Deniz feneri ME Eski çağlarda kayalık kıyılarda ge- miler karaya vurmasın diye ateş yakı- lırdı, Daha sonraları İskenderiyede ol- duğu gibi bir kule yaptılar ve ateşi ku- lede yaktılar, Nihayet kulelerde yağ kandilleri ya- kıldı. 1784 de lâmba yandı ve limba- nın arkasına bir ayna kondu. Bugün tabii deniz fenerlerinde elek- trik yanmaktadır. Taksi Taksi saati 15 inci asırda icad edildi. 1528 de bir doktor dünyanın kutru- mu hesaplamak istedi, bünun için de Parisle Anyen arasındaki mesafeyi ölçtü. İşte Bunun için taksiyi icad etti. Arabasının tekerleğinin kutrunu ölç- tü, Paristen Amyene kadar kaç devir yapacağımı hesapladı. Bunun için te- kerleğe her devri yazan bir saat yaptı. Bu ik taksi saatidir. aanasasanyaasasasasa saa sanasaAAa, İHT Tlk bir sonbahar güneşi avluyu yı- kıyordu. Altmış yaşında görünen kırklık bir adam girdi. Köpek hemen doğruldu, kuyruğunu salladı. İhtiyar haykırdı: — Uslu dur Finol Köpek sustu. Evden bir kadın çık- tı. Adam sordu: — Nasıl? — Şimdi rahip geldi, fena dedi, ge ceyi geçirmez. İkisi de eve girdiler, Basık tavanlı bir odada, kirli bir yataktan hırıltılı, boğuk bir ses geliyordu. Kadınla er- kek yatağa yaklaştılar, eğilip hastaya baktılar. Damad: — Bu sefer tamam dedi, geceyi çi- karamaz. — Öğledenberi böyle hırıldıyor: Sustular. Baba sapsarı, balmumu rengi yüzile yatakta ölü gibi yatıyor- du. Damad uzun müddet sessiz dur. duktanı sonra konuştu: — Elimizden ne gelir... Yalnız ya- rın sabah ekine gidecektim. Gitmez- sem olmaz. Karısı kaşlarını çattı: — Cumartesi gününden evvel gö- memeyiz. Yarın nasıl olsa ekine gi- — Öyle amma bu gece ölürse yarın hazırlık yapmalı, eşe dosta haber ver- meli, — Bunun için ölmesini beklemeğe hacet yok. İşte ölüyor. Sen yarın çö fakla beraber eşe dosta haber ver. Adam düşündü, taşındı: — Şimdiden gideyim, dedi. Sen bir çorba pişir, patates yap. Cenazeye ge- leceklerin karınlarını doyuralım, İlk asma köprü Asyada kurulmuş- Çıkıp gitti. tur. Çinliler bu köprülere «Uçar köp- rü» derlerdi. © (Avrupada ilk asma köprü 174ide .yapıldı. Bu köprüden yalnız yayalar geeçrdi. İlk vesaiti nakliye geçen a8- ma köprü de Ametikada yapıldı. Yeryüzünün ilk güzel asma köprüsü 1859 da Niyagara şelâlesi üstüne ku- rulan köprüdür. İYARIN Yalnız kalan kadın hemen işe baş- ladı, Patatesleri soyuyordu. Biri s€s- Jendi: — Hey ana... Döndü baktı, Komşulardan biriydi. Sordu: — İhtiyar nasıl! — Sizlere ömür, Cenazeyi cumarte- si kaldıracağız, Kadın mutfakta saatlerce işi gü- cüyle uğraştı, sonra gene babasının odasına girdi. İhtiyar hâlâ hırlıyordu. Kocası sabaha karşı beşte geldi ve derhal sordu; — Öldü mü? — Hayır, hâlâ hırlıyor. Gidip baktılar. İhtiyar hep ayni hallerdeydi. Kımıldamadan yatıyor ve hırıldıyarak nefes alıyordu. — Yağı biten kandil gibi sönecek! Mutfağa girdiler, karınlarını do- yurdular, Çorba içtiler, Patates yedi- ler, Sonra ellerine lâmbayı alp be basının odasına girdiler. Kadın lâm- bayı ihtiyarın yüzüne tuttu. Eğer ne- fes almasa ölüden farkı yoktu... Yattılar,.. Şafak sökerken adam uyandı, İhtiyar yaşiyordu. Karısmı dürttü: tiyar ölmemişti... Akşam altıda da- mad geldi... İhtiyar yaşıyordu. Karr- sına sordu: 2 ÖLÜMÜ uyudular, Kalktılar, İhtiyar yaşıyor- du. Bu sefer halleri haraptı: Nerede ise cenazeye geleceklerdi. Nasıl ki saat yediye doğru gelmeğe başladılar, Kar dınlar siyah giymişlerdi. Erkekler sessizdi. Karı koca ilk gelenlerin önünde ağlamağa başladılar. Vaziyeti izah ettiler: — Yaşayazağını hiç ümid etmiyor- duk... Gelenler. şaşalamışlardı, Sanki zevkleri bozulmuştu. . Bir kaçı geri dönmek istedi. — Hayır hayır, beraber yemek ye- riz! Bu söz memnuniyet uyandırdı. Er- kekler hastanın odasına girip bakır yorlardı. Kadın anlatıyordu; — Üç gündür işte bu halde, Sofraya oturdular. Ağızlarını Şa purdata şapurdata çorbaya kaşık atmağa başladılar. Bir aralık, hastanın başucunda ka- lan ihtiyar bir kadın seslendi: — öldü, öldü!... Damadla kız derin bir nefes aldi- Jar. Artık kendilerine gelmişlerdi. — Biliyorduk, daha fuzla yaşaya- er e £ b , ği masraf olacak... Dün gece ölseydi, ne olurdu sanki... Kadın omuz silkti; — Ne yapalım, bereket versin bir daha başımıza böyle hal gelmez! DİREKTÖRÜN AKLI bol bahşiş veren zengin müştöriye | bir tek ev vardır; B uçtadır, E ile B ne yapabilirlerdi. Eğlenceler Karalama EZ 3 ii Noktalı yerleri iyice karalayınız Sonra bakınz, herhalde birşey görür. sünüz. Rakamları birden başlıyarak sirasi, ım ne olacak? 4 Komşular Bir sıraya yapılan alti evde 4. B.G. D. E, F. baylar oturuyor. k E, D nin komuşu değildir; A, Bnin komşusu değildir. C İle D ın arasında nin arasında üç ev vardı; F ile E koni Nihayet direktörün aklına birşey | şu değildir. Söyleyiniz bakalım bu bay- geldi. Amerikalı . birinci kata inince | lar hangi evlerde oturuyorlar? yarkuvetile haykırdı: — Dovile geldik!... n 'Dovil sözü tesirini gösterdi, Asan- sörün kapısı açıldı, Amerikalı çıktı: — Beni gazinoya götürünüz!... AVCININ TAVŞANI Meşhur ressam Gavarni ava me- Taklıydı. Ancak avcı değildi. Arkadaş ları bu hiç birşey vuramıyan avcı İle boyuna alay ederlerdi. 1846 da Gavarni gene avdan eli boş — Bu sefer arkadaşları aldatmalı yım dedi, benim de tavşan vurduğumu bir kere anlasınlar, “Bir dükkâna girdi, canlı bir tavşan pe | MART BİLMECEMİZT....... | Bönre geriledi, yen nişan aldı, tep ei — Oh!.. Nihayet bir tavşan vurabil- işti, - Buna daha sevinmeğe vakıt kalma- dı, Bir de baktı tavşan kürşün gibi bir hızla, takla atarak kaçıyor... Tavşan kaçtı, gitti, kayboldu. © Gavarinin attığı saçmalar tavşana sadece tavşanın oldu- ğu ipi kesmişti!., a İçki, çalgılı $ harfli bir gece eğlence yerinin sonuna 2 harfli beyazı koyunuz ye en nihayete 1 harf şaşma nidası ekleyiniz, 6 harfli kulübe olsun, Bilmecemizi doğru halledenlerden 1 inciye (10) lira, 2 mürekkpeli klemle kurşun kalem, ayrıca 75 kariimize muhtelif : “ nelye (5) Mira, 3 üncü, 4 üncü, 5 inciye birer dolma hediyeler verilecektir. Hesap oyunu U—9—9 © © ©O—0—9 1 den 8 € kadar olan rakamlar her ne taraftan toplasanız 12 çıkar, Şimdi 8iz bu rakamları o suretle yuvarlakia, ra yerleştiriniz ki bir kere 13, bir kere 4 bir kere de 15 çıkâm.