3 Ağustos 1939, | AKŞAMDAN AKŞAMA Liseler bu halde kalmamalıdır Bir zamanlar şöyle bir iddia ortaya atılmıştı; — Bize pratik adam yetiştirecek bir Maarif sistemi lâzımdır... Âlim, şa- ir istemeyiz. Maarifimiz bunu resmi bir nazari- ye diye kabul etmiş değildir amma, fiyatta hasitleştirmeğe, kolaylaştır- maga doğru gidildi: i — Aman çocuk sıkılmasın; aman üzülmesin. Bört kere mi imtihanda muvaffak olamadı? İki kerecik daha sinayıverelim yavrucuğu da, tutuştu. ruverelim eline diplomacağızını... Ha- yatta lâzım olur... İnkisara uğrama. sın... Zira bunca yıl mektep yolunu tepmiş durmuş... Emekleri boşa git- mesin... Yetiştirme felsefemiz, hülâsa edilir. se, budur! Öledenberi türkçede «münevver» adamın müteradifi «okuma yazma bi- len» di. Şimdi ise bu, biraz daha tav- samışlır: Okumayı - hele yazmayı! - pek beceremiyene bile diplomalı mü- nevver dediğimiz sık sık vaki oluyor, Halbuki iyi düşünülürse, mükemmel surette İmlâsı, ibaresi, selikası düzgün adama dahi münevver dememek icab eder. Çünkü okumayı, yazmayı belle. mek, sadece bir kültür vasıtasına sa- hip olmaktır. Bir şeyler öğrensin; kü- tüphaneler devirsin, kitaplar yazsın di- ye bir genç bu vasıta ile teçhiz edilir. Halbuki bizim bir şey okuduğumuz yok. Öyleyse okumağı öğrenişimizin. de kıymeti kalmıyor demektir. Mekteplerimiz «az çok bir şeyler bi- len. insanları hayata oluk oluk salı- veriyor. Bunlar ne derinleşip hakiki münevver oluyorlar, ne de pratik z6- nastlara tenezzül ediyorlar. "Tamami- le rateleşiyorlar!... Ezeli derd!... Ma- | lâm dâva.., O» “Böyleleri belki eskiden Babıâli ka- lemlerine çıruğ edilerek yavaş yavaş pişkin kâtip olurlar, ihtiyacı temin ederlerdi. Fakat bugün hayatamız de- Zişti: Sanaylimiz var, her sahada yük- ek teknik ihtiyacımız var, motörleşmiş| ordumuz var. Garbin her yaptığım yüz akile başarmak iddiasında ve zarure- tindeyiz. Bütün bunlar hakiki ilim is- tiyen şeyler! Onun için Avrupa ölçü- * lerine uygun büyük entelektüeller ye- tiştirmekten başka çaremiz kalmamış. tır, Sade suya maarifle buna erişilmez, Mütemadiyen ecnehi mütehassıs ge- tirerek bu değirmeni onlara döndür. tecek değiliz. Dünyanın en medeni memleketlerinde lise neyse bizde de tıpatıp o olmalıdır. (Hakiki pratik ve müstahsil insanı yetiştiren meslek mekteplerinin kurulması ve çoğalması ayrı bir mevzudur.) Ortamekteple Üniversite arasındaki ise sınıfları, şimdiki telâkki ediliş şeklinden bam- başka bir mâna almalıdır. Evvelâ lise- lerle Üniversite arasındaki basamak eksikliğini dolduracak tarzda liseleri yükseltmeliyiz. Saniyen bunlar, ma. ayyen şehirlerin vasattan yukarı re- fah seviyesinde bulunan ailelerinin çocuklarma yüksek Barem derecele- rinde mevki tutmaları için kurulmuş diploma dağıtmağa mahsus müessese. ler değildir. Bunu dn aklımıza böyle. - ce koymalıyız. Bütün Türk milleği nin en istidatlı zekâ cevherlerini yük. sek tahsile hazırlamak! Liselerin bi. Ticik hikmeti vücudü bu olmalıdır. Bütün memleket içinden en güzide hilkattaki evlâdlarımızın - servet ge- Viyeleri ne olursa olsun - gelebilmele- Tini temin edecek derecede demek. Fatlaşmış ve makulleşmiş bir Maarif Sisteminin yaratılmasını istiyoruz. “ " Na) ia meye mebusları dün Ba- kırköy halkını dinlediler Bir müddettenberi halk ile temas *den ve halkın ferdi, umumi Şikâyet Ve dileklerini dirliyen İstanbul me- busları dün de Bakırköyüne gide- bin babalara devam etmişlerdir, rköylüler mebuslarımıza biühas- #8 Bakırköyünün başlıca ihtiyacını m eden Su işinden hahsetmişler. Hirsizlik yapan biri mahküm iü oldu M imda biri bayan Zehir; NO Türasile, © alır Jirasinı —— ünden adliyeye verilmiş, üçüncü #KŞAM ŞEHİR HABERLERİ Sivrisinekler | | Dün mahallelerde su birikintilerine mazot döküldü Taksim, Şişli, Nişantaşı, Maçka, Be- şiktaş ve havalisindeki sivrisinek isti- lasına karşı Sıhhiye müdürlüğünün | icabeden tedbirlere hemen başlıyaca- Zara dün yazmıştık. Sıhhiye müdürlüğünden verilen tali- mata göre sivrisinek istilâsı altında bu- lunan mttakaların belediye baş he- kimleri ile hükümet tabibleri dinden itibaren o mahallelerdeki çukur, lâğun su birikintisi gibi yerleri gezmişlerdir. Bunlar içinde durgun su olduğu tesbit edilenlere mazot dökülmüştür, Sokaklarda ve umumi meydanlarda- ki çukurlar bu suretle tamizlendikten sonra ev içindeki kuyulara da mazot dö- külecektir. Mazot dökmenin bir hafta kadar süreceği tahmin ediliyor. Karı - koca kavgası Ölüçıkmaz hanında kanli bir bâdi Dün, Mercanda Ölüçikmaz hanında karı, koca arasında geçen bir yaralama vakası olmuştur. Hadise şudur; i Ölüçükmaz banının bir odasında Ava- dis isminde bir gençle karısı Horopina oturmaktadırlar Horopina son zaman- larda kocasının her akşam bir hay'li iç- tikten sonra eve gelmesine kızmakta- dır, bu yüzden bir çok defa kavga et- mişlerdir. Avadis ise karısının bu ib- tarlarına aldırış etmemekte yine her &kşam ayni minval üzere hareket et- | mektedir, Dün Avadis yine adam akıllı sarhoş bir halde eve gelmiş, karısı yine söy- lenmeğe başlamıştır. Avadis, Horopi- Danın sarfettiği ağır sözlere bir aralik tahammül edemez olmuş ve karısının üzerineatılarak adam akilh dövmüş ve eline geçirdiği bir cisimle yaralamıştır. Horopina, yüzü gözü kan içinde, bağırarak Ölüçikmaz hanından dışarı fırlamış ve imdad çağırmaya başlamış- tur. Yetişen polis ve bekçiler, kadını der- hal tedavi altına almışlar, Avadisi de yakulıyarak, hakkında kanuni takibata ggirişmişlerdir. Karı koca mahkemeye düştüler Sultanahmedde oturan O bayan | Kaâriyenin kocası Neşet, evvelki ge. | ce eve gelmiş ve sigara ile yatağına uzanarak yatağın yanmasına sebep olmuştur, Bayan Kadriye kendisine ihtarda bulununca: ! — Yatağı da yakarım, evi de ya- karım, seni de yakarım! demiştir. Bu cevapla İş büyümüş, bayan Kadriye zabıtaya müracaat etmiştir. Neşet dün adliyeye verilerek mu- hakeme edilmiş, beş gün hapse, 29 ira para cezası ödemeğe mahküm olmuştur. Bir çocuğu at çifteledi, çocuk öldü Karagümrükte oturan Muammer isminde bir çocuğa, başıboş dolaş- makta olan bir at çifte atmış, çocuk Etfal hastanesine (o kaldırılmışsa da orada ölmüştür. Cesed, adliye doktoru tarafından muayene edilmiş, morga nakline lü- zum gösterilmiştir. Polis, başıboş beygirin sahibini araştırmaktadır. Başını kayaya çarptı Fatihte Fil yolcuşunda oturan Cemal isminde biri, dün Kumkapıda denize baliklama atlamığ, bu sırada başı mid- Karilerimizin mektupları Hamidiye suyu zabıt ve rabıt altına alınmalıdır Beşiktaş kazasında mütenddid Ha- midiye çeşmeleri olduğu bulde sakala- rn yüzde yetmiş beşi Terkos suyu satmaktadırlar. Belediyemizin bu iki suyu tefrik için kullandığı fişleri de külliyetli mükrdarda 50 - 100 tane sa- ceplerinde görüyoruz. Bir müşteri su isteyince haliz Terkos su- yunun üzerine Hamidiye damgası saka hazretleri basıp müşteriye satı- yor. Oradaki memurun dikkatsizliği mi, Dtiması m diyelim çok teessüre şayandır. Ondan sonra sakaların sattığı #u- lara dikkat oüerdeniz. hemen hepsi damgasızdır. Borunuz: — Bu su niçin damrasız? Alacağınız cevap şudur: — Son sefer diye kaçamak aldık. Bu ne demez? Bu ne dikketsizlik, nihayet koca bir şehrin sihhatile oy- naniyor. Belediyemizin şiddetle dikkat naza- nni cetbederiz. Beşiktaş sakinlerinden: Feridun Satye tahkikatı İddianame hazırlandı, suç- lulardan bir kısmının ceza- landırılması isteniyor Müddetumumilik Satye sulistimali hakkında hazırladığı iddianameyi ikmal etmiştir. İdianane bugün ve memuriyetlerini suiistimal, der- let satış işlerine fesad okarışlırarak menfaat temin ekmek ve resmi ev- rakta sahlekürlk suçlarile itham et- mektedir. İddianamede suçlulardan bir kıs- mının tecziyeleri, bir kısmınında meni muhakemeleri istenilmektedir. Eğlence yerlerinde ucuzluk Eğlence ve istirahat yerlerinde meşrubattan yüzde on, yiyeceklerden | de yüzde 15 nisbetinde tarifelerde tenzilât yapılması kararlaştırılmış ve keyfiyet kaymakamlara bildirilmişti, Kaymakamlar, kendi mıntakaların- daki müesseseleri birer birer davet ederek bu tarifeler üzerinde tenzilât yapmağa başlamışlardır. Tarifelerde yapilacak tenzilât ga- yet sarih olarak gösterilecek ve ten- gilât hilâfında ücret istiyen miesse- seler şiddetle mesul edileceklerdir, Belediye memurlarının bir müracaati bu zammın kesilmemesi için Beledi. ye reisliğine müracaat etmişlerdir. İki kişi yaralandı Dün öğleden sonra Kartaldan Hay- darpaşaya giden bir kamyon, Kartal mezarlığı yakınından geçerken, Ahmed isminde birinin bindiği beygire çarp- mış, süvarisi de düşerek muhtelif yer- lerinden yaralanmıştır. Ahmed nümu- ne hastanesine kaldırılmıştır. Gene Kartalda Küçükyalı caddesin- den geçmekte olan diğer bir kamyon da gece bekçisi Aşire çarparak tehli- keli surette yaralanmasına sebeb ol muşlur. Kadıköyde sz hırsız tevkif edildi Kadiköy semtinde muhtelif yerler. de hırsızlık yapmaktan suçlu bulunan Vahid , Osm hmed, diğer Otobüsler Edirnekapı - Cihangir hattı açılıyor Evvelce rühsatiyeleri istirdad edilen otobüslerden daha on dördüne Cihan- gir ile Edirnekapı arasında işlemek üze- re izin verilmiştir. Bu otobüslerin fenni muayeneleri yapılmış ve seyrüsefere mani olacak mahzurları görülmediğin- den tekrar faaliyete geçmelerine müsa- ade edilmiştir. Edirnekapı - Cihangir hattının bu- gün açılmasi muvafık görülmüştü. An cak bazı teferristın ikmali için otobüs- lerin bir kaç gün sonra işlemeleri ka- rarlaştırılmışlı. Belediyece tesbit edi- len tarifeye göre Fdirnekapı ile Fatih arasında beş, Edirnekapı ile Beyand 6, Edirnekapı ile Eminönü arasında 75 Edirmekapıdan Karaköy ve Tepebaşına 10, Eğimekapı ile Taksim, Cihangir arasında 12,5 kuruş ücret alınacaktır. Dün üç kaza oldu Bir adam otomobil, bir kadın ile bir erkek te taramvay al- tında kalarak yaralandılar Dün öğleden Sonra iki tramvay, bir de otomobil kazası olmuş vebir kağın- Ja iki erkek muhtelif yerlerinden ağır Surette yarsianmışlardır. Birinci vaka; Zincirlikuyuğa olmuş- tur. Burada oturan Nâzım isminde biri asfalt yol üzerinden Şişliye doğru gek mekte iken, tanıdıklarından birinin kul- landığı bir süt arabasına rast gelmiş, ve bu araba ile yorulmadan Şişliye gel- mek istemiştir. Nüzm, arabaya atla- mak üzere uğraştığı sırada mukabil cihetten şoför Onniğin idaresindeki bir gtomobil gelmiş ve süratle Nâzıma çar- parak mutelif yerlerinden yaralamış- tar. Vakayı mütcakib, zabıta tahkikata «el koymuş, Nâzım tedavi altına aldırıl- miş, şoför yakalanmıştır. İkinci kaza, Taksim bahçesi önünde olmuştur. Vatman Mehmedin idaresin- deki 127 numarülı tramvay arabası 'Taksimden Harbiyeye doğru giderken, yetmiş yaşlarında kadar bir kadın cad- | denin bir tarafından diğer tarafına geç- mek istemiştir. Bu geçiş esnasında tramvay birden- bire kadına çarpmış, #ltına larak kısa bir müddet sürüklemiştir. Bütün ma- haretini kullanan vatman biraz sonra tramvayı durdurabilmiştir. İhtiyar kadın iravmay altından muh- telif yerlerinden ağır yaralı olarak çı- karılmış, ancak isminin Kalyopi oldu- ğunu söyliyebilmiş, adresini söliyeme- |, miştir, Hayatından ümid kesilmiş bir vazi- yette bulunan Kalyopi, zabıta tarafın. dan Beyoğlu hastanesine yatırılmış, xatman Mehmed de yakalanarak sor- guya çekilmiştir. Üçüncü kaza: Vatman Ömerin ida- resindeki Bebek - Eminönü tramva- Şükrü Kaya, Tavukpazarında oturan Mehmed Yıldırım isminde birile bir para meselesinden kavga etmiştir, Yıl. dırım, Kayayı adam akıllı dövüp yara- lamıştır. Polis Mehmed Yıldırımı yaka- Jayıp malikemeye vermiştir. Cadde ortasında boğazına atıldı Karagümrükte oturan Ekrem ismin- de birile metresi Nazlı, evelki gece Bey- oğlunda İstiklâl caddesinden geçerler. ken Refik adında biri karşılarına çıka- rak durup dururken Ekremin boğazı- nı sıkmıştır. Ekremin istimdadına yeti- hilddin Üstündağın Umumi Meclise riya- şen polisler, onu Refik'in elinden müş- labilmisi ek ağa Sahife $ İSTANBUL HAYATI Sivrisinek baskını Geçenlerde Nişantaşı tarafında ev kiralıyan bir ahbabım ısrar etti: — Evimiz gayet güzel. Her şeyi mü kemniel, Fakat taşındığımız giindem beri, anamızdan emdiğimiz süt burmu- muzdan geliyor. Bu skşam bize gide“ fim, bir gececik misafirimiz ol da ba- mizi gör. Eve gittiğimiz zaman saat sekizl geçmişti, Karanlık bir avluya girdik. Dostum yukarıya seslendi; — Fener getiriniz... , Hayretle sordum: — Evde elektrik yok mu?... — Vanar, dedi, var amma, yakmak yasak, Biraz sonra büyük oğlu elindeki tep fenerini yakıp önümüze düşlü, Sağa sola çarpıla çarpılan karanlık merdi- venlerden çıktık, gene cep fenerinin yardimile sulonda yerlerimize otur- duk. Körebe oynar gibi o biribirimizi görmeden konuşuyoruz. Dostum gü- lerek: — Niçin karanlıkta oturduğumuzu merak ediyorsun amma, söylemiyece- Zim. Şimdi kendin anlarsın. Dedi, Ev halkına bal, hatır sorar. ken köşeden şırrak diye bir tokat şak- ladı, evin bayanı haykırdı: — Eyvah, kaçırdım galiba, Şırrak, şaak, paat... Silleler, tokat- lar devam ediyer. Zifiri karanlıkta şaklıyan tokatların sebebini anlamağa çalışırkn kulağımın dibinde bir vızıltı peyda oldu, alnım acı acı yandı, Can acısile ben de alnımın ortasına gayri il ihtiyari bir tokat şaklattım. Avucuma bir şeyler bulaşır gibi oldu. Er sahibi bir kahkaha atlı: kör olası sivrisineklerin elinden çektiği- mizi bir biz biliriz. Lâmba yaksak pen cereleri kapamak lâzım. © zaman da sıcaktan Yatmak zamanı yaklaşınca, irili ufaklı bütün ev halkı seferber oldu. Herkesin elinde bir #lit tulumbası, Evin içinde bir faşırtı koptu. Odalara saatlerce zehirli gaz bombardımanı yapıldı. — Yatarken pencereyi açma sakın... Diye siki siki tembih ettiler. Fakat sıckta uyumak ne mümkün... Mec Düren camı açtım... Vay efendim, sen misin açan?... Beş dakika geçmeden müthiş bir cephe taarruzuna uğradım, Kulaklarımın dibinde başlıyan vız tılar çoğala çoğulu dehşetli bir uğul. tu halini aldı. Yorganın altına büzü- lüyorum, sıcaktan baygınlık geiyor, Biraz açılır açılmaz her tarafıma x8- hirli iğneler saplanıyor. Iztırap içinde kıvrana kıvrana saba- hi nasıl beklediğimi ben bilirim. Cemal Refik amasanaaann sase ananem Eski Vali 7068 lirayı taksit- le ödeyeceğini bildirdi Eski Vali ve Belediye Reisi Bo Mu. | set ettiği için, Ankara valisine kıyasen, (hakkı huzur) namile Belediyeden al- dığı 7068 liranın iadesi hakkında Dahi- Bye Vekâletinden gelen emir sabık va- Jiye tebliğ edilmişti. | B. Muhiddin Üstündağ Belediyeye verdiği cevapla bu parayı defaten tes- yiye edemiyeceğini, ancak taksitle öde yeceğini bildirmiştir . | Yıtırılması kararlaştırılan İstanbul | Atay heyet şerefine bir ziyafet vere. cektir, . 5 Zehirlenme Iyoncukullukta, sıvacı Hi