AKŞAM : Bir asır evvelki siyasi bir cinayet: Şair Pertev paşa nasıl 4 idam edilmişti ? Ür soğukkanlılıkla karşıladı. - Namazını kıldıktan sonra mağa başladı. - Reşit paşaya nazaran sultan Mahmudun bu fermandan haberi yokmuş Şizüncü yıldönümün. bakarken ede rl Di kaç aydan ilen” & bulunuyordu. Âsu- pir; ikbağin, ir köşkte Oturup du- ğmağı bekiiye servetine tekrar BE biri, apn, Zorn. Orllâdların- il re Anlatır amanane öl Pertey İeşrinlevvetinde bir b dan henüz tebliğ saat İstirahatten » Mâiyeti i gitti, yetinde bir ğa ka rİndeydi. Ev sahibi Yanma p rak, misatirini di. er u, ubuk iğen Le edildi, ni, sileriz n bir süküt oldu. süsü <2 İdama mahküm ing 8 kelimelerle avutma- İMA kan, bilmiyordu, Bilâkis Yun — Olân hürmeti ve pa- Üen hay, tad hilâtna hüpule Otu lk yg ürkütüyordu. Oldu, lâl eden gene Pertey Sööliyerei a Pâşanın Yüzi gelen bir haberi iz, dediler, ünde iztırab ifa VSün rek a çıkan ve ev. gelen ii tay. rayaşları yapacaktır. ta olduğ, Hava kurumuna &seri og, eX kiymetli yar. etmek 104 bu filonun uçuş” F hi hab e arzu eden, Ye, mM İn e &ldebilir. desi belirdi. Kekeledi. Fenalştı ve — En iyi adamımızı kaybettik! - di- ölüm haberini bizzat söyliyemediği | ye ağlıyorlardı. için fermanı uzattı. Pertev paşa, onu öpüp alnına gö- türdükten sonra emri, başından 40- nuna kadar, benzi atmadan, hali de- ğişmeden okudu. Derken katladı. Bir yastığın üstüne koydu. Ve ellerini birbirine vurarak seslendi: — Bana bir çubuk daha getirsinler, Sesi sakindi. Ev sahibi paşa, susuyordu. Pertev paşa, çektiği çubuktan bir duman savurarak, ağır ağır şu keli- meleri söyledi: — Cenabi hak şahidimdir ki, her zaman sadakat ve gayretle velinime. tim padişahıma hizmet ettim. Allah Saltanatını daim etsin. Ben daima dev. letimin hayri için çalıştım. Kalbim ve ellerim temizdir, Düşmanlarıma da, bana yaptıklarını helâl ediyorum. Mü- sade ederseniz bir namaz kılayım. Emin paşa, verdiği idam emrinin infazını görmemek için ayağa kalk. mıştı, Pertev, yere seccade yaydı. Namazı- nı kildı. Artık mazideki sallanalırın bütün hatıralarından uzaklaşmış bu- Yunuyordu. Bütün ruhile ahreli düşü. nüyordu. Bu dini coşkunluğunu o an- da nazımla tesbit etti. Akşam olmuştu. Evindeki adamlar, onun bu uzun gaybubetini merak ede rek konağa baş vurdular, Cevap ola rak, kendilerine efendilerinin cesedi verildi. Cenazeyi sessizce eve götürdü. ler, Ertesi sabah, şefak atarken, binlerce insan, Pertevin tabutu arkasında yü- rüyordu: Türkkuşu filosu aat 14 te Yeşilköyde akrobasi etleri ve uçuşlar yapacak gelen filonun pilotları tirdiği eski ve yeni bütün pilotları bu uçuşlar esnasında meydanlarda ha- zır bulunacaklardır. Filo yarm sabah Yalova yolile Bursaya geçecek ve öğ- leden sonra sâat 14 de Bursada Bur- sallar için uçuşlar yapılacaktır. Mey- danların çamurlu olmasından dolayı Türkkuşu filosu Edirneyi ziyaret ede» miyecektir. Dün filodan bir kısım tayyareler W » Ticar, Ye kadar yetiş. şehir üzerinde uçuşlar yapmıştır. Ticüret di a arada to Pi VE borsaya, © toplanacaktır. Oda- alandı. ar pi tanzimine baş- si dede Odal, Para vermemiş, hakaret etmiş! “Kadri adında bir sabıkalı Topkapı civarında bir gazinoya gidip rakı iç- miş ve para vermeden savuşmak İs- temiştir. Kadri, bu yüzden güzino sa- hibine ve jandarmalara da hakare etiiğinden dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde otüz iki gün bapsa emi olmuş ve mahkemede tev- edilerek Tevkifhaneyo o gönderil- miştir, ... Reşid paşa selefi Pertevin idamını ve ölmeden evvel yazdığı şiirleri bilâ- hare sultan Mahmuda söylediği za- man, padişah eski doslu için göz yaş- ları dökmüş ve mütemadiyen onun gaybubetine yanmış. Lamartine'in an- Jatışına nazaran, ikinci Mahmud bu idamdan haberdar değilmiş. Bunu ha- zırlıyanlar, padişahı Pertevin tabii ş6- kilde öldüğüne inandırmışlarmiş. Yürük Çelebi (1) Mehmed Bald Pertav paşa, tanınmış edip ve şair vezirlerdendi. Aslen Antal- yalıydı. Büyük babası Kırımda yerleşmiş- ken, tekrar Türkiyeye gelerek Darıcada bir çiflik almıştı. Pertev paşa burada doğmuştur. Gençliğinde İstanbula gelerek sadaret mektupçu kalemine, sonra da Amedil di- vanı hümayun kalemine girdi. 1826 da Hariciye Vekilliği demek olan Relsülküttablığı getirildi. İki sene sonra aslolunup bir aralık Mısıra gönderildi. 1830 da Dahiliye Vekâletine yani sadaret kethüdalığına geldi. 1895 de bu vazifenin adı «Mülkiye Nazarlığı. şekline çevrildi- ginden Pertev efendi, ilk Mülkiye Nazı- rıdır, Ertesi sene vezir oldu Fakat düşman- Jarının tesirile azledildi; Edirneye sürül- dü, Kısa bir müddet sonra da sultan Mah- mudun emrile orada Öldürüldü. Edirnenin İstanbul yolu üzerinde Seyid rında rekabet vardı. Pertev paşanın şu beyti, örnek diye gösterilir: Akın akın mola erbabı arzuyu bahar Olursa sahib mail misali çuyu bahar Ve ölümüne dair bir beyti: Yek cür'a ile harab eyle ilâhi, Ta haşre kadar farkelmeyeyim mensiiğ . rahi Izmir piyasası Son günlerde satışlar hararetlendi İzmir (Akşam) — İzmir piyasasın- da son zamanda bilhassa üzüm, pa- lamut, meyan kökü, pamuk ve zey- tinyağı satışları hararetlenmiştir. Dış piyasalardan mahsullerimiz için mülemadiyen yeni ve mühim sipa- rişler gelmektedir. Her gün borsada 5 - 8 yüz çuval üzüm satışı oluyor. Bu vaziyet devam ederse 938 - 939 senesi mahsulünden mevcud stok Süratle tükenecektir. , Bir“istatistiğe göre mevsim iptida- | sından 3 hazirana kadar İzmir lima. | nından dış memleketlere 73,959 ton üzüm, 41,815 ton incir, 36,947 balya | pamuk ihraç edilmiştir, Son haftanın ihracatı da şudur: 4839 Lon üzüm, 19 ton incir, 661 bal- İ ya pamuk, 167Tton zeytinyağı, 17 | ton tütün, 100 ton tütün kırıntısı, 845 ton palamut, 245 ton palamut hulâ- sası, 8,300 kilo balmumu, 75 ton me- yan kökü, 300 ton kepek, 5 ton çi- çek soğanı, 27 ton deri, 8 ton mazı, 200 ton pamuk çekirdeği küspesi, 490 kilo halı, 26 ton kum darı, 10 ton ip, 7 ton çam fıstığı, 4,400 kilo ba- dem, Son hafta içinde pamuk satış fiat- lerinde kilo başıma bir kuruş yükse- liş olmuştur. Aksla nevi pamuklar kilosu 50 - 52 kuruştan satılmak. tadır. Zeytinyağı fiatleri de sağlamdır. 6 asidlilerin kilosu 36 kuruştur, Gönende yıldırım iki kişiyi öldürdü Gönen (Akşam) — Üç gündenbe- ri devam eden şiddetli yağmurlar bu- gün biraz sükün bulmuştur, Yamur ve fırtına esnasında on dört yaşında 'Tahsin isminde bir çocukla Ayşe adında bir kadına yıldırım isabet ederek ikisini de derhal öldürmüştür. Kü Sahife 7 Nel Sanayileşme plânları eski sanayi memleketlerinde na gibi tesir yapıyor ? İngilterede yünlü kumaş ihracatı azaldığı halde ham yün ithali artmıştır Harpten sonra, ziraat memleketle- rinin sanayie ehemmiyet verdiklerin- den, bu yüzden, Avrupadaki eski sa- nayi memleketlerinin müteessir oldu- ğundan çok bahsedilmiştir. Evvelce ziraat ve ham madde memleketleri hesabına çalışan memleketlerde fab- rikâlar kurulduğu için, yeni fabrika- lar bunlara rakip olmuşlar, bu suret- le umumi harbe kadar devam eden ik- tisadi nizam bozulmuştur. Vaktile Londrada toplanan beynelmilel ikti- sad konferansında bu meseleler etra- fında uzun boylu münakaşalar oldu- ğu zaman, eski sanayi memleketleri- ne mensup bir murahhas, ziraat mem- leketlerinde fabrika açılmamasını tavsiye etmişti. Fakat bu gülünç tav- siyeden sonra, ziraat memleketlerin- deki fabrikaların adedi Acaba ziraat memleketlerindeki fab-| rikalar, eski sanayi memleketlerine ne derece darbe vurdu? Mutlak olarak diyebilir miyiz ki, teknik vasıtaların her tarafta teammüm etmesi, yeni sa- nayi memleketleri ve sanayiin anâ vatanı olan İngiltereye, Almanyaya çok zarar vermiştir. Ekonomik hayat o kadar girift ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır ki, <Ziraat memleketlerinde fabriklar açıl- dı, artık eski sanayi memleketleri, eski pazarlarını kaybetti, Bu yüzden, bu memleketlerin ekonomik hâkimiyet- leri kalmıyacak» diye umumi bir hü- küm vermek doğru değildir. Bunun doğru olmadığını ifade eden bir hâdiseden bahsedeceğiz. Son za- manlarda İngilterede yün sanayiin- de göze çarpan başlıca iki değişiklik vardır: 1 — Son on sene zarfında yapılan yünlü kumaş ihracatında beşte iki eksiklik, 2 — 1928 senesindenberi de ham yün ithalâtında fazlalık. Yün ithalinin artmasına mukabil mamul eşyanın ihracatındaki eksikli- gin sebepleri şöyle hülâsa edilebilir: İngiltereye ham madde gönderen dominyonlarda, Hindistanda, Çinde, Arjantinde ve Uruguayda İngiliz ma- kinesi ve İngiliz müteşebbisleri tara- fından yün dokuma sanayiinin kurul- ması, bu yerlerin mamul eşya ihtiya- giyecek eşyasının sarfiyatı, İngiltere dahilinde nazarı dikati celbedecek bir derecede artmıştır. Bu da istatistikler- de görülmektedir. Bu vaziyet te son on sene içindeki fazla ham yün itha- linin sebebini izah eder, Yünlü kumaşların İngilterede fazla istihlâkinin sebebi araştırılırsa, spor- cuların ve bilhassa sabah erken 50- kağa çıkmağa mecbur olan İşçi ka- dınların artmasından ileri, geldiği anlaşılır. Ayni zamanda son seneler- de giyinme itiyadlarının değişmesi de buna bir sebeptir. Çünkü bugün her çalışan insan, hatta tatillerini yarış- larda, kırlarda ve sahillerde geçir- mektedir. Haftanın bütün yorgunlu- ğu açık havada yaşamakla gideriliyor, Binaenaleyh her fırsatta dışarıda ya- şıyan İnsanın değişik elbiseye, bilhas- sa açık havaya mukavemeti olan yün- lü elbiseye ihtiyacı artmaktadır. Görülüyor ki, İngilterede yünlü ku- maş ihracatı azaldığı halde, yün it- halâtı artmıştır. Yukarıda da izah et- tiğimiz gibi, halk ve amelenin hayatın- daki sosyal tahavvül, bu maddenin is- tihlâkini arttırmıştır. Demek oluyor ki, harpten sonra sanayiin her taraf- ta inkişafı, eski sanayi memleketleri- ne zannedildiği kadar büyük bir dar- be vurmamıştır. Çünkü bu memleket- lerde istihlâk kuvvetinin artışı, bazı eşyaların istihlâkindeki artış, sanayi- in eski kudretini muhafaza elmekle- dir, Teknik vasıtaların her tarafla te- ammüm etmesinden en ziyade zarar gören Alınanyadır, Çünkü Almanya hem eski pazarlarını kaybetmiştir, bem de dahilinde balkın iştira kud- reti azalmıştır, Bu itibarla şuna hük- medebiliriz ki, bir memleketteki sa- nayii ayakta durduracak en büyük vasıta, mahalli istihlâk sahasıdır. Bu sahada istihlâk kudreti azaldığı za- man, sanayi en büyük buhranlara ve felâketlere maruz kalmaktadır. Türkiyede sanayi, mahalli istihlâk gayesile kurulmuştur. İhracat yap- mak hiç te hatıra gelmemiştir. Esasen biz sanayi sahasında ilk adımları at- tığımız zaman, bütün dünya, kendi sanayiini kendi yapmak suretile milli ekonomiye doğru bir politika takip ediyordu, Biz, bu cereyan içinde he- saplarımızı yaptığımız için, sanayilmi- zin hedefi mahalli istihlâk sahasıdır. Mahalli istihlâk sahası genişledikçe sanayiimizin hacmi de artacaktır. Sa- nayiimizin gayesinde iharacat hesap- ları olmadığı için, günün birinde ihra» calımızın azalması gibi bir buhran da akla gelemez, Hüseyin Avni Toprak mahsulleri ofisinin ; vaziyeti Ticaret Vekâleti Teşkilât kanunu- na göre Toprak mahsulleri ofisi şu- besi Ankaradan gelecek emre kadar muhabere ve muamelâtını mınlaka Ticaret müdürlüğü kanalile yapa caktır. Keyfiyet dün Toprak mahsul- leri ofisi İstanbul şubesine bildiril miştir, Fakat, Toprak mahsulleri ofisi de ayrı bir kanunla şahsiyeti hükmiye- yi haiz bir umum müdürlüktür, Bu itibarla ofisin İstanbul şubesi ne su- retle hareket etmesi lâzım geleceğini Ankaradan sormuştur. En EM Itürparkta kapalı atış poligonu İzmir (Akşam) — Kültürparktaki kapalı atış poligonu büyük alâka ka. zanacaktır. Atış esnasında silâh seslerini dışarıya aksettirmiyecek şekilde in- şa edilmiş olan bu güzel eser, yakında merasimle halka açılacaktır. Bütün noksanları Ikmal edilmiş, sabit ve seyyar hedefler yerlerine konmuştur, Ka- palı alış poligonunda atışlar, muhtelif silâhlarla yapılacaktır. Yalnız fişekler hedeflerin. tahribine mâni olmak için inhisarın kabul ettiği neviden olacak. tır. Poligonda seyireller İçin rahat koltuk ve kanapeler bulunacak, sırası ge- İince kadın, erkek herkes âtış yapabilecektir, Poligonun büfesi, tahnit edilmiş hayvanlardan mürekkep müzesi, bir de kütüphanesi vardır,