Suların her vakıt çekildikleri mev. Caoşkunluk dinip geçmedi. Halbuki dağlardaki karlar erimişti, yaz gelip çatıyordu. Sıcâk rüzgârlar esmeğe başlıyalıberi, şu pırıl pırıl. göğün al © Otanda, hayırlı bereketli nehir de uslu ve durgun durgun akıp gitmeli değil miydi! Nerede... Yatışacak, sakinleşe- cek yerde, sanki gücü kuvveti, gizli tü. kenmiz koca bir denizle besleniyormuş gibi coşuyor, taşkınlaşıyordu. Uzak yollardan, epey hırpalanarak k gelenler, rahmet mevsimi geçtiği hal- i de, günler ve haftalardır, bardaktan © boşanırcasına süren yağmurlardan © bahsediyorlardı. P Dağlardan inen seller ve dereler ç böylece artıp büyüyerek nehire dökü- © lüyar ve onun bu taşkın öfkesini dur- madan kabarttırıyordu. «Ayşe Gülsün babası ağı azıcık daha geri çekti ve küçük kız yalnız kalın. ca, nehire bakmağa gayret etti. Arka. sını ona döndü, gözlerini tarlalara dik- ti: Artık ondan iyiden iyiye korkuyor. f : i zın kızgın, kavurucu günlerinde de © hep kabardı durdu, hergün bir karış, 7 iki karış yükseldi. Pirinç ekili tarlala- j ra bastı yayıldı, yan çıkmış filizleri örttü ve hayrını bereketini sildi süpür- dü. Gelip geçtiği yerlerde su kollar- © ni, dereleri taşırdığı, insan elile ya- pılmış sedleri devirdiği ve koskoca, sü- dan bir duvar gibi, ekili sürülü çukur- ca ovalara, yaylâlara saldırdığı, erkek kadın çocuk demeyip önüne ne çıkar. - Sa, yutup sürüklediği söyleniyor, içler titriyerek anlatılıyordu. « Ayşe Gülsün baabst ağı büsbütün gerilere çekti. Bir kere değil, daha bir- Kaç defa, hep nehre lânet okuyarak; — Bizim Bereket suyu delirdi! di. yerek kızına yer değişdirtti. . En sonunda ağın İpten ucunu evle- © rinin önündeki söğüdlerden birine iyi- © ce bağladı. Su artık oralara kadar çık- « maştı, Yarım düzüne toprak damlı ; kerpiç evden ibaret küçük köyleri, sa- ç msularla kuşatılmış bir adacığa dön- © müştü, Herkes işi balıkçılığa vurdu. - Çüvkü kimse de, ekip biçmenin lâfı. Bı bile edecek hal yoktu, Yalnız köylü aklı bu ya, nehire ba- kıp, vartık bundan öteye çıkamaz!» diyorlardı, Gece oldu mu, «Ayşe Gülün gözü uy- ku tutmuyordu. Suyun sesi, yatağının öyle yakınlarına gelmişti ki, ilk za. manları, onun bundan fazla sokulabi- © Jleceğini hiç aklına getirmiyordu. Am- | ma babasının gözlerindeki korkuyu © görüp sezince... Budalalığın sırası de- — Eildi! Bu su durmadan, durmadan — yükseliyordu işte. Evvelisi günü avlu» , un ortasına kadar gelmiş deği) miy- di? Öyle ya, işte daha ilerlemişti. Uç ik e sonra da evlerinin İçinde olacak. sAyşe Gülsün babası: - ç «— Epey uzakta eski bir taş köprü vardır, oraya gitmeli. Dedemin zama. © mında da bir kere daha böyle olmuş, « Hepsi de oraya kaçıp kurtulmuşlar, Ancak beş göbekte bir defa suyun bu Kadar azgınlığı tutar derler. Allahın — İşine karışılmaz amma, tam da bizim $ıramızı buldu. Çare yok. Yollara dü- © Şeveğiz..:» dedi. © Küçük Hasanı nedense korku aldı, .bir ulumadır tutturdu, Çocuk aklı bu 3 Ya, başlarını çatılarının altına soka” : bildikçe, dört bir yanlarında da evle. , Finin İsli duvarlarını görüp elledikçe, — işin acı tarafını sezemiyor, sade böyle su ortasında, bir vapurda imiş gibi Yaşamanın hoşa gider, tuhaf tarafile i lanıyordu. Amma evlerinden de a kaçmanın zamanı gelip çatın- .ca, birden çocuğu öyle bir korku ve , Yastır kapladı ki içini çeke çeke bir en dir tutturdu. © © Ayşe Gül de kardeşi ağlıyor di; w Iamağa başladı, onu kucağına eş başını göğsüne dayadı ve Ek Hıçkırıklarını biribirine katarak, kar. Er deş kardeş ağladılar durdular, — Hasan bir aralık, sümüğünü çeke- y Ne hain bir nehir olmuştu. Koca ya-: ! sim varıp geldiği halde de, gene bu | eN eş ue” > “KIZILAY, Haftası münasebetile - Bereket nehri Yazan: MEBRURE SAMİ 938 Nobel edebiyat mükâfatını kazanmış olan Pearl Buçk'un bir hikâyesinden mülhemdir. mu baba? diya sordu. «Kara keçi» onun keçisi idi. Daha yarım yamalak konuşur, iki Jâfı bir araya getirmeğe dili dönmezken, -Zâ- ten topu topu üç tane keçilerinin ara- sından. o bunu seçmiş, «kara benim olsun!» demişti. Babası kalın ve tuhaflaşmış bir ses- le: -- Sade onu değil, hepsini götüre- ceğiz... diye karşılık verdi. Karısı da: — Sulardan nasıl geçireceğiz? diye sorunca kaşlarını çattı; — İster istemz geçirececğiz. Geçire- mezsek zararı bize, Ne yiyeceğiz Xi... dedi İşle böylece, hemen © günü, adam evin kapısını söktü, birkaç tahta çi- vileyip ekliyerek bunu yanlarından, boyundan genişletip azıcık büyüttü; Üzerine yataklarını, yorganlarını sar- dı bağladı. Ayşe Gül, anası, üç de oğ- lan kardeşi bu uydurma salın üzerine yerleştirildi. Ördeklerle kazlar, bir de koca camısı .boynunda ip bağlı- yü- zerek arkalarından çekilip gelecekti. Keçilere, ailenin yanıbaşında, salın üstünde yer verilmişti. Evden böyirre ayrılınca, sarı köpek peşleri sıra se girtti, sulara atıldı, ve Ayşe Gül: — Baba, babacığım, bak sarıbaş geli- yor... Bizimle gelmek istiyor! diye ba- gırdı. Amma babası hiç yumuşamâdı. Ne zorlukla çektiği uydurma küreğini in. dirip kaldırarak: Sus, sesini çıkarma... Bundan sonra o da kendi başının çaresine bak- sın... Yaşarsa yiyeceğini arasın bul sun. Bir de onun gırtlağını mi düşü- neceğiz! dedi. «Ayşe Gülvün, bu söz pek fenasına gitti, ağabeysi de; — Ben kendi ekmeğimin yarısını ona veririm, dedi. Babaları o vakıt öfkelenmiş gibi: — Ekmek ha! Ne ekmeği be? Ekme. ği biz bulalım da... Her tarafı su bas- tı... Ekinden hayır mı kaldı... diye ba- gırdı. Çocuklar sustular. Pek anlamıyor- lardı amma, içlerine korku girmişti; bugünedek hiç ekmeksiz kaldıklarını bilmiyorlardı. Esmerceydi, pek iyi ele- nilmiş karışıksız değildi amma, her zaman ellerinde un bulunurdu. Ne ise bakalım Allah ne gösterecekti! «Sarıbaş» yoruldu, gitgide ağırlaş- ta... Yüzüyordu, hâlâ yüzdüğü görü- lüyordu amma, artık iyice uzakta kal- dı. Biran geldi ki, sarı tüylü başı, et- rafını sarıp kuşatan ayni renkteki su- lardan seçilmez ayırd edilemez oldu. Su örtülü koca ovalardan böylece daha epey gidildikten sonra nihayet babanın söylemiş olduğu içerlerdeki o taş köprüye varıldı. Yapan eller nur olsun öyle yüksek- iki o, canlarının orada kurtulabile- ,ceğini bilmenin verdiği gönül rahat- Izmirde Inciraltı plâjı lığı ile köprü, gözlerine cennet gibi gö- züktü. Hem onun üstünde toprak var, dı. Kuru sağlam toprak! Ayşe Gülün babası salını bir ağaca bağladı ve hep- si de köprünün üzerine tırmandılar. Fakat onlardan evvel, daha epey in san gelmşiti, Koca taş köprünün bo yunca hasırla uydurulup yapılmış ça. dırlar, kimbilir ne zorlukla kurtanı. mış üzeri ciçili bicili köy işi sandık. Jar, siniler, hamur tahtaları, şilteler, yorganlar gözüküyordu. Öbek öbek ağlaşan çocuklar, derdleşen büyükler, düşünen ihtiyarlar vardı. Nehirçok yılardanberi bu kadar azgınlaşmamış olduğundan, insanlar eski çekilenleri ve korkuları unuttuklarından işi s saklamışlar, bu taş köprüye hiç bak- mamışlardı. Sular nerde kuvvetsiz bir taraf bul. du ise abanmış, orasını aşındırmış ve taş ayakları senelerdenberi iyice hır- palamıştı. Fakat sığınılacak, can kur. taarcak ortada ondan emin bir yer kalmadığı için yakın köylerden gene de herkes kendini oraya atmış, ona sarılmıştı. Hem «Taş köprüye» sığınan, sade insanlarda olmadı. Tarla fareleri, yı- Janlar bile oraya üşüştüler. Su üstün- de kalmış ağaç dallarına sarılıp asıl. dılar, Önceleri erkekler bunları öldü. Tüp öldürüp, leşlerini suya atıyordu- / lar... Fakat arkası gelmiyordu ki... Yı- lanlar gene de boyuna dallara tırma: yorlardı. Çaresiz onları kendi halleri. | ne bırakıp, sade en zehirli ve kötü bil. diklerini öldürmekle kaldılar. «Ayşel Gül» orada, günler ve hafla- larca, anası babası ve kardeşlerile ya- şadı. Ynlarında getirdikleri küçük un çuvalı çoktan tükenip bitirlidi, Koca camış yenildi sümürüldü ve «Ayşe Gül zavallı, babasının, hayvanı kes. dikten sonra, su kenarında, herkesten uzakça bir yerde nasıl başı iki elinin arasında oturup düşündüğünü gör. dü. Yanına sokulmağa kalkışınca onu nasl paylayıvermişti; men seslenmiş, usulce: — Yanına gitme şimdi. Bundan son- ra toprağını nasıl süreceğini düşünü. | yor zavallı, demişti. Ayşe Gül, şaşkın şaşkın: — Sahi, camısı olmadan ne yapa. cak? diye sordu. Ana, hayvanın etini, yırtıcı hareket. lerle paralayıp ayırarak: — Ne yapacak ya? Ne yapacak? di- ye tekrarladı. «Bereket sunyumuz diye andıkları hayırlı nehrin şu yaptığı olur şey miy- di? Onun bereket yerine bu kadar be- lâ getirmiş olmasını akıllar almıyor- du. Keçileri camıstan evvel yemişlerdi ve küçük Hasan, gözünün bebeği ka- ra keçisinin arkasından ağlamağa bi- le korkmuştu. Önlerinde bir de koca kış vardı. (Sonu yarın) anasıda he | İ İ vilâyet belediyeleri de “ Jtirazda istimlâk kanunu Meclis tarafından kabul edilen kanu - nun başlıca esaslarını yazıyoruz Ankara 7 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi muvakkat encümenin- | ce yenibaştan hazırlânarak bugünkü içtimada müzakere ve tasvip edilen İs-| tlmlâk kanununun esaslarını bildiri- yorum: Belediye kanununda y beldenin Ve belde sakinlerinin medeni, sıhhi ve bedii ihtiyaçlarının tanzim ve tesviyesi ve teh- Mikeden korunması için tesisat yapmak maksadile binalı ve binasiz gayri menkul- leri, bu kanunda yazılı usuller dairesinde değer pahasi peşin verilmek Şartile İs- timlâke belediyeler salâhiyetlidir. Kanunu medeninin kaynaklar hakkın- daki hükümlerine riayet edilmek şartile belde dışından getirilecek suların Okay- nağı ve kaynaklan beldeye kadar geçeceği yerleri dahi lüzum görürze belediyeler is- timlâk edi İr. Kanunu medeninin (688 ve 669 uncu maddeleri hükmü mahfuz- dur. Bir yolun veya bir meydanın genişletil- metine veya yeniden açılmasına karar ve- rildikte yolun veya meydanın genişliğin- den fazla olarak taraflarından yirmişer metreye kadar binalı veya binasiz yerleri istimlâke belediyeler salâhiyetildir. Yeniden açılacak veya genişlettirilecek yol, meydan, umumi bahçe ve yeşil saha- lara lâzım olan yerlerden başka, bunların etrafında imar plânma göre yapılacak binaların arsa derinliklerine kadar olan mahallerini de istimlâke belediyeler sa- lâhiyetildir. Tasdikli plâna göre bir hizada bulun- ması lâzımgelen binalardan hiza dışına çıkmış olan kısımlar dahi isiimlâke ta- bidir. Tasdikli imar plânlarının tatbiki için: A) mevcud binaların plâna göre fazla olan katlarını, B) Yolların genişlemesi için binaların zemin ve bodrum katlarının lüzumlu olan kısımlarını istimlâke belediyeler salâhi- yetlidir. Fazla katları kaldırılan binaların üs- tünü derhal örtmek ve eski evsafı daire- sinde Ikmal etmek belediyelere atddir. Yola kalbedilen zemin ve bodrum kat- larının duvarlarını yıkmak ve bunların üstündeki bina kısmının eski metanetini temin edecek kadar kuvvetli mesnedler tesis etmek ve cephelerini eski vasıfları dalresinde yaptırmak belediyenir cudur. Uyuşulduğu takdirde keşif dahi rarlaşyrılacak bedeli verilmek bunların sabipleri tarafından yaptırması da calzdir. diğer mıntaklarda -İ: İkinci maddede yazılı istimlâklerden «)- de edilecek yerleri birleşiirmeğe ve plâna gör ifraz müsmeleleri yapıldıktan sonra plâna uygun tesisat vücüde getirmek şar- tile müzayedeye koyarak satmağa beledi- yeler salâhiyetlidir. Imar plânı tatbik edilen minlakalarda | açılan yolların, meydanların, umumi bah- çe ve yeşil sahaların etrafındaki adalar- İ da, inşaata izin verildiğinin ilânı tarihin- den iibaren bir sene içinde yapılmağa başlanıp ta iki sene zarfında bitirilen 10 sene müddetle bina vergisinden muaf tu- tulur, Bu gibi yerlerde evvelden mevcud olup ta üç sene zarfında plâna uygun şekle kalbedilen binalar için muafiyet müddeti beş senedir. Belediye namına İstimlâk olünan yerle- rin mesaha ve cins ve hududunu gökterir mufassal bir haritası belediye mühendisi ve bulunmayan yerlerde Nafia mühendisi ve: bunların bulunmadığı yerlerde mimar ve fen memüuru-ve bunlar da yoksa bele- diye kalfası tarafından yapılarak beledi- ye encümenine tevdi olunur, Encümenince İstimlâke lüzum görül- düğü takdirde, istimlâk sebeplerini bildi- yir bir mazbata yapılarak mahailin en büyük mülkiye Âmirine gönderilir. Bu büyük mülkiye âmiri evrakın gelme- sinden itibaren 15 gün içinde, yapılacak istimlâkin âmme menfaatlerine uygun olup olmadığına Karar vererek beledi- yeye bildirir. İstimlâkin âmme men- faatlerine uygun olduğu hakkındaki kas rarlar katidir. İstimlâkin ümme menfaatlerine uygun kararlara kâr- Dahiliye Vekâleti İtiraz — bulunabilirler. üzerine ve- Amme menfeâtleri hakkirldaki kati kararlar aleyhine Devlet Şürasına müra- enat olunamaz. İstimlâk edilecek binalar ve arsalar İle binali ve binamız arazi ve bahçeler için * belediye meclisince, meğlis Azasından bir ve belediye mintıkasındaki emlâk #ahip- lerinden bir ve belediyede vazife sahibi olmayan bir mühendis veya bir mimar ve de bir ebniye kalfası veya yapı İşlerini anliyan bir zattan mürekkep üç kişilik komsiyonlar teşkil edilir. Bu Komisyon marifetile © gayri menkulün istimlâk ta- rihindeki vaziyetine ve emsalinin alm sa- ım raylelne göre kiymet takdir edilir Kısmi istlmliklerde evvelâ gayri men- kulün kıymeti takdir edilir. Bundan baş- ka sahibi uhdesinde kalacak olan parça- nin istimlâkten Sonraki değişiklik dola- | yisile alacağı kıymet te aynca takdir edi- dir. Bu kısım kıymetinin, tamam kiymet- ten tenzilinden sonra baki kalacak mik- Gar, istimlâk edilecek yerin değer pahası sa, ismen İstimlâk edilen yerlerin geri kalân parçasının bavası veya siyası ka- panır ve yahut o parçadan intifa kabil olmaz ve sahipleri İsterse belediye o par- çayı da istimlâke mecburdur. İstimlâk edilecek gayri menkulün * ha- ritası belediye tarafindan 10 gün müd- detle istimlâk olunacak yere ve ilâh için belediye odairesinde muayyen muhalle; asılır. İstimlâk edilecek gayri menkulün sa- hiplerile alâkallarn hüviyet ve ikamets gühları tesbit edilmez ve yayut bunlar gösterilen yerde bulunmazsa teblig oluna” cak evrak, istimliki karalaştırılan yerin münasip bir noktasına ve belediye düire- sike ve o semtin umuma mahsus mahal- Jerinden birine, tapu kaydine göre taayyün eden sahiplerinin. ve alâkalıların isimle- rini muhtevi olduğu halde 20 gün müd- detle asılır. Gazete bulunan yerlerde €v- rakın hulâsaları gazete ile de ilân olunur, 'Talik muamelesi, usulü dairesinde tan- zim eildmiş bir zabitla tevsik olunur. Istimlâki kararlaştırılan yerlerin sahip- Jerile alâkalılara o yerin poteri marifeti- 16 istimlâk keyfiyeti ve ikinci rnaddede yazılı haritanın bir sureti ve kiymeti; hu- kuk usulü muhakemeleri ye yukarıki mad de hükümleri dairesinde tebliğ ettirilir. Noterler her tebliğ için mübaşirin zâ- ruri masrafından başka 20 kuruş maktü” Ücret alırlar. Aynca harç ve resim &hn- maz, Noterlik teşkilâtı olmayan yerlerde teb» Uğat, belediye tarfamdan yapılır. İstimlâk olunacak gayri menkul sahip- leri ve alâkalıları veya belediye, 10 “ve 11 inci maddeler mucibince yapılan tebii gat tarihinden Wibaren 15 gün içinde, o gayri menküle takdir edilen kında asliye hukuk mahkemesine müra- caat ederek dava açabilirler. Dava ârzühalinin mahkemeye kaydedil- diği günden itibaren 8 gün zarfında di- ğer davalara tercihah taraflar mahke- meye dâvet edilir. Bu davalar basit mu- hakeme usulüne edir. Vüâyet umumi meclisleri, her sene top- lantılarının ilk haftasında nrülk sahipie- rinden ve mühendis ve wimar ve yapı İş- Jerinden anlayarlardan. viliyetler Üçlü 30'dan aşağı ve 40 dan yukarı ve kazilğr- Ja belediye teşkilâtı olan yahiyeler İçin 10'dan aşağı ve 15'den yukarı olmamak üzere ehli vukuf seçerler. Bunların &sim- lerini havi bir Jiste mahalli asliye hukuk mahkemesine gönderilir. Asliye hukuk mahkemesi; yukarıdaki maddede gösteriler listeye dahil veya ha- riç Üçten az ve beşten fazla olmamak üzere ehli vukuf tayin eder. Üç kişilik heyetlen birisi ve beş Kişilik heyetten ikisi mimar ve mühendislerden ve bulunmayan yerlerde yapı işlerinden arlayanlardan alınır, Ehli vukuf hakkında umumi hükümler tatbik edilir. Ehli vukuf heyeti, gayri menkulün em- salinin alım satım rayicine göre takdir ve tayin ederek esbabı mucibeli bir ra- porla nihayet 8 gün içinde mahkemeye bildirir. Mahkemeye müracaat edilen hallerde, duruşmadan evvel istimlik olunacak gay- ri menkullere hemen vazıyed olunması belediyelerce zaruri görülür ise; o gay- ri menkulün takdir edilen kıymeti, Se 20 fazlasile milli bankalardan birine yatırı- larak makbuzu mahkemeye tevdi edilir. Mahkeme; 10 ve 11 inci maddelerde ya- ılı şekilde bir tebliğ ile gayri monkul.sa- hibini mahkemeye davet eder ve 8 gün zarimda gayri menkulün vaziyetini ve kiymet takdirine esas vlabilecek bütün evsafını, tesbiti delâil usulü dairesinde tevs sik ettirerek o gayri menkulün tapu si- eliline keyfiyetin şerh edilmesini bildirir. Bu muamele, mahkemenin davetine icabel etmeyen veya delâilin tesbiti sıra- snda hazır bulunmayan gayri menkul sahiplerinin gıyabında yapılabilir, İstimlâk olunacak gayri menkulün mül- kiyeti veya hisse mikdarı münazaâlk bü- lunduğu hallerde dahi 16 nc: madde hü- kümleri talbik edilir ve sahipleri arasın- daki ihtilâflarda birdiyeler, hasım olâ- mai. Istimlik olunacak gayri menkulün tak- dir edilen kıymetine kanun! müddet için- de mahkemeye müracaatla İtiraz edilme- diği ve tapu dairesinde rıza İle ferağ mu- ni tapu dalresine tebliğ eder. 17 nci ve 18 inci maddelere tevfikan tapu siciline şerh verilen ve belediye na“ mına tapu dairelerince tescili yapılan gay- ellerinde bulunanlara bir tahliye emri tebliği sure- #ile o gayri menkulü tahliye ve teslim et- mmelerini bildirir. Bu müddet bitince gay- ri menkul, usulü dairesinde tahliye ve belediyeye teslim edilir. Bu yerler başka- sına kiralı ise tahliye olunması sebebile kiraci kiralayandan tazminat isteyemez. Asliye mahkemesi kararları, tebliğ ta- rihinden itibaren 10 gün içinde, bu kanun- (Devamı 12 nci sahifemizde) Mazak ie mai