POLİTİKA B. Mussolininin nutkundan sonra vaziyet B, Mussolininin son nutku şimdiden hiç beklenmiyen netice ve tesirler ehemmiyeti olmadığını İleri sürerek İtalya ile prensip üzerinde anlaşina- ğa imkân görmemektedirler. Lâkin bu dava ne Almanları, nede İngiliz leri yakından alâkadar etmemektedir, AKŞAM UYKU Neden beygirler ayakta uyur da, in- Sanlar uyumak için yatar? Evvelâ insanların neden yattıkları- adaleler işlemeyince insan düşer, Beygirler ise, adalelerini işletmeden Tebeşir Mekteplerde kara tahtaya yuzı yaz» mak için kullanılan tebeşir denirler. de yaşıyan ufak tefek bazı hayvanla. mn zamanla biribiri üzerine yığılmış olan cesedlerinden; daha doğrusu c8 Bedlerinden hasıl olan karbuniyeti kils- Ben yapılır. Bu hayvanların cesedleri çürüyüp kaybolmuş, fakat karboni. yeti küş denilen tebeşir kalmıştır. Bu hal binlerce sene böyle devam ekliğine göre, denizin dibinde büyük tebeşir tabakaları hasıl olmuştur. Bu kabaknlar da zamanla deniz suları çe- kilince denizin dışında kalmıştır. de ayakta durabilirler, çünkü dört ba- cakları vücudlerini taşıyacak kadar kuvvetlidir... Ancak, her beygir ayakta uyumas, yatıp uyuyan beygirler de vardır. Bu- nun için ahıra bağlanan beygirlerin yularını, yatmalarma mâni olmıyacak kadar uzun tutarlar, Kısa gün Günlerin uzunluğu mevsime göre değişir, haziranda günler son dereo8 “uzar, teşrinisanide son derece kısalır, Haziran içinde gün on altı saattir, teş- rinisaninin yirmi birinci günü ise ye- di saattir. Bu hesaba göre senenin en kısa günü kânunuevvelin 21 inci gü- nüdür. Sebebi? Dünyanın üzerinde döndüğü mih- ver güneş etrafında döndüğü mihvere nazaran meyillidir. Eğer bu mihver meyilli olmasaydı, gece ve gündüzün uzunluğu ayni olur, mevsim değişikli, ği de olmazdı. Kurbağanın hayatı Bir iddla vardır: Bir kurbağa bir ka- Yanın içine büzülür ve arrlarca ya- şar. Bu bir efsaneden başka birşey de- Bildir, bir kurbağa bir kaya Koruğun da bir öene değil, bir ay bile yaşıya- müz... Yüksek bir kayanın kovuğun da görülen kurbağalar, şiddetli fırt nada bir dalganın o kayaya fırlattığı kurbağalardır. Bu kurbağalar sersem likleri geçince, sıçraya sıçraya gene suya dalarlar. Kurbağa susuz yaştıya- maz, Mühendis mi, değil mi? - Münih yüksek teknik mektebinden sorulacak Sahte vesikalara Türkiyede bir bunların Macar tayyare krokilerini kopyeleri olduğu, bizim işimize yara- mıyacağı anlaşıldı. Maznun Horst Frank bu iddiaları reddederek; — Bunlar benimle mukavele yaptı lar ve üç ay sonra polise ihbar etti- ler. Ben sahtekâr değilim, tayyare mühendisiyim, Dedi. Şahit olarak dinlenen Horst Frankın nişanlısı Holda da bu adam- Ja İsviçrede tanıştığını, muhtelif mem. leketlerde beraber dolaştıklarını, Horst Yrangın oralarda tayyare işleri yap- tığını ve sonra Brükselden buraya geldiklerini, buradaki sahtekârlık işin, den köndisinin haberi olmadığını söyledi. Müddelumuminin talebi Üzerine kendisinin hangi mektepten mezun olduğu #oruldu. Horst Frank 928 se- nesinde Münihte yüksek teknik mek- tebinden mezun olduğunu Söyledi. Mahkeme bu adamın hakikaten me- zun olup olmadığının Münih yüksek teknik mektebinden sorulmasına ve Hiriciye Vekâleti vasıtasile de Alman- yadan kendisinin sabıkasının tahıki. kine karar vererek müuhakemeyi bag- ka güne bıraktı, Otomobil imali son seneler zarfında fazlalaştı Otomobil bir zamanlar yalnız zenginlere mahsus bir nakil vasıta saydı, otomobil sahibi olmak mühim bir mesele İdi. Hattâ taksiye binmek için bile büyük bir fedakârlığı göze almak Jâzımdı... Umumi! herplen sonra iş değişti, otomobil yavaş yâr vüş harcıllem oldu. Yapılan. istatiş- tiklere göre Amerikada hör aileye bir otomobil Odüşmektedir. £Piihakike Amerikada otomobili olmıyan aile yok gibidir. Hatlâ “dilencilerin bile oto- mobilleri vardır. Bunlar otomobil. lerile köy köy gezerek yiyecek top- larlari Otomobilin bu kadar yayılmasının sebebi umumi harpten sonra flatle- rin birdenbire tcuylamasıdır. Sene ler geçtikçe ucuzluk arttı. Bugün gerçi 20-30 bin liraya, hattâ daha pa. halıya satılan otomobiller vardır. Fa- kat buna mukabil seri halinde yapı- lan sağlam arabaların finti bin, bin beş yüz Ilra arasındadır. Fransada 17,000 iranga beş kişi alan otomobiller salılıyor ki bizim paramızla 600 iiva eder. Keza Ameri- kada da dört beş yüz liraya yeni oto- mobiller satılmakladır. Harpten sonra otomobillerin fiat leri ucuzladığı gibi masrafı da azal- mıştır. Bugünkü arabaların moför- leri bir zamankilere nisbetle çok 33 yeniden : Z 929 buhranından sonra otomobil imali azalmıştı. Son senelerde yeniden imalât arttı. Şimdi beş altı. yüz liraya yeni ve sarfi- yatı az otomobiller yapılıyor benzin ve yağ sarfediyor. Diğer ta- raftan yedek parçalar da ucuzlamış- tır. Bu sebeble orta halli bir aile, kendisi kullanmak şartile, pek âlâ bis otomobil satın alabilir. Amerikada her aileye bir otomobil isabet etiğini söylemiştik. Fransada da vaziyet buna yakındır. Amerika- dan sonra ençok otomobili olan Geçende neşredilen bir istatistiğe İİ göre yeryüzündeki otomobil ve kam» yonlerın mikdam şudur: Otomobil Kamyon Avrupa 3.908.229 1570073 Asya, 268,416 110982 Afrika, z 20101 Ta “Müttehildel Amörika © 21175408 3200281 Amerika 1458,B48. 340452 Avsutralya 604805 o 154954 TIMAR SABRI Bundan başka dünyanın beş kıta. sında 2,515,618 motosiklet vardır. Bunlar da şü suretle ayrılmaktadır; Avrupa 2192405 Asya 58.984 Atriki, 57102 Amerikâ 109249 Avustralya 007183 Avrupada otomobiller şu suretle inkisam oder: Fransada 1710955; İngilterede 1,493,474; Almanyada 650,532; İtalyada 301,533; İspanya. da 172.000; İsveçte 151,500; Belçika. da 150,000; Felemenkte 136,100; Dâs nlmarkada 126,321. Diğer memleket- lerde otomobiller yüz binden aşağıdır. Otomobil imsli 929 buhranından sonra Amerikada bir aralık azalmış- tar, Fakat son beş sene zarfında ye- niden artmıştır. Suçlu ve mahktımlar (GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Yugoslavyanın nüfusu Hapis müddeti, yakalandık- ları tarihten başlıyacak Baz suçlu ve mahkümların her hangi bir suçtan dolayı yakalanarak haklarında kanuni takibata girişik diği zamandan, adiliyece tevldfhane veya hapishaneye sevklerine karar verilmiş olduğu ane kadar ppliste geçmiş olan gün veya saatlerinin, mahkümiyet müğdetine mahsub edi- memekte bulunduğu hakkında adli- ye ve Dahiliye Vekâletlerine bazı mü- racaat ve şikâyetler vuku bulmuştu. Bu Vekâletlerin kararile suçlunun hapis müddetlerinin, polisçe yakalan- mış olduğu saatten itibar edilmesi kabul edilmiş ve dün emniyet mü- dürlüğünden alâkadariara keyfiyet tebliğ olunmuştar. Badema, her suçlunun yakalan- muşolduğu saat; hakkında tanzim olunan evraka kaydolunacaktır, Bir işçi, başına demir düşerek yaralandı ugoslavyada muhalefet lideri Maçek'i hükümete iştirak ettiri- yorlar. Yugoslavyada muhalefet, bil hassa Sırbın gayri anasıra istinad et- mektedir, «Yugaöslav», cenub Slavı demektir, * Fakat cenub Slavları - ırk cihetinden mütecanis olmakla beraber « tarihin sinesinde pârçalanmışlardır; din ve kültür noktasından biribirlerinden ayrıdırlar. Sırplar oortodoksturler; aslı Grek olan Slav harflerini kulla- nırlar. Yugoslavyanın anasırını teşkil eden diğer Slavlar - yani Hırvatlar ve Slovenler - katoliktirler, lâtin har- fi kullanırlar. Bu kraliyetin huduğ- ları içinde müslüman boşnaklar ve saire de vardır. Şimdi Yugoslavya, muhalefeti de iştirak ettirmek suretile hükümetini kuvvetlendiriyor. Umumi nüfusu 12 milyonken Sırp- ların ve Karadağlıların yekünu 4,3 mmilyondu. Kuvvetli dağlı insanlar olan Slovenler bir milyondan biraz Fenerde bir demir fabrikasında | fazlaydı. Hirvatyada yaşıyan Hırvat çalışan Cemal isminde biri, dün çe | larise3 milyondan bir mikdarazdı lışmakta iken başma düşen büyük bir demi rparçasile tehifkeli surette yaralanmış, tedavi edilmek Üzere hastaneye kaldırılmıştır. İki hırsız yakalandı Üsküdarda Selimiyede oturan Yık maz isminde biri komşusu Hasanın gübreliğinden üç araba gübre aşırıp kaçarken yakalanmıştır. Kasımpaşağa oturan Mehmed i#- minde biri, Üsküdarda Selâmsızda oturan Mehmed adında birinin ev eş- yasını aşırmış, kaçarken polisler ta- rafından tutulmuştur. Dilimize muvaffakıyetle nakledilen ——————— nefis bir eser Ana 1938 Nobel edebiyat mükâfatını kazanmış olan Dimaçyada 650 bin, Bosna Hersekte 19 milyon, Voyvodinde 1,4 milyondu. Kraliyetin karışık unsurları da 19 milyondu. Bunlar, Alman, Macar, İtaltan yahud Slavdırlar, 1931 sayımının neticelerine göre Yugoslavyanın nüfusu 13,9 milyon- dur, Bunu 6,89 milyonu erkek, 7,04 milyonu kadındır. Erkeklerin eksik- Miği, cihan harbindeki zaylatın netice- sidir. Fakat şimdi erkek çocuk doğu- mu daha fazladır, Nüfus kesafeti kilometre başına 56,3 dür, Yugoslavya Avrupa hükü- metleri arasında nüfus bakımından 10 uncu, kesafeti noktasından 16 nci- dır, Gene aynı nüfus sayımına nazaran nüfus şu taksimlere uğramaktadır: Yugoslavlar * Diğer Slavlar * Almanlar - b Macarlar “e Arnavudlar “e Rümenler M Türkler “ İtalyanlar * Ortodokslar 6,785,500 $ 48,70 Romen katolik 5,217,800 W 3745 Rum katolik 12000 © 018 Protistan 231,100 © 146 Diğer hıristiyanlar (16,200 “ 0.12 Müslümanlar 1,561,200 9 11,20 Museviler 68,400 5 0,49 Muhtelif 1800 © 001 Yugoslavyada nüfusun 96 764 çilçi- &ir. Nüfusun 7686 sı köylerde, kırlar- da yaşar, Memleketin dışında yaşa- yan Yugoslavların mikdarı 15 mik yondur. Alman-Slovak klering anlaşması Berlin 28 (A.A) — Geçende Ber- Min'de imza edilen Alman - Slovak Fransanın Amerikaya tayyare siparişi “Vaşington 28 (A.A.) — Fransa hü- kümeti Baltimore'da kâin Glen-Mar- tin firmasına yeniden çifte mosörlü » * hafif bombardıman tayyaresi sipa- Amerikanın ordu bütçesi kabul edildi milyon dolar ilâve etmiştir, Polonya « Sovyetler birliği ticaret anl lâfnamesi, dün tatbik mevkiine kon- muştur, Arjantinle, Almanya arasın- da ticaret anlaşması Buenos » Aires 28 (A.A) — Hükü- met, Almanya ile 14 milyon piastr'uk bir mübedelğ; miştir. Almanya, yataklı vaganlar ve - sülük rim