POLİTİKA Rumen - Yugoslav görüşmeleri Son günlerin enn mühim siyasi hareket ve faaliyetlerinden biri de Yugoslav. Ya Hariciye Nazırı Mösyö Markoviçin dört defa üstüste görüştüğü Romanya Hariciye Nazırı Mösyö Gafenco ile mahsus surette bir daha fikir teatisinde bulunmağa lüzum görmüş olmasıdır. İki Hariciye Nazırı Romanya ile Yu- Eoslavyanın hududları birleştiği Tunanın meşhur Demirkapı geçidinde bir Vapurda buluşarak uzun müddet görüşmüşler ve tekrar payıtahtlarına dön- Müşlerdir. Mösyö Gafenco garbi Avrupada Berlinden başlayıp Romada bitirdiği Uzun seyahatten dönerken Belgrada uğramış ve bu seyahatten aldığı neti- ©e ve ihtisaslardan Yugoslavya Hariciye Nazırını haberdar etmişti, Fakat o zamadanberi Avrupa politikasında yeni emri vakiler ve kararla- Tih'meydana gelmesi ve bunların iki komşu devleti yakından alâkadar eyle- mesi vaziyeti tekrar gözden geçirmeği icap etmiştir. Yeni vaziyetlerden biri İngiltere ile Sovyetler Birliği arasındaki müza- kerelerin son safhalarıdır. Gerek Yugoslavya gerek Romanya ötedenberi Sovyet Rusyası ile onlaşmağa ve herhangi suretle İş birliği yapmağa taraf- tar olmadıklarından İngilterenin şimdi bu devlet ile iş birliği yapmasına ” karşı Balkanlı iki devletin birlikte yahud münferiden nasıl hareket edecek- kerini tayin etmeleri zarureti hasıl olmuştur. İngiltere Danzig ve Koridor mestlelerinden bir harp vukuunda Lehis- tana yardım edeceğini tasrih etmiş olduğundan Românya ile Yugoslavya böyle bir harpte nasıl hareket edeceklerini şimdiden tesbit etmeğe lüzum görmüşlerdir. Türkiye ile İngiltere Akdenizde biribirlerine yardım o etmeği hükü. * Met şeflerinin beyannameleri ile taahhüd elmiş olduklarından bu taahhüd- ierin Balkan misakına tesiri olup olmıyacağını Balkanlı iki âza tedkik etme- ği muvafık görmüş olabilirler, İngiliz Başvekili Türk - İngiliz beyannamesi. Balkan misakındaki vecaibe dokunmadığı fikrinde bulun/ığunu son günlerde Avam Kamarasında beyan etmişti. Yugoslav ve Rumen Hariciye Nazır ları arasındaki Balkanlı iki devlet arasındaki münasebatta vuzuh temin ettiğine şüphe yok- Bir Tutkal alçı yerini tutacak mı? Son senelerde dev adımlarile ilerli. Yen bir sanayi de tutkal sanayiidir. Son senelere kadar tutkal hayvan boynuzlarile balık kılçıklarından istih- #al edilirdi. Bugünse üç çeşid tutkal Yardır: Etten, kandan, ilikten istihsal *dilen tutkal; sütten istihsal edilen ği nebattan istihsal edilen tut- 1, En kuvvetli tutkal, Çin bezelyesi adı Veriler Soya fasulyesinden istihsal *ğilmektedir. Soya Asyanın en sıcak mtakalarında yetişir. Nebattan istihsal edilen tutkal hem Sokak centilmenleri Bir zamanlar İngiltere yollarında | Tahat rahat seyahat etmek mümkün değildi. Haydudlar yol keser, yolcula. | hh üstlerini arar ve en az on gine İle | bir saat bulmazlarsa iş çok kötü olur- du. Bir kere bir lordun üstünden yal- Miz altı gine çıkmış da, lorda bunun İçin yüz sopa atmışlar, biçare lord bâ- Yılmıştı. Yol kesen haydudların adı «sokak Gentilmenleris idi. Çok uzak devirlerden bahsetmiyo- Tüz, 1800 yılında Londrada zengin ko- hâkların kapısına şöyle bir ilân yapış- tirildi: Gülünüz : alçı, insanların. | karakterini gülüş tarzlarından anla- Mak kabildir diyor. Meselâ: «Ha! Ha'n diye «sü» yı uzatarak Çülerseniz muvazenesi yerinde, aklı dosinda, hüsnüniyet sahibi bir insan Yuğunuz anlaşılır. «A» kısa ve Sert, tiz çıkarsa, kötü soyluluğa deitldir. Tok, kaba «Av sayhası büdalalarin gürüşüdür. Halk için bedava hamamlar Fakir halkın temizliği için Beledi- diye bu sene yeniden halk hamamlari AÇmağa karar vermiştir. Kasımpaşa Balat hamamları halk için meccanen kiralanacağı gibi, Zeyrekteki Eledi- Ye levazım ambarı da hamama tahvil €dilecektir. Bu hamamlara sevkedile- tek kimselerin çamaşır ve elbiseleri de “tüvden geçirilecek ve bunun için kendilerinden para alınmıyacaktır, Gardenbar yakında yıktırılacak “Tepebaşı bahçesindeki Gardenbar Yakında yıktırlacaktır, Kışlık tiyat- *oda Yapılacak yeni tadilât için B. Prostun raporu alınacaktır. Maama- Üih Belediye bahçeyi yeniden kiralar Mak üzere müzayedeye çıkarmıştır. Karakterinizi yeni omülâkatın AKŞAM ucuza mal oluyor, hem de çok daya- ruklı oluyor. Amerikanın pasifik kıyıları mınta. kasında tutkal tecrübeleri yapıldı, Ah- şap köşkler inşa edildi ve tahtalar bi- ribirine tutkal ile tutturuldu sonra muhtelif maddelerle tahtaların çürü- tülmemesine uğraşıldı. Tahtalar çü- rüdü ancak tutkalile tutturulmuş olan kısımlar hiç birşey olmadı, tah- taları biribirinden ayıramadılar, | Tutkal sanayii ile meşgul mahafil pek yakında tutkalın alçı yerine kaim olacağını iddia ediyorlar, «Şehirden çıkacağınız zaman yanı- niza asgari on gine ile bir saat alınız, yoksa hayatınız tehlikededir.» Hiç bir Londralı bu tenbihi dinle. | | memezlik etmezdi. Londradan dışarı | çıkanlar yanlarına muhakkak bir sas atle 10 gine «lırlar, gidecekleri yere öyle giderlerdi. Muhakkak ker Londra- dan çıkan haydudların «pardon» sokak | tilmenlerinin tecavüzüne uğra | mazlardı, uğramazlardı amma, korku. | lu rüya görmektense uyanık yatmak | hayırlı olduğund. yanlarına 10 gine i ile bir saat alırlardı. söyleyeyim Zayıf ahlâklı kadınlar «Hi! Hi» di- ye gülerler, «He! He» diye gülenler müstehzidir. «Hay! Hây» sahte mem- nuniyet «Hol Hön coşkun bir zevk alâmetidir, Ho! Ho'» diye can ve gönülden gi- lenler, hayatta can ve gönülden eğ- lenenler, ( hayatlarından memnun olanlar, hayattan zevk alanlardır. İki romorkör çarpıştı Denizbankın 30 numaralı römorkö- rü akşam üzeri köprü altından Hali- ce geçerken : 20 numaralı diğer bir römorkörle çarpışmıştır. Denizbank römorkörünün muhtelif yerleri zede- lenmiş, tahkikata başlanmıştır. TRUFLEX Oyuklu LERİ ei y A LİR A AP DİRİ Amerikada bir denizaltı gemisi kazaya uğradı Tecrübe için denize dalan gemi bir daha suyun sathına çıkmadı Gemide 59 kişi vardır. Bunlarla muhabere tesis edildi ve tahlisiye i işine başlandı New - York 24 — Yeni yapılan , Saualus denizaltı gemisi dün Yeni * İngiltere sahilleri açıklarında bir dal- ma “tecrübesi yapmış ve 75 metre derinliğe inmiştir. Gemi aradan bir saat geçtiği halde suyun sathına çık. ! mamıştır. Souplin tahtelbahiri, de- | nize inen denizaltı gemisi tarafından bırakılan ve tehlike işareti olan bir | kırmızı şamandıra bulmuştur, Bunun üzerine iki gemi arasında | © telefon irtibatı Otesis (edilmiştir. Bu sayede evvelâ mürettebatın bu- ; —. lunduğu mahalle, sonra supapın açık bırakılmış olduğu makineler dal. resine su girmiş olduğu anlaşılmıştır, Semnes ve Falcon tahtelbahirleri de New - London üssülharekesi ku- mandanı yüzbaşı Reld'in emri altın- da vaka mahallinde bulunmaktadır. Vaşington yakınında kâin Ana- costia üssübahrisine mensup 12 dal gç kurtarma işinde yardımda bu- lunmak üzere tayyare ile hareket ef- mişlerdir. 9 dalgıç daha derhal yola çıkmak üzeredir. Salâhiyettar deniz mahafili, Sgua- lus'ün bütün mürettebatını bulabi- lecekleri ümidindedirler. Bu maha- fil, bu denizaltının, dalmış olduğu halde 24 sanat denizde kalabileceğini söylemekte ve geminin ancak bir kıs- nunı suların istilâ etmiş olduğunu ilâve eylemektedir. Diğer taraftan Sgualus tahtel bahirinde son derecede modem em- niyet ci rı vardır, Dalgıçlar evvelâ açık kalmış olan | supapi kapalmağa uğraşacaklar, mü- teakiben kendisini yukarı almağa ve İ su yüzüne çıkarmağa çalışacaklardır. Bunda da muvaffak olunamadığı takdirde tahlisiye âletlerinin müret- tebatın serbes havaya kayuşmalarını temin edeceği zannolunmaktadır. Portsmouth'da gelmelerine intizar olunan iki tayyarede altı zabit ve 15 dalgıç vardır. Çuantico ve Norf- lok'dan imekte olan diğer tayya- reler de 14 dalgıç getirmektedir. Ji hazırda New - York'ta bulunan Bronkiyn ki ü de vaka mahal- line gi ir, İki kaldırma dubası da Sgualus tahtelbahirinin o bulun- duğu yere doğru yola çıkarılmıştır. İki buçuk gün sonra vaka mahalline varacaklardır. Öğrenildiğ göre, denizalı ge. dir ve mü- rettebatımda n yaralananlar olmadı. ğı gibi hasta olanlar da yoktur Deniz mahatili, tahlisiye ameliye- lerinin bu sabah başlıyacağını tasrih etmektedirler. Çünkü Falcon, dün akşam geç vakit gelmiştir. Falcon'un dalgıç çanı, dalgıçlar tarafından tahtelbahirini taretine tesbit edilecek, bu suretle beş kişinin su yüzüne çıkmasi temin edilecektir, Gemidekilerle muhabere New - York 24 (A.A) — Tahlisiye gemileri, Sgualus tahtelbahirinden şöyle bir haber almışlardır: «Soğuk- tan müteessiriz. Başka bir şikâyeti. miz yok, vaziyetimiz iyidir.» Sgualus'ün mürettebatı, tahtel bahirin teknesine vurmak suretile tahlisiye gemileri ile muhabere te- min etmektedirler. Ses âhizeleri, bu haberleri almaktadır. Tahlisye hazırlıkları bu sabah fe- cirle beraber başlamıştır. New Hampshire'de kâin Ports- mouth deniz tezgâhları kumandanı, Sgualus'ün kırmızı şamandırası ya- kınında yaptığı cevelânlardan bu sa- bah avdet etmiş ve tahtelbahirin kap- tanı ile yaptığı telefon muhaveresi- hin sonunda kaptanın geminin kıç tarafındaki kompartimanlarla görü- şememekte olduğunu o söylediğini, bunun da bu kompartimanlardakile- Sgualus denizaltı gemisi rin su basmamış dairelere sığınama- miş olduklarına delâlet etiğini söyle- miştir. Açılan kermes Tahtelbahirde 56 tayfadan başka donanma namına mütehassıs olarak üç sivil bulunmaktadır münasebetile Bergama'nın tarihi Bergama krallığında meşhur Sıhhat ğin Bergama kermesinin merasimle açıldığı haber veril- kurunu ülâda pek meşhur bir ilim ve sanat merkeziydi. Rivayete göre Arkadyenler yahut Andromuak'ın oğ- lu Pergamos tarafından tesis edile- rek Büyük İskender tarafından fethedildi. Bu cihangirin ölümünden sonra generallerinden Trakya krah Lizimak'ın eline geçti. O da buraya hazinelerini koyarak muavinini mu- hafız tayin etti. Fileter isimli bu mu- &vin kargaşalıktan istifade ederek Pergomös'ta milâddan evvel 283 ta- rihinde küçük bir hükümet teşkil etti. Hududları ilkönce Karasi ve Saruhandan ibaret Pergamos devleti, sonm, Roma imparalorlarının yardımile Suriye hükümdarlarından | bazı yerler zapt ile Kütahya ve An- karay doğru genişledi. Hükümdarları zenginliklerile ilim ve maarifi himaye- | leri ile şöhret bulmuşlardır. Bergamada 200,000 cildlik büyük bir kütüphane vardı. İskenderiye kü- tüphanesile rekabet ederdi. Bilâhare bundaki cildler de İskenderiyeye nakledildi. Kasabanın içinde ve ci | varındaki eski medeniyet izleri asrı- mıza kadar kalmıştır. İ mektedir. Eski ismi Pergamos olan bu şehir , * “ Pergâmos'un ilk kralı Fileter 263 tarihinde ölünce yeğeni birinci Ömen hükümdar oldu ve 263 - 241 arasında- da saltanat sürdü. Memleketini Su- riye kralı Antiohos'a karşı müdafaa | edip büyüten odur. 24i ile 197 ara- sında hüküm süren birinci Attal ise, tekmil Garbi Anadoluyu ele geçirdi. Roma ile ittifak âkdetti.. Ticareti ve sanatı arttırdı. Oğlu ikinci Ömen (197 - 159) Romalılara sadık kaldı; Suriyelilerle mücadele etti ve bu has- mın topraklarından bir kısmını al- dı. Meşhur kütüphaneyi kuran da odur. Zeus namına da bir mabed bi- yurdunun uzaktan görünüşü na etti. Parşömen imalini tekâmül ettirdi. Böylelikle Bergama bir edebi ve artistik merkez oldu. İkinci Attal da 138 - 159 arasında hüküm sürüp sanayi ve ilmi himayede de vam etti. Üçüncü Attal (138 - 133) ölürken, devletini Romalılara terk ettiğinden onlar burasını krallıklı hak iddia eden Aristonikos'tan üç sene muharebeyi müleskip salarak Asya eyaletleri haline getirdiler, Ber gama bilâhare hıristiyanlık merkezle» rinden biri. şektine geldi. Sen Pol bü- rada meşhur bir kilise bina etti. Uzun asırlar şehir Bizanslılarda kal. dı. 1360 da Osmanlılara i. Mü- hendis Humann burada 1 de kazı- Jara başlamıştır. 1878 den 1886 ya kadar bir Alman misyonu tarafın- dan hafriyata devam edildi. Pek çok kıymetli eserler, bilhassa Zeus mabe- dine aid «ilâhlarla devlerin mücade lesi> gibi eserler meydana çikarık mıştır. Ne yazık ki o devrin vaziyeti icabı, bu kazıları biz yapmadık ve semere. lerini muhafaza edemedik. * ” Şimdiki Bergama, İzmir vilâyetin- İ de, Bakır çayı ovasının şimal kena. rında 14,000 nüfuslu bir kasabadır. İskelesi olan Dikili'ye 28, demiryolü- İ nun geçtiği Soma İstasyonuna da 43 kilometre mesafededir. Ovaları mün- bittir. Hububat, susam, haşhaş, tü- tün yetişir. Etrafında zeytinlikler çoktur. Bergama şehri, kırmızı kiremitli beyaz evlerden mürekkeplir. Bunlar, İ harabelerle dolu bir tepede tırmanır vaziyetledirler. Bugünkü Bergama, Osmanlı ve Selçuk devrinin yadigâr. dır. Müteaddid câmilerden başka kuleleri, yeraltı yolları, kemerleri Türk mimarisinin ihtişamını göste- rir. Bergama dağında kadim eserleri ihtiva eden bir müze meydana geti- rilmiştir. w)