POLİTİKA Yeni ittifaklar Dün Berlinde Almanya ve İtalya Hariciye Nazırları tarafından İmza- lanan muahede; bu iki devlet arasında siyasi ve askeri sahalarda tam bir ittilakı tesis etmiştir. Bu ittifak ile eski iş birliği arasında büyük bir dark yoktur, Yalnız şu veya bu mesele ve hareket arasında ileride aralarında suj- tefehhüm çıkması ihtimali bertaraf edilmiştir. Çünkü siyaset, askerlik ve harp iktisadı cihetinden nasıl hareket edecekleri ve biribirlerine ne suretle yardım gösterecekleri evvelden tesbit edilmiş oluyor. Almanya ile İtalya büyük ve küçük diğer devletleri de aralarına alma- Ea çalışıyorlar. Herşeyden evvel Japonyayı bu askeri ittifak xümresi içine al mağı düşünmektedirler. Sovyet hükümeti ise mayısın on beşinde verdiği cevapta bildirdiği ahiren Londra sefiri vasıtasile tevdi ettiği nota İle teyid eylediği İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği arasında karşılıklı yardım esası re bir ittifak misakın akdinde israr etmektedir. Böyle bir ittifakın na gelmesi için Lehistan ile Romanyanın riza ve muvafakatları hükümeti iknaa çalışıyorlar. AKŞAM Nevyorksergisinde millikıyafetler Akşam kız sanat mektebinde Nevyork sergisinde Türk paviyo- nunda bulunancak kızların Türk kis yafelleri giymeleri münasip görülme- 8i üzörine bu kıyafetlerin desenleri- ni hazırlamasi için İstanbul Kız Sanat mektebi moda öğrelmeni bö- yan Pervin İrtem'e müracaat edil işti. Bayan İrtem bu kıyafetlerin omo- dernize desenlerini dört tip üzerine tersim ettiği gibi kumaş ve tezyina- tın tedarikile de uğraşmış ve elbise. ler İstanbul Kız Sanat mektebinde Yapılmıştır. Alınan haberlere göre Anadoludan toplanıp sergiye gönderilmiş olan milli Türk elbiselerile kadınlarımızın €ski kıyafetlerinin bu modernize şe- killeri zarafet ve ahenk itibarile Ney- Yorkta pek beğenilmektedir. İstanbul Akşan Kız Sanat mekte- binde hazırlanan elibseler tecrübe İçin talebeye giydirilmişti. Bunların Erup halinde iki resmini dercederken bu muvaffakıyyetinden dolayı bayan İrtem'i tebrik ederiz . Milli kıyaletlerden diğer birkaç model GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Cenevrede toplanan Afyon konferansı münasebetle AFYON Dün Cenevrede 24 üncü afyori konle- | afyon çikaran yerler Afyonkarahisar, tansı toplanarak müzakerelerine başladı. Tababette geniş mikyasta istifade edi- Yen afyon haşbaşin olgun hale gelmeden | dir kaç gün evvel kesilen zarlarından akan | Waredir. Tik zamanlarda süt Gibi beyaz olan bu usare sonra havanın ve güneşin İesirile koyulaşır ve kahve rengi olur, Afyoncular bilâhare bunları haşbaşların zerinden - çakı ile kazıyarak toplarlar. Kamar halinde yuvarlanıp afyon topak- İarı elde edilir. , Afyonun aci bir lezzeti, keskin bir ko- İusu vardır. Muhtelif kimyevi muamele- İste tâbi tutulunca afyondan morfin, kodein, narkotin gibi uyuşturucu tebain Ve lodanozin gibi âsabı tahrik edici mad- deler istihsal edilir. Afyon cczacılıkta faz- > miktarda kullanığır, müthiş bir zehir- r. Afyonun en makbul çeşitleri memleko- timizde, bilhassa İzmir ve Aydında yeti- ir. Bundan başka İranda, Misirda, Hin- “istanda ve Çinde yetişen nfyonlar da ranan elinstendirler Afyon Türkiyenin en mühim ihraç mad- Gelerinden biridir. Senevi istihsal 300-400 kilo arasındadır. Türk afyonlarının iki cinsi vardır. Bi- tincilerine kaba afyon derler ki bunlar & zarfı ile beraber kazınmış olan- lardır. İkincisi ince afyondur, bunlar da- ba ihtimamla toplanmışlardır En ziyade afyon Aydında çıkarılır. Kaba * Akşehir, Ilgın, Konya, Yalvaç, Bolvadin, Çay, Sandıklı, Eskişehir, Mihailiççik, Sivrihisar, Bilecik, Geyve, Beypazarı, Çu- buk, İnegöldür. İnce afyon çıkaran yerler de Hacıköy, Merzifon, Zile, Tokat, Amasya, Erdek, Erhaa, Çorum, Yozgad, Niksar, Nizigtir. Malatya başlı başına bir afyon merkealdir. Devletler umumi harptenberi afyon, ko- kain, morfin gibi uyuşturucu maddeler iptilâsının önüne geçmek ve yalnız saba- betin muhtaç olduğu afyonu tedarik ede- cek şekilde istihsalâtı tabdid etmek için çalışmaktadırlar. Bu hususta, ilk mukavele 1912 de imzalarımış, 1914 de de bir proto- *ol kabul edilmişti. 1919 sulh müahedeleri bunları rlayeti şart koşmuşea da uzun müddet neticesiz kaldı. Nihayet bu işle meşgul olmak vazifesi Milletler Cemiye- tine verildi. Burada bir büro tesis edilerek dünya afyon vaziyeti etrafında etüdler yapıldı Milletler Cemiyeti 1525 de foran, velesile tarafından 1024 - konferans akdedildi. Bu kon- şubatında bir uzlaşma muka- eticelendi. Buna bi? de iştirak İ ette. Dün Cenevrede toplanan konferans, af- yon ve muzır maddeler ticareti etrafında slinacek tedbirlere mütaallik mahiyetie hir toplantıdır. Müstahsil ve müstehlik 18 memleket iştirak etmiğtir. Almanya neden uzun bir harbi göze aldıramaz ? Çekoslovakyanın parçalandığını gö- renler derhal şu hükmü vermişlerdi: — Hitlerin bundan maksadı Kar. patlar Ukraynası vasıtasile Ruslarla temas temin etmek ve Rusyaya hü- cuma geçmektir, Zaten kitabında da geniş ve istismar edilmemiş Rus top- raklarını Almanlar için ideal bir ülkş olarak göstermiyor mu? Buna karşılık Stalin şu cevabı vör- di: — Almanyanın bize doğru geleceği. ni hiç zannetmiyorum, Ve hakikaten de öyle oldu. Alman. ya Karpatlar Ukraynasını Macarista» na pişkeş çekti, Rusya ile temas nok. tasına asla yanaşmadı. Dünya üzerin- de Bölşevizmi biricik düşman olarak göstermesine, Rusyayliki taraflan tazyik için Japonya ile anlaşmış bu- Tunmasına rağmen bu teması arıyaca- ğa da pek benzemiyor. Çünkü bu te- mas uzun hârpleri intaç eder ve Al manya ise böyle birşeye muktedir de- ğildir. O; ses çıkartmadan yonulabi. len «alaminüt. lokmalar ister, Neden? Sebeplerini araştıralım; Bu işi evvelâ iktisadi bakımdan mü. talda edelim. Herkeş bilir ki, Alman- ya daha hazer zamanında demir, pet- rol ve gıda maddelerinin büyük kıs- mını dışardan tedarik eder, Bir uzun harbin devam ettirilebilmesi için hiç değilse bu üç madde, sulh zamanında» kinden birkaç misli fazlasile, temin edilmiş bulunmalıdır. Aksi takdirde ne topa cephane, ne teyyareye benzin ve ne de çarpışacak insana gıda temin edilemez ve bir memleket bu yüzden (1918 de Almanyanın olduğu gibi) mağlüp olur, teslim olur. 1914 de Vilhelm Almanyası harbe girdiği zaman bu hususlardaki noksa- nını bilmez değildi. Fakat evvelâ ban- kalarındaki altın mevcudu, depoların. daki malzeme mevcudu ve nihayet harbin devam müddeti hakkındaki yanlış hesabı kendisini bir harbe atıl. mıya sevketti. Fakat Hitler Almanya» Sinda bunların hiç Biri yoktur. Evvelâ kasasında altın yoktur. Tica- reti ancak sanayi istihsalâlının ihracı suretile mübadeleye dayanır. Dışarıya Alman emeği satar. Harp halinde ise bu emek cepheye hasredilmek zorun. da kalır. O halde ihraç edecek mal bu- lamaz ki buna karşılık ithalât yapa. bilsin. Bu öyle bir mecburiyettir ki, demokrat devletlerin deniz ablukası olmasa dahi Almanyanın ihtiyaçları. nı tedarik etmesine engel olur, Meselâ 1914 - 1918 senelerinde Almanya Hol- landadan altın snukabilinde gıda mad. deleri, İsveçten demir, Danimarkadan yağ alabildiği halde yarın harp patlar patlamaz bunların hiç birini bu mem- | leketlerden alamaz. Vakıâ doktor Şaht kurduğu mübadele sistemine obaka- râk; — Biz artık altının iktisadi yüksel. mede lâzım olmadığını isbat etmiş bu- Tunuyoruz. Demişti amma, bu sulh ve sükün içinde geçen seneler için vakidir. Harp patlayıp bütün istihsalât harp mak. sadına tahsis edildikten sonra hariç- ten mal celbi imkânını veren yalnız dünya mikyasında kıymeti olan altın ve dövizdir. Yoksa bugün bile Alman hududlarının dışında kıymeti olmıyan kâğıd markla hiç birşey tedarik edi. lemez. Teferrüata geçelim: Almanya hazer zamnında dahi de- mir ihtiyacının yüzde kırkını hariçten tedarik eder. Bugün Almanyada de. mir cevherleri fabrikalara vesika İle tevzi edilir ve kâfi demir kontenjanı alamadığı için siparişler kaybeden Al. man fabrikaları biliyoruz. Halbuki harp denilen nesne herşeyden evvel de. mire dayanır. Bir harp halinde Al manynr 1914 - 1918 deki gibi muhasa- T& altına düşeceğinden en çok muha- rebenin ikinci ayında demir ve çelik sıkıntısı kendisini gösterecektir. Bütün gayretlerine ve dahilden iş- tihsale rağmen petrol ve benzin ihti. yacının yüzde otuzu dahi dahilden te- Alman ordusunun henüz harbe hazır olmadığını ileri sürdüğü için kuman- danlıktan azledilen general Von Friç Yazan: M. Şevki Yazman darik olunamamaktadır. Gıda madde- leri de ayni şekildedir. Bugün ve sulh zamanında dahi Alman halkı tereyağı, yumurta ve buna benzer maddeleri kâ- fi derecede bulamamaktadır. Bir harp halinde bu ihtiyaç birkaç misli arta. caktır, Buna karşılık köyden ve fabri- kadan eksilecek, cepheye gidecek kok lar ise bugünkü istihsali de yapamıya- caktır. Bu hünı madde meselesi. Birde ha- | zır harp malzemesi faslı var, Meselâ bidayette tayyare kuvvetleri bakımın- dan Almanya ve İtalyanın mevcudu. | nu İngiltere ve Fransanınki ile müsa- vi addedelim. İlk ay zarfında bu kuy- vetlerin hiç değilse üçte biri saftan çıkıyor, İkinci ayda merkezi devletler yalnız kendi fabrikalarına dayandığı halde, demokrat devletler Amerika ve Rusyadan mümkün olduğu kadar çok tayyare tedarik edeceklerdir. Topçu malzemesi, cephanesi, motörlü vası. talar bakımından da işbu safhada- dar. Almanyanın bidayette kaydetmesi | mühtemel ileri hareketler (meselâ Ro- manya, Macaristan, Hollanda vesaire İ istikametlerinde) de bu hususta ken. | disine hiç bir menfaat temin edemez. Medeni milletler düşman istilâsına karşı hiç değilse pasif mukavemetler | gösterirler ve müstevli ordulara asla yardım etmezler. Bunun misalini Al manlar gayet güzel bilirler, Büyük harpte sanayice çok ileride bulunan Belçika, zirai mahsulât iti. barile bereketli olan Sırbistan işgal olundu. Fakat ne beriki, ne de ötekisi Almanyaya bir menfaat temin etme- di. Sırbistanda harap olmuş ve boşal. tılmış köylerin tarlaları hiç bir zâ- man ekilmedi ve Almanlar demiryol istasyonlarını bile telörgüler ile mü- dafaa etmek zaruretinde kaldılar, Ro- manya petrol kuyuları o derece tah- rip edilmişti ki, bunlar da Alman mo. törlü vasıtalarını doyuramadılar. Al mânya ufak memleketlerin çabuk is- tilâlarına da ümid bağlıyamaz (Çe koslovakya sulh zamanında istilâ edil miş olmasına rağmen hayatın paha- Mılaştığını, bgiluğun ortadan kalktı. ğını ve sanayiin kısmen felce uğradı. ğını haber alıyoruz.) Görülüyor ki, işin maddi ve iktisadi tarafı Almanyaya uzun bir harbe da- yanma imkânını vermemektedir. Bu ba- kımdan Almanya 1914 - 1918 senele- rine nazran bir ilerlileme değil çok büyük bir gerileme kaydetmektedir. Büyük harbin neticesi ise göz önünde- dir. Ordusunun yetişmesi ve malzeme ihtiyacı bakımından da Almanya bü- yük harbe nazaran geridedir,. Kırk se. ne müddetle ve bir zaferin verdiği kuy« vet ve küdrelle talim görmüş, yetişmiş depolarını doldurmuş Vilhelm ordusu- na mukabil bugünkü ordunun mec» buri askerliği ancak dört sene evvel ilân ettiğini unutmıyalım. Bu ordu- nun henüz harbe hazır olmadığını İleri sürdüğü için azledilen Alman kara or- dusu komutanı von Friç asla dar gö- rüşlü bir komulan değildir. O; tam bir meslek adamı idi. Manevi cephede de bugünkü ordu 1914 deki ile mukayese edilemez. Da- ha bidayetten etrafı çevrilmiş, bütün dünyanın kendisinden yüz çevirmiş ol. duğu bir cephede bulunmak iyi şey değlidir. Sonra-atılmak için gösterilen hedef nedir? Alman birliği temin edil. miştir, Alman vatanı tehlikede değil. dir. Bu şartlar altında çok kahraman olduğunu bildiğimiz Alman askerleri. nin meselâ «nasyonul sosyalizmu ideo- lojisi için ayni şiddetle harp edeceği. ne aklımız pek ermiyor. Keza kendi refah ve saadetine birşeyler katması Şüpheli olan medeni milletlerin tahrib ve imhası da bu kültürlü insanlara şevk ve heyecân veremez. O halde ne maddi ve ne de manevi bakımdan Al man ordusu uzun bir harbe muktedir değildir, 1918 de Alman bahriyelileri- nin isyanı da sefalet ve felâketten ziyade artık harbi kazanmak ümidinin kalmamaâsından ileri geldiğini unutmı. yalım. İki kadın arasında kavga | Hürriyetiebediye — tepesinde yez- İ mekte olân Gülizar ve Dudu İsimle- | rinde iki kâdın bir meseleden birbir. | lerile kavga etmişler, neticede Dudu, | Gülizarı taşla başından yaralamış- tır. Polis, bu zorlu kadını yakalıya- rak mahkemeye vermiştir. Bir işçi kurduğu merdiven- den düşerek yaralandı Salâhaddin isminde biri, Yenima- hallede bir evin camlarını temizle- mek üzere kurduğu merdivenden mü- vazenesini temin edemiyerek düşmüş, muhtelif yerlerinden tehlikeli suret- te yaralanmıştır. Polis, yaralı işçiyi hastaneye kal dırmıştır. Bir çocuk rıhtımdaki vinç | üzerinden düştü, ağır | yaralandı İ Galatada oturan Jak isminde biri, | rıhtımdaki bir vinç üzerinde oyna- makta iken düşmüş, agır surette ya- ralandığından Sen Jorj hastanesine kaldırılmıştır. ! Samatya açıklarında birçok zift tenekeleri toplattırıldı Mahmud isminde bir kayıkçı dün Samatya polis merkezine müracaat ederek denizde, açıklarda bir çok zift tenekelerinin yüzmekte olduğunu hü» ber vermiştir. Polis memurları bir sandalla bu tenekeleri toplatımışlardır. Şimdi, bu tenekelerin hangi şerait altında de- nize döküldükleri araşlırılmaktadır, At nalları altında can verdi Aydın (Akşam) Şehrimize 10 ki. lometre mesafede ve hat güzergâhında, bulunan Umurlu köyünde Giritli bah- çıvan Hüseyinin henüz mektepte oku- yan Nahit adındaki çocuğu otlaktan her zaman getirmekte olduğu atlarını | gene getirmek üzere iken at ürkmüş ve ip kolunda bağlı olduğu at Nahidi sü- rüklemeğe başlamıştır. Hayvan hızla koştukça yerlerde sü- rünen zavâllı çocuk üstelik ârasıra tekmeler de yemiş, beyni dağılmış ve vücudünün muhtelif yerlerinden ya- ralanmak suretile pek feci bir şekilde ölmüştür,