Haziran 1939 MASAMDAN AKŞAMA stanbulda Türk bu bir mahalle —n. AKŞAM Süt meselesi hak- kında tedkikler Komisyon bir rapor hazırlı- yarak Valiye verdi İstanbulun süt işlerini tedkik eden heyet dün süt işinin fenni sahaları etrafındaki tedkiklerinin hülâsasını bir rapor halinde Vali B. Lütfi Kır. dara vermiştir. Heyet, dün raporla beraber Dahi. liye Vekili B. Faik Öztrak ile Vali ve Belediye Reisi B, Lütfi Kırdara da iza- hat vermiştir. Heyetin hazırladığı rapora göre Paşabahçede bir fabrika kurulacak ve bu fabrikada süt pastörize edile- | cektir. Bu maksada biri Anadolu yakasında, diğeri (İstanbulda iki santral bulunacaktır. Bu santrallar- da sütler toplanacak, kontrol edile. cek, sürülecek, soğutulduktan sonra bu teşkilât vasıtasile fabrikaya gön- derilecektir. Şehirde pastörize edilmeyen süt satışı Belediyece kati surette mene- dilecektir. Süt kâğıd şişelere konü- lap bayiler vasıtasile satılacaktır. Belediye, bu fabrikayı tesis etmekle sütü inhisar altına almıyacaktır. İs- teyen kabul edilen evsaf altında sü. tü pastörize ettikten sonra satabile. cektir. Bu fabrikanın tesisi için Belediye, müstahsillerle satıcıların işlirakile bir anonim şirket kuracaklır, Heyet, bundan sonra fabrika ve teş- kilâtın maliyet fiati etrafında ted- kiklerine devam edecektir. Dolmabahçe stadı B. Prost stadın yerini gösteren bir kroki hazırladı Dolmabahçede eski İstabilâmire binası arsasında yapılacak stadyom için mimâr B. Viyolinin hazırladığı maketin araziye küçük geldiğini yaz- zaıştık. B. Prost, bu maksadla bir kroki hazırlamış, bu kroki dün Vali B. Lüt- fi Kırdar, beden terbiyesi umum mü- dürü general Cemil Taner, fen ve imar müdürlerile sporcular hazır bu- lunduğu halde tedkik edilmiştir, B. Prostun krokisine göre stad- yöm, evvelce tesbit edilen sahadan 150 - 200 metre geriye doğru çekile- cek, mimarın yaptığı makette bir tadilâta lüzum görülmiyecektir. Fa. kat bu takdirde Dolmabahçe Gazha- nesindeki tesisatın yarısı ortadan kalkacaktır. Bu hususta kati bir ka- rar verilmek üzere perşembe günü tekrar Kroki ile maketin tedkikine devam edilecektir. Denizciler bayramı için hazırlık başladı 1 temmuz denizciler bayramı ha- zırlıklarına devam edilmektedir. Bay- ram programını hazırlamak için se | çilen komite dün de Liman reisliğin- de toplanarak çalışmalara devam et- miştir, Komitenin gelecek içtimaıda Vali ve Belediye reisi, B, Lütfi Kırdar ile amiral Şükrü Okan da buluna- caklardır. Bu içlimada programa €sas şekli verilecektir. Bu sene denizciler bayramının zen- Yol kapatılır mı? Küçük Yalıda oturan bir okuyucu- muz yazıyor: Biz, Küçük Yalılılar, yolümüzün ka» panması yüzünden köpeklerie müca- dele halindeyiz. Küçük Yalı ile Bos- tancı arasında tren yoluna müvazi bir geçid vardır. Bu geçid Bostancı köprüsünün yanmda kurulan tel ör- gü De kapatılmış bulunuyor. Sebebi- ni sorduk, bu işi bir gazino sahibinin yaptığını, tel örgü ile kendisine hu- dud tayin ettiğini öğrendik. Bü hareket biz Bostan- cıdan öteberi tedarik etmek için çok arkalardan dolaşıyor, başkalarının erazisinden bekçi köpeklerile müca- dele ederek geçiyoruz. Hava karardık- tan sonra bü yolculuk çok daha kor- kunç oluyor. Alâkadar makamlar buraya kadar bir zahmet memur gönderseler de | şikâyetimizi mahallinde tahkik elss- ler çok memmun oluruz. Biz, herkes gibi, yol istemiyoruz. Hiç olmazsa yo- lumu?u kapatmasınlar! Küçük Yalıda Halid Teşekkür Beyazıdda ORakırclar caddesinde Karadeniz lokantası sahibi Mehmed Çavuş, dükkânma su almak istemiş, Bir gün zarfında muamelenin yapıldı. ğını ve hemen ertesi gün borular te- sis eğilerek derhal su getirildiğini yazıyor. Bu süratin teşekküre şayan olduğunu söylüyor. Tavzih Bir kariitmiz yazdığı mektupta Ba- kırköyde bir hastası olduğu için ge- celeyin ne sıkıntılara maruz kaldığı- m anlatıyordu. Belediye sıhhiye mü- dürtüğü, Bakırköyünde belediye ve hükümet doktorları olduğunu bildir- mektedir. Bizlim neşrettiğimiz mektupla bu resmi doktorlardan bir şikâyet mev- yuu bahis değildi. Diğer bir doktorun evinde bulunmadığından bahsedili- yor; şehrimizde höbetçi eczane gibi geceleyin nöbetçi doktor usulünün ihdası isteniyordu. Büyükadada su tesisatı Sular idaresi şimdiden abone kaydına başlamıştır. Büyükadada ana caddelerle diğer sokaklardaki su boruları tesisatına faaliyetle devam edilmektedir. Diğer taraftan Maden cihetinde kurulacak muvakkat ahşap iskelenin de inşasi- na başlanmıştır. Kazoğlu zamanın- dan kalma bin ton hacmindeki su de- posu muayene edilmiş ve hemen kul- lanılabilecek halde olduğu anlaşılmış- tır. Aldığımız malümata göre, Büyük- ada kabristanı civarındaki tepede ya- pılması münasip görülen bin tonluk ikinci deponun inşası epeyce zamana mütevakkıf olduğu için, bu sene tem- mug sonlarına doğru yalnız Kazoğlu deposundan tevzlata başlanacaktır. Sular idaresinin Büyükadadaki me- murları bir müddettenberi abone kay- dına ve ana borulardan abonelerin ey- | şındaki Ankarapalas otelinde iş gör- mekte ve abonelerin müracaatlerini burada kabul etmektedir. Yunan mektep gemisi gitti Bir kaç gündenberi limanımızda bulunan «Aris» Yunan mektep gemi- si dün llmanımızdan ayrılmıştır. ŞEHİR HABERLERİ Deniz kazalarına karşı Sandalcisiz sandal kiralamak yasak edildi Yaz geldiği için bilhassa tatil gün- leri sandalla gezenler çoğalmıştır. Kadın, erkek bileklerine güvenenler sandalı, sandalcının gezintilere işti- Tak etmemesi şartile kiralamaktadır- lar. Halbuki denize açılmak için ne yalnız yüzmek bilmek ve ne de kürek çekmesini becermek kâfidir. Denizden de anlamak icab etmektedir. Birbirini takib eden kazalara karşı bir tedbir olmak üzere sandalcısız san- dal kiralamak yasak edilmiştir. San- dalcılar, kürekleri kendileri kullan- masalar bile, kontrol vazifesini gör- mek üzere mutlaka sandalda buluna- caklardır, Sandallarını, gezintiye ken- dileri de iştirak etmemek şarlile ki- raya veren sandaltılar cezalandırıla- caklardır. Bir sandal alabura oldu İsmail adında biri Yenikapı açık- larında kiraladığı sandalda yelken aç- mış, biraz sonra çıkan şiddetli bir rüzgâr yelkenin iyi idare edilmemesi yüzünden sandalı alabura etmiştir. Bu esnada kazayı gören liman mo- törü İsmaili boğulmaktan, sandalı da parçalanmaktan kurtarmış, ber iki- sini de sahile çıkarmıştır. Gazete kâğıdlarından kese kâğıdı yapılabilecek Yazılı, basılı kâğıdların kese kâğı- dı olarak kullanılmamasına dair kanu- nun birinci maddesinin, neşri ruhsat almağa bağlı matbualardan yapılan kese kâğıdlarına tatbik edilmiyeceği Belediyeden alâkadarlara tamimen bildirilmiştir. Bu tamime göre gazete kâğıdlarından kese kâğıdı yapılması yasak edilmiyecektir. imar sırası 15 senelik bir program hazırlandı İstanbul imar plânının tasdiki mü- nasebetile bir mesai programı hazır. lanmıştır. Bugün imar müdürü B. Hüsnü, harita müdürü B. Galip ve B. Prost tarafından Ankaraya götü- rülecek bu imar programı on beş Se- neliktir. Bu on beş sene içinde Bele- diye, imar işlerinde şu sırayı takip edeceklir; Eminönü meydanı dahil olduğu halde Eminönü - Unkapanı, Karaköy « Azapkapı yolu, Azapkapı Tozkoparan caddesi, Unkapanı - Şeh- zâdebaşı caddesi. Bu caddenin Aksa- raydan Yenikapıya doğru açılacak kısmı, gelecek programa bırakıla caktır. Bundan başka Taksim ile Ka- raköy, Galata Yolcu salonu ile Ka- raköy arasındaki yollarla Beşiktaşta Barbuyos Hayreddin türbesi civarının seneye taksim edilecek, imar için her sene üç milyon iira sarfedilmek suretile on beş senede kırk beş mil- yon lira sarfedilecektir. “Bu işlerin lüzumu halinde birinin diğerine ter- cihi suretile öne ve geriye bırakılma. sı da kabildir Nafia Vekâleti, bu programı tasvib ettikten sonra der- hal tatbikata geçilecektir. ie ISTANBUL HAYATI “Aile,,li levhalar Reklâmlarda güzel kelimelerle, cazip resim ve isimlerin büyük tesiri oldu- ğu muhakkak, Fakat reklâm yapaca- ğız diye ekseriya işi iptizale vardırıyo. ruz. Bir zamanlar, «Cümhuriyet. ke Nmesi ele dolandı, Su bardaklarına varıncaya kadar üzerlerine «Cümhu- riyet» damgası vuruldu. «Milli, Hatay kelimeleri de epeyce kullanıldı. «Milli birahane, Hatay elbise mağazası» gi- bi levhalara hâlâ tesadüf ediliyor. Son zamanlarda bir de «Aile» Feli- mesi ele alındı. «Aile gazinosu, sile birahinnesi, aile bahçesi, aile bilmem nesi...» Hangi kapının üstüne baksa. niz levhanın başında bir aile oturu- yor. Tepesinde iki parmak kalınlığında harflerle «Aile» levhası asılı bir bahçe» ye girdim. Masulara rakı şişeleri dizil. miş, etraflarına ağızları çarpık, göz- leri süzük müşteriler çevrilmiş. Kö- şede çatlak bir keman, bir ud, bir det durmadan çalıyor. Koca göbekli bir adam avan çıktığı kadar haykır- yor. Açık, oynak şarkılar masa baş- larındaki dumanlı kafaları büsbütün coşturuyor. Yanakları ustura yaralı, kolları, göğüsleri mavi döğme resimli, yılışık müşukalar yanlarındaki âşık- larına biraz daha sokuluyorlar, Hava karardıkça iskemleler biribirine yak- Taşıyor. Etrafa dikkat ettim. Aileye benzer bir topluluk göremedim. Kenar mahallelerden birinde, 50- kak arasında etrafı enkaz tahtalarile, yırtık telis parçalarile çevrilmiş bir arsanın duvarında gene «Ailesli bir lev. ha gözüme ilişti, İçeriden çalgı sesle. ri de geliyordu. Girdim: Köşede kırık tahtalardan çatılmış bir kulübecik, Önünde kocaman borulu bir gramo- fon, Etraftaki iskemlelere şapkalar, caketler, kadın çantaları yığılmış. Or. tada birkaç delikanlı ile üç beş genç kız kucaklaşmışlar. Gramofon alafratm ga, alaturka mütemadiyen çalıyor, on. lar toz toprak içinde durmadan tepi- niyorlar. Kulübenin önünde oturan ihtiyara yaklaştım: — Bahçe sizin mi?.. — Anah kısmet ederse, inşallah be- nim, — Aile bahçesi dediğinize göre aile- ler de geliyorlar mı bari”... Müstehzi bir tebessümle yüzüme baktı; — Eh, ne yapalım? Zamana uymak lâzım. Şu genç kızları görüyor musun? Kapının üzerindeki aile levhası olmasa 0 zavallılar buraya gelemezler, Anne- lerinden izin almaları için bizim aile levhası tılsım tesiri yapıyor. Semtini iyice hatırlamıyorum, ge- çenlerde bir yerde gözüme bir de; «Aild tuvalet salonu» levhası ilişti, İşim pek acele olduğu için içeriye girip baka- madım. Hâlâ düşünüyorum; acaba, karı koca, çoluk çocuk oraya gidip bu valet mi yapıyorlar?... Bakalım «Aile» kelimesi daha nere lere girecek ve bundan sonra hangisi başlıyacak... Cemal Refik Bugün cenub vilâyetlerimiz- den buğday gelecek Cenup vilâyetlerimizde yetişmiş yeni sert buğday mahsulü bu sene ilk olarak buğün limanımıza gele-