkın, Vizeyi verirken pasaportunuzun üze. rine damgayı basarlar: «Fransada katiyen ücretli bir iş almamak şarti. le!» Amerikaya muhacir kabul etmez- ler. Esasen dünyanın hiç bir yerinde “enebiye iş yok. Değil ecirlik, hattâ küçük meslek, serbes meslek saha. $ında çalışmağa kalksanız dahi... Bütün bunların bize mahsus Yeni hastane Sıhhiye müsteşarı hazırlanan projeyi tetkik etti Mecidiyeköyü arkasında inşasi ta- karrur eden bin yataklı hastanenin Fransız mimarı B, Valiler tarafmdan yapılan plânı şehrimizde bulunan Sıhhiye Vekâleti müsteşarı B. Asım tarafından da tedkik edilmiştir. Mimar, hastanenin esaslı taksimat ve müştemilâtını gösteren bu avan- projeyi yapmak için Sıhhiye Vekâleti- nin noktai nazarını âlmışt. Şimdi Belediye imâr müdürlüğü, mütehas- sısın avanprojesindeki esaslar dairo- sinde hastanenin tatbikat plânını hazırlıyacaktır. Tafsilât plânı ikmal edildikten sonra Sıhhiye ve Nafia Vekâletlerince tasdik edilecek ve has- tane hemen münakasaya konulacak- tır. İnşaata bu sene içinde beheme- hal başlanması mukarrerdir, Dahiliye Vekâletinin bir tamimi Dahiliye Vekâleti, memleketin muh- telif mıntakalarında tesis edilen tu- ristik yollara beynelmilel işaretlerin konulmadığı ve vilâyetlerdeki bazı köprülerin tamir edilmediğini göre- rek bütün vilâyetlere hitaben bir ta- mim göndermiştir. Vekâlet bu işaret- lerin derhal konulmasını ve köprüle- rin tamir edilmesini ehemmiyetle bil- dirmiştir. Yük arabacıları Bazı arabaları işten mene kalkışanlar aleyhine takibat yapılıyor Sebze ve meyva hali civarında çü lışan yük arabaları elli kadardır, Bu arabacılar iki kısımdır. Bir kısmı, arabaya sahip olup da arabasını baş- kasına kiraliyanlar, diğeri de sahip oldukları arabayı bizzat İşletenlerdir. Bizzat arabacılık etmiyen 24 kadar arabacı namına bir heyet vilâyete müracaat, ederek diğer arabacıların kendi arabalarını çalıştırmak isteme- diklerini ve tehdidkâr bir vaziyet ta kındıklarını ileri sürmüşler, vilâye- tin buna mani olmasını rica etmiş- lerdir. Arabacılar arasındaki bu kabll ih- tilâflar ötedenberi mevcuddur. Esa- sen geçen nisan devresinde umumi mecliste bu mesele mevzuu bahsol- muş ve bir iskeleye mukayyed arabâ» ların bir elden, diğer bir ele ne gibi şartlarla geçebileceği görüşülmüştü. Ticaret serbes olduğuna göre beledi- ye, mütecaviz arabacılara mâni ol- mak üzere tahkikat yapmağa karar vermiştir, Ecnebiler ile aktedilecek mukaveleler İ Gerek vilâyetlerde, gerek Belediye- i lerde ecnebilerle yapılacak her nevi i mukavele ve teahhüdlerde âkid ©c- İ nebinin ikamet tezkeresi olup olma- dığınm kendisinden sorulması ve ikamet tezkeresi olmıyan ecnebilerle mukavele aktedilmemesi (Dahiliye Vekâletinden vilâyetlere bildirilmiş. tir. Kuru koza piyasasi Kuru koza piyasası açılmıştır. Bu ler olmadığını tasdik ederim, Bilâkis | sene, Hatay vilâyetinden 350 bin ki- eki siyaset daha şefik, rahim ve Müsamahakârdır. Ve nihayet: Mem- İeketimizde heniz başlanmamış nice İşler var. Biraz zekâ, bir çok azim, Ufacık da bir sermaye ile insan nu kurtarabilir, Fakat umumiyetle ünyanın hali bu anlattığım gibi: ii “memlekette tahdidat, tekayyü. lo kadar koza mahsulünün de meri- leketimiz piyasalarında satışa çıka- rılması, fiatlerde biraz düşüklük vü- cude getirecektir. Bu seneki kuru ko- za flatlerinin 235 ilâ 240 kuruş ara- sında olacağı tahmin edilmektedir. Bu seneki ipek fiatleri kilo başıma 9,5 ilâ 10,5 lira arasında tehalüf et- mektedir. Diğer memleketlerin bu husustaki | sssssnsessasssuaaasananassesinasosassnunasasazı übu ne olursa olsun 'Türkiyeninki Mmantıksızlıktan uzak kalmalıdır. DU diplomasız doktor olmaz! Ruh- iyı sa şurada hayatımı kazanırım! « diyebilmelidir. «Şurası. evvelce hamallıktı. Şim- esiz şoför de olamaz! Hamallar | di neresidir?.. Ferd, cemiyetten bu- a aptürapta alınmalı; karma karışık | nun cevabını bekliyor. ie. manzara o arzetmemeli! Fakat — Adanam sen de!... Orada olmaz. | minler bırakmalı... Muhakkak ki meslekleri fazla lon- calaştırmamalı? İnsanlara serbes ze- Cv - Nü), ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin şikâyetleri Yahnikapan sokağında gürültü Beyazıdda, Camcı Ali mahallesinde Yahni Kapan sokağında sabah altı- dan gece yansı ikiye kadar gürültü olduğundan, halkın uyuyamadığından şikâyet ediliyor. Bunada o civarda bulunan bir garaja kamyonların, otö- mobillerin düdük çalarak girmeleri, çıkmaları sebebiyet veriyormuş. Dik- kati celbederiz. Beykozda helâ ihtiyacı Beykozda helâ ihtiyaci olduğundan halkın sıkıntı çektiğinden şikâyet edil- mektedir. Cankurtaran arabaları Cankurtaran otomobillerinin yal- niz kaza yerlerine giderken hususi kornelerini çalmalarına cevaz vardır. Boş olarak avdet ederlerken halkı velveleye vermeleri yasaktır. Buna rağmen, buna riayet edilmediğinden şikâyet edilmektedir. Bakkallarda ekmek bulunmuyor Pırınlardan ekmek alarak satış ya- pacak bakkallara ekmek buşına veri- len muayyen bir parayı bazi fırınlar veriyor, bazıları da vermiyor. Bü pa- rayı vermiyen fırmellar; «biz şirkete dahiliz, eksiğine ekmek vermek ida- re etmiyor, komisyon Vörmeyizi. di- yorlar. Bu yüzden bakkallar ekmek alamı- yor va biz fırınlara Uzak olduğumuz için ekmek almakta müşkülât çeki- Yuruz. | Bazı fırınların bu komisyonu verip, bazılarının vermemesi hususunun bir şekle bağlanmasını iktisad müdürlü- günden halkın mewfaati namına riea ederim!, E.. Boğaziçinin imarı Belediye, harap yalı arsala- rını düzeltecek, etraflarına da duvar çektirecek Boğaziçinde yıkılmış veyahud yan- mış yalıların arsaları vaziyeti çok pe- rişan bir manzara arzetmektedir. Bo- gazın tabii güzelliğini çirkinleştiren ve hattâ kısmen kıymetten düşüren bu harap manzaraya nihayet verme- ğe karar veren belediye, bu harab ya lıların arsalarını düzeltmek ted- bir alacaktır. Arsalardan i olan- lara arsalarına duvar çekilmesi teb- lig edilecek, sahipsiz arsalara da be- lediye duvar çevirecektir, Bundan başka Boğanın güzelleş- mesi ve İmarı için eski yah arsaların- da bina inşa edilmesi de ayrıca teşvik edileceği gibi Şirketi Hayriye İle de yapılacak temas neticesinde buralar» da villâ tarzında küçük binalar yâ pılması temin edilecektir. Cami merdivenlerinde uzanılmıyacak Son zamanlarda bâzı kimselerin gündüzleri Yenicami gibi mabedlerin merdivenlerine uzanıp yattıkları gö- rülmüştür. Belediye bir mabed ma- hallinde bu suretle uzanıp yatmak. taki çirkinliği nazarı dikkate alarak bu hali menetmeğts karar vermiştir. Keyfiyet aynı zamanda evkafada yazılmıştır. Şehrin tenviri Belediye 1000 elektrik lâmbası daha koyduracak Eski elektrik şirkelile Belediye arasındaki mukayeleye göre şehrin karanlık sokaklarına takılacak 2000 lâmbanın tesişatı tamamile ikmal edilmiş ve bu lâmbalar kâmilen yer- lerine konulmuştur. Ancak yapılan tedkikat neticesinde İstanbulda he- nüz hiç lâmba bulunmıyan sokaklar tenvirati zayıf olan yerler bulunduğu görülmüştür. Belediye yeniden daha bin lâmba tesisine karar vermiştir. Bu hususta Belediye elektrik idaresi lâzım gelen hazırlıklara başlamıştır. Ancak bu lâmbaların muhtelif kazalara taksimi İçin her mıntakanın ihtiyacı kayma» kamlıklardan sorulmuştur, Kayma- kamlar, kendi mıntakalarının ihtiya- cını bir liste halinde Belediye reisli- ğine bildireceklerdir. Belediye en tü- zumlu ve karanlık sokaklar tercih edilmek suretile bu bin lâmbayı şeh- rin muhtelif semtlerine tevzi edecek- tir. Elektrik idaresi, Belediyeye merbut bir müessese olduğundan bundan ev- vel olduğu gibi uzun uzadıya muka- vele yapmağa ihtiyaç görülmeksizin bu lâmbaların yakinda yerlerine ko- nulmasına başlanacaktır. Unlar ve ekmekler Ekmek nümunelerinden yüzde on ikisi tahlil netice- sinde bozuk çıktı Belediyenin şehrin muhtelif min- takalarından aldığı ve 27 Temmuz akşamına kadar belediye kimyaha- nesine götürdüğü un ve ekmek nü- munelerinden unlara aid yüzde be- şinin ekmeklere aid yüzde on ikisinin bozuk çıktığı anlaşılmıştır. Halbu& nümunelik alınan unlar ekmek ima- Mne mahsus olan unlar olduğu halde ekmek tahlili neticesinde yüzdeon iki nisbetinde bozuk çıkması şehirde bir çok fırınların belediyece tesbit, edi- len çeşni haricindeki undan ekmek yaptıklarını isbat etmiştir. Belediye, bu yolsuzluğa nihayet vermek için fırınların yalnız ekmek imali sırasında değil, geceleri de gayri muayyen vakitlerde nümune alınarak tahlil yaptırılmasını ve bo- zuk ekmek imalinin bu suretle önü alınmasını kararlaştırmıştır. Bundan başka bazı fırınlarda ça» lışanlardan üstü başı pis olanların ekmek imal edilen yerlerde dolaştık- ları görülmüş ve üstü başı pis amele- nin de bu gibi işlere sokulmaması tebliğ edilmiştir. Yangınlara karşı tedbir Patlıcan ve diğer kızartma yemek- lerden dolayı bâzan yangın çıktığını nazarı dikkate alan Belediye bu gi- bi yangınlara meydan vermemek üzere sıkı surette teftişler yapılma- sını alâkadarlara bildirmiştir. İSTANBUL HAYATI Kendinden bile şüpheli. Kirli mendilile gözlüklerini silerek gazinoya girdi. Hepimizi birer birer süzdükten sonra arkadaşlardan biri. ne selâm verip yanımıza oturdu. Bir ahbaptan bahsediyorduk. Derhal söze karıştı; — Ha, şundan mı bahsediyorsunuz?. Sersemin biridir. İyi tanırım kendisi- ni, Bir zaman da ticaret yaptı, para- lari batırdı, Pek aptaldır. Kendisinden bahsedilen zatın hiç ticaret yapmadığı, onun zannettiği zat bu olmadığı söylendi. Gözlüklü zaf omuz silkerek homurdandı: — Anladım, anladım. Öteki (B..) den bahsediyorsunuz. Onun da berikinden farkı yoktur ki, hattâ bu ötekinden da» ha sersemdir. Mevzu değişti. Bir kasabanın güzel. liğinden bahsedildi. Gözlüklü zat gene dudak büktü: — Bırak şu berbad yeri. Havası, sw» yu o kadar fenadır ki, insan yaşıya- maz, Dayanamadım, sordum: —Zattâliniz oraya gittiniz mi hiç?.. Gözlerini süzdü: — Gitmedim amma, bilirim. Berbağ yerdir vesselâm. Haritaya bakınca bek MH oluyor. Adamın saçma sapan iddialarını kesmek için arkadaşlardan biri söz açtı; — Dün bizim (R...) yı gördüm, Has talığı geçmiş, şişmanlamış... Sözünü tamlamağa vakıt kalmadı. Gözlüklü zat suratını buruşturarak atıldı: — İnanma... Onun hastalığı tedavi. sizdir. Zaten o herif şuursuzun biri. dir. Kafası yerinde değildir. Ne yaptı. ğını bilmez. Böyle adam tedavi olur mu?,., Şişmanlığı da şuursuzluğundam mütevellittir. Mevzuubahs zatın asabiye hasta. sı olmadığını, bir kaza neticesinde ba- cağı kırıldığını anlattık. Öteki, kaşla. rım çattı; — Bacağı değil ya, kafası kırılsa nafile... Şuursuzdur o heriiif, Gece, gündüz elinden keman düşmez, — O zat keman çalmasını bilmez. Musiki ile alâkası yoktur. Diyecek oldum, Sözümü ağrıma tı- kadı: — Aman efendim, söyledim ya... Şu. ursuzun biridir. Öyle adam elbet de müusikiden anlamaz, Kimden bahsedildi ise kara damgayı bastı, Kimini muvazenesiz, kimini şu. * ursuz, bir kısmını ahlâksız, bazılarını kabilyetsiz, aptal ve daha bilmem ne yapıp çıktı. Gülerek; — Darılmayımz amma, dedim, size kalırsa dünyada düzgün adam bulmak hemen hemen kabil değil Hiddetle başını salladı: — Ben insan sarafıyım azizim, Bir adamı görür görmez ne mal olduğu. nü gözünden anlarım. İnanır mısın; bazen o kadar kafam kızıyor ki, şöyle aklı başında bir adamla karşılaşayım diye aynanın karşısına geçiyorum da kendimden bile şüpheleniyorum. Cemal Refik ——————ğ—... Bir tavzih Ankaraya giden Cemal Sahirin bayan Leyli Refik Ile beraber verocekleri temsil lere Ankara tiyatro mektebi genç eleman- larının iştirak edeceklerine dair bazı güze- telerde ilân görülmüştür. Maarif Vekâle- tine bağlı olan tiyatro mektebi talebeleri- al YAR MİR Şi var, Sığır ve beygir neslinin ıslaht gayesile İstanbul Vilâyeti tarafından tertip olunan ikinci Hayvan sergisi evvelki gün Şilede açılmıştır. Sergide 141 sığır ve 22 beygir teşhir edilmiştir. Birinciliği, ikinciliği, üçüncülüğü kazanan #- fır ve beygir sahiplerine nakdi mükâfat verilmiştir. Solda se açılış resmi, sağda sergide teşhir edilen ineklerden birkaçı görünüyor. MA m