e aaa ar Pe Vİ mn mmm e | üçük sanat erbabına gösterilecek kolaylıklar Tenbel — Ben kocam kadar tembel insan ömrümde görmedim. — Ne gibi! — Ne gibi olacak, meselâ yolda rüz- gir başından şapkasını uçursa, oldu- ğu yerde durur, bekler ki rüzgür ter- sine esmeğe başlayıp şapkasını geri getirsin!... Musiki — İkl nevi musiki âleti vardır: Ne. fes sazları ile yaylı sazlar. Bana yaylı saz çalan meşhur bir musikişinâsı söy- Jeyiniz. 'Talebeden biri yerinden fırladı: — Babam bay öğretmen; hallaçtır!.. Yumurtalar Bakkal müşteriye dedi ki: — Hayat ucuzlamıştır. Meselâ şu yumurtalara bakınız. Bugün bir ku- ruşa sattığım yumurtaları geçen sene bugün iki kuruşa veriyordum. Müşteri. gülümsedi: > Evet amma geçen sene yumurta — Afacan sana bir tek şeker ye diye izin verdimdi, kutuyu boşalt- halamı, teyzem, ablam, dadım, amcam da bir tek şeker yememe izin verdi. mişsun, — Büyük annem, büyük babam, Jer!... AKADEMİ Hikmet Feridun Es rüyama girdi ve sordu: — Bizde bir akademi kurulmasına taraftar mısın? Biraz düşündüm: — Taraftarım dedim. Akademide toplananlar muhakkak ki sosyal otori- tenin mümessilleri olacaklardır. Ara- Jarında bilginler, edipler, mütefekkir- ler, askerler bulunacak. Güzel şey bu. Akademi tek ve düzgün dilin ya- ratıcısı olacaktır. Düzgün, pürüzsüz bir türkçe ile gü- zel eser verenlere ikramiye dağıtacak- tır. Bize Türk aânsiklopedisini edecektir. Bunları söyliyen ben değildim. Fran. sız akâdemisi hakkında sırasile Pol Burje, Tiers, Volter, Anatol Frans bun- Tarı söylemişlerdi. Fakat düşünürken aklıma gene si- rasile J. dö Pierfö'nün Didero'nun, | Gonkur'un, Alforns Kar'in, Leon Do- | z de'nin sözleri geldi. Onlar da Fransız leş o) akademisi için diyorlar Ki: Bayan — Kız ben sana kaç kere — Kırk kişi bir çatı altında toplan- tembih etmedim mi7? Benden izinsiz | Duşlar körebe oynuyorlar. riyaretçi kabul etmiyeceksin diye... Kırk kişi bir araya gelmişler, büyük bir binayı işgel ediyorlar amma mü- dafaa edemiyorlar. Akademiyi teşkil edenlerin kırkı da aylâk insanlardır. Akademiye girmek için uyuşmuş ol- mak gerek, akademi canlılıktan ürker, Akademi Fransiz diline faydalı de- gil bilâkiş zararlı bir müessesedir. Haydi şimdi geliniz de işin içinden çıkınız bakalım!... Şiir — Yeni neşrettiğiniz şiirleri tam üç kere okudum, bugün bir kere da- ha okuyacağım. — Benim için ne şeref! EZ multi, tam yönün ohâ" geri ae halâ anlıyama- kalmış!... — Mey, baksana sandık neye yer- Jeşmiyor? — Söylesene be, aklın nerede?.., hediye Gürültü — Yahu bu ne gürültü. Bir saattir gözüme uyku girmiyor, şu gürültüyü susturamaz misiniz? — Bir kere tecrübe edeyim amma zannetmem, İtfaiye söz dinler mi7. Kaza İki yaralı hastanede karşılaştılar. Biri ötekine sordu: — Geçmiş olsun, otomobil kazası Li Üst katta gın vari, — Evet. atta yangın var!.. — Nasıl oldu! ET — Karım kullanmak istedi, ben de ve Le» ALAŞ bıraktım. — Hata etmişsiniz... Sonra öteki sordu: — Ya siz, sizde mi otomobil kazası? — Evet, — Nasıl oldu? — Karım kullanmak istedi. Bırak- madım! Aşk — Kocacığım seni eğlendireyim mi?, — Nasıl eğlendireceksin. — Aşkımla. — Meselâ? — Sana «seni bilsen ne kadar çok severim« şarkısını söyliyeyim. — Aman karıcığım beni seversen göyleme!... Soğukkanlı Zabıta memuru önünden doksan kilometre hızla geçen şoförün arkasın- dan düdük çaldı: — Nedir &celen, yangın mi yar? Şoför başını arkaya çevirdi: — Sana ne, itfaiye heferi misin?.. Bir zamanlar — Ben her zaman böyle işsiz güç- süz, sefalet içinde değildim, ben de gü- zel günler gördüm. — Ne iş yapıyordunuz? — Yo-Yo profesörü idim!.. iyet Salaman son nefesinde karısını ça- gırdı: — Rebeka dedi, ben artık ölüyorum. Yazıhanem, ticarethanem sana kala- tak. İşleri sakın bözma, müşterilerimi kaçırma. İstersen muhasebecinile dv. len, o işleri bilir, -- Gözün arkanda kalmasın Sala- mon, rahat tahat öl, sen daha hâste- lanır hastalanmaz bön muhdsebecinle — Sevgilim, gel seninle uzaklara, uzaklara, meçhul ufuklara gidelim... Herkesten, her şeydeti uzaklaşalım, 5 41 7” — Öyle bambaşka, öyle orijinal bir erkek ki sorma... Bana öyle şeyler söyledi ki şimdiye kadar hiç hir er- kekten bu sözleri işitmedim... — İzdivaç mı teklif etti? — Lokantadan yeni bir palto ge- tirdin, bu böyle devam ederse bir hazır elbise dükkânı açacağım! Durdurur — Benim ağabeyim öyle kuvvetlidir ki, bir koşu atını kuyruğ'undan tutun» ca durdurur. R — Bu bir şey mil.. Benim dayım bir el ile son süratle giden koca bir oto- büsü durdurur. — Nasıl Nurdurur? — Basbayağı, elini kaldırınca oto. büs durur, işaret memurudur!,. Apandisit Bir bayan anlatıyordu: — Apandisit lüzumsuz bir barsak parçasından başka birşey değildir, İn- san onsuz da pek âlâ yaşar. Sarpa doktora döndü: — Öyle değil mi doktor? Doktor yutkundu! — Şey!.. Siz belki yaşarsınız amma biz yaşıyamayız!... Konferans Bayanlar baylar; bugünkü insan lar hür ve serbes doğarlar... Dinliyenlerden bir ses: — Evet, büyüdükten sonra evlenir. leri... Küçük sanat mamulâtına devlet nakliye vasıtalarında tenzilât yapılacak, hariçten getirilerek makinelerden gümrük resmi alınmıyacak İntihabı yenileme kararından evvel Büyük Millet Meclisi encümenlerin- de son şeklini alan küçük sanatlar kanunu projesi, küçük sanat erbabi- nı himaye edici mühim hükümler! ihtiva etmektedir. Müzükeresi yeni meclise kelan bu projeye göre ustalık cüzdanını almış ve tek başına sanatını yâpan ustala- rm sanatları için lüzumlu olup dı- şarıdan getirecekleri makine, âlât ve edevatından gümrük resmi, belediye hissesi ve muâmele vergisi alınmıya- caktır. Bundan başka küçük sanat me mulâtı devlet nakliye vasıtalarile nakillerinde tenzliâttan istifade ede- ceklerdir. Bu tenzilâlın mikdarı Ve- killer heyeti kararile tesbit edile- cektir. Projeye güre küçük sanat erbabı- nın kredi ihtiyaçları 2284 ve 3331 sayılı kanunlarla tesis edilen Halk bankası vasıtasile temin edilecek, Maliye ve İktisat Vekâletlerinin müş- tereken lüzum gördükleri - hallerde sermayesinin yüzde elliden fazlası devlete aid olan diğer bankalar da kü- çük sanat erbabına kredi açabilecek- lerdir. Kooperatifler ve çırak mektepleri ii İktisad Vekâleti, mahalli küçük sa- nat birlikleri tarafından ortakların iştirak hisseleri yekünunun beş misli ne kadar mahduğ mesuliyelli ima- Iât, kredi ve satışa aid kooperatifle- rin kurulmasına müsaade edeceği gibi münasip göreceği mıntaklarda muayyen küçük sanatlar için bu kooperatiflerin kurulmasını ve ma- halli küçük sanat birtiğine dahil âza- hın kooperatife iştirekini mecburi tutabilecektir. İktisat Veâletinin mü- saadesiyle birbirine komşu yerlerde- ki küçük sanat birlikleri veya muh- telif yerlerdeki küçük sanat koopera- tifleri müştereken bir kooperatif ve- ya kooperatif birliği kurabilecekleridr, Diğer taraftan Maarif Vekâletince çırak mektep ve kursları açılacaktır, Bü mektep ve kursların Sayıları ve faaliyet yerleri Maarif ve İktisat Ve. kâletlerince beraberce tayin oluna- caktır. Bu mektep ve kursların Ida- re ve ders hususları Maarif Vekâle- tince görülecektir. Ders programları ve talimatnameleri Maarif ve İktisat Vekiletince beraberce hazırlanacak- tır. Devletçe açılacak çırak imektep ve kurslarından başka hususi idare- ler; belediyeler, ticaret odaları, me halli küçük sanatlar birlikleri ve hu- susi şartların da Maarif Vekâletinin müsâadesiyle çırak mektep ve kurs- ları açabileceklerdir. Çırak mektep veya kursu olan yer- lerde çırakların bu çırak mektep ve kursuna devam ettikleri gün ve saât- ler mesai zamanlarından sayılacak- dır. Çırak haftada en az beş, en çok sekiz saat ders görmekle mükellef olacaktır. Trabzunda yeni sinema binası Trabzon (Akşam) — Halkevi karşı sında metrük bir halde bulunan eski kilise binası dahilinde esaslı tamirat ve tadilât yapılarak burası büyük bir sinema binası . hâline getirilmiştir. Yeni sinema binası törenle açılmış- tır. Halkevi yeni sinema binasında halka yeni ve kültürel filimler göster- meğe başlamıştır. Edirne - Lalapaşa yolunda yeni bir köprü Edirne (Akşam) — Edirne ile La- Japaşa yolu üzerinde ve şehirden 10 kilometre mesafede bulunan Hüseyin- ağa köprüsü, Vilâyet Nafiasının him- meti ile modern bir şekilde beton ola- Tük yaptırılmıştır. Bugün Edirne ile köy yolları üzerinde olan bu köprü- den vesait geçmeğe başlamış ve bu suretle mühim bir eksiklik te ortadan kalkmıştır. Gönderdiğim resimde yeni yapılan köprü görünüyör. Trakyada pevnircilik Trakyada mandıralardan birisinin hazırladığı kaşer peynirleri Edirne (Akşam) — Trakyada man- dıralar bu sene daha fenni, sağlık ve ekonomi şartlarına daha uygun bir tarzda yapılmaktadır. Profesör Halidin plânı esas tutulmuştur. Bu plâna göre mandıra adedleri azaltıl- mış ve teksif usulüne varılmıştır, Bugün mandıralar kırmızı kiremit altına alınmıştır, Beton döşemeli, bü- yük ve tel kafesli pencereli, yüksek tahta kaplamalı tavanlı; süt, kazan ve peynir yapma yerlerile peynir us- talarının oturma yerleri ayrimiş ve böylelikle mandıralar toz, toprak ya- pan geçid yerlerinden uzaklaştırı- mıştır. Böylece a2 kadro ile çok ve temiz iş yapmak ve ekonomi kaide- lerinden faydalanmak mümkün Ol muştur. Piyasada geçen seneki ve bu sene- ki peynirler çok beğenilmiş v tutul- muştur. Fiatler hiç düşmemiş ve ter- &ine olarak artmıştır,