22 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA e e Filistinde vaziyet Milletler Cemiyetinin manda altındaki memleketlerin işlerine bakan ko- Misyonu, Filstinin Âtisi hakkında, İngilterenin Plânı ihtiva eden Beyaz kitabı haftalarca tedkik son kararlaştırmış olduğu etmiştir. İngiltereyi temsil den Müstemlekât Nazırı Mak Donald, komisyonun âzaları tarafından fena sıkıştarılmıştır. Yeni plânın umumi harpte, İlstinde milli bir yurt vereceğine dair yaptığı Yahudilere Fi teahhüd ile telif edilemiyeceğini İsbata çalışan Yahudi dâvası taraftarı âzalar uzun uzadıya Mak Donaldı Âdeta sorguya çekmişlerdir. Anlaşılan İngiliz mümessili hiç olmazsa, İçin, Almanyadan, Macaristandan ve Romanyadan kısmen âzaları memnun etmek çıkarılan (o Yahudilerin Muhaceretine karşı müsajf vaziyet alınacağı hakkında vaitlerde bulunmuş. tur, Beyaz kilaplan zaten pek memnun olmıyan ve (Halis Arap devleti) yerine (Filistin hükümeti) kurulacağına dnir Beyaz kitaptaki kayıttan münfeil bu- lunan Arap âlemi için Yahudi muhâceretine müsaadekâr davranılacağına Ait vaid bomba gibi patlamıştır. Bunun üzerine Arap Suudiye Klhud) u Berline göndermiştir. devlet adamı mösyö Hitlerin nezdine ehemmiyet vermiş ve bu ziyarete büyük kabul edilmiştir. İngiltere hükümeti, Berlindeki büyük elçisini - İbnissu- iv Alma Ger ele gag Şam e malümat almağa memur etmiştir. , Filistin meselesi tekrar karışıyor demektir. Diğer taraftan Hayfada, ve Ülğer altı muhtelif mahalde bir günde patlatılan bombalar galeyan uyandır. Diş ve bu yüzden birçok hüdiseler olmuştur. R Hem Münihte genç bir asker nişanlısile €vlehmek üzere hazırlıklar yapar. Davetler gönderilir, arabalar tutu- lur, davetliler gelini almak üzere ka- Pisının önünde birikirler. Her şey Program mucibince cereyan eder. Güvey elinde bir demet çiçek olduğu halde gelin arabasının kapısı önün- “e nişanlısını beklemeğe başlar. Kom- Sular da, çocukluğundanberi tan dıkları komşu kızımı telli duvaklı ge lih kıyafetinde seyretmek için pence- Telerden başlarını çıkararak gözlerini kızın çıkacağı kapıya dikerler, Fakat herkes uzun müddet bekle- diği halde gelin bir türlü zuhur et Mez. Zavallı güvey sıkınlasından ter- ler dökmeğe başlar. Arada sırada Saatine bakarak kendisini teselliye alışır. Onun bu halini gören kom- Şular birbirlerinin kulaklarına bir Köpek balığının midesi Cenubi Afriyada Durban şehrin- den bildirildiğine göre o sahillerde Ylanan balıkçılar geçenlerde üç ton Ağırlığında gayet büyük bir köpek balığı tutarlar. Bu balığın karnı ya- Yıldığı zaman midesinden çıkan şey- ler bütün balıkçıların hayretini mu- Oruç tutan bazı hayvanlar! Birçok hayvanlar vardır kt gerek Yakti zamanında kendilerine yem bulamadıklarından, gerekse kendile- Tini uzun müddet açılığa alıştırmak İstediklerinden dolayı aylarca devamı €den oruç devreleri yeçirirler. Sonra 468 gün aç kalan bir akrep, 17 ay bir $€y yemiyen örümcekler görülmüş- İlir, En ziyade soğukkanlı mahlük- açlığa dayanabiliyorlar, Amria Lolva isminde bir balık 20 Yy açlığa tahammül etmektedir. Kö- EL ESAEEAARANANER 0008 SAAAAABAN, Adana Ticaret lisesi binası inşaatı Adana (Akşam) — Burada üç ay *vvel inşasına başlanan ticaret lisesi için geçen sene bütçesinden Ayrılan 22,000 lira mayıs sonuna kâr harcanmıştır. Ve bu para İle bi- Mânın ancak bodrum ve birinci katı edilebilmiştir. Ticaret lisesi binasının yarım ka- inşaatının tamamlanması için Vekâlet nezdinde teşebbüslere geçile- “ektir, güvey, hem baba! şeyler fısıldamağa koyulurlar. Niha- yet güvey birdenbire askerce bir ka- rar verir, gelinin neden gelmediğini anlamak için evinin kapısından içe- riye dalar. Fakat bir iki dakika son- ra benzi kül gibi attığı halde sokağa çıkar, gelin arabasına biner ve çekip gider. Bir iki dakika sonra gelin evinde olup biten şeylerden bütün mahalle haberdar olur. Meğerse ge- Tin o esnada gürbüz bir oğlan çocuğu dünyaya gelirdiği için meydana Ççi- kamamışmış! Aradan yarım saat geçmeden da- mad, yanımda evlehme memuru ol- duğu halde, gelin evine gelir ve ora- da hem nikâh kıyılır, hem de yeni doğan çocuk babasının güvey olduğu tesçil edilir. Genç asker ayni zaman- da hem bir zevceye, hem de bir ço- cuğa sahip oluverir. cip olmuştur. Çünkü midenin içinde içi bezelye dolu üç büyük teneke konserve kutusundan, İçi sigara dolu yüz sigaralık bir madeni tabakadan, derisi ve postekisi ile beraber yarım koyundan başka bir de, timsahın ka- fası, ön ayakları ve gövdesi de bulu- nuyordu. pek balıkları 112 gün Dir şey yeme- den geçinebiliyorlar. Yapılan tedki- | kat neticesinde yılanların en ziyade açlığa dayandıkları anlasılmışlır. Ba- zt yılanlar 4, bazıları 12 ve bazıları da 22 ay aç kaldıkları halde ölmemiş- lerdir. Yüzde 30 - 50 nisbelinda sık. lellerinden kaybetmişlerdir. Bu müd- det zarfında yılanlar bermulad de rilerini değiştirmekte devam etmiş. lerdir. Açlık bu tabi ihtiyacı durdur. mağd muvaffak olamamıştır. Divriğe su getiriliyor «Divrik (Akşam) — Sayın mebusu- muz ve hemşehrimiz mühendis Naci Demirağın yaptırmakta olduğu su işl çok ilerilemiş, ferşedilecek yirmi bin metrelik borular gelmiştir. Hayır s6- ver hemşehrimiz sayesinde üç ay son- ra bütün memleket halkı temiz ve iyi su sevinç içindedirler. “Dünkü trenle de Nuri Demirağ raberinde mühendisleri olduğu halde kazamiza gelmiştir. Kasaba elektrik işini tedkik ettirmektedir. Deniz banyoları mevsiminin favkalâdeliği Yeni deniz Banyosu MAYOLARI Ingiltere ve ingilizler: 4 Victoria'ya isyan devrine âid ve onların ismini taşıyan mimari, sânat, fikir hareketi, eşya, in- san ve Âdet vardır, Bunlar arasında | üçyüz seneye yakın fasıla ile gelmiş iki kraliçeninkiler çok derin izler br- rakmıştır. Eğer hars sahibi bir İngilizle biraz uzun ve ciddi konuşursanız mutlak Vietorlan, Elizabethan tabirlerini işi- tirsiniz, Bunların herhangi sahada ifade ettiği münayı bilmiyorsanız, İngiltere ve İngilizler hakkında ma- lümatınız' eksiktir. Sizinle konuşan İngilizin Vidtorlan tabirini kullarır- ken tavrından aşağı yukarı edebiyat, sanat, eşya, moral görüş bakımından zevkini, mensup olduğu fikir zümre sini de tahmin ödebilirsiniz. Vletorla'nın devri de kendi de Eli- zabeth'inkinden başka olmakla Obe- raber İngilterede müsbet yahud men- fi efkârı çok uzun işgal etmiş, birçok cereyanlar doğurmuş bir simadır. Victoria devrinin sanat ve İlimde yetiştirdiği büyük isimlerin bir kısmı hariçte en çok tanınmış, yarattığı İç- timai şekiller İngilizin en bariz hu- susiyeti gibi telâkki edilmiş ve belki de edilmektedir. İç çamaşırından bah- sederken kızaran genç kız, mübalâga edilmiş bir orta sokak (burjuva) ah- lâkı, kıyafet ve ânane meselesinde ta- assup, hep o devrin hususiyetlerinden» dir. Belki de Victoria'nın halk üze rindeki uzun ve derin tesiri, devrin- deki fikri, siyasi muvaffakıyetler, bü- yük sanat eserlerinden ziyade orta- sokak İngiliz ruhunu resmileştirmes sinden, © ruhun âdeta bir (symbo- le) ü olmasından ileri gelmiştir. Bütün bunlara karşı aksülâmel he- nüz kendi sağ iken başladı, bilhassa © devrin sanatine karşı çıkan cere- yanlar hariçte de az çok meşhür ol. du. 1909 İngilteresinde temas ettiğim mütefekkir yahud sanatkâr örnekler açıktan açığa yahud şuurlarının &l- tında Victoria devrinin asileriydi. Vapurda İngiltereye gelirken sigara | içmek isteyeh İngiliz kadınının ortadan kaybolduğuna, kapı arkalarında, gü- verlenin tenha bir köşesinde acele ace. le sigara içtiğine dikkat etmiştim. Londrada her hangi bir fikir yahud sanat cereyanına mensup olan kadın gösterişle sigara içiyordu. O kadar ki, bilhassa «süfrajetu namını alan azgın ve faal «feminizm» taraftarlarının âlenen sigara içmeleri, isyan bayrakla- rını muzafferiyetle sallamaları gibi birşeydi, Köylüsünden en yüksek ta- bakasına kadar İngiliz kadınının ekse- riyeti bugün sigara içer, hattâ sokak- ta ve otobüslerde içer. Bu, Victorla'ya isyan devrinde âdeta kadının muvaf- fakıyetini temsil eder, Buna mukabil kuvvetli ve teşkilâta bağlı bir alkol aleyhtarlığı vardı, mü- tefekkir muhitte bilhassa gençlerin en kuvveti içkileri limonata yahud şiradan ibaretti. Bu bâreket de hâlâ devam ediyor. ! İngilizlerde âdeta milli olan lady» yani harım tipine karşı da isyan var- dı, Victoria aslliği moda olduğu bu muhitte «lady» suni «woman» (kadın) tabli bir insandı, Fakat bu muhitte müesses ananelerin fazla daralmış kıs. mına bakıp ta bu isyan cereyanları. nı (bir ikisi müstesna) içtimai bir tesviye, halka doğru gidiş diye telâkki etmek doğru değildir. Gerçi bu derirde halka yârdım için içtimat teşekküller yapmak, çalışmak moda olmuştu. Fakat isyan umumiyetle ne halktan geliyor, ne halkla birleşiyor. du. Beni gezdirdikleri çalışan kadın- lar için açılmış arka sokak merkezle. rinde işi ciddiyetle üstüne almış, fu- İngilterede bir hayli kral ve kraliçe erkekler olduğu gibi, sadece moda bir cereyanın haricinde kalmamak bu mü- esseselerde günde bir suat çocuk bak- mak, analara konferans vermek için giden kâdınlar da vardı. En sefil ve karanlık bir odada, işçi kadınların gündüz bıraktıkları çocukları kucak- larında sallıyan, eğlendirmeğe çalı. şan şık kadınlar çoktu. Bugün içti mal yardım meselesini baştanbaşa en pratik usullerle resmi ve gayri res- mi merkezler tanzim etmiştir. Bunlar da ücretle çalışanlar olduğu gibi sırf am; | HALİDE EDİB hayır etmek, cemaatını yükseltmek, düşmüşlere yardım etmek için çalı. şan çok İngiliz kadını vardır. Fakat bunlar artık moda diye değil tabii ve insani bir vazife diye yapılıyor. Londraya gider gitmez en evvel iki şey görmek istedim; Sahnede Shâks- peare ve parlâmento. Meşhur bir aktör «Makbet» oynu- yordu. Derhal gittim. Bu ve sonra- ları gittiğim Shakspeare oyunları, İn- giltereden ziyade Almanyada -lisun- larını bilmediğim hâlde. bende tesir yaptı, İngiliz sahnesinde Shakspeare bugün otuz sene evvelinden çok iyi oy- nanıyor. Bu sırf bugün büyük Shaks- peare aktörleri olduğundan değildir. Bunda biraz da zihniyet meselesi hâ- kimdir, Esasen dünyada otuz senedenberi yeni sanat cereyanlarından bir bıkış, klâsik eserlere karşı tehalükle bir gtı. ış var. Otuz sene evvel İngilteredeki sanat cereyanlarında yalniz Victoria devrine değil Elizabeth devrine, hattâ Shâkspeare'e karşı bile bir aksülâmel vardı. Bu kişmen B. Shaw'un -bugün itiraf ediyor- şöhret almak için İngiliz lerin en büyük simasına hücüm et. mesinden, kismeri de o gün aralarında meşhur sanatkârları olan «Rafaelden evvel (1)» zümresinin tesirile oluyor- du. Bütün bunlar arasında İngiliz mütefekkir . bilhâssa (o sanatkârının mevzularını İngiltere ve İngilizlik ha- ricinde araması, İngiltere ve İngilizlik &leyhinde bulunmak bir moda olma» sındandı. B. Shaw'un ilk sahnede gördü. ğüm (2) eseri beni eserden ziyade oyundaki gençlik, gümbür gümbür atan bütün ananelere isyan nabzı, ve halkın alâkası oldu. Bir Fransızla uzun uzadıya ve yalnız sokak sokak dolaşan ve nihayet evindeki garsona Âşık olan, hülâsa hepsinde -ananeye is- yan ettiğini gösteren kız. İşin garip tarafı garsonun nihayet bir aristok- rat çıkıvermesiydi ki, bu da sanatkâ. rın belki şuurunun altında İngiltere- de tam bir içtimat tesviyenin müm- kün olmadığını, yahud bir garsonun hakikisinden ziyade sunisini tahayyül etmesinden ileri geliyordu. Herhalde bu, Shaw'un çok eski oyunlarından biridir ve ondan sonra, bilhassa son Sinemanın 50 Mmgiliz gazetelerinin yazdıklarına nazaran bundan tam elli sene evvel bugün İngiliz patente idaresi tara- fından 34 yaşındaki mühendis Wil- yam Friese - Green'e verilen 10,181 numaralı patente ile dünya sinema- ya kavuşmuşlur. Bu mühendis henüz genç yaşlarında iken arkadaşları ona <İngilterenin Edison» u ismini ve rirlerdi. Fakat aradan seneler geç- tikten sonra Edisona, Amerikanın Friese - Grecn'i ismi verilmeğe baş- lanmıştır, Yine İngiliz gazetelerinin iddiasına göre cihanda hiç bir memleket kal. mamıştır ki sinema mucidinin Frie- se - Green olduğunu reddetmiş olma- sın. Fransızlar ondan evvel Marey Demeny ve Lumiere'in filmi icad et miş olduğunu ileri sürerler, Ameri- kalılar film mucidi olarak Edisonla - Jenkinsi gösterirler, Almanlar ise hakiki film mucidinin Skladonovski olduğunu iddia ederler. Fakat Friese . Green, kozu bun- lar İçinde en kuvvetli olanıdır. Bu- günkü sinemanın doğum yeri Hol bornda Fleet sokağıdır. Burada Fri- ese - Green ile arkadaşı Evans filmi icad etmek için müştereken çalışmış- lardır, Friese - Green'e verilen pa- tentenin, 1910 senesinde Nevyorkta, resmen cihânın sinema patentesi ol- duğu tasdik edilmiştir. Friese « Green 1855 senesinde Bris- tol şehrinde doğmuştur. Carbridgede GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ senelerde yazdıkları daha olgun ve daha yüksek bir kabiliyet ifade eder. Fakat B. Shaw'un İngiltereye getirdi- ği yeni kıymetlerin faide, güzellik, ya- râr bakımından tedkiki benim için o günlerde mümkün değildi. Yalnız Victoria devrini yıkmak isteyenlerin en kuvvetlilerinden biri olduğunu an. lamak çok kolaydı ve bu münasebetle Shaw'un kendi kendini nakzeden bir çök tarafları arasında bir tane sabit olanı zikretmek lâzımdır: Kadın er. kek müsavatı... Daha ziyade kadının cemaaltaki mevkiinin ve rolünün da- ha hayatı ve derin olması kanaati. İngiliz kadmının müsavat hattâ ha yat mücadelesinin o günlerde çok ba- riz olduğunu yalnız süfrajet muhitle. rinde değil parlâmentoda bile hisset. tim, Locada demir kafes vardı. Yanım. daki kadına sebebini sordum. «Süfrajek korkusun dedi. Anlamadım, anlattı. Süfrajet o günlerde hükümetin dik- katini celbetmek, maksadını halka anlatıp yaymak için her çareye baş vuruyordu. Polisi tahkir edip hapse gitmek, Londra haricinden taş topla. yıp büyük mağaza camlarını taşlu- mak, Irlandada bir tiyatroya ateş ver- mek, parlâmentoda yukardan nazır- ların başına şemsiye atmak saire ve saire. Bundan dolayı o günlerde parlâmentoyu ziyaret edebilmek için hem Dahiliye Nâzırından hususi izin &lmak, hem de parlâmentoya şemsiye ile gidilemiyeceği hakkında bir sürü tavsiye dinlemek, en nihayet kafes ar- kasından parlâmentoyu seyretmek icap etti. Maamafih İngiliz kadını siyasi hakkını bu gürültülerden dolayı değil kısmen kabiliyetinden, kısmen büyük harpte oynadığı rölden, kısmen de yeni ihtiyaçlar ve yeni fikirlerin umu. mi tazyikinden aldı. «Şunlar hükümet fırkası, şunlar muhalefet, ya şu kırmızı boyunbağlı beş on adam kim?» Yanımdaki kadın güldü: «Onlar amele partisi... On altı ki- $i... Ciddiye alma. Biz yalnız iki parti ile siyasi muvazenemizi yapan, kendi. mizi ifade edebilen bir milletiz.» Bu fikrin ne kadarı doğru, ne ka- darı yanlış? Bunu ancak İngilizin parlâmentosunun ifade ettiği mâna- yı, son otuz sene zarfındaki siyasi te- kâmülünü tedkikten sonra anlıyabli. dim. (1) Pre - raphealites, (2) Fanny's Pirst Play, nci yıldönümü okurken en ziyâde kimyaya ve riya- ziyeye ehemmiyet vermiştir. Orada meşhur fotoğraf mütehassısı Tallot- le tanışmış ve ondan birçok şeyler öğrenmiştir. 26 yaşında iken tanıştı ğı Rudge isminde bir İngiliz de o za- man gösterilen lantern majik man- zaralarını devvar şekle sokmağa çalışıyordu. Friese . Green otuz yaşına geldiği zaman Amerikada Edisohun icadla- rından hayretle bahsedildiğini işiti- yor ve kendisi de sinema filmini ica- da çalışıyordu. Nihayet bu genç İngiliz mühendis fotoğrafları canlı bir surette göste- ren bir makine imaline muvaffak ol- du. İlk defa olarak fotoğraf camı ye- rine fotoğraf filmi kullanmağa baş- ladı ve 21 haziran 1889 da patente dairesinden muvakkat bir sinema patentesi almağa muvaffak oldu. B- disonun opatentesi ise bu tarihten birkaç ay sonra verildi. TRUFLEX GENİN v —

Bu sayıdan diğer sayfalar: